Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 167256

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Hmm. Anything else?	Hımm. Başka birşey var mı?	The Mentalist The Red Box-1	2010
And this place must be alarmed. Yeah, family never turn it on.	Ve burada bir alarm olması gerek. Evet, hiçbir zaman açık olmaz.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I got the call at 3:35.	Saat 3.35 de haber aldım.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I was at a client's residence nearby,	Müşterinin evinin yakının da...	The Mentalist The Red Box-1	2010
working an alarm upgrade.	alarm geliştirme üzerinde çalışıyordum.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Arrived here at 3:52.	Saat 3.52 civârın da buraya vardım.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Body was still warm,	Ceset hâlâ ılık.	The Mentalist The Red Box-1	2010
So I guess the time of death was a good hour before that.	Tahminimce vardığım da yeni ölmüştü.	The Mentalist The Red Box-1	2010
What the hell. Guess again.	Bu da nedir böyle. Son dediğini tekrar düşün.	The Mentalist The Red Box-1	2010
It's called lazarus syndrome.	Lazarus sendromu deniyor.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Guy's heart somehow caught an electrical charge	Adamın kalbi bir şekilde elektirik akımı yakaladı...	The Mentalist The Red Box-1	2010
and restarted. Hey, it happens.	ve yeniden atmaya başladı.Hey, oluyor işte.	The Mentalist The Red Box-1	2010
So you're saying he's alive?	Öyleyse onun yaşadığını mı söylüyorsun?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Well, if you can call that living. He's brain dead.	Şey, yaşıyor denemez aslında. Beyin ölümü gerçekleşmiş.	The Mentalist The Red Box-1	2010
With no oxygen for more than ten minutes,	10 dakikadan fazla sürece beynine oksijen gitmemiş.	The Mentalist The Red Box-1	2010
He's not coming back. There's security cameras out there.	Tekrar hayata dönemez. Orada bir güvenlik kamerası var.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Have Bandino show you the footage.	Bandido sana kamera kaydını göstersin.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Maybe we'll get lucky and catch a look at the shooter.	Belki de şanslıysak katilin yüzünü kayıtta görebiliriz.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I need to go and talk to the little girl	Cesedi bulan...	The Mentalist The Red Box-1	2010
who found the body. You got it.	küçük kızla konuşmam gerek. Anlaşıldı.	The Mentalist The Red Box-1	2010
The dirt under his nails smelled like rosemary.	Tırnak altları biberiye gibi kokuyordu.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Yeah.	Buldum.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Whatever was inside this box killed our man.	Bunun içinde ne varsa, bizim adamı öldüren şey olmalı.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Well, the case is practically closed.	Pekî, dâvâ hemen hemen kapandı sayılır.	The Mentalist The Red Box-1	2010
There's no reason to be snarky.	Alay etmenin mânâsı yok.	The Mentalist The Red Box-1	2010
It was my wife Jolene, really.	Jone benim karımdı, gerçekten.	The Mentalist The Red Box-1	2010
She saw how much James helped Lanie with her schoolwork,	James'in, Lanie'ye okul ödevlerinde ne kadar çok yardım ettiğini ...	The Mentalist The Red Box-1	2010
and when she heard he needed a place to live,	ve kalacak bir yere ihtiyâcı olduğunu gördü.	The Mentalist The Red Box-1	2010
she rented the pool house to him.	O yüzden ona havuzlu evi kirâladı.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I guess he's been here, uh...	Tahminimce burada, aaa...	The Mentalist The Red Box-1	2010
I don't know. A couple of months, maybe.	Bilemiyorum.Belki bir kaç aydır burada kalıyordur.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Very generous of your wife.	Karınız çok cömert biri.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Jolene has a big heart.	Jolene'nin çok temiz bir kalbi var.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Good looking. Mm.	Güzelmiş. Mmm.	The Mentalist The Red Box-1	2010
She turned me into a real artist.	Beni gerçek bir sanatçıya dönüştürdü.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Before I met her, I was taking snapshots.	Onunla tanışmadan önce, fotoğrafçılıkla uğraşıyordum.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Mr. Banks, we're gonna need to talk to your daughter.	Bay Banks, kızınızla konuşmamız gerek.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I'm sorry. Lanie's too upset to talk at the moment.	Özür dilerim.Lanie şu anda konuşacak durumda değil.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Please. Maybe later.	Lütfen.Belki sonra.	The Mentalist The Red Box-1	2010
We need to speak to her when her memory's fresh. She saw what you saw.	Hafızası tâze iken onunla konuşmamız gerek. Ne gördüyse söyledi.	The Mentalist The Red Box-1	2010
She came home, went to the pool house	Eve geldi, ödevleri için...	The Mentalist The Red Box-1	2010
for some homework help... We're gonna have to hear that from her.	havuzlu eve gitti. Bunları O'ndan duymak istiyoruz.	The Mentalist The Red Box-1	2010
And she found a dead body.	Ve ölü bir beden gördü.	The Mentalist The Red Box-1	2010
She's 12 years old. Don't... don't you get it?	O daha 12 yaşında.An.. Anlamıyor musunuz?	The Mentalist The Red Box-1	2010
It's not homework. It's a project about the pyramids.	Ev ödevi değildi.Piratmitler üzerine bir proje üzerindeydi.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I can talk to you. Thanks, Lanie.	Sizinle konuşabilirim. Teşekkürler, Lanie.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Lanie, sit right here, sweetie.	Lanie, buraya otur tatlım.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I'm Agent Lisbon, and that's Patrick Jane.	Ben Ajan Lisbon, ve bu da Patrick Jane.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Hi. What do you have to do for the pyramid project?	Selam.Piramit projesinde ne yapıyordunuz?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Describe the afterlife	Eski Mısır mitolojisin de...	The Mentalist The Red Box-1	2010
as depicted in the ancient egyptian mythology.	ölümden sonraki yaşamı tasvir ediyorduk.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Ah, as depicted in the ancient egyptian mythology.	Ha, mısır mitolojisini tasvir demek.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Well, did you know that they believed that when you die,	Şey, onların öldükten sonra...	The Mentalist The Red Box-1	2010
you are carried into the next life	kutsal bir suaygırı arkasında...	The Mentalist The Red Box-1	2010
on the back of a sacred hippopotamus?	bir sonraki yaşama geçtiklerine inandıklarını biliyormusun?	The Mentalist The Red Box-1	2010
What time did you get home from school?	Saat kaçta okuldan eve geldin?	The Mentalist The Red Box-1	2010
A little after 3:00. What did you do?	3'ü biraz geçmişti. Geldikten sonra ne yaptın?	The Mentalist The Red Box-1	2010
I made lemonade. James loves my lemonade.	Limonata yaptım.James benim yaptığım limonatayı sever.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Who else was home?	Evde başka kim vardı?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Uh, nobody. Uh, I was at the gallery,	Ah, kimse.Ah, ben galeride,...	The Mentalist The Red Box-1	2010
and Jolene was at the gym. Mr. Banks, please.	Jolene spor salonundaydı. Bay Banks, lütfen.	The Mentalist The Red Box-1	2010
No one was here.	Burada kimse yoktu.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I took the lemonade to the pool house.	Limonatayı havuzlu eve götürdüm.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I... I saw...	Ben...Gördüm...	The Mentalist The Red Box-1	2010
so much blood.	çok fazla kan vardı.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Did you see anybody or hear anything?	Herhangi birini gördün mü veya bir ses duydun mu?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Voices? A car?	Sesler? Araba?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Just James. I'm taking her upstairs now.	Sadece James'i. Onu yukarıya götürüyorum.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Does anybody know what was inside this?	Aranızda bunun içinde ne olduğunu bilen biri var mı?	The Mentalist The Red Box-1	2010
No. Are we through? Almost.	Hayır.İşimiz bitti mi? Bitmek üzere.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Lanie, why didn't your mother want you to speak to us?	Lanie, neden annen bizimle konuşmak istemiyor?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Honey, it... it's okay.	Tatlım, herşey yolunda.	The Mentalist The Red Box-1	2010
I was protecting her.	Onu koruyordum.	The Mentalist The Red Box-1	2010
She's been through a very traumatic experience.	Çok kötü travmatik deneyimler yaşadı.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Oh, I thought you were worried she was gonna say something	Oh, bende senin bizden birşey sakladığın konusunda...	The Mentalist The Red Box-1	2010
about whatever it is you're trying to hide from us.	O'nun bize birşeyler söylemesinden endişe duyduğunu sanmıştım.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Really? How dare I?	Gerçekten mi? Nasıl cüret eder miyim?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Is that the best comeback you've got?	Elindeki en iyi cevap bu mu?	The Mentalist The Red Box-1	2010
You're gonna let this man insult me? Huh?	Bu adamın bana hakaret etmesine izin mi vereceksin? Ha?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Stand there with your mouth open like a moron.	Orada öyle ağzı açık geri zekâlı gibi bekle sen.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Baby. Really?	Bebeğim.Gerçekten mi?	The Mentalist The Red Box-1	2010
Whew. Well played.	Vay be.İyi oynadın.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Yeah. I'm starving.	Evet. Karnım zil çalıyor.	The Mentalist The Red Box-1	2010
We've got four cameras in the backyard.	Arka tarafta 4 kameramız var.	The Mentalist The Red Box-1	2010
We ran the footage from sunup till we got here. Check this out.	Kayıtları olay zamânına kadar kontrol ettik. Şuna bir bakın.	The Mentalist The Red Box-1	2010
We found this at 2:37. Watch the window.	Saat 2.37'yi gösterirken bunu bulduk. Pencereye bakın.	The Mentalist The Red Box-1	2010
It's a muzzle flash. Who's in there? Wh... what camera had the door?	Bu kamera flaşı. İçeride kim vardı? Ne kamerasıydı bu?	The Mentalist The Red Box-1	2010
This is the only image we've got.	Bu elimizde ki tek görüntü.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Nobody coming in or out or in the yard?	Bölgeye kimse girip çıkmamış.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Whoever shot Smithson knew	Smithson'u kim çektiyse...	The Mentalist The Red Box-1	2010
where those cameras were placed and how to avoid 'em.	bu kameraların yerini ve bunu savuşturmayı iyi biliyordu.	The Mentalist The Red Box-1	2010
This one's mine. If you want one, I can make one for you.	Bu benim. Sen de istiyorsan, senin için bir tane hazırlayabilirim.	The Mentalist The Red Box-1	2010
We need to check Jolene and Hopper's alibis.	Jolene ve Hopper'ın başka yerde olduğu iddialarını gözden geçirmemiz gerek.	The Mentalist The Red Box-1	2010
You know, hold on a second.	Aslında, bir sâniye.	The Mentalist The Red Box-1	2010
None of these cameras are hidden.	O kameraların hiç biri saklı değil.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Anyone can see 'em... guests,	Herkes görebilir. Misafirler...	The Mentalist The Red Box-1	2010
students coming here for tutoring, their parents,	özel ders almaya gelen öğrenciler, aileleri...	The Mentalist The Red Box-1	2010
Everybody. Oh. Good point.	Herkes. Ah, iyi bir noktaya değindin.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Thanks for your time, Mr. Bandino.	Zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz, Bay Bandino.	The Mentalist The Red Box-1	2010
Cheers.	Bravo.	The Mentalist The Red Box-1	2010