Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19595
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I don't want blue hand to become one, too. | "Mavi El"in de bir çıkmaz sokak olmasını istemiyorum. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
OLIVIA: All right, do you know where you are? | Pekala, nerede olduğunu biliyor musun? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I am in a hospital? | Bir hastanede miyim? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Very good. Do you know who I am? | Çok güzel. Benim kim olduğumu biliyor musun? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
But for some weird reason, | Fakat garip bir sebepten dolayı,... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I get the feeling that your husband is | ...kocanın tam bir düzen manyağı... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
a little bit of a neat freak. | ...olduğuna dair bir şey hissediyorum. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I don't know. Something about how | Bilmiyorum. Nasıl oluyor da... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
to touch his blue pens. | ...bile rahatsız oluyor? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Does that sound familiar? Uh huh. | Bu tanıdık geldi mi? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
She's back. | Geri döndü! | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
You're an amazing doctor. | Harika bir doktorsun. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
And an overworked one. | Bir de çok çalışan bir doktor. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I wish I could be with you guys tonight. | Keşke bu akşam sizinle birlikte olabilseydim. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Oh, we'll take pictures. | Fotoğraf çekeriz, meraklanma. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Can you make sure she doesn't eat too much candy? | Onun çok fazla şeker yemediğinden emin olabilir misin? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
or something. Couple? | ...üç aşağı beş yukarı. Birkaç mı? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
(whispers) I'll see what I can do. | Elimden geleni yaparım. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
When Mark had you pin the blue hand card to the board, | Mark tahtaya "Mavi El" yazısını iğnelediğinde,... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
he knew it was somehow related to the word "Baltimore." | ...bunun bir şekilde "Baltimore" kelimesi ile alakalı olduğunu biliyordu. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Yes, that's what I'm saying, Sparky. | Evet, ben de bunu diyorum, küçük dostum. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Okay, Baltimore Street is 5 miles away. | Pekala, Baltimore caddesi 8 km uzakta. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Let's go check it out. | Gidip kontrol edelim. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
But you were attacked last night in D.C. | Fakat dün saldırıya, Washington'da uğradınız. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
so Baltimore, Maryland, is the better bet. | Yani Maryland'deki Baltimore daha mantıklı. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, but the guy who had the blue hand stamp on him | Evet. Fakat üzerinde "Mavi El" mührü olan adam... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
was in L.A., all right? | ...Los Angeles'daydı, değil mi? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Baltimore street is in Silver Lake. | Baltimore caddesi Silver Lake'de. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
If I'm wrong if I'm wrong, | Eğer yanılıyorsam, eğer yanılıyorsam,... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
we've wasted an hour. What? | ...bir saat kaybettik. Ne var? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
So you believe in these visions now? | Şimdi bu görüntülere inanmaya mı başladın? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
It's it's complicated. | Bu karışık. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
No, I get it. | Hayır, anladım. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I mean, if I hadn't had a flash forward, | Yani, benim bir geleceği görüşüm olmasaydı,... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I'd be doing everything I could to prove | ...bu görüntülerin gerçek olmadığını kanıtlamak için... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
those visions weren't true. | ...elimden geleni yapardım. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Listen, if we had anything to go on at all here, | Dinle, eğer elimizde hiçbir şey kalmazsa,... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
any real life lead whatsoever, | ...hiçbir bilgi, hiçbir şey,... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
believe me, I'd be the first guy talking to ballistics | ...inan bana, balistikle, adli kurumlarla görüşen ilk... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
or forensics or whatever, all right? But we don't. | ...adam ben olurum, tamam mı? Fakat böyle bir şey yok. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I just want to find the animals that are trying to kill us, | Yalnızca bizi öldürmeye çalışan hayvanları bulmak istiyorum ve... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
and Baltimore Street is the only thing | ...Baltimore caddesi şu an üzerinde... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I can think of, all right? | ...düşünebildiğim tek şey, tamam mı? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I'll buy you a pressed sandwich from the Cuban place. | Sana Cuban'dan sandviç alacağım. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Sold. | Tamamdır. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
One hour. | Bir saat! | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
CHILDREN: Trick or treat! | Şaka mı şeker mi? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Daddy, that pulls. WOMAN: Happy Halloween! | Baba, bu saçımı çekiyor. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Just be still. I've almost got it. Pirates. | Biraz bekle. Hallettim sayılır. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I can't believe you don't have a costume. | Senin bir kostümün olmadığına inanamıyorum. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
