Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20705
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| trapping it in an endless loop. | Çaylak cihazdan 60 santim uzakta oturuyor... | Fringe-1 | 2008 | |
| I need to research further. | Sen nerden biliyorsun? Daha önce de söylemiştin. 2 kez. | Fringe-1 | 2008 | |
| Where's the latest victim? | Daha geçen hafta ofisimdeydi. | Fringe-1 | 2008 | |
| Not yet. | İlaçları ayarlaman gerek. Bu sefer ona ne verdin? | Fringe-1 | 2008 | |
| You think that he could? | Bu civardan satın alan üç şirket. Yerel üç tane alıcı var o halde. | Fringe-1 | 2008 | |
| Well,I was thinking that it's all unresolved. | Tandığınız var mı? Şu ikisi... | Fringe-1 | 2008 | |
| And you shouldn't. | Ona söyledin mi? Hayır. | Fringe-1 | 2008 | |
| Any information on his next of kin? | Walter ve benim hazırladığımız çocuklar arasında... | Fringe-1 | 2008 | |
| He just got married last year to a... | Aslında bu üzücü. Philip, maddi ve insanî açıdan elle tutulur bir şey olmadıkça... Sanırım ne olduğunu anladım. | Fringe-1 | 2008 | |
| I have her number here if you want it. | Seni seviyordum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Uh... according to this background info, | Tamam, sabah 7'de. | Fringe-1 | 2008 | |
| Yeah. | Tamam, kesin şunu, ikiniz de. Beni korkutuyorsunuz. | Fringe-1 | 2008 | |
| Is everything all right? | Test setini aldım. Getirmedin mi? | Fringe-1 | 2008 | |
| I heard you and agent Dunham. | O halde içinde bir şifre olduğunu da biliyorsunuzdur. | Fringe-1 | 2008 | |
| on the FBI... she caught me. | Şu ana kadar herkes onu ölü sanıyordu, değil mi? Evet. | Fringe-1 | 2008 | |
| until he fired Dempsey six years ago. | Onları gördüm. | Fringe-1 | 2008 | |
| Dunham,where's our suspect? | Peşlerinden gideceğim. | Fringe-1 | 2008 | |
| Well,why wait? | Merhaba. | Fringe-1 | 2008 | |
| Good. | O da heyecanlandı. | Fringe-1 | 2008 | |
| This is Agent Francis. | Merhabalar. | Fringe-1 | 2008 | |
| that couldn't have been easy. | Aynen öyle, hayatım. | Fringe-1 | 2008 | |
| When did you see him last? | Sadece yardım almadan izini süremiyor. ...1 saatten az bir süre sonra gelecek. | Fringe-1 | 2008 | |
| Do you know what happened to your stepfather? | Belki de babamın Naziler'e ihanet ettiğini biliyordu. | Fringe-1 | 2008 | |
| That's impossible! | İzlediniz mi hepsini? Evet. Sağ ol Astrid. | Fringe-1 | 2008 | |
| Do me a favor. | En çok ne aromalı dondurma seversin? Muhtemelen kafasındadır. | Fringe-1 | 2008 | |
| Screw him. | Dr. Bell sadece bunu mu söyledi? | Fringe-1 | 2008 | |
| Just trust me. | O sınırlamayı limitlemek... | Fringe-1 | 2008 | |
| Yeah,I need a cab. | Onu alan çocuklar için zararsızdı. | Fringe-1 | 2008 | |
| to live with something unresolve... that's all. | Ve de çok şey yaşanacak. Burada baskı altında olduğunun farkındasındır. | Fringe-1 | 2008 | |
| This could provide closure for your father. | Onu ikna etmeye çalıştım. | Fringe-1 | 2008 | |
| because I care for your father too. | Zindanda. Kırmızı bir kalede, bir zindanda. | Fringe-1 | 2008 | |
| And I believe that shielding him from the truth, | Walter? Hazırsan seni... Eve bırakayım. | Fringe-1 | 2008 | |
| He was a friend of mine! | Jack, ne yapıyorsun? | Fringe-1 | 2008 | |
