Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177107
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You got the I.V., sweetie? I got it, baby. | Serumu aldın mı, hayatım? Evet, bebeğim. | Trucker-4 | 2008 | |
| Yeah? Can you get me some water? | Efendim? Biraz su verebilir misin? | Trucker-4 | 2008 | |
| Where's Oklahoma City? Take a guess. | Oklahoma City nerede? Tahmin et bakalım. | Trucker-4 | 2008 | |
| Why don't you tell me if you wanna go? You tell me first. | Eğer gelmek istiyorsan neden sadece söylemiyorsun? | Trucker-4 | 2008 | |
| Why don't you tell me first? 'Cause I was the one who asked first. | Neden önce sen söylemiyorsun? Çünkü önce ben sordum. | Trucker-4 | 2008 | |
| So? So that's how it works. | Ee? Ee'si, bu işler böyle yürür. | Trucker-4 | 2008 | |
| What's up? Just about everything, darlin'. | N'aber? İdare ediyoruz işte, hayatım. | Trucker-4 | 2008 | |
| Goddamn it. You little goddamn shit. | Ne var be? Ne mi var? Seni küçük serseri. | Trucker-4 | 2008 | |
| What the hell are you doing out here? I was just looking around. | Sen ne yapıyorsun burada? Sadece etrafa bakıyordum. | Trucker-4 | 2008 | |
| You're crazy. Damn it. I told you to stay in that truck. | Kafayı mı yedin sen? Ben sana kamyonda bekle demedim mi? | Trucker-4 | 2008 | |
| Let's go. I don't feel like it yet. | Gidelim. Daha buna hazır değilim. | Trucker-4 | 2008 | |
| Why are we stopping? Get some sleep. | Neden durduk? Biraz uyuyacağız. | Trucker-4 | 2008 | |
| Hey, homo, what did you get us? Nothing, dickhead. | Homo, neler aldın bize? Hiçbir şey, mankafa. | Trucker-4 | 2008 | |
| Shit, man, what did you do that for? I wasn't... I was trying... | Oğlum neden yaptın bunu? Ben..Ben sadece... | Trucker-4 | 2008 | |
| Fuck was that? Whoa. | Bu da neydi? Vay be. | Trucker-4 | 2008 | |
| Hey. Okay, we're all set, honey. | Tatlım, her şey hazır. | Trucker-4 | 2008 | |
| Great. I just can't give you your on time pay. | Harika. Sana bu sefer zaman bonusu veremeyeceğim. | Trucker-4 | 2008 | |
| Jonnie, I always deliver early. I know. | Jonnie, ben hep zamanından önce gelirim. Biliyorum. | Trucker-4 | 2008 | |
| My boss just won't let me... Jon, that's a bunch of bullshit. | Patronum buna izin vermi Jon, bu saçmalıktan başka bir şey değil. | Trucker-4 | 2008 | |
| Is that your kid, hon? Yeah, it's my kid. | O senin oğlun mu? Evet, benim oğlum. | Trucker-4 | 2008 | |
| Does he go to school? No, he don't go to school. | Okula gitmiyor mu? Hayır, okula gitmiyor. | Trucker-4 | 2008 | |
| Yeah, Di, but federal law and all. Jon, I need new tires. | Evet, Di, peki ya yasalar? Jon, yeni lastiklere ihtiyacım var. | Trucker-4 | 2008 | |
| Everything! Hey. | Her şeyi! Hey. | Trucker-4 | 2008 | |
| Hey! Hey! I got a name, bitch! | Hey! Hey! Benim bir adım var, sürtük! | Trucker-4 | 2008 | |
| Dating? Yeah? | Görüşmek mi? Evet. | Trucker-4 | 2008 | |
| To who? Not me, I guess. | Kiminle? Benimle değil, herhalde. | Trucker-4 | 2008 | |
| Well, when is Jenny coming back? She's staying with her dad a little bit longer. | Jenny ne zaman dönecek? Babası ile biraz daha kalacak. | Trucker-4 | 2008 | |
| Yeah, we did. Yeah, we did. | Evet, yaptık Evet, yaptık. | Trucker-4 | 2008 | |
| I know. Ten years ago, and that's that. | Biliyorum. On yıl önce, işte bu kadar. | Trucker-4 | 2008 | |
| Hey. Oh, hey, Runner. | Selam. Selam, Runner. | Trucker-4 | 2008 | |
| Yeah. Yeah, your mom told me. | Evet. Annen söylemişti. | Trucker-4 | 2008 | |
| You can hit a home run. No, I can't. | Sayı yapabilirsin. Hayır, yapamam. | Trucker-4 | 2008 | |
| Did you love me? It's getting pretty late. | Beni sevdin mi? Artık geç oldu. | Trucker-4 | 2008 | |
| Oh, shit. You, who the hell are you? Out! | Aman Tanrım. Sen de kimsin? Çık buradan. | Trucker-4 | 2008 | |
| He wanted to stay over there tonight but... I didn't think it was such a good idea. | Bu akşam onlarda kalmayı istedi, gerçi... | Trucker-4 | 2008 | |
| Forget it. Where are you going? | Boşver. Nereye gidiyorsun? | Trucker-4 | 2008 | |
| You look all right. You win your game? | İyi görünüyorsun. Maçı kazandınız mı? | Trucker-4 | 2008 | |
| No. You do those things. | Hayır. Bunları yap. | Trucker-4 | 2008 | |
| Who's up? Who do we got? Let's go! Next batter! | Sırada kim var? Hadi! Sıradaki vurucu! | Trucker-4 | 2008 | |
