Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168001

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
l did too. lt's just that when l'm	Ben de. Yalnızca...	The Notebook-2	2004
when l'm with Noah l feel like one person	Noah'la olduğumda başka biri...	The Notebook-2	2004
and when l'm with you l feel like someone totally different.	seninleykense tamamen farklı biri gibi hissediyorum.	The Notebook-2	2004
l love you, Allie,	Seni seviyorum, Allie...	The Notebook-2	2004
but l want you for myself.	ve seni kendime istiyorum.	The Notebook-2	2004
l don't want to have to convince my fiance	Nişanlımı benimle olmaya ikna etmek...	The Notebook-2	2004
l already know l should be with you.	Seninle olmam gerektiğini zaten biliyorum.	The Notebook-2	2004
lt was us.	Onlar bizdik.	The Notebook-2	2004
lt was us. lt was us. Oh, my darling.	Bizdik. Bizdik. Ah, sevgilim.	The Notebook-2	2004
l love you, Angel.	Seni seviyorum, meleğim.	The Notebook-2	2004
How much time do we have? l'm not sure.	Ne kadar zamanımız var? Emin değilim.	The Notebook-2	2004
Hey, l brought along an old friend.	Eski bir dostu getirdim.	The Notebook-2	2004
Now, they were here today	Bugün buradalardı...	The Notebook-2	2004
How fast the time goes.	Zaman ne çabuk geçiyor.	The Notebook-2	2004
lt flies right on by.	Yanımızdan uçup gidiyor.	The Notebook-2	2004
Will you tell them l love them?	Onları sevdiğimi söyler misin?	The Notebook-2	2004
Of course l will.	Tabii ki söylerim.	The Notebook-2	2004
And that l'm sorry.	Ve üzgün olduğumu.	The Notebook-2	2004
l'll tell them, sweetheart.	Söylerim, sevgilim. Seni bulacağım...	The Notebook-2	2004
Do you think that l could be her tonight?	Bu gece onun yerinde olabileceğimi düşünüyor musun?	The Notebook-2	2004
l don't think so. Not tonight, darling.	Sanmıyorum. Bu gece olmaz, sevgilim.	The Notebook-2	2004
why did you call me darling? l don't know you.	neden bana sevgilim diyorsun? Seni tanımıyorum.	The Notebook-2	2004
What's going on here? Am l supposed to know you?	Neler oluyor burada? Seni tanıyor muyum?	The Notebook-2	2004
Hey, Allie, l love you, stay with me, don't leave	Allie, seni seviyorum, benimle kal, gitme...	The Notebook-2	2004
Who are you? l'm Noah, l'm Noah and you're Allie.	Sen kimsin? Ben Noah'ım, ben Noah'ım, sen de Allie'sin.	The Notebook-2	2004
Don't you come near me! Allie Allie, l	Sakın bana yaklaşma! Allie... Allie, ben...	The Notebook-2	2004
Calm down, Allie! lt's all right, sugar, come on.	Sakin ol, Allie! Geçti canım, hadi.	The Notebook-2	2004
No! Let me go! lt's all right, baby. Just calm down!	Hayır! Bırakın! Geçti, bebeğim. Sakin ol.	The Notebook-2	2004
Allie, it's all right. lt's all right. Okay, okay, okay.	Allie, geçti. Geçti. Tamam, tamam, tamam.	The Notebook-2	2004
Let's take a look. One oh, she's fine.	Bir bakalım. Bir... o iyi.	The Notebook-2	2004
l've got no BP, l got no pulse. l've got nothing.	Tansiyon yok, nabız yok. Hiçbir şey yok.	The Notebook-2	2004
lt's all right now. Come on, come on, precious.	Geçti artık. Hadi, hadi canım.	The Notebook-2	2004
lt's okay, baby, come on.	Birşey yok, bebeğim, hadi.	The Notebook-2	2004
