Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19799
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I'm such a jerk. | İşe yaramazın tekiyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You finally got outside. | Sonunda dışarı çıkmaya başladın ve sana içeride kal diyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm worried. Wait for me here? | Ama hala endişeliyim. Beni burada bekleyecek misin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Don't worry. I'm not afraid of your fans. | Endişelenme. Hayranlarından korkmuyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| They like you, so I understand. | Seni sevdikleri için böyle. Anlıyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| They want the best for you. | Seni gerçekten sevdiklerinden senin için en iyisini istiyorlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| But my fans don't know what I really like. | Ama hayranlarım neyi gerçekten sevdiğimi bilmiyorlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Wait here? | Beni burada bekleyeceksin değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I want to see you home when I ring the door bell. | Zili çaldığımda seni evde bulmak istiyorum. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What're you looking at? You haven't seen a cutie like me? (Latin American Spanish) | Neye bakıyorsun? Benim kadar sevimlisini görmedin mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I thought you'd come home. | Eve geldiğini düşünmüştüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| No one wants you home. | Evde sana kimse hoş geldin demeyecek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Stop! Stop! Don't irritate him. | Yapma! Yapma! Onu kızdırma. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I met him abroad. He's Italian gang...mafia. | Onunla yurtdışında okurken tanıştım. İtalyan çet... mafyasından. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| He can't speak Korean but he's displeased. | Hiç Korece konuşamıyor. Ama şu anda sinirli. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You know Italian mobs value family. | İtalyan çetelerin aileye nasıl saplantılı olduğunu bilirsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I explained the situation, and he got angry. | Dün gece durumu anlattım ve çok sinirlendi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Are you signing the consent? | Muvafakat nameyi imzalayacak mısın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "I have to go to the loo." | Lavaboya gitmeliyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "You need to go to the loo?" | Sen de mi lavaboya gitmelisin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "I have to go!" "I have to go too." | Gitmeliyim! Ben de gitmeliyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "I have to go too." | Ben de gitmeliyim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Quickly, give it to me. I'll sign before he erupts. | Ver bana! Kâğıtları ver. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Okay! That's what you want. | Tamam! İstediğin burada. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "Go get banana milk." What? | Git muzlu süt getir. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| He's in a bad mood. Don't rile him up. | Dünden beri kötü bir ruh halinde. Sinirlendirmeyin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You can't take out the gun. | Tabancayı çıkaramazsın. Söyledim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "I have to poop. Have to poop" | Tuvalete gitmeliyiz. Tuvalete gitmeliyiz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "I have to poop. Let's go eat." | Tuvalete gitmeliyiz. Hadi yemeğe gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Did you just tell him to take it out? | Bekle, bekle... Bu ne? Ne yapıyorsun? Şimdi ona çıkarmasını mı söyledin? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| "Go study, idiot." | Çalış. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| He's barely holding back. He'll shoot if you move. | Kendini zor tuttuğunu söyledi. Ama hareket ederseniz yaşayacağınıza garanti veremezmiş. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Go get a golf club! | Git golf kulübü al! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is your brother an idiot? | Ağabeyin beyin özürlü mü? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It wasn't Italian? Spanish. | İtalyanca mı konuşuyorduk? İspanyolca. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What's that noise? | Bu ses nerden geliyor? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Wah! That's it? | Bu muydu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Will it work? | Böyle mi işleyecek? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Of course! Don't worry. | Tabii ki! Endişelenme. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You said he'd get out of the car! | Arabadan çıkacağını söylemiştin! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You didn't say he listens to loud music in the car. | Arabada yüksek sesle müzik dinlediğini söylemeliydin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You should've thought of it. | Önceden düşünmeliydin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Now I'm really alone. | Şimdi gerçekten yalnızım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You're not alone. You have me! | Yalnız değilsin. Ben varım, ağabey. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Yeah! You come alone and leave alone. | Evet! Hayat zaten yalnızlık demek. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You know you like it. | Bu ne? Mutlu değil misin işte? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Like what? | Ne mutlusu? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Enrique must go back to Spain. | Enrique İspanya'ya geri dönmeli. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| We have to get him to make the animation. | Çünkü hiç sevilmedim. Ona yardım etmeliyiz ki animasyonu yapabilsin. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You got it? Got it. | Anladınız mı? Anladık. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Now's the time to push. | Birlikte çalışma zamanı. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| How many meanings are there in the words 'I’m sorry'? . | 'Özür dilerim' kısa cümlesinde ne kadar çok anlam barınabilir? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Misunderstanding and repentance. | Yanlış anlama ve ayıplama. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Regret and reconciliation. | Pişmanlık ve barışma. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Innumerable feelings are mixed within. | İçinde anlatılamaz sayısız duygu var. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| That man believes you can't express your heart with one short word. | O adam, sadece o kısacık cümleyle duygularını ifade edemeyeceğine inanıyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| 'Will you come to Spain with me?' | 'Benimle İspanya'ya gelir misin?' | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What that man spoke was love. | O adam aşktan bahsediyordu. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Don't look at me like that. I'm fine. | Bana öyle bakma. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I always felt alone. | Her zaman yalnız olduğumu düşündüm. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Enough! What? Try harder? | Yeter! Ne? Daha çok mu çalışmalıyım? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm done. Some things aren't worth trying. | Benden bu kadar. Bu dünyada bazı şeyleri denemeye değmez. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Did you see our 'No issue'? About one sided love? | "Bu hafta yeni konu yok" duyurumuzu gördün mü? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| The topic is hot. This many had one sided love? | Konu çok aktif. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Our editor is the best. | Bence bizim editörümüz en iyisi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Enrique, I'm pushing the game release, right? | Oyunu yayınlama işiyle oldukça yoğun olduğumu biliyorsun değil mi? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| People like it, but they're pushing for you to return to Spain. | İnsanlar sevdi ama ne zaman İspanya'ya döneceğini sorup duruyorlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| When will you go back? | Ne zaman dönüyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why do they want me to go? . | Neden gitmemi bu kadar çok istiyorlar? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's good they like my game | Oyunumu sevmelerine sevindim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| but can't I decide for myself? | Ama gidip gitmeyeceğime kendim karar veremez miyim? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I won't go for a long time. Call me if you need. | Yakın zamanda gitme gibi bir düşüncem yok. Sadece bir şeye ihtiyacın olduğunda ara. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What's wrong with people? | Bu insanların nesi var? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Get off the bus. | Git! Otobüsten in. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Oh! We're here. Let's go. | Gelmişiz. Gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Cha Do Hwi liked Jin Rak for a long time. | Cha Do Hwi uzun zamandır Jin Rak'ı seviyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| They met in America. Do Hwi knows about Jin Rak. | Amerika'da tanışmışlar. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Didn't you spend too much on the clothes? | Sence de kıyafetler için biraz fazla harcamadın mı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| It's fine! We can return them. | Sorun değil! Sadece geri vermemiz lazım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I took the tags off. | Etiketleri çıkarttım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What?! I said not to. | Lanet olsun! Etiketleri çıkartmamanı söylemiştim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You bought them for us. | Bunları bize aldığını sanmıştım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| I'm keeping mine. | Bu bende kalıyor. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Didn't he say he'd buy it? He did. | Bize aldığını söyledi değil mi? Evet. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Why are you here? | Ne? Burada ne yapıyorsun? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You're giving these back? | Bunu geri vermek için mi buradasın? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Fine! I'm sick of this. | İyi! Ben de bıkmıştım bundan. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Leave them here. | Buraya bırak. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Can you leave us alone? | Bizi bir saniye yalnız bırakır mısınız? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| What? Too much! | Ne? Aklını mı kaçırdı? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Get your stuff from the car. | Nasılsa eşyalarınızı arabadan almanız lazım. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| We're going. | Tamam! Gidiyoruz. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Is the building fixed? | Sence apartman artık düzelmiş midir? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Yeah, let's get our stuff from Que Geum's. | Evet, eşyalarımızı Kkae Geum'un evinden alalım da gidelim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Que Geum? I like you calling me that. | Kkae Geum? Bana böyle demeni sevdim. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| You have to join the Fairy Adventure! | Enrique! Peri Macerası'na katılmalısın! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Go back to Sola! | Sola'ya geri dön! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Enrique! Enrique! Enrique! | Enrique! Enrique! Enrique! | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Could...? | Yoksa? | Flower Boy Next Door-1 | 2013 | |
| Ajumma! | Dok Mi. | Flower Boy Next Door-1 | 2013 |