Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20446
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Did you guys feel that? | Farkında mısınız beyler? | Freezer-1 | 2013 | |
| I feel like it's something I said. | Daha önce dediklerimin doğru olduğunu düşünüyorum. | Freezer-1 | 2013 | |
| I'm starting to feel like you don't like me or something. | Bence benden hiç ama hiç hoşlanmıyorsunuz. | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh, that's awful. | Oh, bu berbat bir şey. | Freezer-1 | 2013 | |
| Ooh! You missed. | Ooh! Iskaladın. | Freezer-1 | 2013 | |
| Argh! Argh! | Argh! Argh! | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh, shit. Fuck. Help. | Oh, kahretsin. Lanet olsun. Yardım et. | Freezer-1 | 2013 | |
| You scared the fuck out of me. Help me. | Ödümü kopardın. Bana yardım et. | Freezer-1 | 2013 | |
| Hey, man, you're shot. | Hey, adamım, vurulmuşsun. | Freezer-1 | 2013 | |
| Help me up. No, no, no. Careful. Careful. | Kalkmama yardım et. Hayır, hayır, hayır. Dikkat et. Dikkat et. | Freezer-1 | 2013 | |
| You might start bleeding again. | Kanaman tekrar başlayabilir. | Freezer-1 | 2013 | |
| Let me guess... | Dur tahmin edeyim... | Freezer-1 | 2013 | |
| Sam Gurov? | Sen Sam Gurov'sun? | Freezer-1 | 2013 | |
| Detective Sam Gurov? | Dedektif Sam Gurov? | Freezer-1 | 2013 | |
| I found your phone. Dorian called. | Telefonunu buldum. Dorian aradı. | Freezer-1 | 2013 | |
| Dorian? | Dorian mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| Let's call him back. No, no, easy, dude. | Onu tekrar arayalım. Hayır, hayır, sakin ol, dostum. | Freezer-1 | 2013 | |
| The Russians grabbed it before he got a solid trace. | Dorian telefonun izini tam süremeden Ruslar elimden aldı. | Freezer-1 | 2013 | |
| They would have been here by now. | Her an geri gelebilirler. | Freezer-1 | 2013 | |
| Okay, help me out of here. Oh, so I can watch you bleed out? | Pekala, buradan çıkmama yardım et. Oh, Kanamanı kontrol edebilirim? | Freezer-1 | 2013 | |
| What, are you a doctor? Get me out. | Doktor musun sen? Çıkar beni. | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh, just like a fucking cop, always giving orders, huh? | Oh, siz lanet polisler, her zaman emir verirsiniz değil mi, huh? | Freezer-1 | 2013 | |
| Nice and easy. Nice and easy. | Yavaş ve dikkatlice. Yavaş ve dikkatlice. | Freezer-1 | 2013 | |
| There you go. | İşte çıktın. | Freezer-1 | 2013 | |
| If I move, I'm dead. If I don't, I'm dead. | Hareket edersem, ölürüm. Etmesem, yine ölürüm. | Freezer-1 | 2013 | |
| How long have you been in here? | Ne kadar zamandır buradasın? | Freezer-1 | 2013 | |
| Why did they bring you here? | Seni neden buraya getirdiler? | Freezer-1 | 2013 | |
| The Russians asked me some questions, | Ruslar bana, bazıları acıtan cinsten, bir kaç soru sordular. | Freezer-1 | 2013 | |
| I'm dying of thirst. You got anything to drink in here? | Susuzluktan ölüyorum. İçebileceğim bir şeyin var mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| That's good. | Bu iyi geldi. | Freezer-1 | 2013 | |
| Do you think these guys are Russian mafia? | Rus mafyasından olduklarını mı düşünüyorsun? | Freezer-1 | 2013 | |
| You know anything about that? | Kim oldukları konusunda fikrin var mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| How can you be in here and not know who these people are? | Hem burada olup hemde kim olduklarını nasıl bilmezsin? | Freezer-1 | 2013 | |
