Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21189
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Fucker, really? | Sıkıldım cidden. Lanet, gerçekten mi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I understand, I understand, | Anladım, anladım. Anlıyorum, anlıyorum, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I said, I understand. | Anladım, diyorum. Tamam, anlıyorum. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'll catch him. | Yakalayacağım. Onu yakalayacağım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'll catch him soon. | Hemen yakalayacağım. Yakında onu bulayacağım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Your dissertation data is lost? | Tezini mi kaybettin? Tez verilerin mi kayboldu? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Yes, I'm sorry. | Evet, özür diliyorum. Evet, üzgünüm. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
There's no time left. | Vakit yok. Zaman yok. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Dr. Kim will not be in charge anymore, someone else will replace her. | Bundan sonra sorumlu kişi Doktor Kim değil, başkası olacak. Dr Kim artık sorumlu olmayacak, başkası onun yerini alsın. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
But now, there's not much we can do. | Hocam, başkası için vaktimiz yok. Ama şimdi, yapabileceğimiz çok bir şey yok. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry, | Bunun için özür diliyorum. Üzgünüm, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
about that, | Bu konuda, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I will work harder at the end of this semester. | Dönem sonuna kadar çok sıkı çalışacağım. Bu dönem sonuna kadar sıkı çalışacağım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Sorry, | Özür dilerim. Üzgünüm, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
At least don't involve others. | En azından başkalarını karıştırma. En azından diğerlerini karıştırma. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
That woman really sucks. | Duygusuz kadın. O kadın gerçekten berbat. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
If we get caught ... | Yakalanırsak, Eğer yakalanırsak... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It was your idea to help her, | ...ona yardım fikri senindi. Ona yardımcı olma fikri senindi, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You forced me to do all this. | Tüm bunları bana zorla yaptırıyorsun. Beni bunları yapmaya sen zorladın. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Understand. | Tamam mı? Anladın sen. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Elder brother ... | Abi, Abi... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You said, you know a lot about women. | ...tanımadığımız kadınlar için kaç kere ölümden döndük. Sen dedin, kadınlar hakkında çok şey biliyorsun. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You also do dangerous things for them. | Ayrıca onlar için tehlikeli şeyler yapıyorsun. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
This is also work for the public. | Korktuk mu? Bu aynı zamanda halk için çalışmak mı. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It's official. | Bıraktık mı? Bu görev mi... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I will file a complaint. | Hakkında şikâyet yazacağım. Ben şikayet edeceğim. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I didn't really mean it. | Espri yapıyordum. Buyur, devam ediyoruz. Gerçekten onu demek istemedim. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Please don't touch her things. | ...karıştırmasana. Onlara dokunma. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Do you like it when someone else touching your things? | Başkaları senin eşyalarını karıştırsa, hoşuna gider mi? Başkasının senin eşyana dokunması hoşuna gider mi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Of course not. | Gitmez tabi. Tabii ki gitmez. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
But you can do it politely. | Ama kibar bir şekilde bakılabilir. Ama kibarca yapabilirsiniz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Just because you do it politely, | Kadınlar kibarca da olsa çantalarının karıştırılmasından hoşlanmaz. Sadece kibarca yaptığın için, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
so it's up to you if you go through other people's hand bags. | ...diğer insanların çantalarına bakmak sana kalmış. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You're too polite. | Kadınları bu kadar iyi tanıyorsun madem, neden hayatında biri yok? Çok kibarsın. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
What if this is not that woman's hand bag? | Bu o kadının çantası olsa ne olur? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Well, what? | Olmak zorunda mı? Peki, ne olacak? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
This is too much. | Sıkıldım, kadınlara ara verdim. Dinleniyorum şu an, dinleniyorum. Bu çok fazla. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
But I'm already too tired I want to take a break. | Ve çok yorgunum dinlenmek istiyorum. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Tired, tired. | Yorgunum, yorgun. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
If so | Öyle mi? Eğer öyleyse... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
why Tung Su run off with another man | Tung Su neden başka bir adamla kaçtı o zaman? ...Tung Su neden başka bir adamla kaçıp gitti? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Don't talk about Tung Su. | Tung Su hakkında konuşma. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Don't talk about Tung Su. | Tung Su'dan bahsetme. Tung Su hakkında konuşma. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
What is this ... | Bu ne? Bu nedir... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
She's a doctor. | Doktormuş. O bir doktor. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Who's calling. | Kim arıyor? Kim arıyor. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Hey man politely answer the phone. | Al, kibarca cevap ver. Hey kibarca telefona cevap ver. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
