Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 156326
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
When you had grown to womanhood, you were to be mine. | Kadınlığa eriştiğin zaman benim olacaktın. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l was the most important men in Hebalon. | Ben Hebalon'daki en önemli adamdım. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Have you never heard tell of the great battle by the Sideon River? | Sideon Nehri'ndeki büyük savaştan bahsedildiğini hiç duymamış mıydın? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
The Three Day Desert War? | Üç Günlük Çöl Savaşını? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
What about the battle by the Lake of the thousand Dead Warriors. | Peki ya Bin Ölü Savaşçı Gölü Savaşı? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
That was the battle l lost. | Bu benim kaybettiğim savaştı. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
The Zeriths had defeated us North of the Nordessa Forest. | Zerithler bizi Nordessa Ormanı'nın kuzeyinde yenilgiye uğratmıştı. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Your father was filled with rage. | Baban öfkeden deliriyordu. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
As we were retreating, we came upon a caravan of Zerith women and children. | Geri çekilirken, kadın ve çocuklarla dolu bir Zerith kervanına rastladık. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Your father could not handle his defeat. | Baban böyle bir yenilgiye gelemezdi. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
ln his rage, he blamed me. | Öfkesindendir, beni suçladı. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
He ordered me to slay women and children, and when l refused, he attacked me. | Kadınları ve çocukları kılıçtan geçirmemi istedi, ve karşı çıktığımda, bana saldırdı. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
He cut all my strings except my head string and one arm. | Tek kolum ve kafa ipim dışındaki bütün iplerimi kesti. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Then he abandoned me by the Lake. | Sonra da beni göle sürdü. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
lf l got home, l was to allowed to live. | Eve dönebilirsem, yaşamama izin verilecekti. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Defeat enraged your father. | Yenilgi babanı öfkelendirdi. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Overcome by evil and darkness, | Kötülüğe ve karanlığa yenik düşüp, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
But they are all women and children. | Ama bunların hepsi kadınlar ve çocuklar. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
My father would never ever do such a thing. | Benim babam asla böyle birşey yapmazdı. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l had to get what l could get, afterward. | Daha sonra, alabildiklerimi almak zorundaydım. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
During the long campaign, | Uzun uğraş sırasınca, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
the army had used up all the decent spare parts from slaves, | ordu kölelerden ise yarayan yedek parçaları alırdı, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
and only old, worn out ones were left, Jhinna. | ve geriye sadece, eski işe yaramaz parçalar kalırdı, Jhinna. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l had to take what l could get. | Alabildiklerimi almak zorundaydım. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
He is no older than your son, Erito. | O senin oğlundan daha büyük değil, Erito. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Did my father really killed them all? | Babam onların hepsini gerçekten öldürdü değil mi? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Suppose this hand reached out and caressed you tonight? | Bu elin gece gelip seni okşadığını sanıyor musun? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Then this one? | Peki ya bu? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
lt can be yours, lf you want it. | Eğer istersen, bu senin olabilir. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l'll be Hebalon's Commander in Chief again, with you by my side. | Yanımda sen olunca, yine Hebalon'un başkomutanı olacağım. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l can be put together any way you choose! | Senin istediğin gibi bir araya getirilebilirim! | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Let the slaves go! This is wrong! | Köleleri serbest bırak! Bu yanlış! | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l can love you the way you are. | Seni olduğun gibi sevebilirim. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
No, Jhinna, you can learn to love me. | Hayır, Jhinna, beni sevmeyi öğrenebilirsin. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Erito, what are you doing? | Erito, Ne yapıyorsun? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Stop! Erito. | Dur! Erito. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l have to do this. | Bunu yapmak zorundayım. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
What don't l understand? | Neyi anlamıyor muyum? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Spare my life, Hal. | Hayatımı bağışla, Hal. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Spare me. For the sake of my children, | Bağışla beni. Çocuklarımın hatırı için, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l've always trusted you, Erito. | Sana her zaman güvendim, Erito. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l have never betrayed you, | Sana hiç ihanet etmedim, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
and now you turn on me. | ve şimdi sen canıma mı kast ediyorsun? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
TRAlTOR! | HAİN! | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Come on. Come on, l say! | Haydi. Haydi diyorum! | Strings-1 | 2004 | ![]() |
No, let go of me. | Hayır, bırakın beni. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Anything you want to say in your defence before you die? | Ölmeden önce kendini savunmak için birşey söylemek istiyor musun? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Come now, we know you're spying for Hebalon. | Gel bakalım, Hebalon için casusluk yaptığını biliyoruz. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Then explain why you're carry a Hebalonian sword? | O zaman neden bir Hebalon kılıcı taşıdığını açıklayabilir misin? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l found it out by the Lake. | Onu göl kenarında buldum. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Look at me. l'm just a poor nomad. | Bana bakın. Ben sadece fakir bir gezginim. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
My father is dead, and l'm traveling West to escape the war. | Babam öldü, ve ben de savaştan kaçmak için batıya gidiyorum. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
They say that Hebalon is planning for war, | Hebalon'un bab.. Kharo'nun intikamını almak için, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
to avenge my... The murder of the Kharo. | savaş hazırlığı yaptığı söyleniyor. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Shall we bring him along, or should we finish him here? | Onu serbest mi bırakacağız, yoksa şuracıkta işini bitirecek miyiz? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Well... You... | Eee... Sen... | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Still some kind of freedom fighter? | Hala bir çeşit özgürlük savaşçısı mısın? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Were they rough on you? | Sana kaba davrandılar mı? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Does your life hang by a thread? | Hayatın tehlikede mi? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l don't care who you are, you deserve better treatment than this. | Kim olduğun umrumda değil, sen bu muamelelerden daha iyisini hakediyorsun. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
You've saved my little scumbag of my brother's life, | Kardeşimin hayatını kurtardın, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
and for that l'll always be grateful. | ve bu yüzden daima sana minnettar olacağım. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
My name is Zita. | Adım Zita. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Wherever we decide to take you, we need to know whose side you are on. | Seni götürmeye karar verdiğimiz bir yere, kimin tarafında olduğunu bilmemiz gerekiyor. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
So tell me, stranger with no name, whose side are you on? | Söyle bana, isimsiz yabancı, kimin tarafındasın? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
My own. | Kendi tarafımda. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Hebalon. | Hebalon. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Meet your new husband, Ghrak, Commander in Chief of the Hebalon army. | Yeni kocan Ghrak'la tanış, Hebalon ordusunun başkomutanı. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l'd rather die. | Ölmeyi tercih ederdim. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
As you wish, Kharia Jhinna. | Nasıl istersen, Kharia Jhinna. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Aren't they beautiful? | Ne kadar güzeller değil mi? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
They are dancing the story of our people. | Dansları halkımızın hikayesini anlatıyor. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Those are the Siads from Abagos. | Bunlar Abagoslu Siadlar. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Abagos? | Abagos mu? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Our lost city. | Kaybettiğimiz şehrimiz. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Abagos. | Abagos. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Once, we all lived as one people in the city of Abagos. | Bir zamanlar tek bir halk olarak Abagos'ta yaşardık. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
The Hebalonians came and drove us out. | Hebalonlar geldiler ve bizleri sürdüler. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
They destroys everything, murdered and raped. | Herşeyi yakıp yıktılar.. cinayetler.. tecavüzler.. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Since then, we have had to live as fugitives. | O zamandan beri, kaçaklar gibi yaşamak zorunda kaldık. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
ls that true? Yes. Didn't you know? | Bu doğru mu? Evet. Bilmiyor muydun? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Hebalon is built upon the ruins of Abagos. | Hebalon, Abagos harabelerinin üzerine kuruldu. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
We have never given up hope of one day reclaiming our city. | Şehrimizi geri almak için ümidimizi hiçbir zaman yitirmedik. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
How on earth did he do that? | Bunu nasıl yaptı? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l've never seen anything like it! | Hayatımda bunun gibi birşey görmedim! | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Zita? | Zita? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Do you want to know our secret, how we leap, | Nasıl sıçradığımızın sırrını bilmek istiyorsan, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
then come with me! | benimle gel! | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Now look up. | Şimdi yukarı bak. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Can you see where you end? | Nerede bittiğini görebiliyor musun? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
No. Can you? | Hayır. Ya sen? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
l end where you begin, | Ben senin başladığın yerde bitiyorum, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
and where you end, l begin. | ve senin bittiğin yerde, ben başlıyorum. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
ln that way we are all connected. | Birbirimize bu şekilde bağlıyız. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
Connected? | Bağlı mı? | Strings-1 | 2004 | ![]() |
We are guiding each other. | Birbirimize yol gösteriyoruz. | Strings-1 | 2004 | ![]() |
When you learn to be guided by Love, | Sevgiyle yönlendirilmeyi öğrendiğinde, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
then you can use its strength, | onun hayat boyunca gelişen, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
with dwells in all life | gücünü kullanmayı başarabilirsin, | Strings-1 | 2004 | ![]() |
not just your own. | kendi başına değil. | Strings-1 | 2004 | ![]() |