• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172816

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Do you want some wine, Henry? No, thanks. Şarap ister misin, Henry? Hayır, sağol. Biraz şarap alır mısın? Hayır, teşekkürler. Biraz şarap alır mısın? Hayır, teşekkürler. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Yeah, sure. Yeah? Tabii, olur. Tamam. Tabi, olur. Olur mu? Tabi, olur. Olur mu? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Well, obviously, you never had a boyfriend. O kadar yıl boyunca erkek arkadaşın olmadı, her dakikanı bu adamla geçiriyorsun. Hiç erkek arkadaşın olmamıştı. Vaktini hep Charisse'yle geçirirsin. Hiç erkek arkadaşın olmamıştı. Vaktini hep Charisse'yle geçirirsin. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Just wondering what the draw is. Leave her alone. Nasıl biri diye baktım. Rahat bırak kızı. Çekici gelen kısmı merak ediyorum. Çekil kızın başından. Çekici gelen kısmı merak ediyorum. Çekil kızın başından. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
She's codependent on rest of us. Ona çok bağımlı. Hepimiz gibi onun da ihtiyacı var. Yakasını kurtaracağını mı sandın? Hepimiz gibi onun da ihtiyacı var. Yakasını kurtaracağını mı sandın? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Where's the pan? How do I know? Tava nerede? Ne bileyim? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
You can help. I don't even live here. Yardım edebilirsin. Burada yaşamıyorum bile. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
You First, I'm a man. Sen... Öncelikle, ben erkeğim. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I didn't read it. Well, it kind of looked like you did. Okumadım. Okumuşun gibi görünüyor. Okumadım. Ama okumuşsun gibi geliyor. Okumadım. Ama okumuşsun gibi geliyor. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
So I could tell the little girl in the meadow. Çayırdaki küçük kıza söyleyebilmek için. Böylece çayırdaki küçük kıza eğer onun için önemli biriysem... Böylece çayırdaki küçük kıza eğer onun için önemli biriysem... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I wanted to be able to tell her when I was coming to see her ...onu görmeye gideceğim vakitleri söyleyebilseydim ki... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Come on, kick his ass. Guys, check this out. Hadi, parçala şunu! Hadi, canına oku. Çocuklar, şuna bakın. Hadi, canına oku. Çocuklar, şuna bakın. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Come on, he's a fag. Kick his ass. Oh, no. Hadi, parçala şu ibne herifi! Hadi, götün biri. Canına oku. Ah, olamaz. Hadi, götün biri. Canına oku. Ah, olamaz. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Henry. Gomez. Henry. Gomez. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
What's the date? What do you mean, "what's the date?" Tarih nedir? Ne demek yani, tarih nedir? Hangi tarihteyiz? Ne demek "Hangi tarihteyiz"? Hangi tarihteyiz? Ne demek "Hangi tarihteyiz"? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
What year? What do you mean, "what year?" Hangi yıldayız? Hangi yıl da ne demek? Kaç yılındayız? Ne demek "kaç yılındayız"? Kaç yılındayız? Ne demek "kaç yılındayız"? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Forget it. I gotta get some clothes. Unut gitsin. Giyecek kıyafet bulmalıyım. Boş ver. Üstüme bir şeyler bulmalıyım. Tabii, pembe sana gitmemiş. Boş ver. Üstüme bir şeyler bulmalıyım. Tabii, pembe sana gitmemiş. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
What are you doing now? Picking a lock. Ne yapıyorsun? Kapıyı açıyorum. Şimdi ne yapıyorsun? Kilit açıyorum. Şimdi ne yapıyorsun? Kilit açıyorum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Huh? Close the door. Kapıyı kapat. Ha? Kapıyı kapat. Ha? Kapıyı kapat. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Why don't you tell me what the hell this is all about? Neden bana bunların ne olduğunu söylemiyorsun? Ne dolaplar döndüğünü anlatsana. Bilmek mi istiyorsun? Anlatayım o zaman. Ne dolaplar döndüğünü anlatsana. Bilmek mi istiyorsun? Anlatayım o zaman. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Know what? I look older, right? Neyi bilmeliyim. Yaşlı görünüyorum, değil mi? Neyi bilmeliyim? Yaşım ilerlemiş gibiyim, doğru mu? Neyi bilmeliyim? Yaşım ilerlemiş gibiyim, doğru mu? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