The phone still vibrates. | Telefon hâlâ titriyor. Telefon hala titreşiyor. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Don't answer, don't answer. | Basma, basma. Cevap verme, cevap verme. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I already answered. | Bastım bile. Zaten yanıtladım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Talk ... | Konuş. Konuş... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Uncle, who are you? | Amca, kimsiniz? Neden annemin telefonu sizde? Amca, sen kimsin? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Why answer my mom's phone? | Neden annemin telefonuna cevap verdin? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Mom? | Anne mi? Anne? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Why uncle take so long? | Neden bu kadar uzun sürdü? Neden bu kadar uzun sürdü amca? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I have to go home quickly. | Hemen eve gitmeliyim. Hemen eve gitmek zorundayım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Now, because of uncle I will be home late. | Şimdi amcanın yüzünden eve geç kalacağım. Åimdi, amca yüzünden eve geç kalacağım. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Traffic jam. | Trafik olacak. Trafik vardı. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Who are you uncle? | Adın ne, amca? Sen kimsin amca? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
What do you do? | Mesleğin ne? Ne yapıyorsun? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
My name? | Adım mı? Benim adım mı? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
My mother told me not to talk with people we do not know | Annem yabancılarla konuşmamamı söyledi. Annem bilmediğim insanlarla konuşmamı söyledi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'm Kang Ji goo. | Benim adım, Kang Ji Goo. Ben Kang Ji goo. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'm from the rescue team. | Kurtarma ekibindenim. Ben kurtarma ekibindenim. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Look at this, | Bak, burada yazıyor. Åuna bak, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Read it, | Oku, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It's correct?. | Gördün mü? Oldu mu? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Rescue team staff. | Kurtarma Ekibi Üyesi. Kurtarma ekibi personeli. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I don't understand the writing. | Yazıları anlamıyorum. Ben yazıyı bilmiyorum. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'm really a member of the rescue team. | Ben cidden kurtarma ekibindenim. Gerçekten kurtarma ekibinin üyesiyim. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
What is the rescuer team's task? | Kurtarma ekibi ne yapar? Kurtarıcı ekibin görevi nedir? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Helping people in a dangerous situation. | Başı dertte olan insanlara yardım eder. Tehlikeli bir durumda insanlara yardımcı olmak. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
This includes doctors too? | Doktorlar gibi mi? Doktorlar öyle değil mi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We are stronger than the doctor. | Biz doktorlardan daha güçlüyüz. Biz doktordan daha güçlüyüz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Doctors can only help people in the hospital. | Doktorlar yalnızca hastanedeki insanlara yardım eder. Doktorlar sadece hastanede insanlara yardımcı olabilir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'm the one who deliver those people there. | Ben ise, hastaneye o insanları götüren kişiyim. Oradaki insanları teslim eden biriyim. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
And doctors do it | Ayrıca doktorlar bu işi, Ve doktorlar bunu... | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
To get the money, | ...para için yapar. ...para almak için yapar, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
we do so voluntarily. | Biz gönüllü yaparız. Biz gönüllüyüz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
You understand it, voluntarily. | Gönüllü ne demek, biliyor musun? Gönüllü nedir biliyor musun? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Give me my mom's hand bag. | Annemin çantasını ver. Bana annemin çantasını verin. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
How do I know you're really her daughter? | Onun kızı olduğunu nereden bileceğim? Gerçekten kızı olduğunu nasıl bileyim? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Your mom is always like that when she sleeps? | Annen hep böyle mi uyuyor? Uyuduğu zaman annen her zaman böyle mi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Your mother's really unique. | Şu hale bak. Annen gerçekten benzersiz. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Enough is enough. | Yeter artık. Yeter artık. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Give me her bag. | Annemin çantasını ver. Bana çantasını verin. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
All right, take it. | Tamam, al bakalım. Tamam, al. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Uncle, give me your name card. | Amca, kartını ver. Amca, bana isim kartını verin. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Maybe there is something missing, | Kayıp bir şey varsa, Bir şey eksik olursa, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
We need to call you. | ...sizi ararız. Sizi aramamız gerekir. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Here, take it. | Al bakalım. Burada, al. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
I'll take you home. | Seni eve götüreyim mi? Seni eve götüreyim mi? | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
No need, | Hayır. Gerek yok, | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
My mom told me not to go in other people's cars. | Annem yabancıların arabasına binme, dedi. Annem diğer insanların arabasına binmememi söyledi. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
My teacher is going to take me home. | Öğretmenim götürecek. Öğretmenim beni eve götürecek. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
Don't worry | Merak etmeyin. Endişelenmeyin. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
By the way Thank you. | Teşekkür ederim. Bu arada teşekkür ederim. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
She is really her daughter. | Kızı olduğu belli. O gerçekten onun kızı. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
That's really her child. | Annesinin kopyası. O gerçekten onun çocuğu. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |
It's not an exaggeration. | Abartmıyorum. Bir abartı değil. | Gamgi-1 | 2013 | ![]() |