Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19416
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
>> Margaret: Belloc! | Belloc! | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: I wanted to. | Öldürmek istedim. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Margaret: It would have changed you. | Seni başka biri yapardı. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
>> Belloc: But you did beat them. | Ama sen onları yendin. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: You don't have to go back there to that cage. | O kafese geri dönmek zorunda değilsin. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Belloc: You will stay with your mother for the time being. | Şimdilik annenin yanında kalacaksın. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
And I... Will be nearby. | Ve ben... yakınlarda olacağım. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Barnes: Holy hello, kid. | Merhaba, delikanlı. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: Nothing. | Hiçbir şey. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Barnes: What about you? | Ya sen? | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: I'm not like them. | Onlar gibi değilim. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Barnes: What are you geniuses waiting for, a written invitation? | Siz dahiler ne bekliyorsunuz, davetiye yazmamı mı? | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Jenna: Hi. | Merhaba. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: Hey. | Selam. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Jenna: So, I figured out who. | Şey, kim olduğunu anladım. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Thanks for saving homecoming. | Mezuniyet gününü kurtardığın için sağol. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: It mattered to you. | Senin için önemliydi. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Jenna: So, I'll see you at school Monday? | Öyleyse, Pazartesi okulda görüşürüz. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: I don't know. | Bilmiyorum. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Margaret: Oh, yeah. | Elbette. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
Duncan: Then I'll see you there. | O zaman okulda görüşürüz. | Firebreather-2 | 2010 | ![]() |
They say her bravery saved the city that day, saved everything. | O günkü cesareti sayesinde bu şehrin | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Maybe I should skip. 1 | Belki vazgeçmeliyim. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
You can call it tangerine or... Or burnt Sienna, but let's face it... it's orange. | Mandalina diyebilirsin yada kızıl kahve ama yüzüm ise turuncu. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Duncan, this is a new school, not an execution. | Duncan, bu yeni bir okul, seni suçlayamam. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Duncan, you're a 16 year old boy, like every other guy in your class, and | Duncan, 16 yaşında bir gençsin, sınıfındaki diğer çocuklar gibi | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
every kid in that school has problems of their own. | ve okuldaki her çocuğun kendi sorunları olabilir. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Actually, that time, it was "rock on." | Aslında, o zaman "Rock başlasın" diyecektim. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Hey, Duncan, sit here with Kenny. | Hey, Duncan, Kenny ile otursana. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
...In case, you know, some sick kids actually might enjoy cutting up frogs and | ...bildiğiniz gibi, kurbağa kesmek, onların bağırsaklarını çıkarmak... | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
pulling out their guts. 1 | ...bazı hasta çocukların hoşuna gidebilir. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Whoo! He's a jumper! | O bir sıçrayıcı! | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Time to take out the trash... the trailer trash. | Çöpleri atma zamanı geldi, çöp kamyonuna. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Now, since you're both at fault, you can either choose | İkiniz de hatalısınız, iki seçeneğiniz var, ya uzaklaştırma alacaksınız yada | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Bad enough you keep us from exterminating the human vermin. | Haşere insanları yok etmeden bırakman yeterince kötüydü. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Or you, astaroth? | Yada sen, Astaroth? | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Compared to this, I used to look great. | Şimdiki halime göre, harika görünüyordum. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
You can totally tell. | Tümünü anlatabiilirsin. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
I think my old man is a spy or something. | Bence benim ihtiyar bir ajan yada onun gibi bir şey. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
