Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20707
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You didn't bring it? | Belki de fark etti. Ama bununla uğraşmamak için kendince bahaneler üretti. | Fringe-1 | 2008 | |
| Walter,put the cow away,would you? | Verdiğim ilaç, sistemindeki halüsinojenleri etkisiz hale getirdi. Yaptığım iğneler... | Fringe-1 | 2008 | |
| Thanks,charlie. | Yapılacak en iyi şey vazgeçmemek, Olivia. | Fringe-1 | 2008 | |
| But he's still gonna have to give him a full exam before we even know if we can wake him back up. | Seni korkutmam gerekiyordu. | Fringe-1 | 2008 | |
| You think we can trick him? | Onu kandırabileceğimizi mi düşünüyorsun? | Fringe-1 | 2008 | |
| It was part of a clinical trial of a drug that dr. Bell created in '81. | Bir şartla. | Fringe-1 | 2008 | |
| It was meant to limit that limitation | Ayrıca bina yapımında kullanılan bütün malzemelerin kapsamlı listesini istiyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| The drugs were extensively animal tested. | ...Ajan Dunham'ın aklı, onun duygularının kurbanlar üzerindeki etkilerini görüyor... ...şekil değiştiriciden önce bulmam olduğunu söyledi. | Fringe-1 | 2008 | |
| You better hurry. | Hayır, sadece durdu. Telefonunu mu attı? | Fringe-1 | 2008 | |
| Four blocks ain't gonna cut it. | Bay Jones beyefendilerin nerede yaşadığını bilmek istiyor? Hâlâ içeride, Liv. | Fringe-1 | 2008 | |
| What? | Karanlık tarafının neler çevirdiğinin farkında olduğunu zannetmiyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Hello,you. | Telefonum hapishane yalıtımında doğru dürüst çekmiyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| I know,ms. Dunham. | Güzel. | Fringe-1 | 2008 | |
| I have faith in you. | Orada ne haltlar döndüğünü bilmiyoruz. Seni kaçırdıkları süreden hatırladığın bir şeyler var mı? Bence duymak istediğim hikâyeyi uydurmak senin için en kolayı. Çalıştığım insanlar sonuna dek sadıktır. | Fringe-1 | 2008 | |
| It's my last chance. Yeah. | Selam. | Fringe-1 | 2008 | |
| it's my damn fingers. | Endişelendiğim kapak değil, parmaklarım. | Fringe-1 | 2008 | |
| We fall behind schedule, we violate our permit. | Yani babam Dr. Frankenstein mıydı? | Fringe-1 | 2008 | |
| Stateside diner, meatloaf sandwich? | ...bir kişi tarafından finanse edildiğine dair bir kanıt ortaya çıkardık. | Fringe-1 | 2008 | |
| Come on, man, where you going? | Hayır. Amerikan teknolojisi. | Fringe-1 | 2008 | |
| The plans show another room over here. | Konteynıra giriş yetkisi vardı. Geçmişte bilimle de ilgilenmiş. | Fringe-1 | 2008 | |
| Phil, you got Dennis? What's going on? | Bu hiç mantıklı değil. | Fringe-1 | 2008 | |
| Sounds hollow. | Tamamdır, bir şeyi yok. | Fringe-1 | 2008 | |
| Is this... is it a jail cell? | İki sözcüğü baz alarak. | Fringe-1 | 2008 | |
| She always did. | Umarız son ekibimizden daha başarılı olurlar. Ajan Farnsworth. | Fringe-1 | 2008 | |
| Well, do you want some... | Kalp ritmi nasıl? Zayıf. | Fringe-1 | 2008 | |
| I saw that your mayor got himself | Birazdan görecekleriniz... | Fringe-1 | 2008 | |
| Uh, the yellow one. 1 | Hangisi? Sarı olan. | Fringe-1 | 2008 | |
| Go get dressed. | Arkadaşlarıyla kızlar hakkında konuşuyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| You're thinking of moving to Boston? | 20 kadar Ajana ihtiyacım var. | Fringe-1 | 2008 | |
| for as long as you want. | Ben'i bulmalıyız. Ben size inanıyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| I know, but you don't need | Kızarıklıklar, saç dökülmesi, yatakta bir iki dirhem bile olsa? Hayır. | Fringe-1 | 2008 | |
