Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20450
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Barely. They gave me a phone | Zar zor. Arama yapıp parayı | Freezer-1 | 2013 | |
| so I could call and get the money. | geri alabilmem için bana bir telefon verdiler. | Freezer-1 | 2013 | |
| Are they with you now? Yes. | Yanındalar mı? Evet. | Freezer-1 | 2013 | |
| They want the money now or they're gonna kill Sam and me. | Parayı şimdi istiyorlar, yoksa Sam ve beni öldürecekler. | Freezer-1 | 2013 | |
| Is Sam there? | Sam orada mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| Can you get it? Where are you? | Getirebilir misin? Neredesin? | Freezer-1 | 2013 | |
| What are you doing? I had the money. | Ne yapıyorsun? Para elimdeydi. | Freezer-1 | 2013 | |
| He was ready to bring it, but you have to tell me where we are. | Getirmeye hazırdı, fakat bana nerede olduğumuzu söylemek zorundasın. | Freezer-1 | 2013 | |
| What the fuck is wrong with you? | Senin zorun ne böyle? | Freezer-1 | 2013 | |
| Let me call him back. Let me call him back. | Onu geri arayayım. Onu geri arayayım. | Freezer-1 | 2013 | |
| Nyet! | Hayır! | Freezer-1 | 2013 | |
| No Russian, please. | Rusça konuşma lütfen. | Freezer-1 | 2013 | |
| I'm so sick of it. | Beni hasta ediyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| You a fucking cop? | Kahrolası bir polis misin? | Freezer-1 | 2013 | |
| No cop. | Değilim. | Freezer-1 | 2013 | |
| A mechanic. | Tamirciyim. | Freezer-1 | 2013 | |
| Really? A mechanic? | Gerçekten? Bir tamirci ha? | Freezer-1 | 2013 | |
| Truth is, I'm a very good liar. | Gerçek şu ki;, Çok iyi bir yalancıyım. | Freezer-1 | 2013 | |
| I don't think so. Look at yourself. | Ben öyle düşünmüyorum. Haline bir bak. | Freezer-1 | 2013 | |
| What kind of car I drive? | Arabamın markası ne? | Freezer-1 | 2013 | |
| BMW, M5. | BMW, M5. | Freezer-1 | 2013 | |
| Is it carbon chipped? | Karbon çip takılı mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| For performance. | Performans için. | Freezer-1 | 2013 | |
| Does it jump through a red light on a mis shift? | Yanlışlıkla vitesten attığında kırmızı ışık yanıyor mu? | Freezer-1 | 2013 | |
| My friend says it's nothing to worry. | Arkadaşım endişe edilecek bir sorun yaratmayacağını söyledi. | Freezer-1 | 2013 | |
| Friend sell you the car? | Arabayı sana satan arkadaşın mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| You are a good liar. | İyi bir yalancısın. | Freezer-1 | 2013 | |
| Danil. | Danil. | Freezer-1 | 2013 | |
| My name is known to many, | İsmim çoğu insana tanıdık gelir, | Freezer-1 | 2013 | |
| but not my story, | ama hikayem, | Freezer-1 | 2013 | |
| and never my face. | ve yüzüm asla. | Freezer-1 | 2013 | |
| You took the shot at Oleg. | Oleg'e bir atış yapmışsın. | Freezer-1 | 2013 | |
| What did you hear, Robert? | Ne duydun, Robert? | Freezer-1 | 2013 | |
| That you missed. | Iskaladığını. | Freezer-1 | 2013 | |
| Humph. Three months on Internet | Humph. Oleg'i dışarıda sadece dört koruma | Freezer-1 | 2013 | |
| to get Oleg out of house with only four bodyguards. | ile yakalayabilmek için, üç ay internette onunla sohbet ettim . | Freezer-1 | 2013 | |
| I pretend to be young girl. | Genç bir kız gibi davrandım. | Freezer-1 | 2013 | |
| Rendezvous set, and Oleg switched location. | Randevu ayarlandı, ve Oleg buluşma yerini değiştirdi. | Freezer-1 | 2013 | |
| Then last minute, switch again. | Son dakikada, tekrar değiştirdi. | Freezer-1 | 2013 | |
| Finally Oleg arrives | Sonunda Oleg, | Freezer-1 | 2013 | |
| holding a little puppy. | elinde küçük bir köpek yavrusuyla çıkageldi. | Freezer-1 | 2013 | |
| Too many ways to escape. | Kaçmak için çok imkanın olduğu bir mekandı. | Freezer-1 | 2013 | |
| Shocking how fast the old rabbit ran. | Yaşlı tavşanın nasıl kaçtığını görsen şaşardın. | Freezer-1 | 2013 | |
| All those years in a track suit, I suppose. | Onca yıl eşofmanla oturduğunu sanmışım. | Freezer-1 | 2013 | |
| Well, it might help to know who wants Oleg dead. | Oleg'in ölmesini isteyenleri bilmek işe yarayabilir. | Freezer-1 | 2013 | |
| Do you see a way out of here, Robert? | Çıkış yolu görebildin mi, Robert? | Freezer-1 | 2013 | |
| Only one, Robert... | Tek bir tane, Robert... | Freezer-1 | 2013 | |
| I will be killed when Oleg arrives, | Oleg buraya geldiğinde öldürüleceğim, | Freezer-1 | 2013 | |
| but you're different. | ama senin durumun farklı. | Freezer-1 | 2013 | |