You always have a costume. I've been a little busy lately. | Her zaman kostümün olurdu. Biraz meşguldüm de. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I can finish up with her if you want to get in your costume. | Sen kostümünü giyineceksen ben devam edeyim. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Thanks, Nicole, but I'm not wearing a costume. | Sağ ol, Nicole. Fakat kostüm falan giymiyorum. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
You could go as Tim Tim's dad, Jim Tim. | Tim Tim'in babası Jim Tim gibi olabilirsin. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
What does Tim Tim's dad look like? | Tim Tim'in babası neye benziyor bakalım? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Don't say a word, Obi Wan. | Tek kelime etme, Obi Wan. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
You've got to be kidding me. Whoa. | Bu bir şaka olmalı. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Was that a kangaroo? | O bir kanguru muydu? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
That is the best costume I have ever seen. | Bu gördüğüm en iyi kostüm. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Hey, got some milk from the nurses' station to... | Hemşire odasından sana biraz süt... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I'm I'm sorry. I seem to have lost my son. | Pardon, pardon. Sanırım oğlumu kaybettim. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Uh, he's about this big, uh, wearing, um... | Şu boylarda. Üzerinde de... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Well well, a pimp's outfit. | ...bir rapçi kıyafeti vardı. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I mean, I only turned my head for a second. | Yani, yalnızca birkaç dakikalığına ayrıldım ve... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Haven't seen him, but there are tons of kids around. | Görmedim. Fakat etrafta bir sürü çocuk var. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
You might want to check the nurses' station. | Hemşire odasını kontrol edebilirsiniz. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Sir, you don't have to stay here with me. | Bayım, burada benimle kalmanız gerekmiyor. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I'm sure after everything that happened last night, | Eminim ki dün gece olan bunca şeyden sonra... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
the office is chaotic. | ...ofis karmakarışıktır. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I'm right where I need to be. | Buradayım, olmam gereken yerde. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I just feel really uncomfortable | Bu elbisenin içinde... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
in this gown... | ...rahat değilim. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, I associate those crappy gowns | Evet. Bu berbat elbiselerle... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
with my wife delivering our son. | ...karımın doğumunda tanışmıştım. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
After you've seen a thing like that... | Şimdi de seni bunun içinde görünce... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Was it awful? | Kötü müydü? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Just the opposite. It's... primal. | Tam tersi. Sıradandı. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
You feel like you're there at the beginning | Sanki mucizevi bir şeylerin başlangıcındaymışsın gibi... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
A new life. | Yeni bir hayatın... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
What's that? That little monitor up there. | Bu da ne? Şu küçük monitör. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Janis, I'm sorry. | Janis, üzgünüm ama seni ameliyathaneye almalıyız. Özel ilaçları getir. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
What's wrong? Your blood count's dropping. | Sorun ne? Kan sayımın düşüyor, Beck onu sedyeye al. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
What what happened? I don't know. | Ne... N'oldu? Bilmiyorum. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Times Square. | Times Meydanı... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
April 29th. | 29 Nisan. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
The estimates on the Mosaic web site | Mozaik internet sitesine şimdiden yarım milyon ileti geldi. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
The ball is gonna drop and everything. | Pot bir anda kırılacak. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Half a million people going to their future. | Yarım milyon insan geleceğini gördü öyle mi? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
It's a glorified New Year's party. | Yeni yıl kutlamalarını bayağı güzelleştirir bu. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Do you have something better to do? | Yapacak daha iyi bir işin mi var? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Yeah, you could say that. | Evet, öyle de denilebilir. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Oh, come on. I told you mine. | Haydi ama... Benimkini söyledim. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
He... | O bir erkek... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
had a neck like an ox... | ...öküz boynu gibi boynu var... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
smelled like a meat locker... | ...et dolabı gibi kokuyor... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
What the hell were you guys doing? | Siz ne yapıyordunuz ki? | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I had my hands around his neck. | Ellerim boynunda. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
(grunting) I don't know where I was | Nerede olduğumu bilmiyordum veya adamın nerede olduğunu... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
But I felt my thumbs press down on his trachea... | ...ama parmağımla gırtlağına bastırdığımı hissettim... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
until something snapped. (snaps) | ...ta ki bir şey kıtlayana kadar... | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |