Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21187
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I have to hold your bottoms. | Sıkıca bağlamak zorundayım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Now... now... | Şimdi... Åimdi... Åimdi... | Gamgi-1 | 2013 | |
| We have to get out of here. | Buradan çıkıyoruz. Buradan çıkmalıyız. | Gamgi-1 | 2013 | |
| 1.. 2.. 3.. | 1, 2, 3. 1 .. 2 .. 3 .. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Your skirt is caught in the seat... | Eteğiniz koltuğa takılmış. Eteğiniz koltuğa takılmış... | Gamgi-1 | 2013 | |
| I would slowly pull it. | Yavaşça çekeceğim. Yavaş yavaş çekeceğim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| One ... | Bir... Bir... | Gamgi-1 | 2013 | |
| My skirt... | Eteğim. Eteğim... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Sir, you really... | Siz de ama! Bayım, gerçekten... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Skirt is not so important at this time. | Böyle bir durumda eteğin ne önemi var? Etek şu anda çok önemli değil. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Come on we have to get out ... | Haydi, çıkmamız gerekiyor. Hadi çıkmak zorundayız... | Gamgi-1 | 2013 | |
| No... | Hayır. Hayır... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Now is not the time... | Buna vaktimiz yok. Åimdi zamanı değil... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Give me a break... | Bir dakika. Bana bir fırsat ver... | Gamgi-1 | 2013 | |
| If so, wear this. | Öyleyse, bunu giyin. Eğer öyleyse, bunu giy. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Damn. | Hay. Lanet. | Gamgi-1 | 2013 | |
| This guy is really .. | Düşecek şimdi. Bu adam gerçekten .. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Sir.. sir.. | Bayım.. bayım... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ji Goo ... | Ji Goo. Ji Goo... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ji Goo ... Ji Goo .. | Ji Goo. Ji Goo. Ji Goo... Ji Goo .. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ji Goo ... Are you alright? | Ji Goo, iyi misin? Ji Goo... Sen iyi misin? | Gamgi-1 | 2013 | |
| She has been successfully saved. | Kadını kurtardım. Kurtarma başarılı. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Now pull us up. | Bizi yukarı çekin. Åimdi yukarı çekin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I was very anxious. | Kafayı yiyordum. Çok endişelendim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| We were very worried about you ... | Senin için çok endişelendik. Biz en çok seni düşündük... | Gamgi-1 | 2013 | |
| while going down there, Initially everything went well | İnerken, her şey yolunda gitti. Oraya giderken, Başlangıçta her şey iyi gitti. | Gamgi-1 | 2013 | |
| The rope moves, then ... | Sonra ip sallanmaya başladı. Sonra, ip hareket etti... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Yes .. yes .. | Evet, evet. Evet .. evet .. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I understand how you feel ... | Endişeni anlıyorum. Nasıl hissettiğini anlıyorum... | Gamgi-1 | 2013 | |
| You must remember | Unutmamalısın. 1 | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ji Goo 1 | Ji Goo | Gamgi-1 | 2013 | |
| I have checked, | Durumu biliyorum, Kontrol etmek zorundayım, | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm the victim here, | ...burada kurban benim. Burada mağdur benim, | Gamgi-1 | 2013 | |
| What's your KTP number? | Vatandaşlık numaranız nedir? KTP numaranız nedir? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Didn't I told you just now? | Az önce söyledim ya. Åimdi söylemedim mi? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ahh I had fill it in. | Evet, yazmışım. Ahh Ben doldurmamışım. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Thus, | Sonra, Daha sonra, | Gamgi-1 | 2013 | |
| at the junction, | ...kavşakta, 1 ...kavşakta, | Gamgi-1 | 2013 | |
| I just go straight It was a sudden car accident | ...ben dümdüz gidiyordum. Aniden bir araba çıktı. ...ben dümdüz giderken ani bir araba kazası oldu. | Gamgi-1 | 2013 | |
| We can confirm your statement through the traffic cctv video footage. | Mobese kayıtları var zaten. Size daha sonra ulaşacağız, tamam mı? Biz video görüntüleri aracılığıyla ifadenizi onaylayabiliriz. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Later we'll contact you back. It's not like that | Daha sonra size ulaşacağız. Bu öyle değil. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Sir .. sir .. | Polis bey. Bayım... Bayım... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ugh... | Ugh... | Gamgi-1 | 2013 | |
| It's okay? | İyi misiniz? İyi misiniz? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Drink this coffee drink. | Kahve getirdim, için. Bu kahveyi için. | Gamgi-1 | 2013 | |
| You are Kim In Hei, right? | Adınız Kim In Hei, değil mi? Kim In Hei değil mi? | Gamgi-1 | 2013 | |
| I do things like this every day, | Böyle olayları her gün yaşıyorum. Her gün bu gibi şeyler yapıyorum, | Gamgi-1 | 2013 | |
| But this is the first time someone sitting next to me, | Ama ilk defa ölümle bu kadar burun buruna geldim. Ama bu yanımda oturan birisi ilk kez,... | Gamgi-1 | 2013 | |
