Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20738
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You bastard! I hate you! | Seni piç! Senden nefret ediyorum! | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Damn. Is that blood? | Kahretsin. Bu kan mı? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Kim, come in. Sverre. | Kim, cevap ver. Sverre. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Where are you? We just entered the hotel. | Neredesiniz? Biraz önce otele girdik. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| You have to go back to the crevasse. Damn ... | Çatlağa geri dönmek zorundasınız. Kahretsin... | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I think there may be something else there. | Sanırım orada başka bir şey daha olabilir. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| "Skiers disappear" "Without a trace" | "Kayakçı turistler bir iz bırakmadan kayboldu" | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| "Young people lost in the mountains" | "Genç insanlar dağda kayboldu" | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I ... It's okay. | Ben... Sorun değil. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| May I speak with you, Camilla? | Seninle konuşabilir miyim, Camilla? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I'll be right back, ok? Yes. | Birazdan döneceğim, tamam mı? Evet. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| What the hell were you doing, Camilla? Sightseeing in the morgue? | Ne halt yaptığını sanıyorsun, Camilla? Morg gezisine mi çıktınız? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| You want to drug her? She attacked a corpse, Camilla. | Ona ilaç mı vermek istiyorsun? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Hermann ... Do as I say. | Hermann... Söylediğimi yap. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| What is it, Johan? | Ne yapıyorsun, Johan? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I have a bad fuckin' feeling. | İçimde çok kötü bir his var. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| What happened here? | Burada ne olmuş böyle? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Audhild! | Audhild! | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Ok, come on. It's stuck. | Tamam, hadi. Giysisi sıkışmış. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Stuck? What the hell do you mean? | Sıkışmış mı? Ne demek istiyorsun? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Get back. | Geri çekilin. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| On the skin. Clear, clear, clear. | Vücudunda. Hadi. Açılın, açılın, açılın. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| It's happened before. Hypothermia can prevent cellular breakdown. | Bu daha öncede olmuştu. Hipotermi hücrelerin bozulmasını engeller. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| There are cases where the heart rate was down to 10 20 beats per minute. | İşte böyle durumlarda kalp atış hızı dakikada 10 ile 20 arasına düşer. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| And when it comes to the wounds ... But he was dead. | Ve yaralara gelirsek... Ama o öldü. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Now, who's going to take care of this? | Şimdi, kim bununla ilgilenecek? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Yuk. The blood? | İğrenç. Kan mı? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I thought that all nurses loved ... Why did you become a nurse? | Tüm hemşirelerin bu mesleği sendiğini sanıyordum... Sen neden hemşire oldun? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Because of the uniform. Guys like nurses. | Üniforması için. Erkekler hemşirelere bayılıyor. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| That's why I became a policeman. You attract many guys in uniform? | İşte bu yüzden ben de polis oldum. Üniformayla birçok erkeği kendine mi çekiyorsun? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| You look very good in it. Haven't you heard that before? | Onun içinde çok iyi görünüyorsun. Daha önce bunu hiç duymuş muydun? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Yes, once. It was my mother who said it. | Evet, bir kere. Bunu annem söylemişti. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Hey ... | Hey... | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| You look pretty good in your uniform, too. | Sen de üniformanın içinde çok güzel görünüyorsun. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Thanks. You're welcome. | Teşekkürler. Bir şey değil. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I thought you quit. I did. | Bıraktığını sanıyordum. Bıraktım. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| She seemed very alert for someone given 60mg of tranquilizers. | 60 mg sakinleştirici verilmiş birine göre oldukça uyanık görünüyor. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I understand that you're not happy with me today, Hermann. | Bugün benden memnun olmadığını anlıyorum, Hermann. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| I'm sure you'll be a fantastic doctor, Camilla. | Eminim harika bir doktor olacaksın, Camilla. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Sverre? | Sverre? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| So I didn't know ... | Bu yüzden bilmiyorum... | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| But it wasn't like that. | Fakat bu öyle değildi. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Ok ... | Tamam... | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Shouldn't the emergency lights have come on? | Acil durum ışıklarının açılması gerekmez miydi? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| He went out to play, like usual. | O, her zamanki gibi oyun oynamak için dışarı çıktı. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| And then didn't come back. | Ve bir daha geri gelmedi. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Has he ever done that before? No. | Bunu daha önce yapmış mıydı? Hayır. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| ... to play, like usual. | ...her zamanki gibi oynamak için... | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| "Skinned dog found on mountain" | "Dağda derisi yüzülmüş bir köpek bulundu" | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| "Grazing sheep massacred animal grave in the mountains" | "Dağda otlayan koyunlar kapana sıkıştırılıp parçalanmış" | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| "Grotesque incidents threaten hotel operations" | "Meydana gelen garip olaylar otelin faaliyetini tehdit ediyor" | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| "Survived the fire in abandoned mountain hotel" | "Terk edilmiş dağ oteli büyük bir yangın atlattı" | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| "He was hanging on by a hair says medical officer Haldor Mækland." | "Sağlık memuru Haldor Mækland onun kıl payı kurtulduğunu söyledi." | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| This is Haldor. | Ben Haldor. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| It must local. The streetlights are lit. I'll turn on the generator. | Sadece buranın elektriği gitmiş olmalı. Sokak lambaları yanıyor. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| See to the patients. | Gidip hastalara bak. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Did they...? | Onlar...? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Audhild? | Audhild? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| You stay away from me! | Benden uzak dur! | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| We'd been searching for the family for five days without result. | Bir sonuç almadan beş gün boyunca aileyi aradık. Beş gün boyunca kayıp aileyi aradık ama sonuç alamadık. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Everyone was tired and wanted to go home. | Herkes çok yorulmuştu ve eve gitmek istiyordu. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Most had already been looking for the boy for weeks. | Herkes zaten haftalar önce çocuğu aramıştı. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| So you were alone at the hotel when the fire broke out? | Yangın patlak verdiğinde otelde tek başınıza mıydınız? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Yes, as far as I know. | Bildiğim kadarıyla evet. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Another beer, Haldor? We're closing now. | Başka bir bira ister misin, Haldor? Yoksa şimdi kapatıyoruz. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| The police report concluded that they died in an avalanche | Polis raporunda, ailenin çocuklarını ararlarken... | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| while looking for their son. | ...bir çığda öldükleri yazıyor. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| That was at least the official explanation. | En azından resmi açıklama bu yönde. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| The boy was never completely normal. | Çocuk asla normal biri değildi. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| You didn't know? He was stillborn. | Bilmiyor muydun? O ölü doğmuş biriydi. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| In my 40 years as a physician, I've never experienced anything like it. | 40 yıllık doktorluk kariyerimde daha önce böyle bir deneyim yaşamamıştım. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| He was officially dead for four hours. A death certificate was written. | Resmen 4 saat boyunca ölü durumdaydı. Ölüm sertifikası bile hazırlanmıştı. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Then suddenly his heart began to beat again. | Sonra birden kalbi tekrar atmaya başladı. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| He didn't cry once when he woke up. He just lay there. | Uyandığında bir kere bile ağlamadı. Sadece öylece yatıyordu. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Quiet as a mouse. | Bir fare gibi sessizdi. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Is the power out? Hi, Daniel. Can you help me? | Elektrik mi gitti? Merhaba, Daniel. Bana yardım edebilir misin? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Help me out of these. | Bundan kurtulmama yardım et. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Look in the closet for a sharp pair of scissors. | Dolapta keskin bir makas ara. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Why did they tie you down? Quiet. Try to find some scissors. | Neden seni bağladılar? Sessiz ol. Bir makas bulmaya çalış. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| But if the doctor has done it, maybe you should stay there. | Fakat bunu doktor yaptıysa belki de orada bağlı kalmalısın. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| It's not necessary any longer. I was just a little restless when I slept. | Bu artık gerekli değil. Sadece uyurken biraz hareketliyimdir o yüzden. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Go and get the scissors. Come on. | Hadi makası al. Hadi. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| There. Great. Just cut here. | İşte aldın. Harika. Hemen burayı kes. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Daniel, is the rest of the hospital dark like it is here? | Daniel, hastanenin diğer yerleri de burası gibi karanlık mı? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Now we're going to go on a little tour, but you must keep very quiet, ok? | Şimdi küçük bir geziye çıkacağız fakat çok sessiz olmalısın, tamam mı? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Hey ... I'm alright. | Hey... İyiyim. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Hey ... Was there someone there? | Hey... Orada biri mi vardı? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| But ... | Fakat... | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Sit there in the corner. There. | Köşede otur. İşte böyle. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Did I do something wrong? No. | Yanlış bir şey mi yaptım? Hayır. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Just wait here a bit and I'll be back to get you. | Burada biraz bekle, sonra seni almak için geri geleceğim. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| It's almost like playing hide and seek. Do you like to play that? | Tıpkı saklambaç oynuyor gibi. Bu oyunu oynamayı sever misin? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Be quiet. Good. Bye. | Sessiz ol. Güzel. Hoşça kal. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Do you think it will snow tonight? | Sence bu gece kar yağacak mı? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Hey, you've reached Ole and Camilla. Leave a message. | Merhaba, Ole ve Camilla'yı aradınız. Mesajınızı bırakın. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Ole? Ole, where are you? | Ole? Ole, neredesin? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Things have gone to hell here. People have been killed. | Burası tam bir cehenneme göndü. İnsanların hepsi öldürüldü. | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| You have to get help. You have to get help, ok? | Yardım getirmelisin. Yardım getirmelisin, tamam mı? | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| Jannicke. Stay completely still. | Jannicke. Tamamen hareketsiz kal. Jannicke! Kımıldama | Fritt vilt ii-1 | 2008 | |
| It's alright. Nothing came out. | Sorun yok. Hiçbir şey zerk edilmedi. | Fritt vilt ii-1 | 2008 |