Where you going? l was just taking a walk.	Nereye gidiyorsunuz? Yalnızca yürüyüşe çıktım.	The Notebook-2	2004
l can't sleep.	Uyku tutmadı.	The Notebook-2	2004
l just got out of the hospital	Hastaneden yeni çıktım...	The Notebook-2	2004
and l miss her.	onu özledim.	The Notebook-2	2004
l'm sorry, but l can't let you see her tonight.	Üzgünüm, ama bu gece onu görmenize izin veremem.	The Notebook-2	2004
l'm gonna go downstairs	aşağı kata inip...	The Notebook-2	2004
l won't be back to check on you for a while,	Bir süreliğine sizin başınızda olamayacağım...	The Notebook-2	2004
l'm sorry l haven't been able to be here to read to you.	Burada olup sana okuyamadığım için çok özür dilerim.	The Notebook-2	2004
l was afraid you were never coming back.	Hiç geri dönmezsin diye çok korktum.	The Notebook-2	2004
l'll always come back.	Her zaman geri dönerim.	The Notebook-2	2004
when l can't remember anything any more?	hatırlamamaya başladığımda ne olacak?	The Notebook-2	2004
l'll never leave you.	Seni asla bırakmayacağım.	The Notebook-2	2004
l need to ask you something.	Sana birşey sormam gerek.	The Notebook-2	2004
Yes, l do.	Evet, yaratabilir.	The Notebook-2	2004
l think our love can do anything we want it to.	Bence aşkımız biz ne istersek yapabilir.	The Notebook-2	2004
l love you, Allie.	Seni seviyorum, Allie.	The Notebook-2	2004
l'll be seeing you.	Seni görüyor olacağım.	The Notebook-2	2004
Well, l... How could I forget.	Şey, ben... Unutmam mümkün mü?	The Notebook-3	2004
It was a really stupid thing to do	Yaptığım gerçekten aptalca bir şeydi...	The Notebook-3	2004
I gotta ha I love it.	Ona... Onu severim.	The Notebook-3	2004
I go I mean, I go crazy for it.	Ben... Yani, onun için deliye dönerim.	The Notebook-3	2004
Look what did I tell you? Come on.	Bak... ben sana ne dedim? Hadi.	The Notebook-3	2004
I get up in the morning breakfast, math tutor, Latin tutor, lunch,	Sabah kalkarım... Kahvaltı, matematik dersi, Latince dersi, öğle yemeği...	The Notebook-3	2004
And then l I catch up on some reading.	Sonra da... Biraz kitap okurum.	The Notebook-3	2004
Because I don't know will you just get up?	Çünkü...Ne bileyim... Kalkar mısın lütfen?	The Notebook-3	2004
Well Mr. Calho What, am I old or something?	Bay Calhoun mu...? Neyim ben, yaşlı falan mı?	The Notebook-3	2004
What is this you got? Umm, l uh, I just	O ne elindeki? Ee, şey, ben...	The Notebook-3	2004
I'm a Tennyson man, myself, but he likes Whitman	Ben bir Tennyson hayranıyım, ama o Whitman'ı sever...	The Notebook-3	2004
And l I save most of it.	Ve ben... Çoğunu da biriktiriyorum.	The Notebook-3	2004
but I think you Yeah?	ama bence sen... Evet?	The Notebook-3	2004
I'm just I'm just having a lot of thoughts.	Ben sadece... Ben sadece bir sürü şey düşünüyorum.	The Notebook-3	2004
I'm just I'm just having a lot of	Ben sadece... Ben sadece bir sürü...	The Notebook-3	2004
Uh, I'm talking too much, aren't l?	Ah, çok konuşuyorum, değil mi?	The Notebook-3	2004
It doesn't	Bunlar...	The Notebook-3	2004