I suppose, now that you've seen your father, you've probably got | Sanırım, babanı gördüğün için, şimdi muhtemelen soruların vardır, | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
doesn't determine who you are. | bu senin kim olduğunu belirlemez. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
I'm... I'm really sorry I brought up... What? Fathers? | Gerçekten üzgünüm, yeni haberim oldu... Yine babam mı? | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
It would be kind of weird if no one talked about their dads in | Birileri karşıma geçip babamdan bahsetmese, | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
front of me. | tuhaf olurdu. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Lots of people have them. | Pek çok kişinin babası var. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Only your bloodlust will save you! | seni sadece acımasızlığın kurtarabilir! | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Duncan, did your mom just flash you the "rock on" | Duncan, annen her zaman "rock başlasın" diyerek, | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Oh, that's so cute. | Bu çok hoş. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
And now, without further ado, the results have been tabulated, | Ve şimdi, fazla uzatmadan, kesinleşen sonuçlara göre | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
and this year's homecoming king is... | bu yılın mezuniyet birincisi... | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
No, I came with you, and I'm going to dance with you. | Hayır, seninle geldim ve seninle dans edeceğim. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
It's only one dance. | Bu sadece bir dans. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
It's tradition, Jenna. | Bu gelenek, Jenna. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
You have to. | Zorundasın. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Like any of that stuff matters now. 1 | Sanki şimdi bunun önemi varmış gibi. | Firebreather-3 | 2010 | ![]() |
Did you feel that too? | Sen de hissettin mi? Sen de hissettin mi? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
What? Your stomach. | Neyi? Midendeki kıpırtıyı. Neyi? Midendeki kıpırtıyı. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
My mom said when I met the right girl, I'd feel butterflies. | Annem, doğru kızla tanıştığımda bu kıpırtıyı hissedeceğimi söylerdi. Annem, doğru kızla tanıştığımda bu kıpırtıyı hissedeceğimi söylerdi. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I think I'm ready. | Sanırım artık hazırım. Sanırım artık hazırım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Can you believe him? | Şuna bakar mısın? Kendini hemen kaptırıveriyor. Şuna bakar mısın? Kendini hemen kaptırıveriyor. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I'm a little more guarded. | Ben içime kapanığımdır. Sanırım daha önce kalbim kırıldığı için. Ben içime kapanığımdır. Sanırım daha önce kalbim kırıldığı için. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I'll never hurt you. | Ben asla kalbini kırmayacağım. Ben asla kalbini kırmayacağım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
My dad. My dad. | Babam. Babam. Babam. Babam. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You guys are sisters? Our dads are friends. | Siz kardeş misiniz? Hayır, babalarımız arkadaş. 1 Siz kardeş misiniz? Hayır, babalarımız arkadaş. 1 | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
They went to the gym. They're muscle heads. | Spora gitmişlerdi. Acayip formdadırlar. Spora gitmişlerdi. Acayip formdadırlar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Your best bet is to curl into a ball until they stop beating you. | Sizi pataklamaları bitene kadar yapılacak en iyi şey iki büklüm halde kalmak. Sizi pataklamaları bitene kadar yapılacak en iyi şey iki büklüm halde kalmak. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
We should wait two days before we call them. | Sanırım onları birkaç gün aramasak iyi olacak. Sanırım onları birkaç gün aramasak iyi olacak. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You've gotta be kidding me. | Yok artık daha neler. Yok artık daha neler. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Do you think they have any concept of how fast a car can go? | Sence bir arabanın erişebileceği hızdan haberleri var mıdır? Sence bir arabanın erişebileceği hızdan haberleri var mıdır? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Reverse kitty cat, dog leg left, over the fence, on my count, break. | Aynı taktikle kaçmaya devam ediyoruz. Çitin üzerinden. Şimdi. Aynı taktikle kaçmaya devam ediyoruz. Çitin üzerinden. Şimdi. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Hey, I'm Nick. Shawn. Can we use your pool? | Selam, ben Nick. Shawn. Havuzunuzu kullanabilir miyiz acaba? Selam, ben Nick. Shawn. Havuzunuzu kullanabilir miyiz acaba? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Come on, Tigers. Yeah! | Bastırın Kaplanlar! Bastırın Kaplanlar! | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Split Johnny left! Split Johnny left! | Johnny'yi sıkı tut. Johnny'yi sıkı tut. Johnny'yi sıkı tut. Johnny'yi sıkı tut. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Come on! Come on, guys! Set. Hike. | Haydi, çocuklar. Hazır. Haydi, çocuklar. Hazır. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Yeah! Yeah! All day. All day. Candy from a baby. | Evet, çok güzel. Çocuk oyuncağı. Evet, çok güzel. Çocuk oyuncağı. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