1995. I don't like this. 1995. Bu işten hiç hoşlanmadım. Bu yılda ortaya çıktım. 1995. Bu hiç hoşuma gitmedi. Zamanda gezinti yapıyorum. 1995. Bu hiç hoşuma gitmedi. Zamanda gezinti yapıyorum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
But I care about Clare more than you can possibly imagine, Ama Clare'i düşünebileceğinden bile çok daha fazla umursuyorum. Ama Clare'yi hâyâl edebileceğinden daha fazla önemsiyorum,... Ama Clare'yi hâyâl edebileceğinden daha fazla önemsiyorum,... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Knowing stuff in advance makes you crazy. İleride olacakları bilmek seni çıldırtır. Olacakları önceden bilmek delirtir. Palavra sıktığının farkında mısın? Olacakları önceden bilmek delirtir. Palavra sıktığının farkında mısın? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
You won't think that in a minute. Yeah? Why's that? Bir dakika içinde böyle düşünmeyeceksin. Öyle mi? Nedenmiş? Bir dakika sonra öyle düşünmeyeceksin. Öyle mi? Nedenmiş? Bir dakika sonra öyle düşünmeyeceksin. Öyle mi? Nedenmiş? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Charisse is out. Henry here? Charisse dışarı çıktı. Henry burada mı? Charisse dışarıda. Henry burada mı? Charisse dışarıda. Henry burada mı? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
No, he's at the library. Don't marry him, Clare. Hayır, kütüphaneye gitti. Onunla evlenme, Clare. Hayır, kütüphanede. Onunla evlenme Clare. Hayır, kütüphanede. Onunla evlenme Clare. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
What? Just don't marry Henry, okay? Ne? Onunla evlenme, tamam mı? Ne? Henry ile evlenme o kadar, olur mu? Ne? Henry ile evlenme o kadar, olur mu? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
You know, he hasn't asked me yet. Daha teklif bile etmedi. Ne dediğimi biliyorsun. Daha teklif bile etmedi. Evet, neden bahsettiğimi biliyorsun. Daha teklif bile etmedi. Evet, neden bahsettiğimi biliyorsun. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Barrel of laughs. First, he beats up a guy, Komik durumdaydık. Önce birini dövdü, sonra da ordunun deposuna gizlice girdik. Kepazelik. Önce, birini dövdü,... Kepazelik. Önce, birini dövdü,... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Are you saying you know about this? I've known for a very long time. Bundan haberin olduğunu mu söylüyorsun? Bunu bildiğini mi söylüyorsun? Uzun zamandır biliyorum. Bunu bildiğini mi söylüyorsun? Uzun zamandır biliyorum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I really don't need to know how the whole thing works, because I don't care. Neler olduğunu bilmek de istemiyorum, çünkü umurumda değil. Böyle bir şeyin nasıl olabileceğini bilmek zorunda değilim, umurumda değil. Böyle bir şeyin nasıl olabileceğini bilmek zorunda değilim, umurumda değil. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
But, uh, just presuming for a second Ama bir saniyeliğine hepimizin kafayı yemediğini varsayıyorum... Gel bir dakikalığına kafalarımızı üşütmediğimizi varsayalım,... Gel bir dakikalığına kafalarımızı üşütmediğimizi varsayalım,... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
whatever Henry has, it's, uh.... Henry her neyse... ...Henry'de olan her neyse, bu... ...Henry'de olan her neyse, bu... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I mean, it's already happened. Artık gerçekleşti bile. Yani, olan oldu zaten. İstesem bile değiştiremem. Yani, olan oldu zaten. İstesem bile değiştiremem. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Are you Annette DeTamble? Yes. Siz Annette DeTamble mısınız? Evet. Siz Annette DeTamble misiniz? Evet. Siz Annette DeTamble misiniz? Evet. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
