Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158320
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| The names or people are not important. | Kişiler, isimler önemsiz. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| JIMPA is a big bowl into which 30 billion euros flows every year. | Jimpa, içine her yıl 30 milyar Euro'nun aktığı büyük bir çanak. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| They make aggrements with those partners and buy them... | Bu ortaklık kurdukları şirketlerle, anlaşmalar yapıyorlar. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| The value of the company is 2 million euro... | Firmanın değeri 2 milyon Euro. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| ...part of the rest goes into their pockets. | Kalan 18 milyon Euro, kendi ceplerine giriyor. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| When these companies' dirty laundries are aired in public... | Bu firmaların, ipliği pazara çıkınca... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Just like JIMPA in Germany. | Aynen Almanya'daki Jimpa firması gibi. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I want to talk to Bilal. | > Bilal'e ver. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Hi, my dear. How are you? | [ALMANCA] Nasılsın, canım? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| It is not Iran or Afghanistan anymore. | Artık İran, Afganistan değil. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I think, it's our right to know what is going on and... | Tüm bu olaylardan ve bu kadar yüklü bir paranın transferinden... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| ...whether you were aware of the transfer of such a great amount of money. | ...haberiniz olup olmadığını bilmek, hakkımızdır sanırım. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Is it possible that you don't know what's going on in your country? | Ülkenizde olup bitenlerden haberinizin olmaması mümkün mü? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| And moreover, why are we not informed by you... | Ayrıca neden TAF konusunu, sizden değil de... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| We've demanded support from the Turkish secret service for many times. | [BOZUK BİR TÜRKÇEYLE] MİT'den bir çok defa destek istedik. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| ...and only a small amount of it has entered Turkey. | Türkiye'ye gelen para ancak, küçük kısmı. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| This man is our main clue until now. Do you know him? | Şimdiye kadar önemli ipucumuz bu adam. Onu tanıyor musunuz? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| No. But I'll investigate whether he's present in our files. | < Hayır. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| A week ago, two men from Cologne... | Bir hafta önce İstanbul Airport'a Köln'den... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I want to take their testimony unofficially. | İkisinin gayri resmi ifadelerini almak isterim. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Unfortunately, they were released. | Maalesef adamlar serbest bırakıldı. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| One of the guys was found dead in his apartment. | Adamlardan birinin bu sabah dairesinde ölü olarak bulunması... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Besides, what are your agents doing in Istanbul? | > Ayrıca ajanlarınız İstanbul'da ne yapıyor? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Leave there immediately! | Ben Höffgen. Oradan hemen ayrıl! Takip ediliyorsun. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Now, hurry up! | Acele etsene! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| H�seyin, I'm just back from Istanbul. | Hüseyin Abi, İstanbul'dan şu an döndüm. Telesekreterine iki mesaj bıraktım. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Why didn't you call me back? | Beni niye aramıyorsun? Seninle acil konuşmam gerekiyor! Beni ara. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Dad! | < Baba. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Thank God, you arrived safely. | [ANNESİ] Şükür sağ salim geldin. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I'm glad that you haven't forgotten your family!? | Aileni hatırladığına sevindim. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Where is he going? | Nereye gidiyor? Eski dostlarının yanına. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Let me see it. Does it still hurt? | Bir bakayım. Hâlâ acıyor mu? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| A little. A little... | > Biraz. < Biraz mı? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I missed you so much. Me too. | < Seni çok özledim. > Ben de seni. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| The JIMPA center in Istanbul seems legally regular. | Hukuki olarak İstanbul'daki Jimpa Merkezi temiz görünüyor. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Because JIMPA doesn't work under its own title... | Jimpa kendi ismi altında çalışmadığı için, hiçbir şey ispat edilemiyor. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| ...and Australia through its 30 shell companies in Europe. | ...İsviçre ve Avustralya'ya göndermiş. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| It would be nice if you take care of it, yes. | İlgilenirsen çok sevinirim. Evet, evet. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| No, they'll come on Tuesday. | < Hayır Salı gelecekler. Evet, evet. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Damn it, I thought that you gave up doing this?! | Artık bu pis işleri yapmıyorsun sanıyordum! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Furthermore, what do you have to do with that woman? | Ayrıca o kadınla ne kırıştıyorsun? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| No... Numan! | [ANNE] Hayır, Numan! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Do you have any finger in what JIMPA did? | Jimpa'nın yaptıklarıyla senin bir ilgin var mı? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| And naturally, I have aggrements with JIMPA and other companies. | Doğal olarak Jimpa'yla ve diğer firmalarla anlaşmalarım var. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| What about the "Trans Orient" company? | Peki Trans Orient firması? Oğlum neyi öğrenmeye çalışıyorsun? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| You have to sleep, son! | [ANNESİ] Biraz uyuman gerekiyor. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| He makes everything for you! | O senin için her şeyi yapar. Hiçbir şey anlamıyorsun anne! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| And you! | Sen de küçük bir kız gibi nazlanıp durma da, kardeşinle ilgilen! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I've listened to these words since my dad died, mom! 13 years! | Babamın ölümünden beri hep bu sözleri dinledim anne. 13 yıldır! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Nothing! That's all from me. | Hiçbir şey. Benden buraya kadar. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| This is your family! | Bu senin ailen. Babana söz vermiştin. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Yes, I did. But I didn't swear that I would destroy our lives. | Evet, söz verdim. Ama o sözü verirken hayatımı mahvedeceğim demedim. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I was about not to recognize you without your uniform. | Üniformasız sizi neredeyse hiç tanımayacaktım. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| But he works as "organizer" and hitman within the Islamist groups for long. | Ama uzun süredir, İslami çevreler için... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I thought that Hasan didn't know him? | Onu tanımıyorsun sanıyordum. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| We hold that the police intelligence acts impartially on this issue. | Polis istihbaratının, bu konuda nesnel davranmadığını düşünüyoruz. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| There are forces who try to keep everything the same. | Bunun böyle devam etmesi için gayret gösteren kuvvetler var. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| There are of course other forces who fight against as well. | < Tabii, boş durmayan kuvvetler de var. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| You said that you got information about a camp. | Bir kamptan istihbarat aldığınızı söylemiştiniz. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| This time, the terrorists are not Arabs, Palestenians or Turks... | Teröristler Alman, İngiliz ve İspanyol. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| ...but Germans, British and Spanish. | Yani artık Araplar, Filistinliler, Türkler değil söz konusu olan. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I want Huseyin. | Hüseyin'i istiyorum. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| What is our benefit? | > Bizim avantajımız ne? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| We'll give you the names of the terrorists. | < Biz de size teröristlerin isimlerini verebiliriz. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Cheers! Cheers! | Şerefe. Şerefe. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| But it will become more tolerable. | > En azından dayanabilir hale gelecek. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| No, it won't. | < İnan bana, öyle değil. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| This will be a new nightmare and you'll be the same as them. | Başka bir kabus olacak ve senin onlardan bir farkın kalmayacak. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| You have to find a new way. Not by hatred. | Yeni bir yol bulman gerekiyor. Nefretle değil. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Otherwise, you can't find the peace you're looking for. | Bu şekilde huzur bulamayacaksın. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I do this for him. | Zaten onun için yapıyorum. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Metin is becoming a trouble. | < Metin sorun olmaya başladı | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Everything has a timing. | > Her şeyin bir vakti vardır. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| As the Holy Quran says: | Kutsal Kur'anımızın dediği gibi: | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| "God does not like the betrayers. | < "Allah hainleri sevmez. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| ...you scare with them the enemies of both the God... | ...beslenen atları hazırlayın. Onunla hem Allah'ın düşmanını... | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I don't care about the show you'll do to regain your seized millions. | El konan milyonlarına kavuşmak için yapacağın gösteri umurumda değil. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Or maybe to secure JIMPA's billions which are not discovered yet. | Ya da henüz keşfedilmemiş Jimpa milyarlarını emniyete almak için. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I don't care as long as you don't make fool of me. | > Yeter ki kimse beni aptal yerine koymasın. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I do my job and go away! | İşimi yapar giderim. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Nevermind, just pay the rent. | Boş ver, kirayı öde. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| We'll soon eat a meal! | Yemek yiyeceğiz. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I have to go to the shop. | Dükkana gitmeliyim. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Where does he have to go? | Nereye gidiyor? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I have a strange feeling. Let me look at your brother. | İçimde garip bir his var. Gidip, abine bir bakayım. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Don't worry, mom. I'll do it. | Merak etme anne. Dur, ben giderim. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| I know that Huseyin is the backroom man. | İşin ucunda Hüseyin var. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Have you ever killed a man, you bastard! I'll beat you up to a pulp! | Daha önce birini öldürdün mü göt herif? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| You can do everything to your life, it's not my business. | Kendi boktan hayatınla ne yapmak istiyorsan yap. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| But I won't let you to make Bilal's life miserable. | Ama Bilal'in hayatıyla oynamaya hakkın yok! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Don't push me to bring him to an orphanage! I swear I do it. | Yemin ederim bırakırım onu. Kendi ellerimle yetimhaneye veririm. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Okey, as you want! | > Evet. Öyle olsun. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Will you bring me something when you're back? | Anne! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Damn it! What're you doing here? | [ALMANCA] Siz ne yapıyorsunuz burada? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Can you wait a second? | < Bir dakika bekler misin? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| What is she doing here!? | Bunun ne işi var burada? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| It's him? | Bu o! | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Who's him? | Kim? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| The guy who blow your family up. | Evinize bombayı koyan adam. | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 | |
| Where did you find him? | Bunu nereden buldunuz? | Takiye: Allah yolunda-2 | 2010 |