Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19389
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I know, darling. It's okay. Sit. | Biliyorum, hayatım. Sorun değil. Geç sen. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Did you see this? It was our mistake, but he paid for it. | Gördün mü? Bizim hatamız olmasına rağmen parayı aldık. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
This is what I call smartness. | İşte ben buna kurnazlık derim. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
She was very beautiful. | Kız çok güzeldi. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Kavita, hurry up. Give the receiver to the inspector. | Kavita, çabuk ol. Yataklık edeni müfettişe teslim edin. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Did you meet your aunt? Come on now. | Halanızı gördünüz mü? Gelin bakalım. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Hi, Sameer. Hi. The CD has not come yet. | Merhaba, Sameer. Merhaba. CD hala gelmedi. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Raman has been waiting since the last two hours. | Raman iki saattir onu bekliyor. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Typical. Sit, sit. | Her zamanki gibi. Otur, otur. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Who has my CD? No fun. Go back to your room. | CD’m kimde? Oyun oynamak yok. Odanıza dönün. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Okay. Mummy. | Yürüyün bakalım.Tamam. Anne. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I had talked about the payment. What's new? | Ödemeyi konuştum. Yeni bir şey var mı? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I too want to watch see. No, its not children. I'm sorry. | Ben de izlemek istiyorum. Hayır, çocuklara göre değil. Üzgünüm. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Please. No. I should remind you that you are returning what's mine. | Lütfen. Hayır. Dikkatini çekerim zaten bana ait olanı bir şeyi geri veriyorsun. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
You can't imagine these children recounting those horrors. | Bu çocukların yaşadığı dehşeti hayal bile edemezsiniz. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
The activists here are saying that the options may be just as bad. | Eylemciler daha da kötü sonuçlar olabileceğini söylüyor. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
What did you hear? | Neler yaşadınız? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
They beat everyone, unrobed them, raped and killed them. | Herkesi dövdüler, elbiselerini çıkarttılar ve tecavüz edip öldürdüler. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Burnt them. Your daughter was in it too. Yes, she was. | Onları yaktılar. Kızın da içlerinde miydi? Evet, o da vardı. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Is Kesar going to come or not? | Kesar geliyor mu, gelmiyor mu? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
What was her name? Afsana. | İsmi neydi? Afsana. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
My brother and I were sitting outside. | Kardeşimle birlikte dışarıda oturuyorduk. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
The poor man was lame in one leg... | Tek ayağı sakat zavallı bir adam... | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
...but when he broke the net and went out, he was stabbed. | ...ellerinden kaçıp dışarı çıktığında onu bıçakladılar. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
She was standing behind, so, the girl was stabbed too. | Kız hemen arkasında duruyordu, o yüzden kız da bıçaklandı. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Whether you kill or cut... Kill or cut. Here and there... | Öldürülmek veya kesilmek... Öldürülmek veya kesilmek. Burada ve orada... | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Swords stabbing. Petrol fumes. | Hançerlenmek. Petrol kokusu. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Slowly. | Daha yavaş. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
'When they burnt our houses, they... ' | Evlerimizi yaktıklarında, onlar... | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Weapons. Even children were carrying weapons. | Silahlar. Çocuklar bile silah taşıyordu. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
The elders carried rifles. | Yetişkinlerde tüfek vardı. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
We wear saris and speak Gujarati, that's why we escaped. | Kaçmamızın nedeni, saris giymemiz ve Gujaratice konuşmamızdı. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Everywhere here... And turn off the TV and close the curtains. | Burada her yer Televizyonla perdeyi kapat. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Look at the walls. The walls are spoiled too. | Duvarlara bakın. Duvarlar bile ne hale geldi. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
There are iron marks on the walls too. | Duvarlarda zincir izleri oluştu. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
What did they do? They pulled us out from inside and... | Ne yaptılar? Bizi buradan dışarı çıkarttılar ve | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Sister. Sister. Open the door. They'll kill me. They'll kill me. | Abla. Abla. Kapıyı aç. Beni öldürecekler. Beni öldürecekler. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
These rogues have finished everything. | Şerefsizler her yeri mahvetmişler. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
They did not leave anything. | Geriye hiçbir şey bırakmamışlar. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Do you think Mehul's gang has done this? | Bunu Mehul'un çetesinin yaptığını mı düşünüyorsun? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
They hate you since the affair and the Toll gate. | Toll geçişinde çıkan sorunlardan beri senden nefret ediyorlar. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
He'll do so much. | Bununla da yetinmeyecektir. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Nothing. It's a pendant. | Bir kolye. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Your friend's. Jyoti. Ask her. She will surely know. | Arkadaşın Jyoti'ye sor. Bileceğine eminim. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Why? Mehul is one of her relatives, that's why. | Nedenmiş? Mehul'un akrabası olduğu için mi? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
To Munna. I'll come at 10. | Munna'ya. Saat 10 gibi gelirim. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Listen. | Bekle. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. | Hay Allah'ım ya. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Come on, wake up. | Haydi, uyanın. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Listen, call Subhash. | Subhash'ı arasana. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
He will be at the hospital right now. Talk to him at night. | Bu saatlerde hastanede oluyor. Onunla akşam konuşurum. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
If you want, shall I arrange for Mr. Shafiq to talk to you? | İsterseniz Bay Shafig ile bir randevu ayarlayabilirim. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I want medicine, not an amulet. Then bear it. | İlaç istiyorum, muska değil. Öyleyse katlanacaksın. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I'll bear it better if you prepare some poppy seed juice for me. | Bana afyon tohumu suyu hazırlarsan daha kolay katlanabilirim. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Have this. | Buyurun. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
All right. My God. | Pekala. Allah’ım. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
The Muslims are being killed ruthlessly. | Müslümanlar acımasızca öldürülüyor. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Aren't you grieved about that? | Bunun için üzülmüyor musunuz? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Mr. Karim, I'm sad because a man is killing a man. | İnsan insanı öldürdüğü için üzülüyorum, Bay Karim. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Listen, get me the 'Surmandal' from above. | Baksana, yukarıdan Surmandal'ı versene. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I've to give it to little Maya. | Onu Maya'ya vereceğim. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Mr. Khan. | Bay Khan. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
None of your disciples are Muslim. | Müritlerinizin hiçbiri Müslüman değil. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Have you every thought? It's God's will. | Bunu hiç düşündünüz mü? Allah bilir. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Maybe the Muslims don't respect music. | Belki de Müslümanlar müziğe saygı duymuyorlardır. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
It's not respect. | Saygıyla alakası yok. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
No Muslim has escaped here in a radius of ten miles. | Buranın 16 kilometre yarıçapındaki hiçbir Müslüman kurtulamadı. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
You have your medicine and sleep peacefully. | İlaçlarınızı için ve güzelce uyuyun. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
And I stay awake the entire night. | Ben bütün gece uyamayacağım. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Why? What are you scared of? Yes, why will I? | Neden? Korktuğun nedir? Evet, neden korkayım ki? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Everyone is God's child here. | Buradaki herkes Allah'ın kuludur. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Here Hindu and Muslim stay happily together. | Hindular ve Müslümanlar birlikte mutlu bir şekilde yaşıyorlar! | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Go. See who is it? | Git bak bakalım kimmiş. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Come. You will live long. I was going to Mr. Joshi. | Buyurun. Çok yaşayın. Bay Joshi'ye gidiyordum. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I thought I should meet him. How is he? | Ona da bir uğrayayım dedim. Durumu nasıl? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
He feels very sleepy. That's good. Delicacies for you. | Devamlı sızıp uyuyor. Güzel. Sana yarıyordur. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Greetings, Mr. Khan. Live long. Live long. | Selamlar, Bay Khan. Çok yaşayın. Çok yaşayın. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
How are you? Absolutely fine. Show me. | Nasılsınız? Kesinlikle çok iyiyim. Bakayım. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Brother Karim was telling that... | Karim kardeş bu ilaçların sizin... | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
...you get very sleepy with these medicines. | ...uykunuzu getirdiğini söylüyor. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
He is jealous. Yes. | Kıskanıyor. Evet. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
He stays awake the entire night worrying about his welfare. | Hayatından endişe ettiğinden bütün gece uyumuyor. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Yes. And mine too. | Evet. Tabii benimkinden de. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
And listen, this... One minute. | Bakın, bu Bir dakika. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
This is for your daughter. Maya. | Bu kızınız Maya için. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Mr. Khan, how can I take this? | Bay Khan, bunu nasıl alabilirim? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
This is your childhood souvenir. | Bu sizin çocukluğunuzdan yadigar. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
So what? It has not become old like me. Oh, no. | Ne olmuş? Benim gibi yaşlanmadı ya. Kabul edemem. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I will bring Maya and you can give it to her yourself. | O halde Maya'yı buraya getireyim de siz kendiniz verin. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
She will be very happy. That's fine too. | Çok sevinecek. Tamam o zaman. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
I'll leave. Live long. | Gitmem gerek. Çok yaşayın. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
His blood pressure is high. Is he worried about something? | Tansiyonu yüksek. Endişelendiği bir şey oldu mu? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Doctor, you know that no one except you came... | Doktor, biliyorsunuz, Cumartesi toplantılarına... | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
...in the Saturday gathering in the last three weeks. | ...son üç haftadır sizin dışınızda kimse gelmedi. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
How can I tell him why other people don't come? | Diğer insanların neden gelmediklerini ona nasıl anlatabilirim? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Come. | Buraya gel. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
You know, I just can't get over it, friend. | Var ya, hiç anlayamıyorum, arkadaşım. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
How did they come to know that Sameer was a dormant partner? | Nasıl oldu da Sameer'in ortak olduğunu öğrendiler? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
Because big brother's watching. | Çünkü diktatör her şeyi izliyor. | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |
What? Did you read? | Ne? Okudun mu? | Firaaq-1 | 2008 | ![]() |