Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148041
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It's your picture I love. | Ben senin resmine aşığım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But that picture is a photograph of me... | İyi ama aşık olduğun resim, benim resmim. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...and I'm here in front of you. I'm ready to hear what you have to say for yourself. | İşte ben de buradayım. Söyleyeceklerini dinlemeye geldim. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But you're not your picture. Your picture is part of my world. | Resmin sen değilsin ki. Resmin benim dünyama ait bir şey. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I know your picture, not you. | Ben seni değil, resmini tanıyorum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You act this way because you're frightened. | Bu davranışların bir korkudan ileri geliyor. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Yes. I'm frightened. | Evet. Bir korkudan ileri geliyor. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Frightened, because I don't want to lose... | Bu korku sevdiğim şeye ebediyen sahip... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
What would happen if I fell in love with you, instead of your image? | Ben senin resmine değil de sana aşık olsaydım o zaman ne olacaktı? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You would never even look my way... | Belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...you might even make fun of my feelings. | Belki de alay edecektin sevgimle. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Where as your picture look on affectionely... | Halbuki resmin bana dostça bakıyor... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...and will do so forever. | ...iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I want to look at you. | Ben de sana bakmak istiyorum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
No. Never! Don't step in between your picture and me. | Hayır. Benimle resmin arasına girme, istemiyorum seni. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I'm in love with your picture not you. | Ben senin yalnız resmine aşığım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You didn't hear me come in, just like the first time. | İlk günkü gibi, gene geldiğimi duymadın. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I didn't want to bother you again, but I couldn't help it. | Seni bir kere daha rahatsız etmek istemezdim ama elimde değil. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I had to come. | Gelmeden yapamadım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Please listen to me. | Seninle biraz konuşmak istiyorum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But not here, let's go for a walk. | Hem sonra burada konuşmayalım, dışarı çıkalım biraz. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
After giving me your picture, I didn't think you'd come anymore. | Resmi verdikten sonra ben seni artık gelmezsin sanıyordum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Neither did I, but as you see, I came. | Gelmeyecektim, gelmeyecektim ama görüyorsun öyle olmadı. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
A friendship between two people can be beautiful. | İki insanın ilişkisi çok güzel bir şey. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Why are you so afraid of friendship turning into something else? | Dostluğu aşan ilişkilerden niçin kaçıyorsun? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
By that, you mean love I suppose I'd say that nothing... | Bu sözünle aşık olmayı kastediyorsan... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Then you feel much more than just love for me. | O halde sen bana aşık olmaktan da öte duygular içindesin. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
If you're in love with my picture, it means you love me too. | Resmime aşık olman demek, beni sevmen demektir. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I've been thinking about your words since yesterday. | Dünden beri hep sözlerini düşündüm. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You're afraid of confessing that you love me. | Sen bana aşık olduğunu söylemekten korkuyorsun. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
How can I confess to something that I don't feel. | Olmayan bir şeyi nasıl söylerim. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Why are you so stubborn? | Niçin beni anlamamakta ısrar ediyorsun? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I'm in love with your picture, fullstop. | Ben senin resmine aşığım. İşte hepsi bu kadar. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You fell in love with my picture, before you had met me. Well, I'm here now. | Sen, ben yokken resmimi sevdin. İşte ben varım artık. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I'm the original of that picture. From now on we'll share this love. | Resmin aslı benim. Bundan sonra ikimiz bu sevgiyi paylaşacağız. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Half of it belongs to me. | Bu aşkım yarısı bana ait. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You think that friendships are easily formed... | Sen dostlukların, aşkların kolay kurulduğunu... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...that loving is easy? | ...kolay sürdürüldüğünü mü sanıyorsun? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
If you only knew how long I have loved your picture. | Resminle aramda ne kadar uzun zamanlar geçti. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I can remember our first meeting as if it were yesterday. | İlk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You looked at me with love and affection. | Birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
My cloths were worn. | Elbiselerim eskiydi. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I was dirty and need of shave. I couldn't believe. | Kirliydim, sakallarım uzamıştı. İnanamadım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I was afraid of looking at the picture again... | O insanca bakışı bir daha göremem diye... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...in case that human look would have vanished. | ...bir daha resme bakmaktan korkuyordum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
And again there was love and affection in her eyes. | Gene iyilik, gene sevgi vardı gözlerinde. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I had finally found something eternal. | Nihayet değişmezi bulmuştum. Resmin benin içime bakıyordu. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
In this empty house we spent those long cold winter nights together. | Boş evde, soğuk kış gecelerini beraber yaşadık onunla. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
She always looked at me, with kindness, affection and love. | Bana hep dostlukla, iyilikle, sevgiyle baktı. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