| You actually... | Evet. Evet. | Fringe-1 | 2008 | |
| Now... how many more,dad? Who else,huh? | Ağrılarım arttığında elimi tuttu. | Fringe-1 | 2008 | |
| I don't know who you are anymore,dad! | Bu adam bunları yıllardır biriktiriyormuş. Şu an "yürüyen hayalet" evresindesin. Bence keyfini çıkar... Vantilatör sistemi hala açılmadı mı? | Fringe-1 | 2008 | |
| I used to look up to you. | 923 Church sokak. | Fringe-1 | 2008 | |
| Go! | Yukarı bak. | Fringe-1 | 2008 | |
| Respect my work. | Bu geceye kadar. | Fringe-1 | 2008 | |
| But this is how it ends. | Conrad sizi görmek istiyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| No. I wanna see. | Üzgünüm, evlat. | Fringe-1 | 2008 | |
| I wanna finally see... my creation. | Silahı bırak. | Fringe-1 | 2008 | |
| Hey there,Luke. | John Scott bana senden bahsetti. | Fringe-1 | 2008 | |
| you're going after me, | ...Luke Dempsey'i serbest bıraktı... | Fringe-1 | 2008 | |
| You sure you're up for this? | ...senin engellemelerine rağmen halletti. | Fringe-1 | 2008 | |
| I got a lotta red tape,Phillip. | Sanırım şüpheliyi ele geçirdiniz. | Fringe-1 | 2008 | |
| She pretty? | CEO'nuz William Bell'i mi koruyorsunuz? | Fringe-1 | 2008 | |
| ... you were the last person to see my daughter alive, | Nina Sharp. Pardon? | Fringe-1 | 2008 | |
| And of course exact change's always appreciated. | Adı ne? Bay Jones. Bay Kohl. Bunun için uzun zamandır bekliyordum. Kimsin sen? | Fringe-1 | 2008 | |
| Actually,I tried it once. | ...hayallerin ötesinde işler yapabileceğimize bir kanıt niteliğinde. Ailemize katılacağın için çok bahtiyarım. | Fringe-1 | 2008 | |
| or tranquilizers as you can. | Dalga geçiyor olmalısın. | Fringe-1 | 2008 | |
| We will die,all of us,if you don't do what I say. | Mitchel? | Fringe-1 | 2008 | |
| Do I look to you like I care about that? | Baksana, şu görmeye gittiğim... | Fringe-1 | 2008 | |
| We have a Taser in the cockpit, | Bu pencere aslında iki evren arasına bir zar... | Fringe-1 | 2008 | |
| Taser won't do a thing. It'll just piss me off. | Çeviri; Emre Bekman 1 | Fringe-1 | 2008 | |
| I am not messing around! | Hâlâ yükseliyor. Beyin dalgaları dengesizleşiyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| Ah! Agh! Ah! | Hadi canım. Sen bensiz bir hiçsin. İtiraf et. Tabii, tabii. | Fringe-1 | 2008 | |
| It just got quiet. | Her şey tamam o zaman? | Fringe-1 | 2008 | |
| Well,hello. | Walter... | Fringe-1 | 2008 | |
| Look,aunt Liv,I'm beautiful. | Eğer bu sahiden bir organizma ise bütün kalbi sarmalaması için tasarlanmış. | Fringe-1 | 2008 | |
| There's nothing that you can... He was a traitor. | Bu nasıl mümkün olabilir? | Fringe-1 | 2008 | |
| Me too. | Evet, Jersey'li. Evli, karısının adı Susan. David Robert Jones hakkındakileri biliyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| ... has something to do with what I'm about to show you. | ...kurtarabilecek son derece nitelikli bir doktor var. | Fringe-1 | 2008 | |
| It's burned badly. | Köpekler bölgeyi aradılar. Başka cesetle karşılaşmadık. | Fringe-1 | 2008 | |
| I'm telling you,this stuff... | Bana St. Claire'i hatırlatıyor. Kaldığım akıl hastanesini. | Fringe-1 | 2008 | |
| The one half nipple rule? | Güzel motosiklet. Modeli ne? | Fringe-1 | 2008 | |