| There's a reason you're still alive. | Hala yaşıyor olmanın bir nedeni var. | Freezer-1 | 2013 | |
| I know how to get out of here, | Buradan nasıl çıkacağımı biliyorum, | Freezer-1 | 2013 | |
| but I'm just... just too damn cold. | fakat ben sadece... çok üşüyorum. | Freezer-1 | 2013 | |
| 70/30. | 70/30. | Freezer-1 | 2013 | |
| 60/40. That's it. | 60/40. Hepsi bu. | Freezer-1 | 2013 | |
| How much is your life worth? | Senin hayatının değeri nedir? | Freezer-1 | 2013 | |
| In here... nothing. | Burada mı... hiçbirşey. | Freezer-1 | 2013 | |
| 40/60. | 40/60. | Freezer-1 | 2013 | |
| You're too cold, remember? | Çok üşüyordun, hatırladın mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| Partners? | Ortak mıyız? | Freezer-1 | 2013 | |
| I broke that vent | Buraya tırmanarak, | Freezer-1 | 2013 | |
| to climb out of here. | havalandırmayı kırdım. | Freezer-1 | 2013 | |
| There's a small duct, | Burada, kapının üzerindeki pervanelere doğru giden, | Freezer-1 | 2013 | |
| probably leads to those fans above the door. | küçük bir kanal var. | Freezer-1 | 2013 | |
| What I did find was wires... | Kabloları incelerken ne buldum dersin?... | Freezer-1 | 2013 | |
| 110 for the fans and 220 for the condenser. | Pervanelere 110'luk, klimaya 220'lik gidiyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| They run parallel in there. | Hem de paralel. | Freezer-1 | 2013 | |
| Meaning we need you to climb this shelf | Anlamı şu; rafa tırmanıp çıkacaksın, | Freezer-1 | 2013 | |
| and play electrician. | ve elektrikçilik oynayacaksın. | Freezer-1 | 2013 | |
| Why don't you do it? | Neden sen yapmıyorsun? | Freezer-1 | 2013 | |
| My fingers are frozen to the bone. | Parmaklarım kemiğe kadar dondu. | Freezer-1 | 2013 | |
| I can't even feel them. | Hissetmiyorum bile. | Freezer-1 | 2013 | |
| What are you trying to do? | Bu yolla ne yapmaya çalışıyorsun? | Freezer-1 | 2013 | |
| The lights will blow when the freezer door opens | Dondurucunun kapısı açıldığında, ışıklar patlamış olacak, | Freezer-1 | 2013 | |
| and you'll be up front | ve sen önden gidip, | Freezer-1 | 2013 | |
| and attack in the dark... with this. | karanlıkta yolu açacaksın... bununla. | Freezer-1 | 2013 | |
| Unless you'd rather cut my throat. | Umarım boğazımı kesmek istemezsin. | Freezer-1 | 2013 | |
| I guess we're gonna find out, huh? | Anlaştığımızı umuyorum, huh? | Freezer-1 | 2013 | |
| It's what you do, isn't it... | Bu zaten eskiden beri yaptığın şey değil mi.? | Freezer-1 | 2013 | |
| move fast with a box cutter, | Karton kesiciyle hızla hareket edip, | Freezer-1 | 2013 | |
| cut us out of here? | bizi burdan kesip dışarı atmak zor olmasa gerek. | Freezer-1 | 2013 | |
| And on to the money. | ama para istikametinde. | Freezer-1 | 2013 | |
| See it? | Gördün mü? | Freezer-1 | 2013 | |
| I see a conduit box. | Bağlantı kutusu görüyorum. | Freezer-1 | 2013 | |
| The lid is off. | Kapağı yok. | Freezer-1 | 2013 | |
| Yeah, I tried to do it myself, but I just couldn't. | Evet, kendim yapmaya çalıştım ancak başaramadım. | Freezer-1 | 2013 | |
| I see wires. | Kablolar görüyorum. | Freezer-1 | 2013 | |
| What color? | Ne renk? | Freezer-1 | 2013 | |
| Black, white and candy cane. | Siyah, beyaz ve şeker rengi. | Freezer-1 | 2013 | |
| All right, pull the black and the candy cane ones out. | Pekala, siyah ve şeker renkli olanı tut ve dışarı doğru çek. | Freezer-1 | 2013 | |
| They're the ones that power this freezer. | Dondurucunun güç kaynağı onlar. | Freezer-1 | 2013 | |
| Should be some slack up there. | Orada bir parça fazla bırakılmış olmalı. | Freezer-1 | 2013 | |
| All right. Now cut the wires | Pekala. Telleri kes | Freezer-1 | 2013 | |
| and pull the insulation off about six inches. | ve dış yüzündeki kaplamayı 15 cm sıyır. | Freezer-1 | 2013 | |
| You think I'm an idiot? | Aptal olduğumu mu düşünüyorsun? | Freezer-1 | 2013 | |
| I told you my fingers are... | Sana parmaklarımın durumunu anlattım... | Freezer-1 | 2013 | |
| Do you worry that after we escape, I will kill you and take all the money? | Kaçtıktan sonra, seni öldürüp, tüm parayı almamdan korkmuyor musun? | Freezer-1 | 2013 | |
| I know you'll try, Danil, | Deneyeceğini biliyorum, Danil, | Freezer-1 | 2013 | |
| but like any good thief, | ama her iyi hırsız gibi, | Freezer-1 | 2013 | |
| I plan to steal your share | ben de senin payını çalıp | Freezer-1 | 2013 | |
| and be long gone to the south of France by then. | Güney Fransa'ya gitmenin planlarını yaparım o zaman. | Freezer-1 | 2013 |