There were times when I touched her face... | Çok zamanlar gidip yüzünü tutardım, gözlerini öperdim... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...her hair and kissed her eyes. | ...saçlarına değdirirdim ellerimi. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I behold you with love too. I also look right inside you. | Benim bakışlarımda da sevgi var. Ben de senin kendini görüyorum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
From now on, I will love you instead of my picture. From now on I exist. | Resmin yerine ben seveceğim seni. Artık ben varım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You would wreck it mercilessly. | Sonra merhametsizce yıkarsın onu. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
That picture is part of me now. Let me love it. | Resmin benim kendimden bir parça. Bırak ben onu seveyim. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Don't try to love me. I don't want to hold your hands. | Sen sevmek isteme beni. Senin ellerini tutmak istemiyorum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
And I'll love it till I die. | Ölünceye kadar da onu seveceğim. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Even you don't understand me, so how can she, a stranger? | Sen bile beni anlamıyorsun. Elin kızı beni nasıl anlar? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
And about me not understanding you... | Benim seni bilmeme gelince, sen haksızsın bu meselede. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...I only say what I know. Is it my fault that she came that day? | Ben onu bilir, onu söylerim. O gün ben mi ona gel dedim? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
If she hadn't caught me looking at her picture... | Eğer beni resmine bakarken yakalamasaydı... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...she wouldn't even have know that I existed. | ...bugün varlığımın farkında olmayacaktı. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
No, I'm not in love with her. I'm in love with her picture. | Hayır ben ona aşık değilim. Ben onun resmine aşığım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Yes, but why should she be to blame... | İyi ama resmine bakarken seni yakaladı diye... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But since you have... | Madem ki şimdi o senin kendisine aşık olduğunu biliyor... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...and she knows it... | ...ve de bu sevgiyi seninle paylaşmak istiyor... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
...you're bound to share this love with her. | ...o halde bu aşkını onunla bölüşmeye mecbursun. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
How can I share something which doesn't belong to her? | Ona ait olmayan bir şeyi nasıl onunla paylaşırım? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
My love belongs to no one but me. | Aşkım yalnız bana, kendime ait bir şey. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You are wrong. You're not sensible. | Yanlış konuşuyorsun. Doğru değil söylediklerin. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
This is taking things too far into the reaim of egoism. | Bundan ötesi kendini düşünmüşlük olur. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You sholud go to her and say you're sorry. | Hemen gidip af dilemen lazım o iyi kızdan. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I'll not apologise to anyone. That's up to you. | Ben kimseden af dilemem. Orası senin bileceğin iş. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But this no way to treat herjust because she respond to your feelings. | Ama aşkına karşılık verdi diye ona bu şekilde davranamazsın. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Even though I look up to you... | Ben Derviş Mustafa, benden çok üstün arkadaşıma... | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I thought people never really fell in love. | İnsanların gerçekten aşık olamayacaklarını sanırdım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But your passion for my picture, destroyed my belief. | Senin resmime karşı tutkun, bütün inançlarımı yıktı. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I've fallen in love with you too. | Ben de sana aşık oldum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But you didn't try to find me. | Sen beni görmeye çalışmadın. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Whether you like or not, I exist Halil. | Ama sen istesen de, istemesen de ben varım Halil. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Picture is me. And I love you too. | Resmin aslı benim. Ve ben de seni seviyorum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You've tought me how to be courageous and lonely in my love. | Aşkta yalnız ve cesur olmayı sen öğrettin bana. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
From now on I shall try to match your greatness. | Bundan sonra ben de senin kadar büyük olmaya çalışacağım. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
That's how it happened Ba�ar. I've fallen in love. | Ya işte böyle Başar. Nihayet ben de aşık oldum. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
How can you tell me these things? | Nasıl söylersin bunları bana? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
How can you confess that you love someone else? | Başka bir erkeği sevdiğini nasıl söylersin bana? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I'm supposed to be the one you love. | Senin sevdiğin erkek ben değil miyim? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
No, I'm not in love with you, Ba�ar. | Hayır sen değilsin Başar. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
We were close friends. | Seninle aramızda bir yakınlık vardı. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
But I never said that I love you. | Ama hiçbir zaman seni sevdiğimi söylemedim ben. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Maybe you don't but nevertheless you shouldn't... | Belki beni sevmiyorsun. Yalnız ne de olsa aramızda bir ilişki vardı. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You mean, I should have fooled you? | Yani seni aldatmamı istiyordun, öyle mi? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I can't do that. | Ben böyle bir şey yapamam. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
I always tell the truth. | Doğruyu olduğu gibi apaçık söylerim. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
You're under the influence of that affair on the island. | Sen adadaki olayın tesirinde kalmışsın. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
That's clever trick, falling in love with a picture. | Resme aşık olmak iyi numara, yoksa böyle konuşmazdın. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
Look at him. | O adam kim, sen kim? | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
He is the one I love Ba�ar. | Asıl sevilecek insan o Başar. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
What's more, he's not aware of my feelings. | Ne var ki Halil, ona karşı olan aşkımın farkında bile değil. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |
He is indifferent to my existence. | Varlığım bile onun için belli belirsiz. | Sevmek Zamani-1 | 1965 | ![]() |