Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19654
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Volcek was on assignment when it happened. | Volcek bu olay olduğunda görevdeymiş. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
They let her stay out past curfew | Çok geç bir vakitte dışarı çıkmasına izin vermişler, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Walter hasn't spoken to them since then. | Walter, bu olaydan sonra bir daha onlarla konuşmamış. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Their marriage... well, you know, | Araç çalıntı değil. Evlilikleri... Bilirsin işte, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
You know, the stats on that one... | bunun üzerine de... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Parents of murder victim. | kurbanın ailesi olarak kalmışlar. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I mean, it's all pretty understandable. | Değil mi? yani, biraz anlaşılmaz bir durum. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Textbook loser, eh? | Klasik kaybedenler hikayesi, değil mi? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I am not saying that, walter. | Onu demek istemedim,Walter. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Why not? | Neden? Anlaşıldı. Dikkat dağıtıcı beklemede. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I've lived with it long enough. | Yeterince uzun süre bununla yaşadım zaten. Yerini belirleyebildiniz mi? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Almost done though. | Tam bitmek üzereydi. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
You know what i want; | Ne istediğimi sen de biliyorsun; | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Give it to me, you can have me. | Onu bana verin yeter, o zaman beni alıp götürebilirsiniz. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Shoot me. I don't care anymore. | Dostum, onun hayatını kurtardın. İsterseniz vurun beni. Artık umurumda bile değil. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, but i care. | Bütün zaman onunla kaldın. Tabi, ama benim umurumda. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
And i do care about what you're going through, | Ve eminim sen de öylesin, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
But i especially care about ending this | Fakat özen gösterip, bu işe bir son vermemiz lazım. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Without anymore pain. | Daha fazla acı olmadan.... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
So, please, can you help me do that? | O yüzden, bana yardımcı olur musun? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Come and meet me. | Gelin ve buluşalım. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Gate 525. | Bunun önemi yok. 525 numaralı kapıda. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I'll have your guy, you have mine. | Ben sizin adamınızı getireyim, siz de benimkini getirin. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Okay, but that's gonna take some time, walter. | Evet, kız yaşayacak. Tamam, fakat daha fazla vakite ihtiyacım olacak Walter. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
5 minutes. | 5 dakika. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Let's get this over with. | Hadi buna bir son verelim artık. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Okay, spike and lewis? | ...fişini çekene kadar. Tamam, Spike ve Lewis? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna meet'em at gate 526. | 526. kapıya gidiyorum. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Okay, you're sierra one. | Tamamdır, Sierra 1 sensin. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Broder gave himself up. | Broder'ı, onunla ilgili uyarmışlar. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Says he called in the tip to the group. | Grubun arasında onun da olduğunu söylüyor. Ancak, ben bir teori istemiyorum. Bize plan gerekli... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Thinks he's being a righteous citizen. | Aslında onun iyi bir vatandaş olduğunu düşünüyormuş. Yapabilir miyiz? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
He had nothing to do with walter. | Walter için yapabilecek bir şeyi yokmuş. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Just a bad coincidence. Yeah, hmm. | Kötü bir raslantı, değil mi? Evet, öyle. Yeteri kadarını duydu bence, Greg. Yeteri kadarını duydu bence, Greg. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
We're keeping on him. | Onu araştırmaya devam ediyoruz. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Nice bit of talk there. | İz yok. Sadece ufak bir konuşmaya ihtiyacımız var. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Sounds like you had himin the end. Yeah, well... | Bekleyin, bekleyin. Bu olaya bir son verecekmişsin gibi gözüküyor. Evet, aynen. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
When we show up with no wilkins. | bizi görünce bunu anlayacağız... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I've got eyes on both of'em, | İkisini de görebiliyorum, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
We're sticking to hand signals for now. | Şimdilik el işaretleri ile anlaşabiliriz. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Copy. If he shows up, i'll be there in 5. | Anlaşıldı. Eğer orda bir şey olursa, 5 dakikaya yanınızdayım. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Until then, if he makes any kind of move on sam... | A şıkkı: Patronun konuşarak onu ikna etmesine izin veririz. O zamana kadar, Sam'a bir şey yapmaya kalkarsa... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Okay. Okay. | Tamam. Tamam. Carson'un işbirlikçilerinden birisiydi. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Boss, he's here. | Şef, burda. Pek mümkün gözükmüyor. Pek mümkün gözükmüyor. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
You've got scorpio, if you need it. | Eğer ihtiyacın olursa, atış iznin var. Çünkü, kimse kılını kıpırdatmıyor. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Gonna bring my hand up very slowly, | Onu yavaşça bana getirin, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
And want him... i want him to see this. | Şunu bilmesini istiyorum... Bunu iyi görsün. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
What the hell is that? | Bu da ne şimdi? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Boss, we got a big problem. | Şef, oldukça büyük bir sorunumuz var. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
What, you can't take the shot? | Ne, ateş açamıyor musun? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
No, i can take the shot, | Hayır, ateş edebilirim ama, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
But if i do i kill sam. | Ama bunu yaparsam, Sam'i de kaybederiz. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
You still holding? | Belediye binasından ayrılıyoruz. Elinde hala bir el bombası tutuyor... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
The pin's been pulled. | Doğru. Doğru. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
If i take him out, he'll take out sam | Spor salonundayız. Eğer onu indirecek olursam, o da Sam'in işini bitirir. Aşırı dozdan gitti! | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I don't see wilkins in 5 minutes, | Eğer 5 dakika içersinde Wilkins'i burda göremezsem, işini bitiririm... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Unless somebody's got a better idea. | Lazım mıydı? Eğer daha iyi bir fikriniz yoksa. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
"Unless somebody's a better idea." | "Eğer daha iyi bir fikrimiz yoksa" mı? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Is he talking to us? | Bizimle mi konuşuyordu bu? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Ed, we need spike to scan for any nearby radio receivers, | Ed, Spike'a ihtiyacımız var. Etrafta ne kadar radyo sinyali varsa taraması gerekecek. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Spike's covering him and sam, | Spike'in, burada zor bir işi var, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
If wordy and donna can switch with lewis and spike?... | Eğer Wordy ve Donna; Lewis Ve Spike ile yer değiştirebilirlerse olur... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna call for a backup team. | Destek takımını arayacağım. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
To get here in 5 minutes? | 5 dakikada burada olabilirler mi? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Sergeant, let me help. Delia. | Çavuş, izin verin de yardım edeyim. Delia. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
The least i can do is help you do your job. | Yapabileceğim en ufak bir şey bile işinizi yapmanıza yardımcı olmaz mı? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I'll cover him. | Onunla ben ilgilenirim. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
No, no, he's our responsibility, | Hayır, hayır, o bizim sorumluluğumuzda, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Once you handed him off officially. | Siz artık resmi olarak bize teslim ettiniz. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
When it's over, and i'm ready to face that. | bu iş bittiğinde kabak bana patlayacak. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
You go, i watch him, off the books. | Siz işinizi halledersiniz, ben de onunla ilgilenirim ve bu aramızda kalır. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Let me do this for you. | Bizi farketti. Takipteyiz. Bırak da, senin için bunu halledeyim. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Ed, semple's gonna help. | Evet. Ama eve gidemeyecekler. Ed, Semple bize yardım edecek. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Get your guy. Bring him back safe. | Seni seviyorum. Adamınızı alın, ve geri getirin. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Hey, walter. | Hey, Walter. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Greg parker. | Greg Parker. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
So, we gotta figure this one out, huh? | Sanırım buna bir son vermemiz lazım, değil mi? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I was under the impression | Bugün burda neler oluyor... Tüm bunları çözene dek, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
All the figuring had been done, greg. | yeteri kadar baskı altındaydım zaten, Greg. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, i'm gonna have to be honest with you, | Tamam, sana karşı dürüst olacağım... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I'm not gonna be able to give you what you want. | İstediklerini yapma imkanım olmayabilir... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Spike, i need you to scan | Spike, sana ihtiyacım var. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
For any kind of radio frequencies. Boss's got a hunch. | Etraftaki tüm radyo sinyallerini taraman lazım. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
It's too risky. | 10 dakika oldu. Hala bizi dinlemiyorlar. Bu çok riskli. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
He drops it, i'll lose you both. No way. | Hayır. Eğer bombayı düşürürse, ikinizi birden kaybederiz. Mümkün değil. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
What do we have left? | geriye ne kaldı? Hayır! Hayır! | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
It's a longshot, i know, but it's all we got. | Uzun menzilli biliyorum ama, başka seçeneğimiz de yok. Şimdi, Stan... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
So, you wanna tell me what this is all about then? | Peki, söyler misin sonra ne olacak? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I just, uh... | Şey... Ona, o hep hayal ettiği evi vermek için. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Just need some time here. | Sadece biraz daha zamana ihtiyacım var. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Okay, you want time. You wanna explain that to me? | Peki, zaman istiyorsun. Tamam bunu bana açıklar mısın? Ve bu ödemeleri yapmaları olanaksız. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Nobody knows. People who say they do know, | Kimse anlamaz. Bunu kimse anlayamaz, en kötüsü de... | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
You know, all these people, they say they want to help you, | Anlıyorsun işte, sana yardım etmek istediklerini söyleyip dururlar, Peşlerindeki herif oraya koymuş olmalı. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
But you gotta be alone to understand why. | Şu an bebek riskte. Ama olan biteni anlayabilmek için, kafa dinlemek gerekir. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Right? | Burada olamazsın. Buradan çık. Anladın mı? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
I've got the slug. | SLUG yanımda. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
Spike, we're on our way. | Dediğimi anladın mı? Spike, yoldayız. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
You gotta be really careful, okay? | Misha,o haklı... Gitmelerine izin vermeliy... Gerçekten dikkatli olmalısın, tamam mı? | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
It'll do the job, it'll paralyze on contact, | İşe yararsa, bu onu bir süre devre dışı bırakacaktır. | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |
When every day, what... | Beş... Her gün, | Flashpoint-1 | 2008 | ![]() |