Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21188
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| So your excuse to meet me is only to find your hand bag, | Yani beni sırf çantanızı bulmak için görmek istediniz. Sizinle görüşmemiz sadece çanta için, | Gamgi-1 | 2013 | |
| Yeah, ahh.. I've ask others but they all said no. | Evet. Başkalarına da sordum, ama kimse kabul etmedi. Evet, ahh .. Başkalarından istedim ama hepsi hayır dedi. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Of course they refused, what if they don't manage to find it. | Etmezler tabi, bu onların görevi değil. Tabii ki reddettiler, onu bulsalar ne olur ki. | Gamgi-1 | 2013 | |
| but, really ... | Ama cidden... Ama, gerçekten... | Gamgi-1 | 2013 | |
| The information inside the car is very important to me | O çantadaki bilgiler, benim için çok önemli. Çantamın içindeki bilgiler benim için çok önemli. | Gamgi-1 | 2013 | |
| What if you do it as a personal task. | Özel bir görev olarak yapamaz mısınız? Kişisel bir görev olarak yapsanız olmaz mı. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I will never undertakes a mission for just a person. | Ben kimse için özel çalışmam. Ben sadece bir kişi için asla görev üstlenemem. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Look... | Bakın, Bak... | Gamgi-1 | 2013 | |
| This place has been sealed. | ...burası mühürlendi bile. Burası mühürlenmiş. | Gamgi-1 | 2013 | |
| And the rescue team task | Ve kurtarma ekibinin görevi, Ve kurtarma ekibinin görevi... | Gamgi-1 | 2013 | |
| is not to look for something but to save lives. | ...insanların hayatlarını kurtarmaktır, bir şeyler bulmak değil. ...bir şey aramak için değil hayatlarını kurtarmak içindir. | Gamgi-1 | 2013 | |
| What do you mean? | Ne demek değil? Ne demek istiyorsun? | Gamgi-1 | 2013 | |
| On TV, it's said you will assist in finding cats and dogs. | Televizyonda, kedileri köpekleri bulduğunuz söyleniyor. TV'de, kedi ve köpekleri bulmakta yardımcı olduğu söyleniyor. | Gamgi-1 | 2013 | |
| It's not the same thing. | Aynı şey değil. Bu aynı şey değil. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Yes, I understand. | Anladım. Evet, anlıyorum. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Where are you going? | Nereye? Nereye gidiyorsun? | Gamgi-1 | 2013 | |
| It's dangerous there, | Orası tehlikeli. Orası tehlikeli, | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't mind me. | Siz bana aldırmayın. Bana aldırmana gerek yok. | Gamgi-1 | 2013 | |
| After all that I did, why are you like this? | Ne, neden böylesin ki? | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm trying to take care of you in order not to do ... | Yapmamanız için sizinle ilgilenmeye çalışıyorum... | Gamgi-1 | 2013 | |
| So you're not going to go there, right? | Oraya gidemezsiniz. Bunun için oraya gitmeyeceksin değil mi? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Are you okay? | İyi misiniz? Sen iyi misin? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Let me see. | Bakayım. Bakayım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not push me .. ahh ... | Sizin yüzünüzden oldu. Beni bırak... ahh... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Sorry. | Kusura bakmayın. Üzgünüm. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You're hurt, | Yaralandınız. Sen yaralanmışsın, | Gamgi-1 | 2013 | |
| See, I told you. | Gördünüz mü, size tehlikeli demiştim. Bak, sana söyledim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| It's very dangerous. | Bu çok tehlikelidir. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Besides, I don't know what is in the bag. | Çanta ne durumda, onu bile bilmiyoruz. Ayrıca, çantada ne olduğunu bilmiyorum. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Whether it's still intact or not. | İçindekiler sağlam mı, değil mi. Hala sağlam mı belli değil. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Please go. | Gidin, lütfen. Git. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Can you stand up? | Ayağa kalkabilecek misiniz? Ayağa kalkabilir misin? | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm really easy to be fooled. Usually I'm the one injured. | Genelde yaralanan ben olurum. Ben gerçekten aptal biriyim. Genellikle yaralı ben oluyorum. | Gamgi-1 | 2013 | |
| How can someone ... Who doesn't want help act like this. | Adama bak, yardım etmediği yetmezmiş gibi... Nasıl biri bu... yardım etmek istemiyor. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Very excited to meet me and then go off in anger. | Yine sinirlendirip gönderdim. Öfkenden çıktıktan sonra benimle görüş. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Quickly. | Çabuk olsana biraz. Çabuk ol. | Gamgi-1 | 2013 | |
| How much longer? | Daha ne kadar var? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not let us get in trouble. | Başımızı belaya sokma. | Gamgi-1 | 2013 | |
| How much longer? | Daha ne kadar? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ah, damn it. | Ah, lanet olsun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Damn it. | Başlayacağım şimdi! Lanet olsun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't be quick to get angry. | Hemen sinirlenme. Kızma da acele et. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do it one more time. | Tamam, devam et. Bir kez daha yap. | Gamgi-1 | 2013 | |
| If the transaction is successful, | Eğer şu işi halledersek, Bu işi bitirince, | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'll buy you something, Michael Jordan Collection.. | ...sana hediye alacağım. Michael Jordan serisini. Sana bir şey alacağım, Michael Jordan Koleksiyonu.. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Of course, when did I ever fool you. | Seni kandırır mıyım? Tabii ki, şimdiye kadar ne zaman almadım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Hold it. | Sen de tut. Tut. | Gamgi-1 | 2013 | |
| 1 ... 2 ... 3 ... | 1, 2, 3, aç. 1... 2... 3... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ouch ... | Ah... | Gamgi-1 | 2013 | |
| This is their waste. | Dışkıları. Bu onların çöpü. | Gamgi-1 | 2013 | |
| It smells ... | Kokuya bak. Kokuyor... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Silent. | Sessiz ol, serseri. Sessiz. | Gamgi-1 | 2013 | |
| It smells very bad. | Çok kötü kokuyor. Çok kötü kokuyor. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Oh, it got on my shoes. | Ayakkabıma bulaştı. Ah, ayakkabılarım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I said quiet. | Sessiz ol, dedim. Sessiz dedim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Hello, everybody stand up! | Merhaba, herkes ayağa kalksın. Merhaba, herkes ayağa kalksın! | Gamgi-1 | 2013 | |
| These shoes are quite expensive. | Bu ayakkabılara bir dünya para ödedim. Bu ayakkabılar oldukça pahalıydı. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Silent. | Sessiz ol. Sessiz. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Come, come with us. | Haydi, gidiyoruz. Bizimle gelin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| What is this ... | Bu ne? Nedir bu... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Get some light. | Işık ver. Biraz ışık ver. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Damn it, all of them are dead. | Sıçayım, hepsi ölmüş. Lanet olsun, hepsi ölmüş. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Shine downward ... | Aşağı ver ışığı. Aşağı doğru tut... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Can't be trusted. | Emin olmalıyız. Güvenilir değil. | Gamgi-1 | 2013 | |
| How did it turn out this way? Damn it. | Böyle bir şey olamaz. Bu şekilde dışarı çıkarmak mı? Lanet olsun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| release my hand. | Elimi bırak. Elimi bırak. | Gamgi-1 | 2013 | |
| ah, damn it. | Başlarım şimdi. Ah, lanet olsun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Release it. | Bırak. Onu bırak. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Release me, you fucking idiot. | Bırak, pislik herif. Salak lanet, beni bırak. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Please help me. | Lütfen, yardım edin. Lütfen bana yardım edin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Hey idiot, only you survived? | Serseri, bir tek sen mi hayatta kaldın? Hey aptal, sadece sen mi hayattasın? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Please save me. | Lütfen, kurtarın beni. Beni kurtarın. | Gamgi-1 | 2013 | |
| The others are dead. | Diğerleri öldü. Diğerleri öldü. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Say something ... | Bir şey söyle. Bir şey söyle... | Gamgi-1 | 2013 | |
| The shit just hit me in the face.. | Cep telefonum içeride. Bok sadece yüzüme vurdu... | Gamgi-1 | 2013 | |
| This is really crazy | Delireceğim. Bu gerçekten deli | Gamgi-1 | 2013 | |
| Watch him... | Gözünü ayırma. Ona bak... | Gamgi-1 | 2013 | |
| I have to take my hand phone. | Ben alırım. Telefonumu almak zorundayım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't forget to wear your mask. | Maskeni tak. Maske takmayı unutma. | Gamgi-1 | 2013 | |
| May 2nd. | 2 Mayıs. | Gamgi-1 | 2013 | |
| How can that be? | Neden? Bu nasıl olabilir? | Gamgi-1 | 2013 | |
| How can it end like this? | Neden böyle oldu? Nasıl böyle sona erebilir? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Nonsense. | Yok artık. Salaklık. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm just a courier, | Ben sadece taşımakla görevliyim. Ben bir kuryeyim, | Gamgi-1 | 2013 | |
| However... | Ayrıca... Ancak... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Now there is one person who survived. | Bir tane sağ var, taşıma işlemi devam etmeli. Åimdi hayatta bir kişi var. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You can not possibly not know! | Ne demek bilmiyorum, neden böyle yapıyorsun! Bilmiyor olamazsın! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ah.. really unlucky. | Şansa bak. Ah... gerçekten şanssızlık. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Hello! | Alo. Alo! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Hello, wait a minute. | Alo. Bir dakika. Alo, bir dakika bekleyin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| There are police, Let's go. | Polis var, gidelim. Polis var, hadi gidelim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Let's get going. | Çalıştır. Gidelim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm unwell. | İyi hissetmiyorum. Ben hastayım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Fucking idiot. | Pisliğe bak. Lanet aptal. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ah..damn it. | Cidden ama. Ah... lanet olsun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Didn't you see it? | Gözün nerede? Bunu görmedin mi? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Where did he go? | Nereye gitti? Nereye gitti? | Gamgi-1 | 2013 | |
| You have severe flu. | Ağır bir grip geçiriyorsun. Sen şiddetli grip olmuşsun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You need a lot of rest. | Bolca dinlenmen lazım. Dinlenmeye ihtiyacın var. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'll give you some medications. | İlaç vereceğim. Sana bazı ilaçlar vereceğim. | Gamgi-1 | 2013 |