Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172602
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
That I can't tell you. You either accept the challenge or not. | Söyleyemem, kabul edersiniz ya da etmezsiniz. Söyleyemem, ya kabul edersiniz ya etmezsiniz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Feel free to take the easy way out, | Bu sarı taksiye atlayıp gitmekte özgürsünüz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
yes, the pun is intentional, | İsteyen evine gitmekte özgürdür. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Make your decision now. | Kararınızı şimdi verin. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[ANGEL]: I'm in. | Ben varım. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
What, you kidding me? I'll pay you to let me do this. | Ne, dalga mı geçiriyorsunuz? Ben üstüne para bile veririm. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Shit! I can't have no girl do this while I take off. | Lanet olsun! Kafası kıyakken bile bunu kabul edecek kız arkadaşım olmadı. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
My boys will rob my ass to the grave. I'm in. | Ne pahasına olursa olsun. Ben varım. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
(SIGHS) I have to look after my baby sister. | Küçük kardeşime göz kulak olmam gerek. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You guys are insane. | Siz kafayı yemişsiniz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Do any of you know the history of that prison? | Bu hapishanenin geçmişini biliyor musunuz? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Some really fucked up shit went down in there. | Bazıları orada geberdi gitti. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
He's right. Some truly disturbing events | Doğru. Duvarın öbür yanında kötü şeyler oldu. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Stick around. You'll find out. | Etrafta dolaşın. Farkına varırsınız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
The total money will be divided equally between the survivors, | Toplam para eşit şekilde hayatta kalanlar arasında pay edilecek, Toplam para eşit şekilde hayatta kalanlar arsında pay edilecek, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
but if all of you make it through the night, | ancak geceyi hepiniz tam çıkarırsanız, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
there will be a substantial bonus. So the team counts. | size cömert bir ödül var. Takımın hesabına yazılacak. size zengin bir ödül var. Takımın hesabına yazılacak. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Ain't enough money in the world to make me stay in that place. | Hiç bir para bana geceyi burada geçirtemez. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
So, you're out? Way out. | Yani sen yok musun? Mümkün değil. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Anybody else wanna join him? | Ona katılmak isteyen başka var mı? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Well, there's no way I'm riding all the way | Bu sidikli çocukla şehre kadar gitmem mümkün değil. Bu sidikli çocukla şehre kadar... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
back to the city with urine boy. | ...gitmem mümkün değil | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Oh, I'm in. | Varım. Beni götürün buradan. Varım. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Just get me the hell out of here. | Beni götürün buradan. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Your chariot awaits. Unlock him. | Araban bekliyor. Çözün onu. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You guys are idiots. | Siz budalasınız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
This is for some fucking frat party joke | Bu lanet bir parti şakası, hepinizle kafa bulacaklar. Bu lanet bir parti şakası, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
and you're all gonna be made fun of. | hepinizle kafa bulacaklar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You're all gonna look like a bunch of losers. | Bir avuç gerzekten başka bir şeye benzemiyorsunuz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Can't you just see this video playing at a party? | Görmüyor musunuz bu kayda alınan bir parti. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Or we get famous. | Ya da meşhur olacağız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Jesus! There's a freaking human head in there! | Tanrım! Orada bir insan kafası var! | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Don't worry, it's not real. | Endişelenme, gerçek değil. Bana oldukça gerçek göründü. Endişelenme, gerçek değil. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Sure as hell looks real to me. | Bana oldukça gerçek göründü. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
What we in the business like to call a "special effect". | Bizim işimize bu yüzden "özel efekt" işi diyorlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Pretty cool, huh? | Çok hoş, değil mi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
A little taste of what's waiting for you in there. | Sizi içeride nelerin beklediğine dair küçük bir işaret. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Thanks to our award winning special effects team. | Ödüllü özel efekt takımımıza teşekkürler. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Follow me, my friends. | Beni izleyin arkadaşlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[NARRATOR]: In the warm, swampy water, | Sıcak bataklık suyunda, tembel timsahlar avlarını bekliyorlar. Sıcak bataklık suyunda, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
lazy crocodiles wait for the next meal. | tembel timsahlar avlarını bekliyorlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
The Indian crocodiles have long, pointed faces. | Hindistan timsahları uzun ve benekli yüzlü olurlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
These crocodiles are called... (DOOR OPENS) | Bu tür timsahlara... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
CONNIE: Boys. | Çocuklar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I see you're working hard as usual. | Bakıyorum da her zamanki gibi sıkı çalışıyorsunuz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Are we ready? Totally ready. | Hazır mıyız? Tamamen hazırız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Totally and absolutely. | Tamamen ve kesinlikle. Güzel. Böyle devam edin. Tamamen ve kesinlikle. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Good. Let's keep it that way. | Güzel. Böyle devam edin. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[MAN]: Hey. | Selam. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
And the award for "Best Performance in a Reality TV Show" | Ve “En İyi Realite Şov Programı" ödülü bana geliyor. Ve “En İyi Realite Şov Programı" ödülü... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
