Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20700
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Maybe better than anyone. | Belki de herkesten iyi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You still do. | Şimdi de tanıyorsun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What does that say about you? | Sana ne demeli? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I'm not kidding. | Ben ciddiyim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You need to leave boston and never come back ever. | Boston'ı terk etmeli ve bir daha dönmemelisin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Is that what you want me to do? | Benden istediğin bu mu? Bunu nasıl sorarsın? Uykusuz uykusuz geziyorsun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Tessa, look, it's comp... | Tessa, bak durum... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Michael. things have changed. | Michael. İşler değişti. Etkilenen hücreler örümcek ağı gibi görünüyorlar. Selam. Denerim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, apparently. | Evet, belli oluyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Psychophysiologic effect, | Psikofizyolojik ya da diğer bir deyişle psikosomatik etki. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And you get goosebumps. precisely. | Orada. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Physical changes imagined in the brain | Ben'in bestesi, Dashiell'in matematiksel formülünün müziksel eşdeğeri. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
In a far more dramatic fashion, | Ben'in şarkısı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I convinced him that he was in a meat locker. | Ajan Dunham. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Uh, toads, actually... bufo alvarius. | Aslına bakarsan karakurbağası. Bufo Alvarius. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
A species which secretes a psychoactive compound. | Bir psikoaktif bileşen salgılayan bir tür. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The substance which I couldn't identify | Bay Young'taki tanımlayamadığım madde aslında... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
In Mr. Young | ...birileri olabilir mi acaba? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Was in fact a concentration | Rica etsem eli buza koyar mısın? Bu bozulmayı geciktirir. Bir şekilde pH değeri kökten değişmiş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Properly altered, it's an hallucinogen. | Belli şekilde değiştirildiğinde çok güçlü bir halüsinojen oluyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Being cut on his body, | Öyle bir şey olamaz. Olamaz... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
A very clever means of murder. | Teorileri büyüleyici. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
May be the killer. | ...normal bir insandakinden 30 kat fazlaydı. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
It's a long story. | Onu neden eğittiklerini ve ne vaat ettiklerini. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
The shed where I found the frogs, | Ben o kitapları sattım. Hepsini. Yaklaşık 10 yıl önce. O kitapları sattım ben. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Yes. | Bilmiyorum. Açıklayamam. Z F T'ye yerel bir bağlantı. Anlat. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
To some knowledge he had. | ...benim birincil endişemdir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I can't keep having John's life | Boş ver Walter. Artık evde ve... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Flash in front of my eyes every few days. | Çok uzun yıllar sürebilir. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Yes. yes. | Sağdıç sendin. Evet. İnanılmaz, değil mi? Belki kardeşinle konuşur... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Not to mention mental damage, it might cause | Ama Dashiell Kim ile irtibata geçmenin tek yolu bu. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Um, where are you? | Neredesin? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Putting some gas in the car. why, what's up? | Benzin alıyordum. Ne oldu ki? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I think you should just come back. | Bence gelmelisin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
How long is going to take? | Ne kadar sürecek? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Miss Dunham, what we're doing, | Bayan Dunham, benden yapmamı istediğin şey... ...dedi ki; Pek bir şey gözükmüyor. Arkadaşı, yakını yok. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What you have asked me to do, | Ne? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Is pushing the boundaries of all that is real | ...gerçek ve mümkün olan her şeyin sınırlarını zorlayan bir işlem. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
We're not roasting a turkey. | Fırında hindi yapmak gibi değil. Kütüphane açık değildi. Bugün, o günlerden biri değil. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What for? | Ne için? Nasıl yani? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
When you're in the tank, you must listen to my voice | Tanktayken daima benim sesimi dinlemelisin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Uh...uh, this is a technique I developed decades ago | 2 yıl önce Doğu Yakası'na taşınmış. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
In this very lab. | Tanktayken daima benim sesimi dinlemelisin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Is that a bible? | İncil mi o? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Last time you were in the sensory deprivation tank, | Geçen sefer duyusal kayıp tankındayken... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You went into a state of shared consciousness | ...Ajan Scott'la paylaşılmış bilinç durumuna geçtin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
With agent Scott. | Çok iyi, değil mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
During that time, part of his memories | O sırada onun bir kısım anıları senin beynine bindi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
By putting you into a state of deep hypnosis, | Seni derin bir hipnoz durumuna sokarak ve belli dozda psikoaktif ilaç vererek... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I can help you to access those alien memories | ...zihninin bastırdığı o yabancı anılara ulaşmanı sağlayabilirim. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
