Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20448
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I might have just saved your life. | Az önce hayatını kurtardım. | Freezer-1 | 2013 | |
| What, for, like, five minutes? | Ne, ne için, fazladan beş dakika için mi? | Freezer-1 | 2013 | |
| Now they'll never believe I don't have the money. | Artık paranın bende olmadığına asla inanmazlar. | Freezer-1 | 2013 | |
| After what you did, these assholes | Bu alçak heriflere, alçak heriflerin arkadaşlarına, | Freezer-1 | 2013 | |
| or their friends or their friends' friends | veya arkadaşlarının arkadaşlarına yaptıkların yüzünden, | Freezer-1 | 2013 | |
| will hunt me for the rest of my life. | geri kalan hayatım boyunca benim peşime düşecekler. | Freezer-1 | 2013 | |
| I got two. | Benim iki tane var. | Freezer-1 | 2013 | |
| Paulie and Kat. | Paulie ve Kat. | Freezer-1 | 2013 | |
| Paulie won't talk to me anymore since the divorce. | Paulie, boşanmadan sonra benimle tek kelime bile konuşmadı. | Freezer-1 | 2013 | |
| Boys are like that... | Erkekler böyledir... | Freezer-1 | 2013 | |
| the good ones. | elbette iyi olanları. | Freezer-1 | 2013 | |
| They look after their moms. | Annelerine göz kulak olurlar. | Freezer-1 | 2013 | |
| Kat and I get on all right. | Kat ve ben tüm gece birlikte takıldık. | Freezer-1 | 2013 | |
| She's gonna miss her daddy. | Babasını çok özlüyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| Switch clothes with me. | Giysilerimizi değiştirelim. | Freezer-1 | 2013 | |
| What? Come on. | Ne? Haydi. | Freezer-1 | 2013 | |
| Come on, we're gonna get you out of here. | Haydi, seni buradan çıkarmalıyız. | Freezer-1 | 2013 | |
| And what, leave you? Come on. | ve, sonra, seni burada mı bırakayım? Yapma. | Freezer-1 | 2013 | |
| Yes, and leave me. | Evet, beni burada bırak. | Freezer-1 | 2013 | |
| You stand me up in the back over here and hide by the door. | Beni yüzüstü yatırıp kapının oraya saklan. | Freezer-1 | 2013 | |
| Next time those sons of bitches come in, you run. | Bu aşağılık herifler geri geldiğinde, kaçarsın. | Freezer-1 | 2013 | |
| Run like hell and get help. | Kaçabildiğin kadar hızlı kaç ve yardım edecek birilerini bul. | Freezer-1 | 2013 | |
| It's now or never, Robert. | Ya şimdi, ya asla, Robert. | Freezer-1 | 2013 | |
| You don't get out of here... my kids will never know | Eğer buradan çıkıp gitmezsen... çocuklarım asla | Freezer-1 | 2013 | |
| I sat here thinking about them. | burada oturup onları düşündüğümü bilemeyecekler. | Freezer-1 | 2013 | |
| There'll be no story, | Anlatacak bir hikaye veya | Freezer-1 | 2013 | |
| no body... | bir kişi olmayacak... | Freezer-1 | 2013 | |
| "nichto. " You understand? | "nichto. " Anladın mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| If I leave you... | Eğer seni bırakıp gidersem... | Freezer-1 | 2013 | |
| You're not handsome like me, | Benim kadar yakışıklı değilsin ama, | Freezer-1 | 2013 | |
| but let's pray this works. | dua edelim de bu yaptığımız işe yarasın. | Freezer-1 | 2013 | |
| I owe you, man. No. No, you don't. | Sana borçluyum, adamım. Hayır. Hayır, değilsin. | Freezer-1 | 2013 | |
