Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172606
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
[SNOW]: That's a pretty harsh task. | Bu oldukça zor bir görev. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[ANGEL]: "Once in the hole, you are to await further instructions". | "Çukura girince ne yapacağın söylenecek". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Shit. They've cut us off again. | Lanet olsun! Tekrar kestiler. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Hey, no offense, but I really hope you're not my task. | Üstüne alınma ama, umarım benim görevim değilsindir. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SNOW]: Connie. | Connie. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SNOW]: Take a look at this. | Şuna bir baksana. Nedir o, Snow? Söyleyiver. Şuna bir baksana. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
What is it, Snow? Just tell me. | Nedir o, Snow? Söyleyiver. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
No. Come look. | Hayır. Gelmen gerek. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
That isn't... | Olamaz. Kovuldunuz. Olamaz... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You go behind my back and you hire some extra to be in the show... | Arkamdan iş çevirdiniz ve size özellikle belirtmeme rağmen... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
when I specifically told you not to, | ...şova bir şeyler eklediniz... şova bir şeyler eklediniz, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
and you wanna know why you're fired? | ...ve hala neden kovulduğunuzu mu soruyorsunuz? ve hala neden kovulduğunuzu mu soruyorsunuz? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
That's not my guy. | Bu bizim adamımız değil. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
SNOW: Well, that's weird. He just disappeared. | Bu çok tuhaf. Ortadan kayboldu. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Who the fuck was that? | Bu lanet olası da kim? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[BIG DADDY]: I don't know. | Bilmiyorum. Bana bakmayın. Bilmiyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Look, Connie, you've got to get that guy out of there, all right? | Bak, Connie, o herifi dışarı çıkarmak zorundasın, tamam mı? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I mean, this is gonna screw up the show. | Şovun içine edecek. Lanet olsun! Şovun içine edecek. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
This is gonna kill us. | Mahvoluruz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You're sure this isn't just you screwing around? | Bunu oraya siz getirmediniz yani? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Scout's honor. | Kesinlikle hayır. Kesikle hayır. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Why are you laughing? This isn't funny. | Neden gülüyorsun? Hiç de komik değil. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
It's so obvious. | Çok açık. Açık olan nedir? Çok açık. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
What is so obvious? | Açık olan nedir? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Remember when I asked you... | Sana neden kontrol odasına kamera taktırıyorsun diye sormuştum. Sana neden kontrol odasına... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
why you were having Snow rig cameras in the control booth? | ...kamera taktırıyorsun diye sormuştum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
The network wanted some guys in there... | Kamera arkası görüntüleri kaydetmek istediklerini... Kamera arkası görüntüleri... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
to shoot some behind the scenes... | kaydetmek istediklerini... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Fuck me! | Vay anasını! Haklısın. Vay anasını! | The Task-1 | 2011 | ![]() |
It's kind of genius, isn't it? | Dahice, değil mi? Kesinlikle dahice. Dahice, değil mi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
It's total genius. | Kesinlikle dahice. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
We're part of the game. | Biz de oyunun bir parçasıyız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
What? You mean to tell me that the network | Ne? Yani şirket bizi, şova bir şeyler koyarak nasıl... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
(SOFTLY) So what do we do now? | Peki şimdi ne yapacağız? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Go on with the show. | Şova devam edeceğiz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
As planned. | Planlandığı gibi. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Task three. | Görev üç. Siyah Şah ve beyaz at. Görev üç. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Black King and White Knight. | Siyah Şah ve beyaz at. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Task four. | Görev dört. Siyah kale ve beyaz vezir. Görev dört. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Black Rook and White Queen. | Siyah kale ve beyaz vezir. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Double trouble. I like it. | Çifte bela. Bunu sevdim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Told you you might have to do another task. | Tekrar görev çıkabileceğini söylemiştim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Smartass. | Çok bilmiş. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, Black King and White Knight | Tamam siyah şah ve beyaz at sağa dönüp gaz odasına gidiyorlar. Tamam siyah şah ve beyaz at... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
are to turn right and make their way to the gas chamber. | ...sağa dönüp gaz odasına gidiyorlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
White Queen and Black Rook are to go straight | Beyaz vezir ve siyah at düz devam ediyorlar, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
and head to the prison kitchen. | hapishane mutfağına gidiyorlar. ve hapishane mutfağına gidiyorlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Okay, laters. | Tamam, sonra. İyi şanslar. Tamam, sonra. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
My greatest fear would be | En korktuğum şey... yalnız bırakılmaktır. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"King and Knight go left and then right. | "Şah ve at önce sola sonra sağa dönün. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Rook and the Queen go to the end of the hall | "Kale ve at koridorun sonuna kadar gidin, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"and take the stairwell down". | "ve merdivenden aşağıya inin". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Scelzi, pick up. | Scelzi, cevap ver. Seninle konuşmam gerek. Scelzi, cevap ver. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Scelzi, are you there? | Scelzi, orada mısın? Beni duyuyor musun? Scelzi, orada mısın? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
(OVER RADIO) Can you hear me? | Beni duyuyor musun? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[ANGEL]: "Welcome to the gathering room. | "Toplantı odasına hoş geldiniz. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"The windows in front of you have been the viewing area... | "Önünüzdeki pencerelerden yüzlerce yurttaş, düzinelerce... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"witnessed dozens of condemned men... | "...mahkumun son nefeslerini verişlerine şahitlik etmişlerdir. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"If the condemned wished, | "Mahkum isterse, burası onun son arzusunun yerine getirildiği yerdir". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You should see a light switch at the rear wall. | Arkanızdaki duvarda bir ışık olmalı, onu açın. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"If you're being put to death... | "Müdür Harvis kendi yönetiminde öldürülenleri, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"you might also find him enjoying his evening meal here, | "büyük bir zevkle "Akşam yemeği ve gösteri"... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Black King and White Knight are to enter the gas chamber". | "Siyah şah ve beyaz at gaz odasına giriyorlar". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Again, nice set, Connie. | Set hoş olmuş, Connie. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Can't take credit for that, it's the real deal. | Orası en iyisini hak ediyordu, tamamen gerçek mekan oldu. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Only thing the legal department could clear. | Hukuk şubesinin temizlediği tek yer. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Cool, right? | Güzel, değil mi? Oldukça ürkütücü. Güzel, değil mi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Well, it's scary all right. | Oldukça ürkütücü. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Christ! What's that smell? | Tanrım. Bu koku da nedir? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
It is a well documented fact... | Belgelendirilmiş bir gerçek... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
that execution chambers frequently have the smell of death in them. | ...idam odaları genellikle ölümün kendi kokusunu taşırlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Of course the smell isn't actually death. | Tabi ki aslında koku ölümün değil. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
When a human knows his or her life is about to come to an end, | Bir insan hayatının son anlarına geldiğini biliyorsa, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
it will tend to reach an anxiety level... | son raddeye gelmiş endişesi onun bolca... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
that will cause it to emit highly noxious odors. | ...koku veren maddeler salgılamasına sebep olur. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
In this particular case, | Bu durumda, bizim şu an soluduğumuz insan kokusu... Bu durumda, | The Task-1 | 2011 | ![]() |
we're smelling a combination of human smells... | bizim şu an soluduğumuz insan kokusu... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
and the smells of the gas used to kill said human. | ...ve onu öldüren gazın kokusudur. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[ANGEL]: Now for the fun part, boys and girls. | Şimdi eğlence zamanı bayanlar baylar. Siyah şah sandalyeye oturuyor. Şimdi eğlence zamanı bayanlar baylar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Black King gets to sit down in the gas chair. | Siyah şah sandalyeye oturuyor. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Black King? That would be me. | Siyah şah mı? Bu ben oluyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
And await further instructions. | Sonraki talimatlar için bekleyin. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"White Queen and Black Rook are to make their way | Beyaz vezir ve siyah kale yemekhanenin arka tarafına doğru gidiyorlar. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"There you'll find some meat and a pan. | "Orada biraz et ve bir tava bulacaksınız. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"This is to be cooked and eaten". | "Bu eti pişirip yiyeceksiniz". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[SHOE]: Oh, man! | Adamım! | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[RANDALL]: Great. I'm starving. | Harika. Açlıktan ölüyorum. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[ANGEL]: "Inmates were always suspicious that meat supplied... | Mahkumlar her zaman yedikleri etin inek, domuz... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"was not cow, pig or lamb, | "...ya da kuzu olmadığından ve başka bir et olduğundan şüpheleniyorlardı. "...ya da kuzu olmadığından ve başka bir et... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"but something else. | "...olduğundan şüpheleniyorlardı. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
"Something sweet and nothing like anyone had ever tasted before". | "Daha önce hiç tatmadıkları, hoş bir et olduğunu düşündüler". | The Task-1 | 2011 | ![]() |
[RANDALL]: So, we're talking human flesh, right? | İnsan eti bahsediyorsun, değil mi? İnsan etin bahsediyorsun, değil mi? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You in? | İçeride misiniz? Evet. İçeride misiniz? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Guess what you get to do now? | Tahmin edin şimdi ne yapacaksınız? | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I give up. | Pes ettim. Toni'yi bağlayacaksın. Pes ettim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You get to strap Toni in. | Toni'yi bağlayacaksın. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
I'm paraphrasing here, but Toni should fully comprehend... | Buradan size aktarıyorum, Toni gaz verilmeden hemen önceki... | The Task-1 | 2011 | ![]() |
the fear the victims felt when they were about to be gassed. | ...mahkumların korkusunu tamamen yaşamalıdır. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
You're good at that. (LAUGHS) | Bu işte iyisin. | The Task-1 | 2011 | ![]() |
Let's just say, some of my girlfriends have been on the kinky side. | Bazı kız arkadaşlarımın tuhaf istekleri oluyordu diyelim. | The Task-1 | 2011 | ![]() |