| After almost dying. | ...neredeyse ölüyordu. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Don't worry. | Korkmayın. Dert etmeyin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Believe in us as a rescue team. | Kurtarma ekibine hep güvenebilirsiniz. Bir kurtarma ekibi olarak bize inanın. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Do not talk too much ... | Bu kadar konuşmanıza gerek yok, işinizi yaptınız sonuçta. Çok fazla konuşma... | Gamgi-1 | 2013 | |
| All this is your job. | Bu senin işin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Err .. Yes ... | Eee... Evet... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Ahh .. Don't bother her. | Kadını rahat bırak. Ahh .. Onu rahatsız etmeyin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Leaving without saying anything? | Tek bir kelime etmeden nasıl gider? İnsan bir teşekkür eder. Hiçbir şey söylemeden gitti mi? | Gamgi-1 | 2013 | |
| At least, just say thank you. | En azından, sadece teşekkür etsin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Make us look any useful. | Ki işe yaradığımızı hissedelim. O kadar yardım ettik. | Gamgi-1 | 2013 | |
| She didn't say anything so what should I do ... | Hiçbir şey demedi, ne yapabilirdim ki? O bir şey söylemediyse ben ne yapmalıyım... | Gamgi-1 | 2013 | |
| You .. | Sen... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Why didn't you ask ... | Sen de neden bir şey demiyorsun? Neden istemedin... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Hey .. hey .. you.. | Seni gidi seni... Hey .. hey .. sen .. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Yeah, you're attracted ... | Abayı yakmışsın. Evet, Seni cezbetti... | Gamgi-1 | 2013 | |
| You saw her? | Onu gördün mü? Onu gördün mü? | Gamgi-1 | 2013 | |
| Mmm kind of sweet. | Evet, güzel denebilir. Mmm tatlı biri. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Yes, very pretty, | Çok güzel. Evet, çok güzel, | Gamgi-1 | 2013 | |
| The moment she looked at me .. | O gözleriyle gözlerime baktığı o an... Bana baktığı an... | Gamgi-1 | 2013 | |
| With her eyes ... | Gözleri ile... | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm really regret... | O an bittim. Gerçekten pişman oldum... | Gamgi-1 | 2013 | |
| You did not say anything to her? | Hiçbir şey söylemedin mi? Ona hiçbir şey söylemedin mi? | Gamgi-1 | 2013 | |
| How could I do it. | Nasıl söyleyeyim? Bunu nasıl yapabilirim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm embarrassed ... | Kıpkırmızı oldum. Utanıyorum... | Gamgi-1 | 2013 | |
| You should have said something ... | Bir şey deseydin ya. Bir şey demeliydin... | Gamgi-1 | 2013 | |
| However, she was wearing my jacket | Ancak, o benim ceketimi giydi. | Gamgi-1 | 2013 | |
| That's true ... | Öyle, ama ne olmuş ondaysa? Bu doğru... | Gamgi-1 | 2013 | |
| So why however? | Peki ne olacak? | Gamgi-1 | 2013 | |
| If you borrow clothes from others, What would you do? | Birinden kıyafet ödünç aldığında, ne yaparsın? Başkalarından giysi ödünç alsan, ne yapardın? | Gamgi-1 | 2013 | |
| What else ... | Ne yapacağım, temizler geri getiririm. Ne gibi... | Gamgi-1 | 2013 | |
| I definitely come back again after a while, | Kesinlikle bir süre sonra temiz giysiler ile... | Gamgi-1 | 2013 | |
| She definitely must come back. | O kesinlikle geri gelmek zorunda. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Of course she will come back and say, | Geri gelecek ve diyecek ki, Tabii ki geri gelip söyleyecek... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Oops Thank you | ...'teşekkür ederim, çok müteşekkirim, tenk yu veri maç'... Oooo Teşekkür ederim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Much obliged. Thank you very much. | Çok minnettarım. Çok teşekkür ederim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| At that time, and in such circumstances | Kurtarıldıktan sonra, öyle bir durumda bile teşekkür etmedi. O zaman o anda... | Gamgi-1 | 2013 | |
| I did not say thank you. | Ben teşekkür edemedim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Then I'll say, | Sonra ben de diyeceğim ki, Sonra diyeceğim ki... | Gamgi-1 | 2013 | |
| ah yeah, who are you? | 'Ah, sağ olun, ama siz kimsiniz?' Ah evet, sen kimsin? | Gamgi-1 | 2013 | |
| You did well. | Aferin, aferin sana. Sen de yap. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Hey Ji Goo! | Kang Ji Goo. Hey Ji Goo! | Gamgi-1 | 2013 | |
| Some people are looking for you. | Biri seni arıyor. Biri seni arıyor. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Look like the woman you save. | Kurtardığın kadın vardı ya? Kurtardığın kadın gibi görünüyor. | Gamgi-1 | 2013 | |
| That woman. | O kadın burada. O kadın. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Where's he going? | Nereye gidiyor? Nereye gidiyor? | Gamgi-1 | 2013 | |
| You've got a call. | Telefonun var. Biri aramıştı. | Gamgi-1 | 2013 | |
| What the fuck ... | Ne yapıyorsun? Bu da ne... | Gamgi-1 | 2013 | |
| Please help me find my hand bag. | Lütfen, çantamı bulmama yardım edin. Çantamı bulmama yardımcı olun. | Gamgi-1 | 2013 | |
| At least help me to wash it. | Bir yıkasaydınız en azından. En azından bunu yıkayabilirdin. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Oh.. oh.. sorry. | Ay, kusura bakmayın. Oh .. oh .. Özür dilerim. | Gamgi-1 | 2013 | |
| I'm too busy. | Çok yoğunum. Ben de meşgulüm. | Gamgi-1 | 2013 | |
| Oh, It's okay. | Önemli değil. Oh, sorun değil. | Gamgi-1 | 2013 |