People don't usually recognize me. Not on the subway, anyway. İnsanlar genelde beni tanımaz. İnsanlar pek tanımaz beni. En azından metrodayken. İnsanlar pek tanımaz beni. En azından metrodayken. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I haven't felt that way for a long time. Çok uzun zamandır kendimi böyle hissetmemiştim. Uzun zamandır bu duyguya kapılmamıştım. Çocukluğumdan beri. Uzun zamandır bu duyguya kapılmamıştım. Çocukluğumdan beri. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I called the orchestra. Hmm. Orkestrayı aradım. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Want one? No. İçer misin? Hayır. Bir kadeh vereyim mi? Hayır. Bir kadeh vereyim mi? Hayır. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Help pay some bills? What? No. ...faturalarını ödememi ister misin? Hayır. Faturaları ödemek gibi? Başka? Hayır. Faturaları ödemek gibi? Başka? Hayır. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Get your own life in order Benim hayatıma burnunu sokmadan önce kendi hayatını düzene sok. Nasıl yaşamam gerektiğini söylemeden önce kendininkini düzene koy. Nasıl yaşamam gerektiğini söylemeden önce kendininkini düzene koy. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Does she know about ? She knows everything about me. Hakkındaki gerçeği biliyor mu? Hakkındaki şeyleri bili... Her şeyi biliyor. Hakkındaki şeyleri bili... Her şeyi biliyor. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I see her pushing me in the stroller. Beni bebek arabasıyla gezdiriyordu. İkinizi birlikteyken de gördüm. Bebek arabasıyla beni ittiğini, seninleyken görüyorum. Bebek arabasıyla beni ittiğini, seninleyken görüyorum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
to assert my own sense of free will. I.... Özgür irademden emin olmak istemiştim. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
So it's a yes? Yes. Yani evet mi? Evet. Yani bu evet mi? Evet. Yani bu evet mi? Evet. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
You ever handled a gun before? Not exactly. I Daha önce hiç silah kullandın mı? Hayır, kullanmadım. Hiç elin silah tuttu mu? Pek sayılmaz. Eskiden... Hiç elin silah tuttu mu? Pek sayılmaz. Eskiden... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Hello? Mom, we're home. Merhaba! Anne, biz geldik. Merhaba? Anne, eve döndük. Merhaba? Anne, eve döndük. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I told you to have it shipped. Mom, it'll be fine. Kargoyla yolla demiştim. Anne, merak etme. Göndertmeni söylemiştim. Anne, zararı yok. Göndertmeni söylemiştim. Anne, zararı yok. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
We'll need to adjust the seating plan. I'm not sure he'll make it. Oturma düzeni için soruyorum da. Sanırım gelemeyecek. Oturma düzenini kurmamız lâzım. Gelebileceğini sanmıyorum. Oturma düzenini kurmamız lâzım. Gelebileceğini sanmıyorum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Philip. Pull. Philip. Fırlat. Philip. Ateş. Philip. Ateş. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Hope you know what you've signed on for. Umarım Clare ile nasıl bir işe kalkıştığının farkındasındır. Umarım neye imza attığının farkındasındır. Clare ile yani. Umarım neye imza attığının farkındasındır. Clare ile yani. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Her mother and I didn't succeed in Annesi ve ben onu gerçek Dünya'ya hazırlamakta pek başarılı olamadık. Korkarım onu annesiyle gerçek bir dünyaya hazırlayamadık. Korkarım onu annesiyle gerçek bir dünyaya hazırlayamadık. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Cut it off. All of it? Kes gitsin. Hepsini mi? Bayağı kesilsin. Tamamını mı? Bayağı kesilsin. Tamamını mı? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Take your bags? I've got it. Thank you. Çantalarını aldın mı? Aldım. Teşekkür ederim. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I suppose I'll have to meet her parents. Sanırım gelinin ailesiyle tanışmalıyım. Galiba ailesiyle tanışmam gerekecek. Galiba ailesiyle tanışmam gerekecek. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Let me get this for you, ladies. Thank you. Size bunu vermeme izin verin. Teşekkürler. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
This hair, it's always been difficult. Mom. Stop already, okay? Saçı hep zor şekil almıştır. Bu saç, hep farklı olmuştur. Anne. Zamanı değil, tamam mı? Bu saç, hep farklı olmuştur. Anne. Zamanı değil, tamam mı? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