What do you wanna do? That brunette. | Şimdi ne yapacaksın? Şuradaki esmer hatunu. Şimdi ne yapacaksın? Şuradaki esmer hatunu. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
No, I mean, the play, in the game. | Hayır, ben maçtan bahsediyorum. Hayır, ben maçtan bahsediyorum. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Come on, guys, focus. I've never been more focused. | Beyler, biraz odaklanın ama. Daha önce hiç bu kadar odaklanmamıştım. Beyler, biraz odaklanın ama. Daha önce hiç bu kadar odaklanmamıştım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Check it, couple of meatloaves in that baby tee. | Şu göbek şov yapan kızın malzemeye baksana. Şu göbek şov yapan kızın malzemeye baksana. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Not mad at that belly ring either. | Göbek deliğindeki hızma da iyi gitmiş. Göbek deliğindeki hızma da iyi gitmiş. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Have you seen this blond? Rackety rack, don't talk back. | Şu sarışını gördün mü? Patlamaya hazır iki güdümlü füze. Şu sarışını gördün mü? Patlamaya hazır iki güdümlü füze. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Wonder if her carpet matches my drapes. | Acaba döşemeleri benimkilerle uyumlu mudur? Acaba döşemeleri benimkilerle uyumlu mudur? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Delay of game, loss of five yards. | Oyun gecikmesi. 4.5 metre kaybettik. Oyun gecikmesi. 4.5 metre kaybettik. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
And just because it's a spring scrimmage... | Bunun bir hazırlık maçı olması... Bunun bir hazırlık maçı olması... | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Sorry, coach. Go, go, go. Come on, go, go. | Affedersin, koç. Gidin, gidin. Affedersin, koç. Gidin, gidin. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Tigers! | Kaplanlar. Kaplanlar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Come on, crowd Let's hear some noise | Haydi, millet. Biraz coşalım. Haydi, millet. Biraz coşalım. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
N O I S E Noise | C O Ş K U. Coşku. C O Ş K U. Coşku. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
God. See, look, we took too long. | Tanrım. Hiç ciddiye almıyoruz. Tanrım. Hiç ciddiye almıyoruz. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Here come the whack ass cheerleaders, man. | Şu oynak ponpon kızlara bir bak. Şu oynak ponpon kızlara bir bak. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Noise, N O I S E Noise | Coşku, C O Ş K U. Coşku. Coşku, C O Ş K U. Coşku. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Tigers. | Kaplanlar. Kaplanlar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Well, I am pumped up. All right, what's the play? | Ben acayip gaza geldim. Peki, hamlemiz nedir? Ben acayip gaza geldim. Peki, hamlemiz nedir? | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Hold on, baby tee is signing me her number. | Durun biraz açık göbekli bana numarasını veriyor. Durun biraz açık göbekli bana numarasını veriyor. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Is that a seven? A five and a two? Any day now, shit buckets. | 7 mi? Yoksa 5 ve 2 mi? Başlıyoruz artık, bok çuvalları. 7 mi? Yoksa 5 ve 2 mi? Başlıyoruz artık, bok çuvalları. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
I don't wanna run laps all afternoon. I have a shrink appointment. | Hadi, çocuklar. Bütün gün koşup durmak istemiyorum. Deli doktoruyla randevum var. Hadi, çocuklar. Bütün gün koşup durmak istemiyorum. Deli doktoruyla randevum var. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
Dude, your cousin stuck his finger in your ass. Get over it. | Ahbap, kuzeninin parmağı kıçına girdiyse ne olmuş? Aş şunu artık. Ahbap, kuzeninin parmağı kıçına girdiyse ne olmuş? Aş şunu artık. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
They playing us loose. Let's get short passes and extra yardage. | Çok açık oynuyorlar. Kısa paslar yapıp fazladan sayı alabiliriz. Çok açık oynuyorlar. Kısa paslar yapıp fazladan sayı alabiliriz. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
The hell with that, man. You either bet big or go home. | Neyiniz var sizin böyle? Ya hep ya hiç, işte o kadar. Neyiniz var sizin böyle? Ya hep ya hiç, işte o kadar. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |
You gotta risk it to get the biscuit. Aye, my brother. | Risk olmadan zafer de olmaz. Aynen, kardeşim. Risk olmadan zafer de olmaz. Aynen, kardeşim. | Fired Up-1 | 2009 | ![]() |