| They think I took their money. I suggest you give it back. | Paralarını aldığımı düşünüyorlar. Geri vermeni tavsiye ederim. | Freezer-1 | 2013 | |
| I didn't take it. | Almadım. | Freezer-1 | 2013 | |
| They ain't the type to make those kind of mistakes. | Böyle hatalar yapabilecek tiplere benzemiyorlar. | Freezer-1 | 2013 | |
| Well, they did tonight. If you say so. | Bu gece yaptılar. Öyle diyorsan öyledir. | Freezer-1 | 2013 | |
| So you know these guys? | Bu herifleri tanıyor musun? | Freezer-1 | 2013 | |
| They say someone's coming for their money... | Gerçekten korkmam gereken birinin... | Freezer-1 | 2013 | |
| someone I should be scared of. Is it the boss, | parayı almak için buraya geleceğini söylediler.Eğer patron oysa, | Freezer-1 | 2013 | |
| someone I can talk to, or what? | onunla konuşabilirim, başka yapabileceğim bir şey var mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| You don't want to talk to him. | Onunla konuşmak istemezsin. | Freezer-1 | 2013 | |
| Oleg is the "rukovodstvo. " | Oleg patrondur. | Freezer-1 | 2013 | |
| I was working my way up to meet him, take him down. | Onunla yakınlaşıp sonra da yakalamak için çalışıyordum. | Freezer-1 | 2013 | |
| In six months, I never met him. | 6 ay boyunca,bir kez bile karşılaşmadık. | Freezer-1 | 2013 | |
| He lives in a fortress somewhere, never leaves. | Kale gibi bir evde yaşar ve oradan hiç dışarı çıkmaz. | Freezer-1 | 2013 | |
| Despite all that, some fuck almost whacked Oleg yesterday. | Bu kadar iyi korunmasına rağmen, dün biri az daha onu indiriyordu. | Freezer-1 | 2013 | |
| Really? Who? You? | Gerçekten? Kim? Sen mi? | Freezer-1 | 2013 | |
| One of his own, some trigger from the old country. | Kendi eski elemanlarından bir tetikçi. | Freezer-1 | 2013 | |
| Oleg was scared. | Oleg korktu. | Freezer-1 | 2013 | |
| He started moving money, lots of it. | Tüm parasını toplamaya başladı. | Freezer-1 | 2013 | |
| Eight million came up from Miami, | Miami'den sekiz milyon dolar geldi, | Freezer-1 | 2013 | |
| and then it vanished. | ve bir anda ortadan kayboldu. | Freezer-1 | 2013 | |
| When the fingers started pointing, they landed on me. | Tüm şüpheler benim üzerimde toplandı. | Freezer-1 | 2013 | |
| This whole thing doesn't make any fucking sense. | Tüm bunlar bana çok anlamsız geliyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| What did Dorian say? | Dorian ne dedi? | Freezer-1 | 2013 | |
| Well, he started looking for you in Cafe Volga, | Peki, seni önce Kafe Volga'da aramaya başlamış, | Freezer-1 | 2013 | |
| but he doesn't know where we are now. | fakat şu anda nerede olduğumuzu bilmiyormuş. | Freezer-1 | 2013 | |
| Any ideas? | Herhangi bir fikrin var mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| you are fucked. | sen bitmişsin. | Freezer-1 | 2013 | |
| They are going to kill you, money or not. | Para olsun olmasın seni öldürecekler. | Freezer-1 | 2013 | |
| There's nothing you can say that's gonna make these guys | Söyleyeceğin hiçbirşey, seni öldürdükten sonra, | Freezer-1 | 2013 | |
| park your ass on a curb and drive away. | bir kaldırıma atıp gitmelerine engel olamaz. | Freezer-1 | 2013 | |
| Even if you can prove you got nothing to do with nothing, | Hatta hiçbir şeyinin olmadığını ıspatlasan bile, | Freezer-1 | 2013 | |