| How do you know? Did we receive another fax? | Bilmiyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Okay, I'm gonna be there in 15 minutes. | Sahte bir isim altında yasa dışı para biriktirmiş. | Fringe-1 | 2008 | |
| Excuse me, Agent Dunh? | İşe yarar bir şeyler bulursan beni haberdar et. | Fringe-1 | 2008 | |
| Actually, I just had an old case reopened, and I... | Nereye özgüyse, orada yaşamak istemezdim. | Fringe-1 | 2008 | |
| After the boy was found, | Çünkü rahatsız edilmek istemiyordum. | Fringe-1 | 2008 | |
| sealed shut for at least 70 years. | Peter, ben bu adamı tanıyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| The only living things down there were rats, insects... | Haşhaşla mı? O sadece kötü bir rüya değildi. Bu nasıl mümkün olabilir? | Fringe-1 | 2008 | |
| Does he have a name? | ...ve çalmaya başladı. | Fringe-1 | 2008 | |
| He hasn't spoken a word since he was found. | Bir çeşit kristal. | Fringe-1 | 2008 | |
| Is that some kind of lab equipment? | Evine bile gitmiştim. | Fringe-1 | 2008 | |
| No, a turntable. Record player. | ...ağır beyin travması geçiren kişilerde... | Fringe-1 | 2008 | |
| an extensive record collection, and having no means to play it. | Providence'da yaşıyormuş. Providence'da yaşıyormuş. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'll have someone get right on that. | Ben yetkili özel ajan Broyles. | Fringe-1 | 2008 | |
| Look, I understand your agency's taken an interest | Drake's Bay'daki Tom bütün gece lobide uyuduğunu doğruladı. Drake's Bay'daki Tom bütün gece lobide uyuduğunu doğruladı. | Fringe-1 | 2008 | |
| I don't think so. | Walter Bishop. Walter? | Fringe-1 | 2008 | |
| would simply cause his lungs | Gerçekten ne zaman güvende oluyoruz emin değilim. | Fringe-1 | 2008 | |
| to fill with fluid and drown him where he lies. | Belki öğrenci veritabanını araştırıp... | Fringe-1 | 2008 | |
| Get him a nasal cannula | Parmak izi ve DNA testleri şu an yapılıyor, gün bitene kadar sonuçları alırız. | Fringe-1 | 2008 | |
| and a tank with low oxygen content. | Şimdi sizleri, Vandenkemp'e yakınlık sıranıza göre... | Fringe-1 | 2008 | |
| Oh, well. | Haydi ama, bu tanıma uymuyor. Neyin sebep olduğunu biliyorsam Arap olayım. | Fringe-1 | 2008 | |
| A nice choice. | John! | Fringe-1 | 2008 | |
| Yeah she is. | Ben bir itiraz dosy... | Fringe-1 | 2008 | |
| It worked. | Kanıtları bize teslim ettiniz zaten. | Fringe-1 | 2008 | |
| How do we know he can hear? | ...iki ya da üç farklı hayvan diyebilirim. | Fringe-1 | 2008 | |
| And how do we think he survived down there? | Kızı inceleme fırsatım olsa evet. Ama annesinin kabul etmediğini söyledin. | Fringe-1 | 2008 | |
| Rats. | Julio Sezar'ın arkadaşlarına gönderdiği mektuplarda kullandığı bir şifre. | Fringe-1 | 2008 | |
| High in protein. | C I W ya da D J X olabilir. | Fringe-1 | 2008 | |
| We haven't been able to. | Şuna bir bak. | Fringe-1 | 2008 | |
| Can't say I blame him for not wanting to try this. | Selam, benim. Selam. | Fringe-1 | 2008 | |
| You were on staff at St. Clare's asylum? | Bunlar üzerinde çalıştığı davalar mı? | Fringe-1 | 2008 | |
| Got such a sense of humor, huh? | Bu St.Claire'de verdikleri yemekten çok daha berbat gözüküyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| It's Charlie. | "Harika tat, az kalori" demeliydim. Hem de cerrahi. | Fringe-1 | 2008 | |
