Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158321
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I work at the Office for Protection of Constitution. | Anayasa'yı Koruma Dairesinde çalışıyorum. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I tried to protect you. | Sizi korumaya çalıştım. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| You used me? Can you listen to me for a second? | Beni kullandınız. Beni bir dinler misin? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| What? What do you want from me? | Ne? Benden ne istiyorsunuz? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| We can't prove Huseyin's illegal actions yet. But little time left! | Hüseyin'in yaptıklarını henüz kanıtlayamıyoruz. Ama az kaldı! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I don't care about your fucking proofs! | Boktan kanıtlarınız beni ilgilendirmiyor! Kendinize gelin! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Help! Help! | [BAĞIRARAK] Yardım edin! Yardım edin! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Since when was my father in law working for you? | Kayınpederim ne zamandır sizin için çalışıyordu? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| But how many? | Evet, ama kaç yıldır? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| We were already in contact when he was living in Istanbul. | Daha o İstanbul'da yaşarken ilişkideydik. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| It was him. | Kayınpederim mi? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| But we didn't have any proof. | Ama elimizde kanıt yoktu. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Try to sleep! | < Uyumaya çalış! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Take care of you. | > Kendine dikkat et. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I'll open. | Ben bakarım. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| It's not your business! Where the hell is it! | Silah nerede? Sen onu söyle. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| It's not me, it's Metin! | Metin yapıyor anne, ben değil. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I can't waste my time with this bullshit. Where's my gun? | Bu saçmalıklara zaman ayıramam. Silahım nerde? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I don't have it. Ask Metin, he used to be here! | Bende değil. Metin'e sor. Demin o buradaydı. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I didn't do anything. I just obeyed the rules of our religion. | Ben bir şey yapmadım. Dinimizin emirlerini yerine getiriyorum. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| What kind of a rule is that? You took my family from me! | Hangi din bunu emreder? Ailemi elimden aldın! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Now watch your wife's becoming a martyr! | Karının nasıl şehit oluşunu seyret! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Metin, I swear I did it unwittingly! Your father in law... | > Metin, yemin ederim isteyerek yapmadım. Kayınpederin, o... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| He dobbed us in. | ...o bizi ihbar etti. O bir casustu. Almanlarla çalıştı. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I didn't know that your wife and son were there, too. | Karının, çocuğunun orada olduğunu bilmiyordum. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I did everything for God's sake. Don't do! Metin! | Ben aynı şeyi Allah için yaptım. Metin! Yapma! Metin! Metin! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I don't believe in the God you believe in. | Senin inandığın Allah'a ben inanmıyorum. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Metin, don't do that! Leave it to me! | Metin, yapma! Bu işi bana bırak. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Metin, I'll give your money back. All of it. Trust me. | Metin, paranı geri vereceğim. Hepsini geri vereceğim. İnan. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| He took everything I had. | Her şeyimi aldı elimden. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| You're betraying everything you believe in, just as this son of bitch did! | Metin! İnandığın her şeye bu orospu çocuğu gibi ihanet mi etmek istiyorsun? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| He'll pay the penalty! | Cezasını çekecek! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Don't interfere! | Sen karışma! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Shut up! | Yeter artık! Konuşma! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| What is Bilal gonna do without you?! | < Bilal sensiz ne yapacak? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| He already lost his mom. | < Annesini kaybetti zaten. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Dear sirs... | [ODA İÇİNDEN] Beyler... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| The domestic and foreign threats against our country. | İç ve dış tehditler ülkemizi zayıflatmaya dönük... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Did you like the colour you chosed? | [ALMANCA] Seçtiğin renk hoşuna gitti mi? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Do you still want to paint the walls of the house with this colour? | Hala bütün evi bu renge boyamamı istiyor musun? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I'm cooking for hours in the kitchen and nobody is eating. | Saatlerdir mutfaktayım. Kimse istemiyor. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Why am I trying so hard? | Niye uğraşıyorum ki? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I've kept them for you. | < Senin için sakladım. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Okey! I hope you've already thought about the message. | Pekala, umarım telesekreter için bir mesaj düşünmüşsündür. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| What about grandmom? | Ya babaanne? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Hello. Uncle Numan... | [BİLAL] Alo, Numan Amca... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| ...dad and grandmom are not at home right now! | ...Baba ve nine şu an evde yoklar! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Our insurgence will continue until we overcome. | [İSPANYOLCA] Zafer kazanıncaya dek isyanımız sürecek. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Where are the Italians? | İtalyanlar nerede? | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| No ltalians! Where are they? | İtalyanlar yok! Neredeler? | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Russian bel canto! | Hadi şarkı söyleyelim! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Up the steps together we go | Merdivenlerden yukarı birlikte çıkarken... | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Stop that! Not in here! | Kesin şunu! Burada olmaz! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Up the steps... | Merdivenlerden yukarı... | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Step on it, pal! | Hadi gazla birader! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| You�ll get paid. Don�t worry. Move! | Paranı alacaksın, endişelenme. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| That�s enough! Lyosha! | Yeter! Lyoşa! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Lyosha, where are your ltalians? You promised us a party! | Lyoşa, senin İtalyanlar nerede? Bize parti sözü vermiştin! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| We�re the ltalians! | İtalyanlar biziz! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Just a minute! | Bi saniye bekleyin. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| I�ll get everything! It�s gonna be fine, guys! | Her şeyi halledeceğim, siz merak etmeyin! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| This is a drag. I�ve had it. My head aches. | Başım fena ağrıyor, bu bir hastalık. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Relax! I�m Dr. Feelgood. Follow my hands. | Sakinleş! Ben şifa dağıtan doktorum, ellerimi takip et. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Look at me. Go to sleep. | Yüzüme bak, gözlerini kapat. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Lower. Lower. There. | Aşağı, daha aşağı, burası. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Lower still. Lower. | Daha da aşağı. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Lord, the leg already! | Tanrım, bacaklara geldik! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| A great leg! Who could have guessed? | Ne müthiş bir bacak! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Today he�s at a funeral! | Bugün cenazesi varmış. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| They were nice: no booze, but we got some chow! | İçki yok; ama çok güzel nevalemiz var! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| We need booze, pal. Help us out. Two bottles. | Bize içki lazım adamım, yardım et. İki şişecik. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| At least two. We need it bad. | En az iki, fena ihtiyacımız var. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| That�s not my thing. | Beni ilgilendirmez. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| You playing tough? Scared of me? | Çok sinirlisin. Benden mi korktun? | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Think l�m a cop? Ever seen cops like me? | Polis olduğumu mu düşünüyorsun? Benim gibi bi polis gördün mü hiç? | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| I said I had none. | Bende olmadığını söylüyorum. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Lyosha, cut it out. | Lyoşa, kes şunu! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| I want a drink! We want a drink. | İçki istiyorum! İçki istiyoruz! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Don�t be a party pooper, pal. | Oyunbozanlık yapma be birader! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| I�ll pay you 25 rubles a bottle, night rate! | Şişe başına 25 ruble vereceğim, gece tarifesi. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Show the money. | Paraları görelim. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Here it is. You�re crazy. | Burada. Sen çıldırmışsın. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| In the train station, locker 409, code is l 946. | Tren istasyonu, 409 numaralı dolap, şifre I 946. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Where did your friend Katya go? | Arkadaşın Katya nereye gitti? | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Where is Lyosha? | Lyoşa nerede? | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| The last train to Friazino... | Friazino'ya son tren | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| ...is at 1:15. | saat 1:15'de. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| I�ve had it. Count me out. | Anladım. Benden bu kadar. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Victory! | İşte bu! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Here it comes! | İçkilerimiz geldi! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| To Friazino. | Friazino. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Okay, up theirs! | Tamam, kendileri bilir! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Some packing. | Nasıl paketlemişsin böyle? | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Next time, use nails. | Bir de çiviyle çaksaydın. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Let�s see you open it. Go on. Open it. | Bir de seni görelim. Hadi, aç şunu. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| There it is. | Nihayet... | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Freedom, at last. | Sonunda özgürüz! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| Yakut lndians eat magic mushrooms. | Yakut'lar sihirli mantar yer, yücelmek için. | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| I�m naturally high! I�m always high, pal! | Ben doğuştan yüceyim, her zaman öyleydim dostum! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 | |
| I�m up there! I�m up there with God! | Yukarıda, Tanrıyla beraberim! | Taksi-Blyuz-1 | 1990 |