he's gonna pass out on the spot. ...ağzı bir karış açık kalacak. ...heyecandan bayılacak. ...heyecandan bayılacak. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Are you guys nearly ready? Yeah. Yeah, we're good. We're fine. Beyler, hazır mısınız? Evet, iyiyiz. Hazır mısınız artık? Evet. Evet, iyiyiz. Gayet iyi. Hazır mısınız artık? Evet. Evet, iyiyiz. Gayet iyi. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
We'll just probably be, like, another half an hour Bize yarım saat izin verin de süslenip güzelleşelim... Yarım saate kadar hazır olur ve süsleniri., ve sonra... Yarım saate kadar hazır olur ve süslenir, ve sonra... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
You look like my grandpa. Don't worry. It all works out. Dedeme benziyorsun. Merak etme. Her şey düzgün gidecek. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I just hope no one notices the gray hair. Umarım kimse saçlarının griliğini fark etmez. Traş edecek vakit de yok. Umarım kimse saçının ağarıklığını fark etmez. Umarım kimse saçının ağarıklığını fark etmez. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
In the presence of family and friends and before God, Aile ve arkadaşlarınızın önünde ve Tanrı'nın huzurunda karşılıklı yeminlerini edecekler. Aile ve arkadaşlarının önünde ve Tanrı'nın huzurunda karşılıklı yemin edecekler. Aile ve arkadaşlarının önünde ve Tanrı'nın huzurunda karşılıklı yemin edecekler. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
for better or for worse, in sickness and in health. ...iyi günde ve kötü günde, zenginlikte ve yoksullukta, hastalıkta ve sağlıkta... ...iyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta. ...iyi günde kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
and my gallant new son in law to the dance floor. ...yeni cesur oğlumu... ...dans pistine davet etmek istiyorum. ...dans pistine davet etmek istiyorum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Clare. Who'd you expect? Clare. Kimi bekliyordun ki? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I brought you a turkey leg. Sana hindi bacağı getirdim. Sana hindi budu getirdim. Aşçımız herkesten iyi hindi pişirir. Sana hindi budu getirdim. Aşçımız herkesten iyi hindi pişirir. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Is your wife a time traveler? No. No, thank God. Eşin de zaman yolcusu mu? Karın da zaman yolcusu mu? Hayır, çok şükür değil. Karın da zaman yolcusu mu? Hayır, çok şükür değil. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
that you were married to someone fat with a mustache. ...kendimi inandırmaya çalışırdım. ...evli olduğuna kendimi ikna eder dururdum. ...evli olduğuna kendimi ikna eder dururdum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
That's great, guys. Thanks. You're welcome. Çok iyi, oraya bırakabilirsiniz. Tabii, bayan. Çok güzel oldu arkadaşlar. Sağ olun. Rica ederiz. Çok güzel oldu arkadaşlar. Sağ olun. Rica ederiz. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I know, but I have a show in two weeks. 2 hafta içinde bir sergim var. Biliyorum ama iki hafta içinde gösterim var. Biliyorum ama iki hafta içinde sergim var. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Could we talk about this? Talk? Bu konu hakkına konuşabilir miyiz? Konuşmak mı? Bunu konuşabilir miyiz? Konuşmak mı? Bunu konuşabilir miyiz? Konuşmak mı? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Yeah, I can't believe that. Yeah. Evet, buna inanamıyorum. Evet. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
We'll never make it in time. In time for what? Sabredemeyeceğim. Ne için? Asla zamanında yapamayacağız. Neyi? Asla zamanında yapamayacağız. Neyi? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Somewhere in America, moments from now, Amerika'da şu an birisi multi milyoner olmuş olabilir. Amerika'nın bir yerlerinde şu an biri multi milyoner olmuş olabilir. Amerika'nın bir yerlerinde şu an biri multi milyoner olmuş olabilir. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
The TVs are gonna set you off. We have to watch something. Başımıza bir şey gelecek. Şu programı izlemeliyiz. Televizyonlar ortaya çıkaracaklar. Bir şey izlemek zorundayız. Televizyonlar kaybolmanı tetikleyecek. Bir şey izlemek zorundayız. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
