Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172604
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I imagine they have the place wired for audio input. | Sanırım her tarafı hoparlörlerle donatmışlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Audio being more profound in tapping into our primal fears than sight. | Sesler bizim korkularımızı tetiklemek için görüntüden daha etkilidir. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: "Continue forward and there should be... | İleri doğru devam et ve sağında bir koridor olmalı... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Pennyville Chapel's located in the same wing... | "Pennyville Kilisesi ölüm hücreleriyle aynı kanatta olmalı... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"It is in this chapel that many convicts would visit, | "Bu kilise bir çok suçlunun gaz odasına gitmeden... "Bu kilise bir çok suçlunun gaz... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"as they made their way down | ...odasına gitmeden önce gelip... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"to their final moments in the gas chamber. | ...son dakikalarını geçirdiği yerdir. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"It is also the place where Warden Harvis had many prisoners tortured | Aynı zamanda, Müdür Harvis'in öldürmeden... Aynı zamanda Müdür Harvis'in öldürmeden... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"just before putting them to death". | ...önce bir çok mahkuma işkence yaptığı yerdir. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[RANDALL]: Sounds like a real sweetie. | Kulağa çok hoş geliyor. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
No, I'm good, man. | Hayır, ben iyiyim, adamım. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: "The task at hand is to get to the chapel | Görev kiliseye gidip orada ölmüş ruhlar için bir mum yakmak. Görev kiliseye gidip... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"and light a candle for the souls who died there". | ...orada ölmüş ruhlar için bir mum yakmak. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Freaking stoner. | Kaçık herif. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: "Continue forward | İleri devam et, sağında tahta büyük bir kapı olmalı. İleri devam et... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"and there should be a large wooden door to your right". | ...sağında tahta büyük bir kapı olmalı. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Did you hear that? | Bunu duydunuz mu? Neyi? Bunu duydunuz mu? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: What? | Neyi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I don't know. It was a sound. | Bilmiyorum. Bir ses geldi. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, I... I think someone's in the room with me. | Tamam. Sanırım odada benimle beraber biri var. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[TONI]: They're using speakers, Randall. | Hoparlörden ses veriyorlar, Randall. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Nice set. | Hoş kurgu. Nice set. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, I'm at the altar, | Tamam. Mihraba geldim, ama mumu yakacak bir şey göremiyorum. Tamam. Mihraba geldim, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
but I don't see anything to light the candle with. | ama mumu yakacak bir şey göremiyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, never mind. Now what? | Tamam. Boş ver. Peki şimdi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: They want you to turn off your flash light. | El fenerini kapatmanı istiyorlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Oh. No way. There's no way in hell that I'm turning off... | Hayır, olmaz. Kapatmam mümkün değil... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, now what? | Tamam. Sırada ne var? Tamam. şimdi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: "Open the Bible to the marked page... | İncil'den işaretli sayfayı aç. "Tanrının duasını bulacaksın orada. İncil'den işaretli sayfayı aç... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"where you'll find the Lord's Prayer. | "Tanrının duasını bulacaksın orada. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Having been desecrated 75 years ago, | "75 yıl önce kutsal olan bu mekana saygısızlık yapıldı, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"this once holy place is a likely hotspot of paranormal activity". | "şimdiyse burası olağan dışı olayların odağı konumundadır". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, okay. I got it. | Evet. Tamam. Anladım. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"You are to call upon the dark spirit of the Warden Harvis... | "Bu duayı okuyarak Müdür Harvis'in kötü ruhunu çağıracaksın. "Bu duayı okuyarak Müdür Harvis'in kötü ruhunu çağıracaksın... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Oh, my. "In reverse". | Aman... "Tam tersi". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[TONI]: No way. | Mümkün değil. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Oh, hell no, man. Don't do that shit. | Hayır adamım. Bu pisliği yapma. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I can't... I can't do that. | Hayır...Bunu yapamam. Tam şeytan işi bu. Yapamam. Hayır...Bunu yapamam. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
That's total Satan stuff. I can't... | Tam şeytan işi bu. Yapamam... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Once your task is completed... | "Görevini tamamlayınca eğer müdürden bir işaret gelmezse, "Görevini tamamlayınca... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"if there is no sign of the Warden, | "...eğer müdürden bir işaret gelmezse, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"you can return to base camp". | ana kampa dönebilirsin. "ana kampa dönebilirsin". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Just... Just read it and come back. | Sadece oku şunu ve geri dön. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. Deep breath, Randall. | Evet. Derin bir nefes, Randall. Yap şunu. Evet. Derin bir nefes, Randall. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Please forgive me, whoever I may be pissing off. | Kimi rahatsız ediyorsam şimdiden özür dilerim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Evil from us deliver | "Bizi kötülükten koru... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[MAN IN RASPY VOICE]: "Our Father who art in heaven... | "...Göklerdeki Babamız kötülüğün bizi yönetmesine izin verme. "Göklerdeki Babamız... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"but temptation into not us lead. | "kötülüğün bizi yönetmesine izin verme. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Thy kingdom come. Thy will be done. | "Senin krallığın geldiğinde, her şey senin olacak. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"On earth as it is in heaven. Give us this day... | "Gökte olduğu gibi yerde de senin iraden olsun... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"And us against trespass... | "...bizleri haddi aşmaktan koru... "bizleri haddi aşmaktan koru... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"who those forgive we as trespasses our us forgive. | "...bize borçlu olanlara bağışladığımız gibi, "bize borçlu olanlara bağışladığımız gibi, bizim borçlarımızı bize bağışla. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"And bread daily our day this us give. | "Gündelik ekmeğimizi bize bugün ver. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Heaven in is it... | "Cennette olduğu gibi... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"as earth on done be will thy, | "...Gökte olduğu gibi, "Gökte olduğu gibi, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"come Kingdom thy. Name thy be hallowed. | "yeryüzünde de senin istediğin olsun. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Heaven in art who Father our". | "Çünkü egemenlik ve hükümranlık senindir". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Please say I can leave now. | Lütfen artık gidebileceğimi söyleyin. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Before you head to the base camp"... | "Ana kampa yola çıkmadan önce"... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
God, Randall, you have to blow out the candle. | ...Tanrım, Randall, mumu söndürmelisin. Tanrım, Randall, mumu söndürmelisin. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Bloody hell. You're joking, right? | Lanet olsun. Şaka yapıyorsun, değil mi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: And sit there for one minute. | Orada bir dakika otur. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
The things I do for money. | Para için yapılanlara bak. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: Where'd he go? | Nereye kayboldu. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
It would be my estimation that the production has cut off our ability... | Anladığım kadarıyla bu işi yapanlar işin içine daha ürkütücü bir hava... Anladığım kadarıyla bu işi yapanlar... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
to communicate with our homosexual friend... | ...işin içine daha ürkütücü bir hava vermek için... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
in order to create a more terrifying atmosphere. | ...vermek için homo arkadaşımızla olan bağlantımızı bir süreliğine kestiler. ...homo arkadaşımızla olan bağlantımızı bir süreliğine kestiler. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Hey. We're just finishing up the first task. | İlk görevi tamamlıyoruz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[CONNIE]: Sure, like clockwork. | Kesinlikle, tıkırında gitti. Millet? Kesinlikle, tıkırında gitti. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[RANDALL]: Guys? | Millet? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[CONNIE]: I think we got some really good stuff. | Galiba çok süper bir şey yapmışız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. You, too. | Evet. Sende. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Guys? Guys! | Millet? Millet? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: Randall? Oh. Hey. | Randall? Merhaba. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Do you see anyone? | Kimseyi gördün mü? Hayır. Kimseyi gördün mü? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, task completed. Return to base. | Tamam. Görev tamamlandı. Kampa geri dön. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
If I knew ahead of time that it was gonna be that scary, | Baştan bu kadar korkunç olacağını bilseydim, hiç yapmazdım. Baştan bu kadar korkunç olacağını bilseydim, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I would never have done it. | hiç yapmazdım. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Come on, dude, it couldn't have been that bad. | Haydi ahbap, o kadarda kötü değildir. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Totally not worth the money. | Kesinlikle paraya değmez. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
But having done it, it was totally worth the money. | Ama görevi tamamlamak paraya değerdi. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Oh, thank God I'm finished. | Tanrıya şükür bitirdim. Bak, hala titriyorum. Tanrıya şükür bitirdim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Look at me, I'm still shaking. | Bak, hala titriyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I don't think I could handle doing it again. | Sanırım tekrar yapamam. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You never know. They might ask you to do another one. | Bilemezsin. Tekrar sana görev verebilirler. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I swear you can feel some kind of twisted vibe out there. | Yemin ederim orada insanın ne hissettiğini bile bilemezsin. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
It's like walking through heavy fog, | Sanki yoğun sisin içinde yürüyormuşsun gibi, sadece buz gibi soğuk. Sanki yoğun sisin içinde yürüyormuşsun gibi, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
only it's ice cold. | sadece buz gibi soğuk. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
It was creepy. | Ürperticiydi. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Is it me, or is it getting colder in here? | Bana mı öyle geliyor, yoksa burası daha da soğudu mu? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, she's right. | Evet, o haklı. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I want to go next. | Bir sonrakine geçmek istiyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[CONNIE]: What exactly do you mean, | Ne demek istiyorsun? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"There are some cameras down"? | "Bazı kameralar çalışmıyormuş" Ne dememi bekliyorsun? "Bazı kameralar çalışmıyormuş"? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry, but this is pretty complicated stuff. | Üzgünüm ama bu cihazlar çok karmaşıktır. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
We'll get Scelzi to go down... | Scelzi'yi aşağıya gönderip baktıralım, onarsın. Scelzi'yi aşağıya gönderip... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
and have a look and fix them. | ...baktıralım, onarsın. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Unbelievable. Get it done and pause the game. | İnanılmaz. Şunu hallet. Oyunu durdur. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SNOW ON RADIO]: Scelzi. | Scelzi. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Scelzi? Can you hear me? | Scelzi? Beni duyuyor musun? | The Task-1 | 2011 | ![]() |