Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19584
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Mark and Demetri track down Nhadra, | ...Mark ve Demetri, Demetri'ye telefon eden... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
the woman from Demetri's phone call. | ...Nhadra'nın izini sürdüler. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Tell me who you are. | Kim olduğunu söyle bana. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I said you will be shot three times, | Yakın mesafeden tam üç kez... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
shots at close range. | ...vurulacağını söyledim sana. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Which means I probably know my killer. | Bu da katilimi tanıyorum demektir. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
In fact, you do... | Aslında tanıyorsunuz... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You, Agent Benford. | ...sizsiniz, Ajan Benford. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You will pull the trigger and then again | Tetiği ardı ardına çekecek olan... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
and then again. | ...sizsiniz. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Now you've got what you've come for. | İstediğinizi aldınız artık. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
No. Come on. I have more questions. | Hayır. Haydi ama. Daha sorularım var. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I am done giving you answers. It's time for you to leave. | Cevap verme işini bitirdim ben. Artık gitme zamanınız. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You're coming with us right now. | Bizimle geliyorsun. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Thinking Nhadra is the key to Demetri's survival, | Nhadra'nın, Demetri'nin yaşaması için kilit noktası olduğunu düşünmek,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Mark takes matters into his own hands... | ...Mark'ın işleri kendi yoluyla halletmesine neden oldu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
What are we doing?! Move! | Ne yapıyoruz? Yürü! | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
But he quickly finds himself | Fakat kendisini kısa süre içinde... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
in the middle of a life and death standoff. | ...ölüm kalım ayrımında buldu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Mark. | Mark. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
This woman is a material witness to a murder. | Bu kadın bir cinayetin görgü tanığı. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
There's been no murder. | Ortada cinayet falan yok. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
But there will be. Will there, Agent Benford? | Ama olacak. Olacak mı, Ajan Benford? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Put your hands behind your back! | Ellerinizi başınızın arkasına koyun! | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
This isn't over. It never is. | Bu iş burada bitmedi. Asla bitmez. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
What Mark doesn't know is that Nhadra has been creating | Mark'ın bilmediği şey, Nhadra'nın kendi Mozaik sistemini... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
a Mosaic board of her own... | ...yaratmış olduğuydu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Coming here was a mistake. I can't protect you. | Buraya gelmen hataydı. Seni koruyamam. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And is in contact with the mysterious D. Gibbons. | Temasta olduğu kişi ise gizemli D. Gibbons idi. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Then I'll just have to find someone who can. | O halde bende koruyabilecek birini bulurum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Without getting the answers they were seeking, | Aradıkları soruların cevaplarını bulamadan... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Mark and Demetri are forced to leave Hong Kong. | ...Mark ve Demetri, Hong Kong'dan ayrılmak zorunda kaldı. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You're not Legats. | Dış Ülkeler Ofisi'nden değilsin. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
If you were Bureau, | Eğer Büro'dan olsaydın,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
you never would have let us get off the plane. | ...asla uçaktan inmemize izin vermezdin. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And after what went down in that alley, | Ortadaki gelişmeleri düşününce... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
this whole thing stinks like a company job. | ...bütün bunlar şirket işi gibi duruyor. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Well, we prefer the term Central Intelligence Agency. | Biz daha çok "Merkezi İstihbarat Birimi", CIA demeyi tercih ediyoruz. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I hate to break it to you, but Mosaic is bigger than you... | Ümitlerinizi kırmak istemem ama, Mozaik sizden de... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
bigger than the FBI, | ...FBI'dan da daha büyük,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
bigger than any one country's intelligence organization. | ...hatta bütün istihbarat birimlerinden bile daha büyük bir olay. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You're just a... a tiny speck, Mark. | Sen sadece sıradan bir halkasın, Mark. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You know what I'm staring at? | Neye baktığımı biliyor musun? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I'm watching the security camera feed of your amazing pooch screw | Hong Kong sularındaki güvenlik kameralarına yakalanan şahane... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
in Hong Kong. Stan... | ...batırışınızı izliyorum. Stan... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Shut up. You've succeeded in changing the future. | Kapa çeneni. Geleceği değiştirmede başarılı oldun sonunda. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Mark doesn't hesitate, | Mark ortağını öldürecek olan silahı... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
turning over the gun that will kill his partner... | ...Wedeck'in emriyle iade etme konusunda... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Wedeck's orders. | ...tereddüt etmedi. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And his badge. | Ayrıca rozetini de. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Looks like we finally have something in common. | Sonunda ortak bir noktamız var işte. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Neither of us are FBI. | İkimiz de FBI'dan değiliz. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
At the hospital, | Hastanede,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
despite Olivia's attempts to distance herself from Lloyd, | ...Olivia'nın Lloyd'u uzaklaştırma çabalarına rağmen,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
the two are drawn together once again. | ...ikisi tekrardan bir araya gelmişti. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
So you went to Harvard in '98? Yeah. | 98'de Harvard'a gittin demek? Evet. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I was supposed to go to Harvard in '98. | 98'de benim de Harvard'a gitmem gerekiyordu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
H... have you heard of the many worlds interpretation? | Paralel evren ile ilgili bir şeyler duydun mu hiç? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
No. Basically, the idea is anything that could have happened | Hayır. Temel olarak, geçmişimizde gerçekleşmemiş bir şeyin... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
in our past actually did happen in some other universe. | ...başka bir evrende gerçekleşmiş olabilmesidir. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
If you buy the theory, I suppose in some other universe | Eğer teoriyi kabul edersen, diğer evrende... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
you did go to Harvard... | ...Harvard'a gitmişsin demektir. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And we did meet. | Ve orada tanışmışızdır. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
But the harder some try to avoid the future, | Gelecekten ne kadar çok kaçmaya çalışırsan... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
the more inevitable it becomes. | ...kaçınılmaz olan o derecede gerçekleşir. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And the world struggles | Dünyanın gördüğü... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
with the knowledge of what they have seen or not seen, | ...ya da görmediği şeyler sayesinde ortaya çıkan çaba... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
some embrace hope | ...bazıları için yeni bir hayatı... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
while others a new life. | ...kucaklayacak bir umut anlamına geliyor. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Some welcome their destiny, | Bazıları kaderine razıyken... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
while others refuse to surrender. | ...bazıları hayatta kalmak için reddediyor. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And some people are drawn together, | Bazı insanlar ise sadece parçalara ayrılmak için... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
only to be ripped apart. Come here. | ...bir araya geliyorlar. Buraya gel. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Wait, wait. Hang on there. It's okay. Hold on, buddy. | Bekle, bekle. Orada dur. Sorun yok. Dayan, dostum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Hey! Hey, guys! Let go of his arm. No ambo! | Beyler! Kolunu serbest bırakın. Ambo istemiyorum! | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
No, no, no! Please, please, please don't hurt her. | Hayır, hayır, hayır! Lütfen, lütfen, lütfen ona zarar vermeyin. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Get in the van, Mr. Simcoe. | Arabaya binin, Bay Simcoe. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
No! Just go! | Hayır! Sadece gidelim! | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Dylan? No! Dad! No, dad! | Dylan? Hayır! Baba! Hayır, baba! | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
In the end, one question remains... | Sonuç olarak, geriye tek bir soru kalıyor... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
can you change your future? | ...kaderinizi değiştirebilir misiniz? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Please, help me! Please! | Lütfen, yardım edin! Lütfen! | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Someone, please! Please! | Yardım edin, lütfen! | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Demetri! | Demetri! | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Good morning, Los Angeles. | Günaydın, Los Angeles. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
It's 7:00, 1 | Saat; 7:00,... 1 | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
and it looks like it's gonna be another beautiful day. | ...yine harika bir gün olacak gibi gözüküyor. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
We're looking at light clouds and highs in the mid 70s today. | Yüksek kesimlerde hafif bulutlanma gözüküyor. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Keep that umbrella handy | Şemsiyelerinizi yanınıza almayı unutmayın. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
because we've got a chance of sprinkles later... | Günün ilerleyen saatlerinde yağmur çiseleyebilir. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I hate you, too. | Ben de senden nefret ediyorum. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Mm, babe, don't forget to look at the garage door. | Tatlım, garaj kapısına bakmayı unutma. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
It's acting up again. | Yine bozulmuş. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Just because I'm a squirrel doesn't mean I like acorns. | Bir sincap olmam meşe palamudu seveceğim anlamına gelmez. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Mmm, smells good. | Güzel kokuyor. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Here you go, my princess. | Al bakalım, prensesim. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Hey, Hector. Buenos dias. | Selam, Hector. Günaydın. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Hey, Nicole. | Selam, Nicole. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
I'm sorry I'm late. Don't worry. | Üzgünüm, geciktim. Önemli değil. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |
Hey, Olivia's working the late shift at the hospital tonight. | Olivia bugün hastanede gece nöbetindeydi. | FlashForward-2 | 2009 | ![]() |