| I think I'm the reason you're in here. | Bence burada olmanın nedeni benim. | Freezer-1 | 2013 | |
| No, it's nobody's fault. | Hayır, kimsenin suçu değil. | Freezer-1 | 2013 | |
| It's just bad karma. I don't think so. | Sadece kötü şans. Ben öyle düşünmüyorum. | Freezer-1 | 2013 | |
| My ex took everything. | Eski karım herşeyimi aldı. | Freezer-1 | 2013 | |
| I owe money, lots of it. | Bir sürü borcum var. | Freezer-1 | 2013 | |
| The vig on my marker is more than I make in two years. | Borçlarımın faizi bile iki yıllık kazancımdan fazla tutuyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| IA, IRS... | Vergi dairesi, maliye... | Freezer-1 | 2013 | |
| they all want a piece of me. | hepsi beni parçalamak istiyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| You took the money? | Parayı sen mi aldın? | Freezer-1 | 2013 | |
| No, but I was gonna try. | Hayır, fakat denemeliydim. | Freezer-1 | 2013 | |
| They don't need it like I do. | O paraya benim onlardan daha çok ihtiyacım var. | Freezer-1 | 2013 | |
| I was... I was gonna share with... | Ben... Ben paylaşmalıydım... | Freezer-1 | 2013 | |
| With whom? Alisa? | Kiminle? Alisa ile mi? | Freezer-1 | 2013 | |
| No, not Alisa. Give me the name. The name! | Hayır, Alisa ile değil. Bana isim ver. İsim! | Freezer-1 | 2013 | |
| Robert, it's time. | Robert, zaman geldi. | Freezer-1 | 2013 | |
| All right, all right, all right! You win. I'll give you the money. | Peki, peki, peki! Siz kazandınız. Paranızı vereceğim. | Freezer-1 | 2013 | |
| Where is it? I have to take you there. | Nerede? Olduğu yere gitmemiz gerekiyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| He's gonna chop his head off. I need to be there. | Kafasını baltayla kesecek. Beni oraya götürmeniz gerekiyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| Why? Lock, dogs, booby traps... | Neden? Kilit, köpekler, bubi tuzakları... | Freezer-1 | 2013 | |
| I gotta take care of it. | Sadece ben halledebilirim. | Freezer-1 | 2013 | |
| I took the money, not him! Cut my fucking arm off! | Parayı ben aldım, o değil! Kesecekseniz benim kolumu kesin! | Freezer-1 | 2013 | |
| Where is it? Please don't do this. | Para nerede? Lütfen bunu yapmayın. | Freezer-1 | 2013 | |
| Where is the fucking money? Cafe Volga! | Lanet olası para nerede? Kafe Volga! | Freezer-1 | 2013 | |
| I ran into the bathroom and hid the money in the ceiling. | Tuvalete koşup,parayı tavan döşemesinin üzerine sakladım. | Freezer-1 | 2013 | |
| That's where it is. | İşte orada. | Freezer-1 | 2013 | |
| And I wasn't on a date. | ve bir buluşma için orada değildim. | Freezer-1 | 2013 | |
| I knew Stepan saw me in the parking garage. | Stephan'ın beni park yerinde gördüğünü biliyordum. | Freezer-1 | 2013 | |
| I ran into the cafe to hide out, but they got me anyway. | Saklanmak için kafeye kaçtım, ancak nasıl olduysa beni buldular. | Freezer-1 | 2013 | |
| Wait, wait, wait, wait, wait! What the fuck are you doing? | Bekle,bekle,bekle,bekle! Ne yapıyorsunuz? | Freezer-1 | 2013 | |
| Yeah? You can't kill a cop. | Evet? Bir polisi öldüremezsiniz . | Freezer-1 | 2013 | |
| He's a cop. Ask him. | O bir polis. Sorun isterseniz. | Freezer-1 | 2013 | |
| Detective Sam Gurov, | Dedektif Sam Gurov, | Freezer-1 | 2013 | |
| NYPD Narcotics. | New York Polisi Narkotik Bölümü'nden. | Freezer-1 | 2013 | |
| You can't kill a cop. | Bir polisi öldüremezsin. | Freezer-1 | 2013 | |
| Okay? | Evet? | Freezer-1 | 2013 | |
| Stepan, please listen to me. | Stepan, lütfen dinle beni. | Freezer-1 | 2013 | |
| Listen to me. This is a police officer. | Beni dinle. O bir polis memuru. | Freezer-1 | 2013 | |
| You'll go to jail for the rest of your life. | Ömür boyu hapis cezası yersin. | Freezer-1 | 2013 | |
| He, you. | O, sen. | Freezer-1 | 2013 | |
| He... you. | O... sen. | Freezer-1 | 2013 | |
| I hope hell is warm. | Umarım cehennem sıcaktır. | Freezer-1 | 2013 | |
| Hitting a woman is not so different from hitting a man. | Bir kadına vurmak ile erkeğe vurmak arasında pek fark yok sanırım. | Freezer-1 | 2013 | |
| It is for me. | Benim için var. | Freezer-1 | 2013 | |
| You killed a cop. He was dirty. | Bir polisi öldürdün. Kirli biriydi. | Freezer-1 | 2013 | |
| You're animals. | Sizler hayvansınız. | Freezer-1 | 2013 | |
| Even you, princess. | Sen dahil, prenses. | Freezer-1 | 2013 | |
| I do what I have to to survive, as will you. | Yaşamak için ne gerekirse onu yapıyorum, aynı senin gibi. | Freezer-1 | 2013 | |
| No. I wouldn't fuck the boss's son | Hayır. Bana kaç kere vurursa vursun, | Freezer-1 | 2013 | |
| no matter how many times he hit me. | patronun oğluyla düzüşmezdim. | Freezer-1 | 2013 | |
| Argh! You fight like shit. | Argh! B.k gibi dövüşüyorsun. | Freezer-1 | 2013 | |
| Didn't they teach you anything in mob school? | Sana, serseriler okulunda hiçbirşey öğretmediler mi? | Freezer-1 | 2013 | |
| Eight million dollars, Robert. | Sekiz milyon dolar, Robert. | Freezer-1 | 2013 | |
| All right, all right. Enough of this. | Pekala, pekala. Artık yeter. | Freezer-1 | 2013 | |
| I got a little gambling problem. I spent it in Vegas. | Kumar sorunum var. Vegas'ta tümünü bitirdim. | Freezer-1 | 2013 | |
| I donated it all to my favorite charity. | Tümünü hayır kurumlarına bağışladım. | Freezer-1 | 2013 | |
| They're gonna build a fucking orphanage in my name. | Benim adımı verecekleri bir yetimhane yapacaklar. | Freezer-1 | 2013 | |
| You first. | Sen başla. | Freezer-1 | 2013 | |
| Start with the shirt. | Gömleğini çıkar. | Freezer-1 | 2013 | |
| You know, today is my birthday. | Biliyorsun, bugün doğum günüm. | Freezer-1 | 2013 | |
| Shouldn't you be the one putting on the show? | Gösteriyi tek başına sahneye koyamaz mısın? | Freezer-1 | 2013 | |
| You're not gonna kill me. | Beni öldürmeyeceksin. | Freezer-1 | 2013 | |
| But I will put a bullet in your kneecap... | Fakat dizkapağına bir kurşun sıkacağım... | Freezer-1 | 2013 | |
| or somewhere else. | veya başka bir yerine. | Freezer-1 | 2013 | |
| Slow. | Yavaşça. | Freezer-1 | 2013 | |
| Like that? | Böyle iyi mi? | Freezer-1 | 2013 | |
| Now your pants. | Sıra pantolonda. | Freezer-1 | 2013 | |
| Aw, babushka, we're moving kind of fast, aren't we? | Aw, babişko, biraz hızlı gitmiyor muyuz? | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh, no, no, not the... | Oh, hayır, hayır, o benim... | Freezer-1 | 2013 |