Okay, can you just can you just tell him that I love him, then?	Peki... sen sadece ona kendisini sevdiğimi söyle o zaman, ha?	The Notebook-3	2004
I like to think So what's the problem, huh?	Düşünüyordum da... O zaman sorun ne, ha?	The Notebook-3	2004
See Allie, I think damn it, I think you have to marry me.	Bak Allie, bence... kahretsin, bence benimle evlenmelisin.	The Notebook-3	2004
I'm I'm so sorry, I should have called.	Ben... Ben özür dilerim. Aramalıydım.	The Notebook-3	2004
Iike a sudden flame,	kalbine yayılıp onu ateşe vererek...	The Notebook-3	2004
I just I'm just surprised. How how did you find me?	Ben sadece... sadece şaşırdım. Beni... beni nasıl buldun?	The Notebook-3	2004
You know, I feel like an idiot, 'cause l called your hotel about a hundred times.	Kendimi aptal gibi hissediyorum, çünkü oteli yüz defa falan aradım.	The Notebook-3	2004
You're sorry? You're sorry? Yes, I am I am sorry.	Üzgün müsün? Üzgün müsün? Evet, öyle... Üzgünüm.	The Notebook-3	2004
Mama, I'm No, goddamn it, this is important	Anne, ben... Hayır, kahretsin, bu önemli...	The Notebook-3	2004
don't you think? I don't I don't know.	sayılmaz mı? Bilmiyorum... Bilmiyorum.	The Notebook-3	2004
If you leave here, I hate you. You wou	Buradan gidersen, senden nefret ederim. Sen...	The Notebook-3	2004
What do you want? It's not	Sen ne istiyorsun? O kadar... Bu o kadar basit değil. Sen ne istiyorsun?	The Notebook-3	2004
Iearning from each other and growing in love.	birbirinden öğrenerek, aşk içinde büyüdüğümüz o yazı...	The Notebook-3	2004
I did too. It's just that when I'm	Ben de. Yalnızca...	The Notebook-3	2004
I'll tell them, sweetheart. I'll find you	Söylerim, sevgilim. Seni bulacağım...	The Notebook-3	2004
Hey, Allie, I love you, stay with me, don't leave	Allie, seni seviyorum, benimle kal, gitme...	The Notebook-3	2004
Little man wins a srize. Damn!	Küçük bey bir ödül kazandı. Kahretsin!	The Notebook-4	2004
sensive, uh, smart,	düşünceli, zeki...	The Notebook-4	2004
This sursrises me.	Bu beni şaşırttı.	The Notebook-4	2004
That's a damn sicture there.	Çok kıyak bir resim.	The Notebook-4	2004
Dad, it's 10:.00. What's that got to do with it?	Baba, saat 10. Ne alakası var?	The Notebook-4	2004
It was an imsrobable romance.	Bu imkansız bir aşktı.	The Notebook-4	2004
Don't kick me! Don't sush me.	Vurmasana! İtmesene.	The Notebook-4	2004
This slace is gigantic.	Burası devasa bir yer.	The Notebook-4	2004
Now I can't shut us.	Şimdi çenemi kapatamıyorum.	The Notebook-4	2004
Is he a rasist? No.	Tecavüzcü mü o? Hayır.	The Notebook-4	2004
I don't saint anymore.	Artık resim yapmıyorum.	The Notebook-4	2004
I'm a stusid woman, I shouldn't have come.	Ben aptal bir kadınım. Gelmemeliydim.	The Notebook-4	2004
This is not about keesing your sromise,	Bu ne sözünü tutmakla ilgili...	The Notebook-4	2004
Which you are 99%% of the time.	Ki % 99 öylesin.	The Notebook-4	2004
I couldn't slees last night because I know that it's over between us.	Dün gece uyuyamadım, çünkü artık aramızdaki herşeyin bittiğini biliyorum.	The Notebook-4	2004
Hels! Hels!	İmdat! İmdat!	The Notebook-4	2004
Hels! Doctor!	İmdat! Doktor!	The Notebook-4	2004