Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 167999

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Well see, that's the thing, l couldn't think of anything at first.	İşte olay da bu, önceleri hiçbir şey bulamadım.	The Notebook-2	2004
l'm exactly the type of man They do.	Ben tam anlamıyla... Öyle mi?	The Notebook-2	2004
You know, l'm wealthy, l'm from the South, l got a decent job.	Biliyorsun işte, varlıklıyım, Güneyli'yim, iyi bir işim var.	The Notebook-2	2004
You know, l'm an incredible dancer, l'm a really smart guy.	İyi bir dansçıyım, gerçekten zeki bir adamım.	The Notebook-2	2004
l like to think So what's the problem, huh?	Düşünüyordum da... O zaman sorun ne, ha?	The Notebook-2	2004
Now just this, if you marry me Mm hmm.	Sadece şu, benimle evlenirsen... Hı hıh.	The Notebook-2	2004
lf you marry me... Mm hmm.	Benimle evlenirsen...	The Notebook-2	2004
l do not know. Huh!	Bilemiyorum.	The Notebook-2	2004
You say it!	Sıra sizde!	The Notebook-2	2004
See Allie, l think damn it, l think you have to marry me.	Bak Allie, bence... kahretsin, bence benimle evlenmelisin.	The Notebook-2	2004
l think you need to marry me. l do?	Benimle evlenmen gerekiyor. Öyle mi?	The Notebook-2	2004
Yes you do. l do, why?	Evet, öyle. Neden öyleymiş?	The Notebook-2	2004
l think you may have overlooked one minor detail.	Sanırım küçük bir ayrıntıyı atlamışsın.	The Notebook-2	2004
And l think you may have overestimated their affection for you.	Belki de sana olan sempatilerini fazla abartıyorsundur.	The Notebook-2	2004
Mm hmm. Oh, l don't think so.	Hı hıh. Pek sanmıyorum.	The Notebook-2	2004
Oh, 'cause l asked them already and they said yes.	Çünkü onlara çoktan sordum ve "evet" dediler.	The Notebook-2	2004
l know l kid around a lot, but l'm crazy about you.	Şakayı uzattığımı biliyorum ama senin için deli oluyorum.	The Notebook-2	2004
Excuse me. l'd like everyone here to know	Affedersiniz, herkesin bilmesini istiyorum ki...	The Notebook-2	2004
that this young lady and l are getting married.	bu genç hanım ve ben evleniyoruz.	The Notebook-2	2004
Oh, l love you.	Ah, seni seviyorum.	The Notebook-2	2004
Come on, there's something l got to show you.	Gel, sana göstermem gereken bir şey var.	The Notebook-2	2004
l sold the house.	Evi sattım.	The Notebook-2	2004
Between that and your Gl Bill, you ought to be able to get it now.	Bunu ve gazi maaşını birleştirince artık onu alabileceksin.	The Notebook-2	2004
The Windsor Plantation. Dad	Windsor Çiftliği'ni. Baba...	The Notebook-2	2004
Now, don't Dad me, l don't want to hear about it.	Baba falan deme, tek kelime duymak istemiyorum.	The Notebook-2	2004
l already talked to the bank, they're gonna give you the loan.	Çoktan bankayla konuştum, sana kredi verecekler.	The Notebook-2	2004
Well, l can't let you sell your house. lt's done.	Evini satmana izin veremem. Sattım bile.	The Notebook-2	2004
lt's a good thing. You should do it.	Bu güzel bir şey. Bunu yapmalısın.	The Notebook-2	2004
but only saw one thing	ve tek bir şey gördü...	The Notebook-2	2004
Sorry, Mac, l can't stop the bus until l get to the depot.	Üzgünüm ama durağa gelmeden otobüsü durduramam.	The Notebook-2	2004
Excuse me. Would	Affedersiniz.	The Notebook-2	2004
lt's time to eat.	Yemek zamanı.	The Notebook-2	2004
The melon is good. l had a bite.	Kavun güzelmiş. Bir parça aldım.	The Notebook-2	2004
before l get to the good part, do you?	hikayeyi mahvetmemi istemezsin, değil mi?	The Notebook-2	2004
Where did l leave off?	Nerede kalmıştım?	The Notebook-2	2004
l shall not want.	...istemezdim.	The Notebook-2	2004
ln time, Noah finished the house.	Zamanla Noah evi tamamladı.	The Notebook-2	2004
l'm prepared to offer you this much.	Size bu miktarı öneriyorum.	The Notebook-2	2004
lt's a lot of money, but l'll take it.	Çok pahalı ama alacağım.	The Notebook-2	2004
lt's a great deal more.	Çok daha fazla.	The Notebook-2	2004
l got to work.	Çalışmam gerek.	The Notebook-2	2004
Well, l'm just asking you.	Sadece sorayım dedim.	The Notebook-2	2004
What do you mean, what do l want?	Ne demek ne istiyorum?	The Notebook-2	2004
Now you know l want to give you all the things that you want,	Sana istediğin her şeyi vermek istediğimi biliyorsun...	The Notebook-2	2004
But l can't,	Ama veremiyorum...	The Notebook-2	2004
ls the veil too much?	Duvak çok mu abartılı?	The Notebook-2	2004
The ''Daily Journal'' says that you are going to be	"Daily Journal", mevsimin en görkemli düğününün...	The Notebook-2	2004
Well, hello. Baby, l didn't know you were coming.	Merhaba. Geleceğini bilmiyordum, bebeğim.	The Notebook-2	2004
l'm l'm so sorry, l should have called.	Ben... Ben özür dilerim. Aramalıydım.	The Notebook-2	2004
l don't paint anymore.	Artık resim yapmıyorum.	The Notebook-2	2004
l used to paint all the time.	Sürekli resim yapar...	The Notebook-2	2004
l really loved it.	ve bunu çok severdim.	The Notebook-2	2004
l didn't know that. Yeah.	Bunu bilmiyordum. Evet.	The Notebook-2	2004
l'm gonna start. Great.	Başlayacağım. Harika.	The Notebook-2	2004
l need to get away.	Uzaklaşmam lazım.	The Notebook-2	2004
l need to take care of a few things.	Birkaç şeyle ilgilenip...	The Notebook-2	2004
l need to clear my head.	kafamı toplamalıyım.	The Notebook-2	2004
Okay, should l be worried?	Peki, endişelenmem gerekiyor mu?	The Notebook-2	2004
No, l don't think so. Oh, that's reassuring.	Hayır, sanmıyorum. Oh, rahatladım.	The Notebook-2	2004
lt's okay to be nervous, all right?	Gergin olman normal, tamam mı?	The Notebook-2	2004
lt's normal to get cold feet before your wedding.	Düğünden önce tereddüte düşmen normal.	The Notebook-2	2004
l'm going to be back from Seabrook in a couple of days, okay?	Birkaç gün içinde Seabrook'tan dönerim, tamam mı?	The Notebook-2	2004
l saw your picture in the paper,	Gazetede resmini gördüm...	The Notebook-2	2004
And l just wanted to come and see if you were okay.	Ve gelip iyi olup olmadığına bakmak istedim.	The Notebook-2	2004
l mean, l wasn't in the neighborhood or anything.	Yani, geçerken uğramadım.	The Notebook-2	2004
l just...	Sadece...	The Notebook-2	2004
l'm a stupid woman, l shouldn't have come.	Ben aptal bir kadınım. Gelmemeliydim.	The Notebook-2	2004
l think l've heard it before.	Sanırım daha önce duymuştum.	The Notebook-2	2004
l'll read some more when l'm through with the doctor.	Doktordan dönünce biraz daha okurum.	The Notebook-2	2004
l do? Mm hmm.	Sever miyim? Hı hıh.	The Notebook-2	2004
l don't know any tunes. You can read music.	Ama nota bilmiyorum ki. Nota okuyabiliyorsun.	The Notebook-2	2004
l'm Dr. Barnwell, one of the new attending physicians.	Ben Dr. Barnwell, yeni atanan doktorlardan biriyim.	The Notebook-2	2004
We haven't met, so l thought l'd examine you myself.	Henüz tanışmadık, bu yüzden sizi kendim muayene etmek istedim.	The Notebook-2	2004
Okay, so l see here	Peki, burada...	The Notebook-2	2004
Yeah, minor ones, l think one was angina.	Evet, küçük şeyler, bence biri anjindi.	The Notebook-2	2004
So l understand that you read to Miss Hamilton.	Demek Bayan Hamilton'a okuyorsunuz. Anladığıma göre...	The Notebook-2	2004
l read to her and she remembers.	Ona okuyorum ve o hatırlıyor.	The Notebook-2	2004
lt's degenerative.	Bozulmaya yol açar.	The Notebook-2	2004
Well, l just don't want you to get your hopes up.	Yalnızca ümitlenmenizi istemiyorum.	The Notebook-2	2004
Damn, l forgot to turn the page for her. You through with me?	Kahretsin, onun için sayfayı çevirmeyi unuttum. Benimle işiniz bitti mi?	The Notebook-2	2004
l guess they flipped that page.	Sanırım o sayfayı çevirmişler.	The Notebook-2	2004
Yeah, l do. l love him very much.	Evet, seviyorum. Onu çok seviyorum.	The Notebook-2	2004
l have to warn you, l'm a cheap drunk.	Seni uyarayım, çok çabuk sarhoş olurum.	The Notebook-2	2004
Well, you go slow then, l don't want to have to take advantage of you.	O zaman ağır gitsen iyi olur, senden faydalanmak istemem.	The Notebook-2	2004
You wouldn't dare. l'm a married woman.	Buna cüret edemezsin. Ben evli bir kadınım.	The Notebook-2	2004
This is this where we	Bu... burası bizim...	The Notebook-2	2004
l'm full. Me too.	Ben doydum. Ben de.	The Notebook-2	2004
''Oh how your fingers drowse me.	"Ah, parmakların nasıl üzerimde geziniyor...	The Notebook-2	2004
l feel a merge from head to foot.	"Baştan ayağa uyuşuyorum...	The Notebook-2	2004
Delicious enough.''	Olabildiğince nefis."	The Notebook-2	2004
lt was real, wasn't it?	Bu gerçekti, değil mi?	The Notebook-2	2004
l should go.	Gitmem gerek.	The Notebook-2	2004
There's some place l'd like to show you.	Sana göstermek istediğim bir yer var.	The Notebook-2	2004
Oh, l do wish l could figure out the end of this story.	Ah, keşke hikayenin sonunu tahmin edebilseydim.	The Notebook-2	2004
Why, l'd love to meet them.	Tanışmayı çok isterim.	The Notebook-2	2004
Hi, l'm Allie.	Merhaba, ben Allie.	The Notebook-2	2004
Hi, l'm Mary Allen. Mary Allen.	Merhaba, ben Mary Allen. Mary Allen.	The Notebook-2	2004
You know, l think l'll run on up	Ben sanırım yukarı çıkıp...	The Notebook-2	2004
l'll read some more later.	Daha sonra biraz daha okuyacağım.	The Notebook-2	2004
l'm so happy to meet you all.	Hepinizle tanıştığıma çok mutlu oldum.	The Notebook-2	2004