goes to me. | ...bana geliyor. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[BIG DADDY]: Great job selling the fear out there, man. | Onları korkutman harika işti. Evet. Onları korkutman harika işti. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I can't believe any of those kids stuck around for the show. | Bu çocukların şova katılacağına inanamıyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You actually looked like you were terrified out there. | Gerçekten ödün kopmuş gibi görünüyordun. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Well, that's because I am. | Çünkü öyleydim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I mean, first of all, just looking at that place totally creeps me out. | Yani, öncelikle bu mekan gerçekten bakınca içimi ürpertiyor. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
And second, I have a cousin that lives near here, | ikinci olarak, bu civarda yaşayan bir kuzenim var, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
and he told me that, like, 20 people, homeless people, | bu mekanda 20 tane evsizin kaybolduğunu anlattı. Bu mekanda 20 tane evsizin kaybolduğunu | The Task-1 | 2011 | ![]() |
disappeared in there. | anlattı. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Did you know about that? | Bunu biliyor muydunuz? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
About the dead homeless people? | Ölen evsizleri? Tabi ki. Ölen evsizleri? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Why didn't you say anything? | Neden bir şey söylemediniz? Ölen evsizler. Büyük havadis. Neden bir şey söylemediniz? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Some homeless people died. Big deal. | Ölen evsizler. Büyük havadis. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
That's kind of a lot of people for a coincidence. | Büyük bir tesadüftür herhalde. Sence orası gerçekten güvenli mi? Büyük bir tesadüftür herhalde. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I mean, do you really think it's safe in there? | Sence orası gerçekten güvenli mi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Safe enough to get the show insured. | Şovun sigortalanması için yeterince güvenli. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Any more questions? [BIG DADDY]: Yeah. | Başka sorusu olan? Evet. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
How do you sleep at night? | Geceleri nasıl uyuyorsun? Bebekler gibi. Geceleri nasıl uyuyorsun? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Like a baby. | Bebekler gibi. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Let's do this. | Haydi şunu halledelim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SNOW]: Okay. | Tamam. Kayda geçiyoruz. Tamam. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
We are filming. | Kayda geçiyoruz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[TAYLOR]: All of you have chosen, of your own free will, | Her biriniz kendi özgür iradenizle seçildiniz, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
to spend the night in this prison | geceyi hapishanede geçirerek kişi başı 20,000 dolar kazanmak için. geceyi hapishanede geçirerek | The Task-1 | 2011 | ![]() |
for the chance to win $20,000 each. | kişi başı 20,000 dolar kazanmak için. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Pretty straight forward, right? | Yeterince açık, değil mi? Tamam o zaman, haydi parti başlasın. Yeterince açık, değil mi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, then let's get this party started. | Tamam o zaman, haydi parti başlasın. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You'll find everything you need in your base camp, | İhtiyacınız olan her şeyi ana kampınızda bulabilirsiniz, orası müdürün bürosu. İhtiyacınız olan her şeyi ana kampınızda bulabilirsiniz, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
which is located in the Warden's office. | orası müdürün bürosu. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Where's that? | Nerede? Biraz karmaşık. Nerede? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Well, it's kind of complicated. | Biraz karmaşık. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Maybe one of you should write it down. | Belki biriniz yazsa iyi olur. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
But you took away all of our possessions, | Ama üstümüzdekilerin hepsini almışsınız, nasıl yazabiliriz ki? Ama üstümüzdekilerin hepsini almışsınız, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
so how are we supposed to write it down? | nasıl yazabiliriz ki? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Oh, darn. Then I guess you just have to remember everything I say. | Çok yazık, o zaman aklınızda tutmanız gerekecek. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Go straight down the hall, hang a right, | Koridordan aşağı doğru gidin, sağa dönün, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
another right, then a left. | tekrar sağa, sonra sola. Merdivenlere kadar doğruca gidin, tekrar sağa, sonra sola. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Then straight on up the first flight of stairs, | Merdivenlere kadar doğruca gidin, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
a left, a right, then one more left. | sola, sağa, ve bir sol daha. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You want me to say it again? | Tekrar etmemi ister misiniz? Evet. Tekrar etmemi ister misiniz? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
When you get there, you'll find the key | Orada zincirlerinizden kurtulmanız için bir anahtar bulacaksınız. Orada zincirlerinizden kurtulmanız | The Task-1 | 2011 | ![]() |
to release you from those shackles. | için bir anahtar bulacaksınız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Is there anyone else inside? | İçeride biri var mı? Zekice bir soru. İçeride biri var mı? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Mmm. Smart question. | Zekice bir soru. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I thought coming out of the closet was scary. | Bende bodrumdan çıkmanın korkunç olduğunu sanırdım. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Have fun, | İyi eğlenceler, mahkumlar. İyi eğlenceler, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
inmates. | mahkumlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
(SPOOKILY) Welcome to The Task. | Görev'e hoş geldiniz. Şunu yapmasan olmaz mı? Görev'e hoş geldiniz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Can you please not do that? | şunu yapmasan olmaz mı? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[DIXON]: I can't see a damn thing in here. | Burada hiç bir halt göremiyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |