Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 169890
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You been aboard? | Hiç bindin mi? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Great little island hopper. | Harika bir ada teknesi. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| We've all been down on her. | Hepimiz ona bindik. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| It's a wonderful experience. | Olağanüstü bir deneyim. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| You two are early. | Erken gelmişsiniz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Oh, you got lucky. | Şansın yaver gitmiş. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| SANDERSON: Yeah. | Evet. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Did you meet? | Tanıştınız mı? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Oh, yeah, we got first names. | Evet, birbirimizin isimlerini biliyoruz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Art Zimburger, late of the U.S. Marines, great friend of mine. | Art Zimburger, Deniz Kuvvetleri'nden emekli, çok iyi bir arkadaşımdır. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| This is Mr. Paul Kemp, New York Times. | Bu arkadaş Paul Kemp, New York Times'dan. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Oh, you're the writer. | Yazarsın demek. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Paul's a novelist. Uh huh. | Paul roman yazarı. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| New York Times? | New York Times mı? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| He don't know one from the other. | Aralarındaki farkı anlamaz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Just go with it. This guy's key. | Sen de ayak uydur. Adam anahtar rolünde. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Key to what? | Neyin anahtarı? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Key to the discussion we're about to have. | Yapacağımız konuşmanın anahtarı. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Look at those mothers. | Şu asalaklara bak. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Come with me, Kemp. | Gelsene, Kemp. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| This is a private beach. | Burası özel bir mülk. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| We are not on it. | İçinde değiliz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| No, but we are! | Hayır, ama biz içindeyiz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| And what we do is private! | Yaptıklarımız da özel şeyler. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Now get the fuck gone! | Şimdi defolun gidin! | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Get the fuck out of here! | Kaybolun gidin lan! | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| I see your face again, | Bir daha yüzünüzü görecek olursam... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| you're gonna have a 1 2 gauge shotgun | ...size ne yapacağınızı 12 kalibrelik pompalı söyler. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Talking about Satan... | Şeytandan bahsetmişken... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| If there ever was a kingdom of Satan, the Soviet Union is it. | ...eğer bir Şeytan Krallığı varsa o da Sovyetler Birliği'dir. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| The only way to come to terms with Communism is to destroy it. | Komünizmle başa çıkmanın tek yolu onu yok etmektir. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Hit it before it hits us in a devastating democratic strike. | O bizi vurmadan önce onu demokratik bir darbeyle yok etmeliyiz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| No more for the major. | Binbaşıya daha vermeyin. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| They're looking for a man to push that button, | Düğmeye basacak bir adam arıyorlar. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| I am that man. | İşte o adam benim. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| MRS. ZIMBURGER: Yes, you are, honey. | Evet, sensin hayatım. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| You look ravishing, Chenault. | Enfes görünüyorsun, Chenault. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| You need rescuing? | Kurtarılmak ister misin? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Oh, don't take him away. | Onu götürme. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| He's very entertaining. | Çok ilginç biri. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| We were discussing Cuba and, I don't know, we kind of veered off, didn't we? | Küba'dan bahsediyorduk da, bilemiyorum orada kaybettik gibi, değil mi? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Paul presents us with a somewhat liberal point of view. | Paul bize liberal bir bakış açısı sunuyordu. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| MR. ZIMBURGER: There is no such thing as a liberal. | Liberal diye bir şey yoktur. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| A liberal is a Commie with a college education thinking Negro thoughts. | Liberal biri, eğitimli ve zenciler gibi düşünen bir komünisttir. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Well, here's a fact for you. | Size bir gerçeği söyleyeyim. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| That's why Castro gets such an easy ride. | Bu yüzden Castro bu kadar rahat. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| In my view, we ought to bomb Cuba off the face of the Earth, | Bana göre Küba'yı bombalayıp yeryüzünden silmeliyiz ki... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| let its people live in peace. Art. | ...insanlar barış içinde yaşayabilsin. Art. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Hey. Come on, let's eat. | Hadi, yemeğe geçelim. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Who's the guy in the shades? | Gölgelikteki adam kim? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Segurra's Daddy. | Segurra'nın babası. Beklediğin kişi. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Thank you for my roses. | Güller için teşekkür ederim. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| I didn't think you noticed. | Fark etmediğini düşünmüştüm. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Of course I noticed. | Elbette fark ettim. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| SANDERSON: Paul, would you mind joining us? | Paul, bize katılır mısın? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Mr. Kemp. Nice to see you. | Bay Kemp. Memnun oldum. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Mr. Kemp. | Bay Kemp. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Let me just start by saying | Öncelikle bunun tamamıyla sıradan bir toplantı olduğunu belirteyim. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| And, incidentally, you don't worry about Lotterman, okay? | Ve aklıma gelmişken, Letterman konusunu kafana takma, tamam mı? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Lotterman? | Letterman mı? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| What the hell's Lotterman got to do with The New York Times? | Letterman'la New York Times'ın ne alakası var? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Mr. Kemp subs for a variety of newspapers. | Bay Kemp gazetede geçici bir boşluğu dolduruyor. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Occasionally, he writes for the news. | Ara sıra gazete için yazı yazıyor. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| What he does in his spare time is his affair. | Boş vaktinde ne yapacağı onun bileceği bir iş. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| That's how I like it. | Ben böylesini seviyorum. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| We'd like you to do some writing for us. | Bizim için bir şey yazmanızı istiyoruz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| SANDERSON: In a sentence, we want to set something up, | Özetle bir şey yapmak istiyoruz... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| and have the public as our friends. | ...ve halkımızı da yanımızda istiyoruz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| And there are a variety of ways we can do that. | Bunu yapabilmemizin birçok yolu var. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Let me tell you how this kind | İzin verirsen bu tarz işlerin nasıl işlediğini sana açıklayayım, Paul. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Suppose, by way of example, | Diyelim ki vergileri %5 arttırmak istiyorsun. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| The smart way of doing it | Bunun yapmanın en akıllıca yolu... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Let them all shout about it, get themselves in a fuss, | Bu konuda her kafadan bir ses çıkar ve bir şamata kopar. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| then you offer concessions. | Sen de onlara taviz verirsin. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| "How about seven percent?" "No way," they'll say. | "%7 nasıl?" dersin. "Hayatta olmaz." derler. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| "All right, let's stay friends and make a compromise at five." | Sen de "Tamam, beşte uzlaşalım ve arkadaş kalalım." dersin. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| They think they won something, | Onlar kazandıklarını sanırlar sen ise en başta istediğin %5'i almış olursun. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Same thing applies to real estate. | Gayrimenkulde de işler aynı şekilde yürür. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| You want to build five houses, | Beş tane ev yapmak istiyorsan... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| you put in a planning application for 50. | ...50 tane için başvuruda bulunmalısın. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| How many do you want to build? | Kaç tane inşa edeceksiniz ki? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| We want to build one hotel. | Bir otel inşa etmek istiyoruz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Well, looking around this place, | Etrafa bakıyorum da... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| I don't think anyone would notice. | ...birinin fark edeceğini sanmam. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Lt isn't in this place. | Burada değil. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| It's an island. | Bir adada. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Sensitive for a variety of reasons we don't want to get into now. | Hassas nedenlerden dolayı şimdi başlamak istemiyoruz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Nobody wants a paradise choked with hotels, but | Kimse otellerle boğulmuş bir adayı istemez... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| everybody will be pleased to compromise at one. | ...ama herkes bir tane oteli memnuniyetle karşılayabilir. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| This is going to require some clever writing | Bu iş için çok akıllıca ve dikkatlice yazılmış makaleler gerekecek. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Isn't that kind of thing illegal? | Bu yasadışı değil mi? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| MR. ZIMBURGER: If I may say, Mr. Kemp, | Bay Kemp... | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| that's an inappropriate comment. | ...bu çok münasebetsiz bir soru oldu. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Where's the island? | Ada nerede? | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Can't tell you. | Sana söyleyemeyiz. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| Discretion is paramount, Mr. Kemp. | Gizlilik çok önemli, Bay Kemp. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| If you want to join us, you'll have to sign some papers. | Eğer bize katılmak istiyorsan birkaç evrak imzalaman gerekecek. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| We're having a meeting tomorrow in Hal's office. | Yarın Hal'ın ofisinde toplantımız var. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| If you want to be part of what will be | Bu heyecan verici projenin bir parçası olmak istiyorsan gelebilirsin. | The Rum Diary-1 | 2011 | |
| There's a man outside in a funny little car for Paul. | Dışarıda bir adam komik bir arabayla seni bekliyor. | The Rum Diary-1 | 2011 |