To win, all you have to do.... What's that? O nedir? Kazanmanız için yapmanız gereken... Ne bu? Kazanmanız için yapmanız gereken... Ne bu? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Seventeen. ...seventeen. 17. 17. On yedi. On yedi. On yedi. On yedi. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Maybe a 23. Number 23. 23 olur mu? 23 numara. Belki de 23. 23 numara. Belki de 23. 23 numara. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Couldn't possibly be a 40. Followed by 40. 40 olmasının imkanı yok. Ve 40. Muhtemelen 40 olamaz. Muhtemelen 40 olamaz. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
That shouldn't be a 12. And our last number is... 12 olamaz. Ve son numaramız... 12 olmasa iyi olur. Ve son numaramız... 12 olmasa iyi olur. Ve son numaramız... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Seventeen, 23, 32, 40 and 12. You just won $5 million. 17, 23, 32, 40, 12. Az önce 5 milyon dolar kazandın. 17, 23, 32, 40 ve 12. Şuan 5 milyon dolar kazandın. 17, 23, 32, 40 ve 12. Şuan 5 milyon dolar kazandın. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
It's It's cheating. Bu hile yapmak olur. Bu... Bu sahtekarlık. Bu... Bu sahtekarlık. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Okay. Let's rip it up. No. Tamam. Yırtıp atalım. Hayır. Tamam. Yırtalım gitsin. Hayır. Tamam. Yırtalım gitsin. Hayır. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
But I like it. You'll like another one more. Ben beğendim. Ama ben beğendim. Bir sonrakini daha çok seveceksin. Ama ben beğendim. Bir sonrakini daha çok seveceksin. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Spectacular. No. Not the one. Olağanüstü. Gösterişli. Hayır. Burası olmaz. Gösterişli. Hayır. Burası olmaz. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
where there is a charming garden. ...büyüleyici bir bahçesi var. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
We're home. See the garage? Uh huh. İşte bizim evimiz. Garajı görüyor musun? Evimizdeyiz. Garajı görüyor musun? Evimizdeyiz. Garajı görüyor musun? The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
That's your studio. Aah! Orası senin stüdyon. Orası çalışma odan. Orası çalışma odan. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
And over there is my studio. Oh, my. ...ve tabii ki benim stüdyom. İşte çalışma odam da orada. Aman yarabbi. İşte çalışma odam da orada. Aman yarabbi. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Things are going okay. This is.... Fena değilmiş. Her şey yolunda gidiyor. Her şey yolunda gidiyor. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Mint? Yes. Nane? Evet. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
And black for you. Mm hm. Sana siyah. Evet. Seninki sade. Seninki sade. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
How many more of these do you want? Three's good. Kaç tane daha yapalım? Üç tane yeter. Bunlardan daha ne kadar istiyorsun? Üç tane yeterli. Bunlardan daha ne kadar istiyorsun? Üç tane yeterli. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
He's kicking. Max is kicking. Oh! Tekmeliyor. Bebek tekmeliyor. Tekmeliyor. Max tekmeliyor. Ah! Tekmeliyor. Max tekmeliyor. Ah! The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
Somebody Somebody finds a cure. Birileri tedaviyi bulur. Birileri... Birileri tedavisini bulur. Birileri... Birileri tedavisini bulur. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
There's gotta be some kind of drug you can take. Kullanabileceğin bir ilaç falan olmalı. Kullanabileceğin bir ilaç olmalı. Birileri olmalı... Kullanabileceğin bir ilaç olmalı. Birileri olmalı... The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I travel back in time to see my wife when she's a little girl. ...karımın küçük bir kız olduğu zamana yolculuk yaptım. ...karım henüz küçükken zamanda yolculuk yapıp onu ziyarete gidiyorum. ...karım henüz küçükken zamanda yolculuk yapıp onu ziyarete gidiyorum. The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
I found three in Chiago, Şikago bölgesinde 3 kişi buldum. Chicago'da üç kişi buldum: Chicago'da üç kişi buldum: The Time Traveler's Wife-7 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 172811
  • 172812
  • 172813
  • 172814
  • 172815
  • 172816
  • 172817
  • 172818
  • 172819
  • 172820
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim