Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20752
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Just get the money. | Parayı al sadece. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I just wanted to say thank you. | Sadece teşekkür etmek istedim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Helping us find my brother. | Kardeşimi bulmamıza yardım ettiğin için. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You don't believe he can be saved, do you? | Onun kurtarılabileceğine inanmıyorsun değil mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| But I've been wrong about a lot of things I saw today. | Ama bugün gördüğüm bir çok şey hakkında yanılmıştım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I've been tracking a serial killer | Richard Gecko olduğunu sandığım bir seri katilin peşindeydim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Richie? | Richie mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| He killed a woman in that motel. | O otelde bir kadını öldürdü. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| But I think someone made him do it. | Ama sanırım bunu ona başka biri yaptırdı. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Richie's a tortured soul. | Richie'nin işkence gören bir ruhu var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And after all I've seen today, | Ve bugün gördüklerimden sonra da kim bilir nasıl bir işkence görüyordur. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You see the good in people. | İnsanların içinde iyilik görüyorsun. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| It's so bad. | Bu çok kötü. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| It smells awful. | Berbat kokuyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| We're not alone in here, guys. | Burada yalnız değiliz millet. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Oh, god. | Tanrım. Korucu Gonzalez, yardım edin. Yardım | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Stay close. | Yakın dur. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Go. Let's go. Let's go. Wait a minute. | Gidelim. Hadi. Gidelim. Dur bir dakika. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Move it. There's something back there. | Yürüyün. Arkada bir şey var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| We were just over there. Come on. | Biraz önce oradaydık. Hadi. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Get off me. Get up, get up. | Kalk üstümden. Kalk, kalk. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Hey! Hey, over here! Get away from my daughter! | Buradayım. Kızımdan uzak dur. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Run, kate! | Kaç, Kate! | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'll get her. You get jacob, okay? Got you. | Onu ben alırım. Sen Jacob'ı al. Anlaştık. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Run, kate! Run! Get out of here! | Kaç, Kate! Kaç! | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I got you. You're okay. | Tuttum seni. İyi misin? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| We got to get out of here, okay? | Buradan çıkmalıyız tamam mı? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Guy nearly broke my neck with his bare hands. | Adam neredeyse çıplak elleriyle boynumu kıracaktı. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I don't know what the hell this is, man. | Bunun ne tür bir bok olduğunu bilmiyorum dostum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| This he was not that strong in prison. | Adam hapishanedeyken bu kadar güçlü değildi. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| He wasn't a culebra, right? | Yılan değildi, değil mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| No, he definitely was not. | Hayır, kesinlikle değildi. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You missed a spot. Yeah, I couldn't help it. | Bir noktayı kaçırdın. Evet, karşı koyamadım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Yeah? Something came over me. | Öyle mi? Bir şey beni yendi. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I had to. You had to what? | Yapmalıydım? Ne yapmalıydın? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Had to, what, feed? Yeah. | Beslenmeli miydin? Evet. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You couldn't control yourself. No, I couldn't! | Kendini kontrol edemedin. Hayır edemedim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Jesus christ! What the hell? | Yüce İsa! Ne oluyor lan? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Your f | Sen | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'm pritchard? | Pritchard mıyım ben? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Yeah, all right. All right! | Evet, tamam. Tamam! | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| How the hell did you do that? | Bunu nasıl yaptın lan? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| But I could feel it in my body. | Ama onu bedenimde hissedebiliyordum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| It's like it was tearing me apart. | Sanki beni içten içe parçalıyordu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You saving me for dessert? | Beni tatlı niyetine mi saklıyorsun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| We were gonna keep you around for inside information, | Ama annem bu tür şeylerle nasıl başa çıkacağını bildiği için... Seni içeriden bilgi almak için etrafta tutacağız ama planlar değişti. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You're going to serve a higher purpose. | Daha büyük bir amaca hizmet edeceksin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| One you stay here | Birincisi burada kalırsın ve derinin kemiklerinden ayrılışını izlersin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Or...You can help me stop what's coming. | Veya olacakları durdurmamda bana yardım edersin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Okay, 30 minutes on the clock. | Pekala 30 dakikamız var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| By the time you disable security | Bu sırada sen güvenliği etkisizleştirip çatıya doğru çıkarken... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'll gonna make the drop in the counting room. | ...ben de çantayı para sayma odasına götüreceğim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Except for one problem. | Bir sorun dışında. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| What? | Uğraşıyoruz. Ne? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Do I look like the goddamn chamber of commerce? | Sana lanet olasıca ticaret odası gibi mi görünüyorum? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Another blast from the past. Or worse. | Geçmişteki bir başka pislik. Veya daha kötüsü. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| The security room is right behind him. | Güvenlik odası adamın tam arkasında. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| What the hell do you think you're doing? | Ne yaptığını sanıyorsun sen? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Tactics, brother. | Taktik, kardeşim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Tactics. | Taktik. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I hope you know what you're doing, brother. | Umarım ne yaptığını biliyorsundur kardeşim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'd like a word with big jim. | Koca Jim'le konuşmak istiyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Most people wait to sit until I tell them to. | Çoğu insan oturmak için otur dememi bekler. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Well, I'm not most people. | Ben çoğu insan gibi değilim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'm a boxman. | Ben kurpiyerim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Best one since ray gecko. | Ray Gecko'dan beri en iyisiyim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Now, there's a name that I haven't thought about | Şimdi uzun zamandır hiç düşünmediğim bir ismi söyledin bana. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| That's probably because in my business, | Sebebi muhtemelen işimde kural olarak eziklerin isimlerini unutmayı benimsememdir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Ah, well, you're gonna remember me. | Beni hatırlayacaksın ama. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I've got your next big score. | Sonraki büyük payın bende. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You ever been to brazil? | Hiç Brezilya'ya gittin mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Excellent food. | Harika yemekleri var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Even better women. | Kadınları daha da güzel. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| But did you know that some of those women | Ama aslında o kadınlardan bazılarının aslında... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Aren't really women at all? | ...kadın olmadıklarını biliyor muydun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| The fact is, brazil is home to one | Aslında Brezilya Dünya'daki en geniş... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Of the largest populations of transsexuals in the world. | ...transseksüel popülasyonuna sahip ülkedir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| They got they got so many, they even got a tour bus | Çok fazlalar. Hatta onlara özel bir tur otobüsü var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| A special tour bus in rio. | Rio'da özel bir tur otobüsü. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And it stops at this one particular street corner. | Belirli bir caddenin köşesinde durur. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And there's women all over the place. | Ve her tarafta kadınlar vardır. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And everybody in the tour bus looks out at them | Tur otobüsündeki herkes o kadınlara bakarak hangilerinin aslında kadın... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| On which ones are actually women, | ...hangilerinin aslında kadın olduğu konusunda bahse girerler. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And then when all the bets are placed, | Tüm bahisler oynandıktan sonra da... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| These women lift their skirts and they show us their business. | ...o kadınlar eteklerini yukarı kaldırarak bize ekmek teknelerini gösterir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I hear they got nice beaches, too. | Güzel sahilleri olduğunu da duymuştum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I have never lost a single bet. | En ufak bir bahsi bile kaybetmedim daha. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You know why? Come here. | Niye biliyor musun? Yaklaş. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| That is because I know that just because | Çünkü sen masanın üstünde iki sürahi görüyorsun diye bunun anlamı... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| That don't mean that there ain't a pork sword | ...masanın altında seni küçük bir gezintiye çıkaracak büyük bir bıçak olmayacağı... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Now, you tell me, young man. | Şimdi söyle bakalım genç adam. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Why exactly should I gamble on what you got under your suit? | Seninle elbisenin altında ne olduğuna dair niye bahse gireyim ki? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Because if I was working for you tonight, | Çünkü bu gece senin için çalışanlardan biri olsaydım... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| To check a thief's bag for a hidden compartment. | ...bir hırsızın çantasında sakladığı bir şey var mı diye bakacak kadar zeki olurdum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And if lord humongous had done his job correctly, | Ve eğer Ulu Tanrım işini düzgün yapıyor olsaydı... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You wouldn't be in danger of a sex change yourself. | ...sen de cinsiyetini değiştirme tehlikesi altında olmazdın. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Boy, you got some cajones, don't you? | Çok taşaklı birisin değil mi evlat? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| No, don't worry about it. It's pritchard. | Hayır, merak etmeyin. Pritchard bu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| He'll make his delivery. | Paketini getirecektir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I got some business to attend to. | Halletmem gereken bazı işler var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 |