Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151042
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Do I look ugly? Can you look at me? | Çirkin miyim? Bana bakabiliyor musun? | Solaris-6 | 1972 | |
| Do I disgust you? No. | Seni iğrendiriyor muyum? Hayır. | Solaris-6 | 1972 | |
| I must be looking disgusting! | İğrenç görünüyor olmalıyım! | Solaris-6 | 1972 | |
| Hari, what can I do? | Hari, ne yapabilirim? | Solaris-6 | 1972 | |
| I won't return to earth. | Dünyaya dönmeyeceğim. | Solaris-6 | 1972 | |
| No, I don't believe that... I will not accept that... | Hayır, buna inanmıyorum... Bunu kabul etmeyeceğim... | Solaris-6 | 1972 | |
| No, that's not true either. It just isn't true! | Hayır bu da doğru değil. Hiç de doğru değil! | Solaris-6 | 1972 | |
| I can't figure it out... Help me. | Hesaplamadım... Yardım et. | Solaris-6 | 1972 | |
| Let's suppose I love you. | Diyelim ki seni seviyorum. | Solaris-6 | 1972 | |
| I'll tell you, but later. | Anlatırım, ama sonra. | Solaris-6 | 1972 | |
| Mama, I... | Anne, ben... | Solaris-6 | 1972 | |
| I'm two hours late. | İki saat geciktim. | Solaris-6 | 1972 | |
| I know. How was your trip? | Biliyorum. Yolculuk nasıldı? | Solaris-6 | 1972 | |
| It was just a bit tiring. It was all right. | Biraz yorucu. Ama iyiydi. | Solaris-6 | 1972 | |
| It's running slow again. I'll set it right. | Yine yavaşladı. Kurayım şunu. | Solaris-6 | 1972 | |
| I don't know what's the matter with me... | Benim sorunum ne bilmiyorum... | Solaris-6 | 1972 | |
| I have completely forgotten your face. | Yüzünü tamamen unutmuşum. | Solaris-6 | 1972 | |
| I think that's too bad. | Bence bu çok kötü. | Solaris-6 | 1972 | |
| I feel so alone now. | O kadar yalnızım ki şimdi. | Solaris-6 | 1972 | |
| What's this? Wait, I'll be right back. | Bu ne? Bekle, hemen dönerim. | Solaris-6 | 1972 | |
| "Chris, I'm sorry I had to deceive you. | "Chris, üzgünüm seni aldatmak zorundaydım. | Solaris-6 | 1972 | |
| I asked them myself. It was my decision. | Onlardan ben istedim. Benim kararımdı. | Solaris-6 | 1972 | |
| Do not blame anyone for this. Hari." | Bunun için kimseyi suçlama. Hari." | Solaris-6 | 1972 | |
| Islands have begun to form on the surface. | Yüzeye adalar çıkmaya başladı. | Solaris-6 | 1972 | |
| Just like that? In one stroke? | Böyle mi? Tek hareketle mi? | Solaris-6 | 1972 | |
| I suppose next you'll want to know what life's all about, eh? | Bir sonraki sorun da hayatın anlamı ne filan olacak sanırım? | Solaris-6 | 1972 | |
| I'll find new interests, new acquaintances. | Yeni ilgiler, yeni aşinalıklar bulurum. | Solaris-6 | 1972 | |
| But I won't be able to devote all of myself to them. | Ama kendimi onlara tam olarak veremem. | Solaris-6 | 1972 | |
| And do I have the right to turn down | Peki ya okyanusla bağlantı | Solaris-6 | 1972 | |
| But I have no hope. | Benim hiç umudum yok. | Solaris-6 | 1972 | |
| Wait for what? I don't know... A new miracle. | Neyi beklemek? Bilmiyorum...Yeni bir mucize. | Solaris-6 | 1972 | |
| Yes, I feel fine. | Evet, iyiyim. | Solaris-6 | 1972 | |
| In my opinion, it's time for you to return to earth. | Benim kanım, senin yeryüzüne dönme vaktinin geldiği yönünde. | Solaris-6 | 1972 | |
| Is that your opinion? | Senin kanın bu mu? | Solaris-6 | 1972 | |
| who had been flying for 11 years. | sıra dışı bir olaydı. | Solaris-7 | 1972 | |
