Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 16104
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But each scientific advancement man utilizes | Ama insanlar, bilimdeki bir gelişme gösterip, onu kullanmaya... İnsanlık her bilimsel... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
is conversely changing man himself. | ...başladıklarında, değişirler. ...gelişimde kendi de gelişiyor. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Even before we realize it. | Biz farkına varmadan. Biz fark etmesek bile. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
When the first man wielded that wooden stick, | İlk insan, bastonu kullanmaya başladığında... İnsanlık ilk o tahta sopayı elinde... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
the stick was also wielding him. | ...baston da onu kullanıyordu. ...tuttuğunda tahta sopa da insanlığı elinde tutuyordu. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Which is why we are training ourselves to reach a balance | İşte bu yüzden kendimizi eğitiyoruz; İşte bu yüzden kendimizi eğitiyoruz ki... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
between mind and matter. | ...zihin ve madde arasında denge sağlayabilmek için. ...aklımızı dengede tutalım. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Quite optimistic. | Çok iyimsersiniz. Çok iyimsersiniz. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Man has been a slave to material things | İnsan, uygarlığın başlangıcından beri maddesel şeylere köle olmuştur. Medeniyetin başlangıcından beri... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
since the dawn of civilization. | ...insanlık köleydi. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Man has always been marginalized | İnsan; sınıf, para ve emekle ötekileştirilmiştir. İnsanlar hep sınıf, geldiği yer ve... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
by class, capital and labor. | ...mesleğine göre ayrılıyordu. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
And now we will be marginalized | Ve şimdiyse biz, yarattığımız bir canavar tarafından ötekileştiriliyoruz. Artık yarattığımız canavarlar ile... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
by a monster we created. | ...sınıflara ayırma sırası bizde. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Creator, at the will of his own creation! | Yani yaratıcılar, kendi yarattıkları şeylere yakında boyun eğecekler anlıyor musunuz? Yaratıcı, yarattığının emrinde olacak! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
All creators face the dilemma | Tüm yaratıcılar,... Tüm yaratıcılar yarattıkları... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
that they've created a monster. | ...bir canavar yaratıp yaratmadıkları konusunda çelişkiye düşerler. ...canavar için ikilemde kalır. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
But every problem has a solution. | Ama her sorunun bir çözümü vardır. Ama her sorunun bir çözümü vardır. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
The solution is to dismantle the RU. | Çözüm RU'yu parçalara ayırmak. Çözüm; RU'yu yok etmek. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
We see the problems of RU | RU modelinin sorunlarını biliyoruz... RU'da problemler görüyoruz ve... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
and the solution is to obliterate these monsters. | ...ve çözüm, bu canavarları yok etmekte yatıyor. ...çözüm RU'yu yok etmek. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
We must not let its sly tongue fool us. | Onun tatlı konuşmalarına kanmamalıyız. O sinsi dili ile bizi kandırmasına izin vermeyeceğiz. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
We will be left at their mercy | Biz daha anlayamadan, onların insafına kalacağız. Daha biz fark etmeden robotların... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
before we even know it. | ...merhametine bırakılabiliriz. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
A different example. | Başka bir örnek vereyim. Zor bir örnek oldu. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
The human brain has not evolved | Bilgisayarlar yaygınlaşmaya başladığından beri insan beyni gelişmedi. İnsan beyni... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
since the dissemination of computers, | ...bilgisayarlar geldiğinden... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
left only with basic arithmetic functions. | Basit hesaplama işlemlerinden ibaret kaldı. ...beri gelişmiyor. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
What is the main number for this temple? | Tapınağınızın telefon numarası ne? Bu tapınağın ana numarası kaç? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Man has forever struggled | İnsanlar kendilerini tanımlamak için uğraştılar... İnsanoğlu hep varoluşunu... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
to define its existence, | ...tanımlamaya çalıştı ama... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
but with no satisfactory explanation. | ...ama asla tatmin edici bir tanım bulamadılar. ...tatmin edici bir sonuç hiç bulamadı. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
There was no necessity, | Varlığını tek başına sürdüren insanoğlu için buna gerek de yoktu. Buna hiç gerek yok... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
for man was a singular being. | ...çünkü insanoğlu olağandışı. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
But things have changed. | Ama işler değişti. Ama bazı şeyler değişti. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Man is desperately trying to define its existence, | İnsanlar kendilerini tanımlamak istiyorlar... İnsanoğlu umutsuzca varlığını... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
because a nearly indistinguishable | ...çünkü artık kendilerine benzer varlıklar... ...tanımlamaya çalışıyor... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
entity has emerged. | ...ortaya çıktı. ...çünkü benzersiz bir varlık ortaya çıktı. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
That is this very entity! | İşte bu o canavar! İşte o varlık budur! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Step forward, RU 4. | Öne çık, RU 4. İleri gel, RU 4. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
RU 4, step forward! | RU 4, öne çık! RU 4, ileri gel! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
The RU series is a failure. | RU serisi başarısız oldu. RU serisi tam bir başarısızlık. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
We have decided to exterminate | Tüm dünyadaki RU modellerini imha etmeye karar verdik. Dünya çapındaki tüm RU... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
all RU models around the world. | ...modellerini imha etmeye karar verdik. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
RU was made by man, | RU serisi insanlarca yapıldı ama şimdi bizim için bir tehdit. RU insanlar tarafından yapılmıştı. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
but it is now a threat to us. | Ama şimdi varlığımıza birer tehditler. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
A threat that talks, thinks, | İnsanlar gibi konuşan, düşünen, ağlayan, gülebilen bir tehdit! İnsan gibi düşünen, ağlayan, konuşan... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
cries, and even laughs like man! | ...ve hatta insan gibi gülen bir tehdit! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Even invading religion and art! | Sanat ve dinle de ilgileniyorlar! Dini ve sanatı kavrayabilen bir tehdit! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Get a hold of yourselves! | Kendinize gelin! Kendinize gelin! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
That thing is a dagger held to the very throat of mankind! | Şu şey, insanlığın boğazına dayanmış bir bıçak! Bu insanlığın boğazına dayanmış bir hançerdir! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
I'm shocked to find that | UR Genel müdürünün robotlardan nefret ettiğini görmek beni çok şaşırttı. UR'nin başkanının robotlardan... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
the president of UR detests robots. | ...iğrenmesine şaşırdım. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
If you still see me as just a grumbling businessman, | Eğer hâlâ beni huysuz bir işadamı olarak görüyorsanız... Beni hala homurdanan bir iş adamı olarak görüyorsanız... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
So be it. | Siz bilirsiniz. Öyle olsun. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Director MIN, get it ready. Yes, sir. | Müdüre Min, gösterin. Emredersiniz efendim. MIN, hazırla. Evet, efendim. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Greetings. | Hepinizi selamlıyorum. Selamlar. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Today's unexpected news from | Bugünün bu beklenmeyen kaynaktan gelen... Bu kaynaktan aldığım... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
this unexpected source was surprising. | ...beklenmeyen haberler şaşırtıcıydı. ...beklenmedik haberler beni şaşırttı. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
I am putting no one at fault. | Kimseyi suçlamıyorum. Hiç kimseyi suçlamıyorum. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Each temple has authority to reach its own decisions. | Her mabet kendi kararını verme yetkisine sahiptir. Her tapınağın kendi kararlarını verme yetkisi var. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
But my brothers, | Ancak, sevgili kardeşlerim... Ama kardeşlerim... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
ponder the effects of a robot's awakening on us. | ...bir robotun bizi ıslaha davet etmesinin etkisini düşünün. ...bu robotun bize olan etkilerini bir düşünün. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
What meaning can it hold for our brothers elsewhere? | Bunun, başka yerlerdeki kardeşlerimiz için anlamı ne olur? Bizim için bir robotun ne anlamı olabilir? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
What robot is desirous or compulsive by nature? | Hangi robot, doğası gereği istekli veya dürtüseldir? Hangi robot doğa için bu kadar arzuludur? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Are not robots created without such desires, | Robotlar, sadece insanlara hizmet etmek üzere... Robotlar insanlığa hizmet... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
for the sole purpose of serving man? | ...bu tür arzular olmadan yaratılmadı mı? ...etmek için duygusuz yaratılmadı mı? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
If we were to acknowledge a robot as Buddha... | Eğer bir robotu Buda olarak kabul edeceksek... Bir robotun Buda olduğunu doğrularsak... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
If it were constructed inherent with enlightenment, | ...o halde, inziva ve sonsuz bir kendini inkârın... Bu robot çok az insanın uzun süre nefisleriyle... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
which so few attain after such struggle and denial of self, | ...esasen var olduğu bir dünyada kim ancak binlerce yıllık bir cefa ve... ...mücadele etmeleri sonucu elde ettikleri bilginin ışığıyla... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
who would bear the countless | ...yeniden doğuşla ulaşabildiği ölümsüz ruhaniliğe... ...inşa edilmiş olsaydı, ona ulaşabilmek için sayısız... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
cycles of death and birth to achieve it? | ...ulaşmak için çaba harcayacak? ...neslin gelip geçmesini beklemeye kim dayanabilirdi ki? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Answer me this, robot. | Hadi buna cevap ver robot. Cevap ver, robot. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Have you come to drive man away from the path of awakening? | Buraya insanı aydınlanma yolundan uzaklaştırmaya mı geldin? İnsanlığı yolundan çıkarmak amacıyla mı geldin? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
You must know the effects of | Nirvana hakkındaki konuşmalarının... Nirvana* hakkında konuşarak... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
your talk of Nirvana on these poor souls! | ...bu zavallı ruhlar üzerindeki etkisini biliyor olmalısın! ...bu zavallıları kandırmaya çalışıyorsun. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
If you have truly been enlightened, | Eğer gerçekten aydınlandıysan... Eğer gerçekten aydınlanmışsan... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
attest to this by withdrawing yourself now. | ...o halde geri çekilerek bunu kanıtla. ...bunu geri çekilerek kanıtla. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Put an end to this, robot! | Buna bir son ver robot! Buna bir son ver, robot! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Everything has been revealed. | Her şey açığa çıktı. İşte her şey gördüğünüz gibi. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
This robot failed to answer the Master monk's question. | Bu robot Baş Keşişin sorusuna cevap veremedi. Bu robot Usta keşiş'in sorusuna yanıt veremedi. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
It is now clear that this robot is defective. | Bu robotun kusurlu olduğu artık çok açık. Artık robotun arızasını tamir etme zamanı geldi. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
You will stand witness to the end of | İnsanın emirlerine karşı gelen... Şimdi göreceğiniz şey; insan... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
a robot resisting human orders. | ...bir robotun sonuna tanık olacaksın. ...emirlerine direnen bir robotun sonudur. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Carry out the order. Wait, sir. | Emri yerine getir. Bekleyin efendim. Başlayın. Bekleyin, efendim. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Just one minute. | Sadece bir dakika. Sadece bir dakika. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Please allow me some more time, sir. | Lütfen bana biraz daha zaman tanıyın efendim. Lütfen bana biraz daha zaman verin, efendim. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Allow me some time to run a check in more detail. | Daha detaylı bir kontrol yapmak için bana zaman verin. Robotu biraz daha detaylı incelememe izin verin. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
What are you saying? | Ne diyorsun sen? Ne diyorsun? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
You once stated that the RU 4 was | Daha önce RU 4'ün insanlık tarihinde... Bir keresinde, RU 4'ün insanlık tarihinde... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
a turning point in the history of man. | ...bir dönüm noktası olduğunu söylemiştiniz. ...bir dönüm noktası olduğunu söylemiştiniz. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Who could've known its greatest gift | Kim bilebilirdi ki en büyük hediye... Böyle harika bir armağanın bu kadar... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
would become its mortal affliction? | ...ölümcül bir felakete dönüşecek? ...acıya yol açacağını kim bilebilirdi? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Technical error must be dealt through technical means. | Teknik hata, teknik yollarla ele alınmalı. Teknik hatayı teknik yollarla düzeltebiliriz. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Stop this, Mr. PARK. | Kesin şunu, Bay Park. Yeter artık, Bay Park. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
No, I have something to say. | Hayır, söylemem gereken bir şey var. Hayır, söyleyecek bir şeyim var. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
Sir, no one here is perfect, | Efendim, siz ve ben de dâhil burada hiç kimse mükemmel değil. Efendim, siz ve ben de dâhil... | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
including you and I. | ...olmak üzere hiç kimse mükemmel değildir. | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
But we are not exterminated at the touch of a button. | Ancak biz, bir düğmeye dokunarak imha edilmiyoruz. Ama kimse bizi bir düğmeye basarak imha etmiyor, değil mi? | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |
We don't have time for this. Sir! | Buna zamanımız yok. Efendim! Buna zamanım yok. Efendim! | Doomsday Book-1 | 2012 | ![]() |