| The typical number of young in a litter is usually equal... | Bir hain, bir suçlu ve bir deli. 1967 Harvey Shovelhead. Peter. | Fringe-1 | 2008 | |
| Meaning,he had a colossal nosebleed. | Seni kıskanıyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| I know. | Madem öyle neden davetlilerden sadece bazıları öldü? | Fringe-1 | 2008 | |
| Scalpel. | Federal Bina, New York. | Fringe-1 | 2008 | |
| Here's everything we have on Marshall Bowman | ...bulmuş olmam. | Fringe-1 | 2008 | |
| 42 years old,worked at a credit cortier in Marseilles. | Bayan Staller soykırımdan kurtulmuş. Sence bu... İlgili mi? Pekala, Bayan Staller... | Fringe-1 | 2008 | |
| Simmons,patch me in through public address. | Nasıl? | Fringe-1 | 2008 | |
| say again? | Çok az miktarda cıva var. Ki bu da gösteriyor ki, sandığımız gibi... | Fringe-1 | 2008 | |
| Our purser's reporting a disturbance in the main cabin. | Bu ne amaçla kullanılabilir ki? | Fringe-1 | 2008 | |
| Hm? Come here a second. | Seninle burada 5'de buluşurum. | Fringe-1 | 2008 | |
| of "crazy things happening in Walter Bishop's lab." | ...buradan da kaçınılmaz olarak Dash'e. | Fringe-1 | 2008 | |
| And in one of these flashes, | Aslında bu kalbin atmasını sağlayan bu kişideki artık enerji. | Fringe-1 | 2008 | |
| On what? | Olabilir. Yani bu insanları kaçıran her kimse önce felç ediyor. | Fringe-1 | 2008 | |
| Bishop's house of horrors. | Şansınız varmış, Ajan Dunham. | Fringe-1 | 2008 | |
| Now you're telling me he's some kind of agent? | Selam. İyi haber; birini bulduk. | Fringe-1 | 2008 | |
| I run a clean business. | Şehre geldiğinden beri, masum bir adam... Beyni vücuttan ayırdığınızda besin süspansiyonuyla... | Fringe-1 | 2008 | |
| No,tissue won't help. | Böyle olduğuna inandığını biliyorum, Tessa. | Fringe-1 | 2008 | |
| Ah! | Stoughton, Massachusetts. Maddison. | Fringe-1 | 2008 | |
| To that manin the airplane. | Bu kimin hatası olursa olsun sen benim babamsın. | Fringe-1 | 2008 | |
| Here. | Resepsiyonist. | Fringe-1 | 2008 | |
| Please! | ...ama oldukça kararlı kişilerle yarış içindeyiz. | Fringe-1 | 2008 | |
| In John's old files,either. | Sorun mu? Evet, bir sorunumuz var. | Fringe-1 | 2008 | |
| Why don't you let me take a turn? | ...Bay Jones kimseyle konuşmayacaktır. | Fringe-1 | 2008 | |
| The good news,is that I've already synthesized | Ya birileri bir şeylere hazırlanıyorsa? | Fringe-1 | 2008 | |
| As a control group. | Babam seyahat ediyordu. Bayan Kibner, "kısa bir süre için" dediniz. | Fringe-1 | 2008 | |
| A data storage device. | Benimle konuşmaya zaman ayırdığınız için teşekkürler. | Fringe-1 | 2008 | |
| Well,then make it possible. | Demek öyle. Evet. | Fringe-1 | 2008 | |
| It didn't go to the N.S.A. | Walter. Burada değiller. | Fringe-1 | 2008 | |
| Is the massive dynamic has money to develop technologies | İç kulak sıvısı. | Fringe-1 | 2008 | |
| As part of a bio terror cell. | Müsaade vermiyorum. | Fringe-1 | 2008 | |
| Three hours ago,French Intelligence related to D.C. | Evet! | Fringe-1 | 2008 | |
| Is exactly where,or when,the sale is going to take place. | Daniel Verona? | Fringe-1 | 2008 | |
| Understood? Understood. | ...ve sen orada olurdun, ocağın başında... | Fringe-1 | 2008 | |
| Now,picture yourself | Arkadaşların musakka hakkında ne düşündüler? | Fringe-1 | 2008 |