Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21423
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I've never been pregnant before with a child. | Hamile değildim. | Geimui Yeowang-1 | 2006 |  |
| Just like you set up a trap, I set up a trap for you too. | Senin benimle oynadığın gibi, bende seninle oynadım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You're lying. You're lying. | Yalan söylüyorsun. Yalan söylüyorsun. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Say it's not true. Say it's not true. | Doğru olmadığını söyle. Doğru olmadığını söyle! | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Eun Seol... 1 | Eun Seol... | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Eun Seol ... | Eun Seol... 1 | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| What have you done to me and Eun Seol? | Bana ve Eun Seol'a ne yaptın? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You even made use of my memory loss, | Hafıza kaybımı kullanıp,... | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Must you put us in pain? Must you separate us? | ...bize acı çektirmek zorunda mıydın? Bizi ayırmak zorunda mıydın? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| The two of you can't be together. Since you know now, why do you still ask? | İkiniz birlikte olamazsınız. Şimdi bildiğine göre, neden hâlâ soruyorsun? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| This period of time, you've been pretending about your memory loss? | Bu zamana kadar, hafızanı kaybetmiş rolü mü oynadın? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I'm sick of it. | Bundan bıktım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Although you're my Mom, I'm really sick of it. | Annem olmana rağmen, gerçekten bıktım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Sick? Who was the one who made things so sick? Who was it? | Bıkmak mı? Bu şeyleri yapan kimdi? Kimdi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I begged you not to be with Eun Seol, Who was it who insisted his own way? | Eun Seol'a bunu yapmamanı ve kendi yoluna gitmeni söyleyip, yalvaran kimdi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| It's because we love each other. Didn't I beg you to let us go? | Birbirimize âşık olduğumuz için senden bize izin vermen için yalvarmadım mı? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Because this woman bore my child, didn't I beg you to accept her? | O kadın çocuğuma hamileydi, onu kabul etmen için sana yalvarmadım mı? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| How can I accept? I was deserted so heartlessly by her father. | Nasıl kabul edebilirdim? Onun babası tarafından kalpsizce terk edildim. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| How can I ignore all that and accept her? | Onu kabul edip, her şeyi nasıl görmezden gelebilirdim? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| From now on, I hope you'll close your eyes and acknowledge it. | Şu andan itibaren, gözlerini kapatıp, bunu kabul etmeni umarım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Everything was started by you, wasn't it? | Her şeyi başlatan sendin, değil mi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| The one who betrayed father and fell for another man, wasn't that you? | Diğer adamın hisleri için babama ihanet eden, sen değil miydin? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| If you have any repentance at all in your heart, | Kalbinde en küçük bir pişmanlık varsa,... | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You should let me have my way now. | ...kendi yolumda gitmeme izin verirsin. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| So you'd better acknowledge me and Eun Seol. | Bu yüzden beni ve Eun Seol'u kabul etmen en iyisi. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Then your son will die. | Öyleyse oğlunu öldü bil. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Dad, I think I'm drunk. | Baba, sanırım sarhoş oldum. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I miss you so much, what to do now. | Seni çok özledim, şimdi ben ne yapacağım? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| It's still not the time to cry. | Zaman ağlama zamanı değil. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I must not cry. | Ağlamamalıyım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Not until the one who was cruel to the smiling and friendly you, | Sana gülümseyip, arkadaşça davranan ve sana zalim olan kişi,... | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| sincerely begs for your forgiveness. | ...içtenlikle senin affını isteyene dek. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Why are you here again? Go! | Neden yine buradasın? Git! | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| When I see you, I'm afraid I'll do something bad to you. | Seni gördüğümde, kötü şeyler yapmaktan korkuyorum. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Eun Seol, the one who's more precious to me than my own life, | Hayatım üzerine yemin ederim ki, Kang Eun Seol'u seveceğim. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You, aren't you my wife? | Sen, benim karım değil misin? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| If it was for me, you shouldn't have chosen to leave. | Benim için bile olsa, terk etmeyi seçmemeliydin. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| That was the only thing I could do. That was the best thing I could do. | Yapabileceğim tek şey buydu. Yapabileceğimin en iyisi. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You fool, for us not to separate would have been the best thing to do. | Seni aptal, ayrılmamız nasıl en iyisi olabilir? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| From now on, let's live together. | Şu andan itibaren, birlikte yaşayalım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Can you really do that? | Bunu yapabilir miyiz? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I really hate your mother. | Annenden gerçekten nefret ediyorum. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You must have heard many things that hurt you. | Seni incitecek birçok şey duymuş olmalısın. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| My mom must have had hurt you thoroughly. | Annem seni derinden incitmiş olmalı. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Your mother probably wouldn't want to see me too. | Muhtemelen annen de beni görmek istemez. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| From now on, we'll only consider our own future. | Şimdiden sonra, sadece kendi geleceğimizi düşüneceğiz. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| We'll only think for Summer and the two of us. | Sadece Yaz ve ikimizi düşüneceğiz. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Well... will my heart allow that? | Kalbim buna izin verecek mi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Joo Won, now all our lies are useless. | Joo Won, artık yalanlarımız işe yaramaz. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Shin Jeon has regained his memory. | Shin Jeon hafızasını geri kazandı. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Although you've regained your memory, I will not congratulate you. | Hafızanı kazanmış olmana rağmen, seni tebrik etmeyeceğim. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| How did it become like this between us? | Aramız nasıl bu hale geldi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Was it my fault? | Benim hatam mıydı? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| To love you, was it my fault? | Sana olan aşkım, benim hatam mıydı? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| No, the ones who made me in this ugly state, | Hayır, bu çirkin şeyleri bana yaptıran... | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| It's Lee Shin Jeon and Kang Eun Seol, the two of you. | ...Lee Shin Jeon ve Kang Eun Seol, sizdiniz. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You won't disappear again, right? | Tekrar kaybolmayacaksın, değil mi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Hurry, answer me. | Bana hemen cevap ver. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| It's late. It's really late already. | Geç oldu. Çok geç oldu. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| If you don't answer me, I won't leave. | Cevap vermezsen, gitmeyeceğim. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Give me some time. Will that do? | Bana biraz zaman ver. Oldu mu? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Fine, I'll believe you. | Pekâlâ, sana inanacağım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I'll believe in our love. | Aşkımıza inanacağım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Shin Jeon has regained his memory. | Shin Jeon hafızasını kazanmış. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| But can I forgive his mother? | Ama ben onun annesini affedebilir miyim? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Are you never going to talk to me again? | Benimle bir daha konuşmayacak mısın? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| At least you should listen to my explanation, right? | En azından açıklamama izin vermelisin, değil mi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| There's no need. But I need to tell you. | Buna gerek yok. Bence gerek var. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| What other lies do you want to tell me? | Bana söylemek istediğin diğer yalanlar nedir? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I love you, that's not a lie. | Seni seviyorum, bu yalan değil. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Love? Don't talk to me about love. | Sevgi? Bana sevgiden bahsetme. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You don't love me. You just love the love you have for me. | Sen beni sevmiyorsun. Sen sadece beni sevmeyi seviyorsun. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Now Shin Jeon only thinks about what he must do to live with Eun Seol. | Şimdi Shin Jeon sadece Eun Seol'la yaşamayı düşünüyor olmalı. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| If I'm dead, they'll be able to live together. | Ben ölürsem, birlikte yaşayabilecekler. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Don't say such things. | Böyle söyleme. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Please, don't say that. | Lütfen, böyle söyleme. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Now you too, must accept the reality, right? | Şimdi siz de gerçekleri kabul etmelisiniz, değil mi? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Her father's dead and she even has a child. | Babası öldü ve bir çocuğu var. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Can I breathe when I see that child? | O çocuğu gördüğümde nefes alabilir miyim? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Joo Won, don't think of me as being heartless. | Joo Won, kalpsiz olduğumu düşünme. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| You shouldn't hang onto Shin Jeon anymore. | Artık Shin Jeon'u bırakmalısın. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Marriage is a fate decided in heaven. | Evlilik Tanrı'nın belirlediği bir kaderdir. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Looks like you and Shin Jeon are not fated to be together. | Görünüşe göre Shin Jeon'la birlikte olmanız kaderinizde yok. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Now, I'm tired too. | Şimdi, ben de yoruldum. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| From now on, it'll be inconvenient living under the same roof. | Artık aynı çatı altında yaşamak uygunsuz olacak. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Shin Jeon will think so too. | Shin Jeon'da böyle düşünecektir. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Now, even Mom is trying to ostracize me. | Anne, sen bile beni dışlamaya çalışıyorsun. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Thinking of shoving me aside like this? Who allowed that? | Beni bir kenara atabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Buna kim izin verir? | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Mom, don't worry about me. | Anne, benim için endişelenme. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Even if you didn't say it, I was thinking of moving to the hotel. | Sen söylemeseydin bile, ben otele taşınmayı düşünüyordum. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| During this time, you must have suffered a lot. | Bu zaman zarfınca, çok çekmiş olmalısınız. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I only did what I was supposed to do. | Sadece yükümlü olduğum şeyleri yaptım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| From now on, I want to become a righteous entrepreneur. | Artık, adil bir işadamı olmak istiyorum. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| I hope you'll continue to help me. | Bana yardımcı olacağını umuyorum. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| When you hear this, you might find it offensive. | Bunu duymak sizi rahatsız edebilir. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| But you're really similar to the deceased President Lee Seok Kyu. | Ama gerçekten merhum Başkan Lee Seok Kyu'a benziyorsunuz. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| What President Lee Seok Kyu might have lost, you must get it all back. | Başkan Lee Seok Kyu kaybetmiş olduğu şeyi siz mutlaka geri almalısınız. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Yes, I will. | Evet, alacağım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| From now on I'll strive hard, to redeem all that was lost. | Şimdiden sonra, kaybettiğim şeyleri almak için çok çalışacağım. | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
| Why doesn't this come off? Really! | Neden çıkmıyor ki? Cidden! | Geimui Yeowang-1 | 2006 | |