My voice is your guide. | Sesim senin rehberin ve ayrıca gerçeklikle olan tek bağın olacak. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
It is also your tether to reality. | Senin en sevdiklerin onlardı! Hazır olduğunda sana yardımı dokunacağına inanıyorum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You must focus on my voice, | Sesime odaklanmalısın. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Or you may risk being lost in the memories. | Yoksa anılar içinde kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya kalırsın. ...birleştirildiğinde, bazı kesin... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I think I simply need to urinate. | Sanırım çişim geldi, ondan. Bunu bilmek güzel. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Will you get her in the tank, please? | Onu tanka götürür müsün, lütfen? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Are you sure | Şok edici olduğu kesin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
About doing this again? | ...bilgisayardan izlediğini düşünüyorum. Eğer sen de benim gibiysen... Şimdi sen de benim gibisin... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Then at least I wasn't deceived for nothing. | ...en azından bir hiç uğruna ihanet edilmemiş olurum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You'll begin to feel sleepy. | Uykun gelmeye başlayacak. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
You must listen to my voice at all times. | Sürekli benim sesimi dinlemelisin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Concentrate on the name of the man | Kıpırdama! FBI! Dizlerinin üstüne çök! | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
From whom you seek information. | Her sayı kendisinden önceki ikisinin toplamıdır. Olivia'nın bilgisayarına yollanan... Peter ve Olivia ile buluşacağız. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And look for signs. | Ve işaretler ara. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Signs? | İşaret mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
What was the Bible for? | ...İncil ne içindi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Well, you're taking untested psychedelics, | Denenmemiş psikedelik ilaçlar aldın... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Lying in saline with an electric charge | ...kafatası kökünde elektrik yüklüyken tuzlu suda yatıyorsun. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Among other things, I thought it appropriate | Bütün bunlar ışığında çarpılmaman için dua etmek uygun olur diye düşündüm. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Praise the lord. | Tanrı'ya şükür. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Next! | Sonra. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
"then I will sprinkle clean water upon you." | "Sonra üstüne temiz sular serpeceğim... İntihara meyilliydi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
"and ye shall be clean. | ...ve temizleneceksin. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
"and of all thy filthiness, | Bütün kirlerinden, bütün saplantılarından. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
"i will cleanse thee and a new spirit | Seni arındıracağım ve yeni ruhu... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
"i will give to thee. | ...sana vereceğim. Ben... dalga geçmiyorum... | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And a new spirit I will put within thee." | Sana yeni bir ruh bahşedeceğim." Ve o toksini yakın bir zamanda tekrar kullanmayı planladığını. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Wow, nice. | Çok iyi. Bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Look around. | Korkarım çok büyük önem teşkil eden bir şeydi. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Olivia, listen carefully. | Bakan'ın eski laboratuarında güç dalgalanması olmuş. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Where's it coming from? | Buz getirin. Demin de istemiştin. Bakan az önce beni aradı. Peter Bishop'ı nakletmemizi istiyor. William burada olsa William mı? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I don't know where I am. | İş arkadaşlarımın bana güvenmesi gerekiyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Anything now? | Dr. Bishop kısmî izlerden, yağın içindeki deri hücrelerinden elde etti. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
There's a door. | Matematiksel formüller akli dengemi sağlamada yardımcı olmuyor. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Walk through it. | Kapıdan geç. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Tell me where you end up. | Bana nereye çıktığını söyle. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I'm in a restaurant. | Bir restorandayım. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Does it look familiar? | Tanıdık geldi mi? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Sort of. | Biraz. Onları New Jersey sapağında kaybettik. Swedesboro'ya doğru gidiyorlar. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
This is where we had our first date. | Burası ilk randevu yerimiz. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
And there we are. | Oradayız. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
This is our first date. | İlk randevumuz. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Can...can you see yourself and john? | Kendini ve John'u görebiliyor musun? | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Olivia went back in the tank? why? | Ya da çocukluk içgüdülerimin ilgisini çekeceğini sandığın en güzel ismin neyse. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Walter, you said that this was dangerous. | Eşsiz değil. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
To see his memories. | Anılarını görmek için. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
I need you to adjust the drugs. | Dünyayı nasıl göreceğin nasıl hissettiğine bağlıdır. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Well, what did you give her this time? | Anılarını görmek için. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Set the iv to ten drips per. | Bu raddeden sonra tek düşündüğüm Şekil Değiştirenler de değil. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |
Um, just visiting. | Jimmy Hoffa? Evet. | Fringe-1 | 2008 | ![]() |