| Hi. | Zayıf ve boyun eğmişlerin en büyük arzusu nedir? | Fringe-1 | 2008 | |
| What's it say? | Yeterince uzun değil ama. | Fringe-1 | 2008 | |
| Sam Gilmore. | Susan, özür dilerim ama buradaydım. | Fringe-1 | 2008 | |
| Definitely the work of the artist. | Geri alabilir miyim? | Fringe-1 | 2008 | |
| She's a local girl. | Olabilir. | Fringe-1 | 2008 | |
| Samantha Gilmore. | Hep hastaydı. Düzgün bir okula da göndermedik. | Fringe-1 | 2008 | |
| Wait, did you say Sam Gilmore? | Karşı koyamasınlar diye. İlginç teori. Oldukça dolambaçlı. | Fringe-1 | 2008 | |
| You know her? | Bu güzel. Neden öyle yaptın? | Fringe-1 | 2008 | |
| It was preceded with a faxed invitation to view new work | Hiçbir şey. | Fringe-1 | 2008 | |
| You didn't really expect that they would, did you? | Bunu başarmaları için, banka soyguncularının... | Fringe-1 | 2008 | |
| And... and, ah... | Peter. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm fairly certain that the lack of vitamin D, for one, | Hayır, ama tanıştığıma yemin edebilirim. 12 yıllık kapanmış davayı yine açıyorsun. Bir durum mu vardı? Hayır, sadece onu bulmaya çalışıyordum. Bir şeye mi ihtiyacınız var? | Fringe-1 | 2008 | |
| Well, he certainly looks that. | Billy bana sadıktı. | Fringe-1 | 2008 | |
| That I can't explain. | ...solucan deliğine koydukları her şey... | Fringe-1 | 2008 | |
| It was under the sink in the john. | İçten boğulmuş gibi görünüyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| So obvious. | Ne yönden? | Fringe-1 | 2008 | |
| Of course. | Sen neden bahsediyorsun? | Fringe-1 | 2008 | |
| Hey. | Ben gidip üstümü başımı temizleyeyim. Evet, ikisi de hastamdı. | Fringe-1 | 2008 | |
| They told me that you haven't eaten anything solid yet. | Sadece Walter'ın fikirlerini kendime adapte etmeye çalışıyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Except the yellow. | El yazısı bir "S" harfine ya da yılana benziyor. Şekil verilmiş bir "s" harfi ya da yılan olabilir. | Fringe-1 | 2008 | |
| That's it. Good. | İşte! | Fringe-1 | 2008 | |
| Uh, Olivia Dunham, FBI. | Bay Young'taki tanımlayamadığım madde aslında... | Fringe-1 | 2008 | |
| I promise I'll bring her right back. | Hırsızlar evren kanunlarını çiğnemekle kalmayıp ayrıca radyoaktif de mi oldular? | Fringe-1 | 2008 | |
| I'll be just outside. | Garip. Odaklanması gerek. | Fringe-1 | 2008 | |
| About your interest in the boy's case. | Ama evet, sanırım öyle. | Fringe-1 | 2008 | |
| attracted our interest. | Yıllardır başıma gelmemişti. | Fringe-1 | 2008 | |
| Uh, no. I'm afraid not yet. | Şimdiki hamlemiz ne? | Fringe-1 | 2008 | |
| Well, I'm not gonna get in your way. | ...normal bir insandakinden 30 kat fazlaydı. | Fringe-1 | 2008 | |
| before I get the ball rolling. | ...ilaçlar ile beraber olan gizemli uyanmalar,... | Fringe-1 | 2008 | |
| so I've arranged to have him moved. | Rüyalarında çoğu gerçek detayı doğru olarak gördün. | Fringe-1 | 2008 | |
| To a facility that can provide the treatment he needs. | Ella! Evet. | Fringe-1 | 2008 | |
| His BP and his heart rate are spiking. | Nasıl? | Fringe-1 | 2008 | |
| Oh... | İzninizle. | Fringe-1 | 2008 | |
| I... I think we're okay. | Nerelere sakladığımı bilsen aklın şaşar. | Fringe-1 | 2008 | |
| 547 Marlborough | Yapma ya. Ben o kadar şaşırmadım. | Fringe-1 | 2008 | |
| Anything so far? | O Körfez Savaşı'nda bulundu. Bir nevi... Bilemiyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Start knocking on doors? | Carla, o da aynı benim gibi. | Fringe-1 | 2008 |