Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20443
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Are you telling me | Şimdi sen bana... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| that you have been playing me all this time | ...benimle tüm bu zamandır oynadığını... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| because you wanted someone to talk to? | ...çünkü birisiyle konuşmak istediğini mi söylüyorsun? | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| Well, it has been nice having some company. | En azından birisi ile sohbet etmek güzeldi. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I remember your boy. | Senin oğlunu hatırlıyorum. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I do, Ruth. | Hatırlıyorum, Ruth. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I remember him. I've always remembered him. | Onu hatırlıyorum. Onu hep hatırladım. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I know who he is. | Onun kim olduğunu biliyorum. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I know exactly who he is. | Onun kim olduğunu kesinlikle biliyorum. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I just wanted company is all. | Benim tek istediğim bir arkadaştı. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I guess we did have a bargain, didn't we? | Sanırım bu durumda bir fırsat yakaladık, değil mi? | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I remember it was raining, | Yağmur yağıyordu, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| and that's why he wasn't so picky | ...o yüzden arabama binip binmemek... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| when he took a ride from me. | ...konusunda çok seçici davranmadı. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I remember he was wearing a windbreaker. | Bir yağmurluk giydiğini hatırlıyorum. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| Was it blue? | Mavi miydi? | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| It was blue. | Evet. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| He had a light coat that was blue. | Mavi renkli ince bir cekedi vardı. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| That's the last thing I saw him wearing. | Onun giydiğini gördüğüm en son şey oydu. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| It wasn't a windbreaker though. | Ama yağmurluk değildi. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| No, it wasn't a windbreaker exactly, | Hayır, tam olarak yağmurluk değildi ama... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| but it was thin material, light. | ...ince ve hafifti. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| But I remember picking him up. | Ama onu aldığımı hatırlıyorum. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| And we drove around, and we had a good time. | Biraz gezindik, iyi vakit geçirdik. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I got him really high. | Onun kafasını çok güzel yaptım. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| And we went through the drive through, | Dönemeçe kadar gittik, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| and we ate a couple burgers. | ...ve birkaç burger yedik. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| And we had a lot of laughs. | Ve çok eğlendik. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| We had a lot of laughs. | Çok eğlendik. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| God, he was cute. | Tanrım, çok sevimli bir çocuktu. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| And I hit him in the head with a tire iron. | Ve onun kafasına demirle burdum. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| And I put the T shirt around his neck, | Boynuna t shirt doladım, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| and I strangled him, | ...ve onu boğdum... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| because that's what I do. | ...çünkü bu benim işim. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| And it all happened very fast. | Her şey çok çabuk oldu. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| He didn't really suffer. | Pek acı çekmedi. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| But he did cry. | Ama ağladı. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| And I remember he was saying... | Ve onun dediklerini hatırlıyorum. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| He said, "Sorry, Mom, sorry." | "Üzgünüm, anne, üzgünüm" dedi. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| Is this supposed to be making me feel better, | Bana anlattığın bu lanet olası masalın... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| this fucking fairy tale that you're telling me? | ...beni mutlu etmesi mi gerekiyor? | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| What? You wanted to know. | Ne? Bilmek isteyen sendin. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| My son never, ever, | Benim oğlum hayatı boyunca... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| ever once in his life called me "Mom." | ...hiçbir zaman bana anne demedi. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I wouldn't let him. | Ona izin vermedim. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| As it happens, I made him call me "Ruth." | Gerektiği zaman bana Ruth demesini istedim. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| He was my whole world, and you took him from me, | O benim her şeyimdi, ve sen onu benden aldın, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| you sick animal. | ...seni hasta hayvan. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| He was my friend, | O benim arkadaşımdı, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| and he was my son. | ...ve o benim oğlumdu. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| You fuck. [Pounds on table] | Seni pislik. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| You sick fuck. | Seni hasta pislik. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I'm sorry, Ruth. | Üzgünüm, Ruth. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I may have crossed paths with your boy, Ruth. | Oğlunla yollarımız kesişmiş olabilir, Ruth. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I am gonna watch you suffocate. | Senin acı çekmeni izleyeceğim. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| You pathetic monster, | Seni hasta yaratık, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| you have made my life hell all these years. | ...bunca yıl hayatımı cehenneme çevirdin. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I have listened to your perverted stories. | Senin sapık hikayelerini dinledim. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| You wanted company when you die. | Ölürken yanında birilerinin olmasını mı istiyorsun? | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| Well, I'll tell you, | Şimdi ben de sana diyorum ki, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| I'm gonna be there, | ...ben orada olacağım, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| and I am gonna watch you die. | ...ve senin ölümünü izleyeceğim. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| Well, here's a tip for you. | O zaman sana bir ipucu vereyim. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| When you do, | Beni izlerken, ... | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| watch the eyes. | ...gözlerime dikkat et. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| That's where it all happens. | Çünkü her şey orada olup biter. | Freeway Killer-1 | 2009 | |
| Son of a bitch. | O.ospu çocuğu. | Freezer-1 | 2013 | |
| Happy fucking birthday. | İyiki doğdun. | Freezer-1 | 2013 | |
| Tell me you're the good guys. | Beni kurtarmaya geldiğinizi söyleyin lütfen. | Freezer-1 | 2013 | |
| Did my girlfriend put you up to this? | Tüm bunlar kız arkadaşımın işi mi? | Freezer-1 | 2013 | |
| Am I being punked? Huh? 1 | Kamera şakası mı yoksa? Huh? 1 | Freezer-1 | 2013 | |
| ¿Tu hable inglés? | ¿Tu hable inglés? | Freezer-1 | 2013 | |
| Cómo se dice, | Cómo se dice, | Freezer-1 | 2013 | |
| "I'm freezing my balls, so I want to get the fuck out of here"? | Donuyorum ve buradan çıkmak istiyorum. | Freezer-1 | 2013 | |
| Uh, do you speak English? | Uh, İngilizce biliyor musun? | Freezer-1 | 2013 | |
| English? Do you? Do you speak English? | İngilizce? Ya sen? İngilizce biliyor musun? | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh! Oh. | Oh! Oh. | Freezer-1 | 2013 | |
| Okay, I can see that you... | Evet, Benimle bir sorununuz... | Freezer-1 | 2013 | |
| you got a problem with me, | olduğunu görebiliyorum, | Freezer-1 | 2013 | |
| so why don't we... find an interpreter | ve neden biz...bir tercüman bulup, | Freezer-1 | 2013 | |
| and we'll just... we'll just take it outside? | ... bunu dışarıda değerlendirmiyoruz? | Freezer-1 | 2013 | |
| Okay? Mm hmm. | Evet? Mm hmm. | Freezer-1 | 2013 | |
| Help! Help! This is a mistake. | İmdat! İmdat! Burada bir hata var. | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh! Bravo. | Oh! Bravo. | Freezer-1 | 2013 | |
| I don't know what this is about, but you got the wrong guy. | Neler olduğunu bilmiyorum, ama emin olun, yanlış adamı yakaladınız. | Freezer-1 | 2013 | |
| Ask the manager. Call the czar. | Müdüre sorun. Çar'ı çağırın. | Freezer-1 | 2013 | |
| Find a... a comrade who speaks English. | Birini... İngilizce bilen bir yoldaşı bulun. | Freezer-1 | 2013 | |
| People know I'm here. My girlfriend's waiting at our table right now. | Burada olduğumu bilen insanlar var.Kız arkadaşım ayırttığımız masada beni bekliyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| My shrimp fucking scampi is getting cold. | Lanet olası karidesim soğuyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| I'm supposed to be blowing out the candles. It's my birthday. | Mumları söndüreceğimi düşünmüştüm. Bugün benim doğum günüm. | Freezer-1 | 2013 | |
| Don't you have any compassion? | Hiç acımanız yok mu? | Freezer-1 | 2013 | |
| Money? Money. | Para? Para. | Freezer-1 | 2013 | |
| Money. | Money. | Freezer-1 | 2013 | |
| My wallet. | Cüzdanım. | Freezer-1 | 2013 | |
| You took my goddamn wallet. | Cüzdanımı almışsınız. | Freezer-1 | 2013 | |
| There was 400 in cash in there. | İçinde 400 dolar vardı. | Freezer-1 | 2013 | |
| You got my credit cards. Good luck with those. | Kredi kartlarım da sizde. Ne işinize yarayacaksa? | Freezer-1 | 2013 | |
| How... how about ATM? | Ya... ya ATM? | Freezer-1 | 2013 | |
| Huh? We take a drive. | Huh? Gidelim. | Freezer-1 | 2013 | |
| We go to the ATM... A T M. | ATM bulmaya gidelim... A T M. | Freezer-1 | 2013 |