| I can't draw conclusions based on ''reasons of heart''. | 'Kalbi nedenler'e dayanarak bir yargı bildiremem. | Solaris-7 | 1972 | |
| ls anything the matter? I'm leaving. | Yanlış bir şey mi var? Gidiyorum. | Solaris-7 | 1972 | |
| A. GUlBARIANE | A. GUIBARIANE | Solaris-7 | 1972 | |
| I don't even know my own self. Who am l? | ben kim olduğumu dahi bilmiyorum. Kimim ben? | Solaris-8 | 1972 | |
| ''Senor, I know only one thing. When l... | "Senor, ben tek şey bilirim. Ben... | Solaris-8 | 1972 | |
| l... I'm in love with him. | Ben...Ben ona aşığım. | Solaris-8 | 1972 | |
| ''Chris, I'm sorry I had to deceive you. | "Chris, üzgünüm seni aldatmak zorundaydım. | Solaris-8 | 1972 | |
| YURI YARVET | YURI YARVET | Solaris-9 | 1972 | |
| NI KOLAl GRI NKO | NIKOLAI GRINKO | Solaris-9 | 1972 | |
| ANATOLY SOLONITSYN | ANATOLY SOLONITSYN ANATOLY SOLONlTSYN | Solaris-9 | 1972 | |
| IN THE FI LM | Bu Sinema Filminde | Solaris-9 | 1972 | |
| Based on the Science Fiction Novel by STANISLAW LEM | Uyarlandığı Bilimkurgu Romanının yazarı STANISLAW LEM | Solaris-9 | 1972 | |
| Screenplay by F. GORENSHTEl N, A. TARKOVSKY | Senaryo F. GORENSHTEIN A. TARKOVSKY | Solaris-9 | 1972 | |
| Directed by ANDREl TARKOVSKY | Yönetmen ANDREI TARKOVSKY | Solaris-9 | 1972 | |
| Cinematographer VADI M YUSOV | Görüntü Yönetmeni VADIM YUSOV | Solaris-9 | 1972 | |
| Production Designer MI KHAl L ROMADI N | Yapım Tasarımı MIKHAIL ROMADIN | Solaris-9 | 1972 | |
| Music EDUARD ARTEMYEV | Müzik EDUARD ARTEMYEV | Solaris-9 | 1972 | |
| Sound SEMYON LITVI NOV | Ses SEMYON LITVINOV | Solaris-9 | 1972 | |
| Part One | I. Bölüm | Solaris-9 | 1972 | |
| Kris, come here! | Kris, buraya gel! | Solaris-9 | 1972 | |
| I forbade him to come back earlier. | Erken dönmesini yasakladım. | Solaris-9 | 1972 | |
| He's had a lot of work, sometimes staying up all night. | Bazen bütün gece çalışacak kadar çok işi var. | Solaris-9 | 1972 | |
| These Solarists! | Şu "Solarist"ler! | Solaris-9 | 1972 | |
| He reminds me of a bookkeeper, preparing his accounts. | Hesapların dökümüne hazırlanan bir muhasebeciye benziyor. | Solaris-9 | 1972 | |
| I probably shouldn't have bothered you today. | Galiba sizi bugün rahatsız etmemeliydim. | Solaris-9 | 1972 | |
| How old you and I have become. I've only just realized that. | Ne kadar da yaşlanmışız! Daha yeni farkediyorum. | Solaris-9 | 1972 | |
| What are you apologizing for? | Ne için özür diliyorsunuz? | Solaris-9 | 1972 | |
| Does he understand that everything depends | Her şeyin İstasyon'dan göndereceği | Solaris-9 | 1972 | |
| on his first report from the station? | ilk rapora bağlı olduğunu anlıyor mu? | Solaris-9 | 1972 | |
| Everything we've received so far has been confusing or incomprehensible. | Gelen mesajlar ya kafa karıştırıcı ya da akıl erdirilmez oluyor. | Solaris-9 | 1972 | |
| If he confirms that the work can't continue for some reason, | Eğer o çalışmanın devam etmemesini onaylarsa, | Solaris-9 | 1972 | |
| the station can be taken out of Solaris' orbit. | istasyon Solaris'in yörüngesinden çıkarılabilecek. | Solaris-9 | 1972 | |
| You promised to talk to him. I brought the film. | Onunla konuşacağınıza söz verdiniz. Filmi getirdim. | Solaris-9 | 1972 | |
| That's what I came here for. Yes, of course. | Buraya geliş nedenim bu. Evet, elbette. | Solaris-9 | 1972 | |
| Can the boy stay with you for a few days? | Oğlan bir kaç gün sizinle kalabilir mi? | Solaris-9 | 1972 | |
| I have a lot to do and no one to leave him with. | Yapmam gereken çok şey var ve onu yanına bırakacağım kimsem yok. | Solaris-9 | 1972 | |
| Anna will look after him. She'll have more free time now. | Anna onunla ilgilenir. Şimdi daha bol boş vakti olacak. | Solaris-9 | 1972 | |
| He'll be gone by tomorrow morning. | Yarın sabah gitmiş olacak. | Solaris-9 | 1972 | |
| It's so pleasant here. | Burası çok güzel. | Solaris-9 | 1972 | |
| This house reminds me of my grandfather's house. | Bu ev bana büyükbabamın evini anımsatıyor. | Solaris-9 | 1972 | |
| I really liked it. | O evi çok severdim. | Solaris-9 | 1972 | |
| So we decided to build one just like it. | Biz de burayı ona benzeterek yapmaya karar verdik. | Solaris-9 | 1972 | |
| I don't like innovation. | Yeniliği sevmem. | Solaris-9 | 1972 | |
| I have a lot to do. | Yapmam gereken bir sürü iş var. | Solaris-9 | 1972 | |
| On the 21 st day of our expedition, | Seferimizin yirmi birinci günü, | Solaris-9 | 1972 | |
| radiobiologist Vishyakov and physicist Fekhner | radyobiyolog Vishnyakov ve fizikçi Fekhner | Solaris-9 | 1972 | |
| went on an exploratory flight over the Solaris Ocean in a hydroplane. | bir hava su taşıtıyla Solaris okyanusu üzerinde keşif görevine çıktı. | Solaris-9 | 1972 | |
| When they failed to return after 16 hours, we declared an emergency. | 16 saatte dönemeyince, alarm durumuna geçtik. | Solaris-9 | 1972 | |
| The fog was thick and we were forced to call the search off. | Yoğun sis yüzünden aramayı tehir etmek zorunda kaldık. | Solaris-9 | 1972 | |
| except for the helicopter operated by Burton. | Burton'un kumanda ettiği helikopter hariç. | Solaris-9 | 1972 | |
| Berton returned an hour after dark. | Burton karanlık bastıktan bir saat sonra döndü. | Solaris-9 | 1972 | |
| Once out of the helicopter, he ran to his quarters. | Helikopterden iner inmez, hızla konutuna gitti. | Solaris-9 | 1972 | |
| He was in a state of shock. | Şok geçiriyordu. | Solaris-9 | 1972 | |
| This was highly unusual | Bu on bir yıl uzay uçuş deneyimi | Solaris-9 | 1972 | |
| for a man with 11 years of experience flying in space. | olan bir adam için çok sıra dışı bir durumdu. | Solaris-9 | 1972 | |
| He recovered in a couple of days, | Bir kaç günde kendine geldi, | Solaris-9 | 1972 | |
| but he would never leave the station | ama bir daha istasyondan ayrılmadı | Solaris-9 | 1972 | |
| and refused to approach the window overlooking the Ocean. | ve Okyanusu manzaralı pencereye bir daha yaklaşmadı. | Solaris-9 | 1972 | |
| Later he wrote to us from the clinic. | Sonra bize klinikten mektup yazdı. | Solaris-9 | 1972 | |
| He was preparing a statement of great importance, | Solaris Bilimi'nin bütün geleceğini, etkileyecek önemde | Solaris-9 | 1972 | |
| one that would decide the fate of Solaristics. | olduğunu hissettiği bir ifade vermek istedi. | Solaris-9 | 1972 | |
| Excellent. Let's hear what he has to say. | Harika. Hadi ne söylediğini duyalım. | Solaris-9 | 1972 | |
| At this time, let us give the floor to Berton. | Şimdi bırakalım Burton konuşsun. | Solaris-9 | 1972 | |
| When I first descended below 300 meters, | 300 metrenin altına ilk indiğimde, | Solaris-9 | 1972 | |
| I had trouble maintaining altitude. | artan rüzgar yüzünden... | Solaris-9 | 1972 |