| you've seen their faces. | yüzlerini görmüş olman bile seni öldürmeleri için yeter. | Freezer-1 | 2013 | |
| You're a risk. | Onlar için risk demeksin. | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh, what's the story with that? | Oh, buna ne oldu böyle? | Freezer-1 | 2013 | |
| Oh, I knocked it open. | Oh, Açmak için zorladım biraz. | Freezer-1 | 2013 | |
| You've been busy. | Meşgul olmalısın. | Freezer-1 | 2013 | |
| There's no getting through these walls. They all have steel backing. | Duvarları delip çıkamıyorsun. Hepsinin arkasında çelik destekler var. | Freezer-1 | 2013 | |
| It probably doesn't lead to anywhere anyway. | Denemenin hiç yararı olmaz. | Freezer-1 | 2013 | |
| There's a duct inside the housing, | Yukarıda evin içine doğru giden bir kanal var, | Freezer-1 | 2013 | |
| but, you know, I'm thinking it connects | fakat, kapının üzerinde,dönüp duran şu pervanelerin, | Freezer-1 | 2013 | |
| to those circulating fans above the door. I'm not sure. | bağlantısını sağladığını düşünüyorum, ama emin değilim. | Freezer-1 | 2013 | |
| You know how much money these creeps have? | Bu adamların ne kadar parasının olduğunu biliyor musun? | Freezer-1 | 2013 | |
| Billions... | Milyonlar... | Freezer-1 | 2013 | |
| oil, minerals, | petrol, madenler, | Freezer-1 | 2013 | |
| credit scams, whores, Internet. | kredi kartı dolandırıcılığı, fahişeler, Internet. | Freezer-1 | 2013 | |
| It's ridiculous how bent they get over eight million. | Sekiz milyona kafayı bu kadar takmaları da garip, | Freezer-1 | 2013 | |
| That kind of money is nothing to them. | bu onlar için çok önemsiz bir miktar. | Freezer-1 | 2013 | |
| "Nichto"... that's Russian for "nothing. " | "Nichto"...ruslar hiçbirşey anlamında söylerler. | Freezer-1 | 2013 | |
| Hey, what do you know about this Alisa chick? | Hey, Alisa pilici hakkında ne biliyorsun? | Freezer-1 | 2013 | |
| What's her story? | Onun hikayesi ne? | Freezer-1 | 2013 | |
| I think she's kind of into me. | Beni beğendiğini düşünüyorum. | Freezer-1 | 2013 | |
| She's a mule with a great ass. | Koca popolu bir katırdır. | Freezer-1 | 2013 | |
| I'll say. | Bence de. | Freezer-1 | 2013 | |
| She's also a punching bag for Oleg's son Vadim. | Oleg'in oğlu Vadim'in cinsel hayatını renklendiriyor. | Freezer-1 | 2013 | |
| In their world, maybe that's love. | Onlara göre bu aşk bile olabilir. | Freezer-1 | 2013 | |
| What about the guy with the cigars? | Ya sigara içen herif hakkında ne biliyorsun? | Freezer-1 | 2013 | |
| Stepan... | Stepan... | Freezer-1 | 2013 | |
| smart, ambitious, dangerous. | akıllı, hırslı, tehlikeli. | Freezer-1 | 2013 | |
| "Conan"? | "Conan"? | Freezer-1 | 2013 | |
| Kiril... | Kiril... | Freezer-1 | 2013 | |
| what you see is what you get. | ne görüyorsan o. | Freezer-1 | 2013 | |
| Who else is there? Anybody? | Başka kimse var mı? | Freezer-1 | 2013 | |
| I had someone working on the inside. | İçeride çalışan biriyle anlaşmıştım. | Freezer-1 | 2013 | |
| Whoa. What's his name? | Whoa. Adı ne? | Freezer-1 | 2013 | |
| Boyka. | Boyka. | Freezer-1 | 2013 | |
| Maybe he took the money. Where is he? | Belki de parayı o almıştır. Nerede bu adam? | Freezer-1 | 2013 | |
| Face down in a pool of blood. | Kan dolu bir havuzda yüz aşağı yatıyor. | Freezer-1 | 2013 |