| This is the first quiet I've had all night. | Tüm gece boyunca geçirdiğim en sakin an şu an. Bu gecenin ilk sessizliğiydi bu. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Well, hi there. You must be Sookie. | Merhabalar. Sen Sookie olmalısın. Selam, tatlım. Sookie sen olmalısın. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I had to create a vampire for the one I destroyed to save you. | Seni kurtarırken öldürdüğümü telafi etmek adına, bir vampir yaratmak zorundaydım. Seni kurtarırken öldürdüğüm yerine yeni bir vampir yaratmalıydım. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Have you ever, with Maryann? | Hiç Maryann'le birlikte oldun mu? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Oh, you must be high. | Kafan iyi herhâlde. Kafan iyi olmalı. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| We are forming an elite army | Güneş'in Askerleri dediğimiz manevi bir ordu oluşturuyoruz. Güneş'in Askerleri denilen... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| called the Soldiers of the Sun. | ...özel bir ordu topluyoruz. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| And Jason, we need you. Amen. | Ve Jason... sana ihtiyacımız var. Amin. Sana ihtiyacımız var Jason. Amin. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I'm here because of the V, right? | Burada olmamın sebebi V, değil mi? V yüzünden buradayım, değil mi? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Any buyers in the Dallas area? Yes. | Dallas'ta hiç alıcı var mı? Evet. Dallas'ta alıcı var mı? Evet. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| And if you think you can get back at me by luring Tara | Tara'yı kullanarak, benden intikam alacağını düşünüyorsan Tara'yı baştan çıkartarak benden intikam alabileceğini sanıyorsan... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Get back at you? This is my bar, | Senden intikam almak mı? Burası benim barım... İntikam almak mı? Burası benim barım. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| there are my people, this is my town! | ...bunlar benim arkadaşlarım, burası benim kasabam! Bunlar benim insanlarım, burası benim kasabam! | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I wanna thank you for saving Sookie's life. | Sookie'nin hayatını kurtardığın için müteşekkirim. Sookie'nin hayatını kurtardığın için sana teşekkür etmek istiyorum. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| There's a way she can repay me. | Karşılığını vermesinin bir yolu var. Onunla ödeşebileceğimiz bir yol var. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| The sheriff of Area 9 in Texas has gone missing, | Teksas'taki 9. bölge şerifi kayıp. Sookie'nin geldiği Teksas'taki... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| which is where Sookie comes in. | Sookie de bu konuda yardımcı olacak. ...Bölge 9'un şerifi kayıp. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I'll infiltrate the Fellowship of the Sun. | Güneş Kardeşliği'ne sızacağım. Güneş'in Kardeşliği'ne sızacağım. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Gabe! Get off, no! Let go! | Gabe! Bırak beni! Hayır! Gabe! Çekil, hayır. Bırak. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Let her go! Newlin! | Bırak onu! Newlin! Bırak onu. Newlin! | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Go home. It's over now. | Evinize gidin. Bitti artık. Evine dön. Artık her şey bitti. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Two thousand years is enough. | İki bin yıl yeter. 200 yıl yeter. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| It's insanity. | Delilik bu. Bu delilik. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Our existence is insanity. | Asıl delilik varlığımız. Bizim var olmamız delilik. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| What the hell's happening on my turf? | Benim bölgemde neler oluyor? Benim çöplüğümde n'oluyor böyle? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| She says God is coming. | Tanrı'nın geldiğini söylüyor. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Everybody's waiting so they so they can catch Sam. | Herkes Sam'i yakalayıp Maryann'e götürmek için bekliyor. Herkes Sam'i yakalayıp Maryann'e götürmeyi bekliyor. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Tara, let Sookie in. | Tara, bırak Sookie girsin. Tara, Sookie'yi içeri al. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| It's all coming from Maryann. What is she? | Her şey Maryann'den kaynaklanıyor. Nedir o? Bunların hepsi Maryann yüzünden oluyor. O ne öyle? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| And more importantly, how do we kill her? | Daha da mühimi, onu nasıl öldüreceğiz? Daha da önemlisi onu nasıl öldüreceğiz. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| What are you? | Nesin sen böyle? Nesin sen? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I need to know how to kill a maenad. | Baküs perileri nasıl öldürülür, öğrenmem gerek. Baküs rahibesi nasıl öldürülür bilmem gerekiyor. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| She believes if she finds the perfect vessel, | Kusursuz aracıyı bulup... Mükemmel bedeni bulduğunda... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| sacrifices and devours part of him, | ...onu kurban edip parçalarına ayırırsa... ...onu parçalayıp kurban ederse... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| her mad god will appear. | ...öfkeli Tanrı'sının meydana çıkacağına inanıyor. ...çıldırmış tanrısının görüneceğini düşünüyor. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| My Lord. | Tanrım... Tanrım. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| You stay away from Sookie | Sookie'den uzak dur... Ya Sookie'den uzak durursun... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| or I will tell the queen | ...yoksa insanlara zorla vampir kanı sattırdığını kraliçeye söylerim. ...ya da insanları vampir kanı satmaya zorladığını... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| that you are forcing humans to sell vampire blood. | ...kraliçeye söylerim. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| He does not know that you are supplying it. | Sizden temin ettiğimi bilmiyor. Bunu senin yaptığını bilmiyor. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| He better not. | Öğrenmese iyi olur. Böylesi daha iyi. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I will take care of Bill Compton. | Bill Compton'la ben ilgilenirim. Bill Compton'a iyi bakacağım. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Please, Sookie. I need your help. | Lütfen Sookie, yardımına ihtiyacım var. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| You have to let me in. | Kafanın içine girmem lazım. Girmeme izin vermelisin. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I murdered innocent people. Put the knife down? | Masum insanları öldürdüm. Silahını indir önce. Suçsuz birini öldürdüm. Silahını indir. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| What's the matter with | Dediklerimi anlamıyor Senin sorunun ne böyle? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Get the hell out of here. Go on. | Kaybol buradan. Hadi! Çabuk def ol buradan, haydi. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Mrs Merlotte, | Bayan Merlotte... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I wanna find the people you adopted me from. | ...beni evlatlık edindiğiniz insanları bulmak istiyorum. Beni evlatlık veren insanları bulmak istiyorum. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Will you do me the honor of becoming my wife? | Karım olma şerefini bana lütfeder misin? Beni karım olarak onurlandırır mısın? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| I need a minute to clean myself up. | Kendimi toparlamam gerek. Kafamı toplamak için biraz düşünmem lazım. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Yes, Bill Compton, I will marry you... | Evet Bill Compton, seninle evlenirim! Evet, Bill Compton, seninle evleni... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Madame. | Hanımefendi. Bayan. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| My boyfriend, he's gone. Someone took him. | Erkek arkadaşım ortada yok. Biri onu götürmüş. Erkek arkadaşım kayboldu. Biri onu götürdü. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| A kidnapping? | Kaçırmış mı yani? Kaçırdı mı? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Did you see anyone or anything? | Birini gördünüz mü hiç? Bir şey gördün mü? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Sookie Stackhouse. | Sookie Stackhouse. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| That that hot little number you was with | Fransız restoranında birlikte olduğun seksi cıvır mı bu? Şu kurbağa restoranında... | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| at that frog restaurant? | ...yanındaki seksi şey mi? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Oh, if she was hot, how come you didn't nab her too? | Madem seksiydi, onu da yakalasaydın ya? Madem seksi, niye onu da kaçırmadın? | True Blood Bad Blood-1 | 2010 | |
| Not telling you anything. | Size bir şey söyleyecek değilim. Size hiçbir şey söylemeyeceğim. | True Blood Bad Blood-1 | 2010 |