Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15765
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| it's said, he doesn't even have a name. Everyone just calls him Frost, Dr. Frost. | adı da yok diyorlar. Dr.Frost diye sesleniyormuş herkes. | Doctor Frost-1 | 2014 |  |
| Because he's such a cold person, he's very stern. | Böyle soğuk biri olduğu için, çok da acımasızdır. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Hey, if he has that kind of personality, he'll probably won't come to counseling psychology. | Hey, böyle biriyse, psikolojik danışmanlık için gelmez muhtemelen. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| This time, I'm thinking about leaving the counseling Office to Professor Baek. | Bu sefer, Danışmanlık Ofisini Profesör Baek'e bırakmayı düşünüyorum. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| That could happen. Why? | Olabilir ki. Neden? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| You said he doesn't have emotions. Counseling is heart to heart, mutual response. Okay? | Hisleri yok dedin ya. Danışmanlık kalp kalbe, karşılıklı bir ilişkidir. Tamam mı? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Yoon Sung Ah, to the front. | Yoon Sung Ah, öne. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Including today, you have three tardies. Three out! | Bugün de dahil olmak üzere 3 gün geç kaldın. Üç kez dışarıda! | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Do you have anything to say? | Söyleyecek bir şeyin yok mu? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| It's good that you're confident. If you can throw me, I won't drop you. | Kendine güvenmen güzel. Beni düşürebilirsen, seviyeni düşürmeyeceğim. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Yes, then. | Peki öyleyse. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Anyway, this semester, I pass. | Yine de, bu dönem geçtim. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Then, good luck. This unni is going to a group blind date. | Pekala kolay gelsin. Bu unninin toplu görücü usulü buluşması var. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| You, traitor, how can you go alone? | Hey, hain, nasıl yalnız gidersin? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Excuse me, can't you hear what I'm saying? | Affedersiniz? Beni duymuyor musunuz? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Oh Jeong Hyuk, age 29, 16 past romantic partners. | Oh Jeong Hyuk, 29 yaşında, 16 eski sevgili. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| The average relationship length is 2 months, with a narcissistic personality disorder. | Ortalama ilişki uzunluğu 2 ay, narsisistik kişilik bozukluğu var. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| What are you doing right now? That's the counseling record. | Ne yapıyorsunuz? Onlar danışmanın raporları. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| The human mind is quite complicated. | İnsan zihni çok karmaşıktır. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Although from the outside, it may look like an addiction, if you look closely, it's actually a phobia. | Dışarıdan bakarsan bağımlılık gibi gözükür, ama yakından baktığında aslında fobidir. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Who are you that you're doing this? There seems to be a hidden problem behind his dating problem. | Kimsiniz ki böyle yapıyorsunuz? Bu ilişki problemlerinin arkasında gizli bir sorun var gibi gözüküyor. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| You overlooked that essential mind's disorder. | Esas hastalığı göz ardı etmişsiniz. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| This person doesn't have narcissistic personality disorder. (feelings of superiority, desire compliments, lack of empathy) | Bu kişinin Narsistik Kişilik Bozukluğu yok. (benmerkezcilik, kendine tapma, empati yoksunluğu) | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Through the 20 answer test and MMPI, the results showed a narcissistic personality disorder. (20 open ended 'I am' question in 10 mins) (minnesota multiphasic personality inventory) | Yapılan 20 cevap testi ve MMPI'ye göre, Sonuçlar Narsisistik Kişilik Bozukluğu olduğunu gösteriyor.. (10 dakikada 20 ile sınırlandırılmış 'Ben' sorusu sorma) (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri) | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| For a long time, I carefully approached and counseled him with empathy. | Uzun bir süre, dikkatle yaklaşıp, empati kurarak ona danışmanlık yaptım. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Empathy? | Empati mi? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Did you meet the patient's parents? Did you go to his house? What about his girlfriends? | Hastanın ailesiyle görüştün mü? Evine gittin mi? Peki ya kız arkadaşları? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Even though I went to his house, as for the parents You missed an important puzzle piece. | Evine gitmiş olsam da, ailesi Önemli bir noktayı kaçırıyorsun. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Narcissistic personality disorder, often appears because of deficiencies in the relationship with parents. | Narsisistik Kişilik Bozukluğu, sıklıkla anne ve babayla olan ilişkinin yetersizliğinden ötürü görülür. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| To overlook that. | Bu göz ardı edilmiş. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Long ago and even now, everything is done roughly. | Eskiden de, şimdi de her şey üstünkörü hallediliyor. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Roughly? The person in charge of this counselling room is Professor Oh, right? | Üstünkörü mü? Danışmanlık Bölümünün başındaki Profesör Oh'tu, değil mi? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Do you know our Professor Oh, well? | Profesör Oh'u tanıyor musunuz? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I can just tell by looking at the ambiance of this counseling office. His disposition shows that he isn't thinking about the patients. There's no fundamental groundwork. | Danışmanlık Ofisinin ortamına bakarak bunu söyleyebilirim. Düzeni hastalarını hiç düşünmediğini gösteriyor. Hiç altyapı temeli yok. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Even though our Professor Oh is a bit careless, he's a good person. | Profesör Oh biraz dikkatsiz olsa da, iyi biridir. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| What kind of person, is a good person? | İyi biri mi, iyi biri nasıl olur? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| He smiles a lot, is considerate, and kind. If smiling easily means they are a good person, | Hep gülümser, düşüncelidir, naziktir. Kolayca gülmek iyi biri yapıyorsa insanı, | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Professor is definitely a good person. | Profesör kesinlikle iyi biri tabi. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| In this mess, what do they want me to do? | Bu karışıklıkla ne iş yapmamı bekliyorlar? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Ah, are you Professor Frost? The dean recommended you. He said that you're good at counseling. | Ah, Profesör Frost sizsiniz değil mi? Dekan sizden bahsetmişti. Danışmanlıkta çok iyiymişsiniz. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Dr. Frost? | Dr. Frost mu? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| That person is? | Bu adam mı? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Are you going to continue to wear those sunglasses? | O gözlükleri takmaya devam mı edeceksin? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Whoa, it's Yoo Anna. | Whoa, Bu Yoo Anna. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I'm busy, so please make it short. | Meşgulüm, kısa keselim. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Ah, actually, these days, Anna is... | Ah, aslında, bu günlerde, Anna... | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Fear. Anxiety, Sleeping pills(?) | Korku. Endişe, uyku ilaçları(?) | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| The reason you can't sleep, | Uyuyamama nedenin, | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| is it because you feel like someone is watching? | peşinde biri var gibi gelmesi değil mi? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Your reaction in this room is interesting. | Bu odadaki tavırlarınız tuhaf. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Anxiety. | Endişe. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Terror. | Dehşet. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Open your eyes. Get that away. | Gözlerini aç. Çek şunu. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Is there a reason you're afraid of mirrors? | Aynalardan korkmanın bir nedeni var mı? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| ...going to kill me. | ...öldürecek. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Yoo Anna? Who is it? Who is trying to kill you? | Yoo Anna? Kim? Kim seni öldürmeye çalışıyor? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| To kill me, I am, I am going to kill me! | Öldürecek, beni, beni ben öldüreceğim! | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Who is going to kill whom? | Kim kimi öldürecek? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| It's Yoo Anna. Unni, unni. | Bu Yoo Anna. Unni, unni. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I'm a fan. | Hayranınım. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Unni, you're so pretty. Unni, me too. | Unni, çok güzelsin. Unni, ben de. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I heard you're Professor Chun's close disciple. | Profesör Chun'un talebesi olduğunuzu duydum. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I am a psychology major, Junior, Yoon Sung Ah. | Ben psikoloji ana dalı okuyorum, adım Yoon Sung Ah. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| And I'm the counseling assistant. | Ve danışman yardımcısıyım. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I heard Frost is your nickname, what is your real name? | Frost sizin lakabınızmış, gerçek adınız nedir? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| But, in order to help you out from now on. | Fakat bundan sonra size yardım edeceğim.. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| So you guys were here. | Bir sürü adam var burada. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| You should greet each other. | Hepsine selam vermen gerek. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Starting today, she'll be helping you out, Assistant Yoon Sung Ah. She'll be a big help. | Bugünden itibaren Asistan Yoon Sung Ah sana yardım edecek. Baya yardımı dokunur. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I don't need an assistant. | Yardımcıya ihtiyacım yok benim. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Wow. Professor, was I just fired, right now? | Wow. Profesör, az önce kovuldum mu ben? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Wow, I... Even if you bring a truck full money, I won't do it. I won't. | Wow,Ben.. kamyonla para getirsen bile etmeyeceğim yardım falan! | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| If you get fired as the counseling assistant, won't your scholarship stop? | Danışman yardımcılığından atılırsan bursun kesilmeyecek mi? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Oh my, Professor, if I don't have the scholarship, I have to take a break. | Amanın, Profesör, burs alamazsam, okulu dondurmam gerekir. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Don't mind Professor Baek's words and help him out. | Profesör Baek'in dediklerini takma sen, yardım et ona. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Our Professor Frost, lacks a lot of things. | Profesör Frost'un, çok şeyden eksiği vardır. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Lacks? What does he lack? If anything he's overflowing, never lacking. | Eksiği mi? Neyi eksik? Fazla gelmiş her şeyi, eksik olması imkansız. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I'm only trusting you. | Sadece sana güvenebilirim. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I'll leave it to you. | Bu iş sende. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Dr. Frost | Dr. Frost | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| But, what are you doing here? | Pekala,burada ne yapıyorsunuz? | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| In every place, there is evidence of the person occupying that space. | Her evde, insanın bu boşluğu işgal ettiğine dair kanıtlar vardır. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Reading that person's evidence and psychology in that place is called 'snooping'. | Bu insanın kanıtlarını ve psikolojisini okumaya 'gözetleme' denir. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| There are three main ways of reading that place. | Bu evi okumanın üç yolu var. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Markers that show 'how I want to be presented'. | 'Nasıl biri olarak görünmek istiyorum'u gösteren işaretler. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Second, how you control your emotions through object placement. | İkincisi, nesneleri yerleştirme aracılığıyla duygularını nasıl kontrol ettiğin, | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| And lastly, | Ve son olarak, | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| without knowing, traces of your unconscious actions. | farkında olmadığın, bilinçsiz davranışlarının izleri. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| With these three ways of gathering information, we can know a lot about a person. | Bu üç yol ile bilgi toplayarak, kişi hakkında çok şey öğrenebiliriz. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I'm only trusting you. I'll leave it to you. | Sadece sana güvenebilirim. Bu iş sende. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| I'll try, but don't trust me. | Deneyeceğim. Ama bana pek güvenmeyin. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| For a narcissist like Anna, | Anna gibi bir narsisistikler, | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| they don't have interest in anything other than themselves, because they believe the sun revolves around them. | kendilerinden başka hiçbir şeyle ilgilenmezler, dünyanın onların etrafında döndüğüne inanırlar. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Even if something goes wrong, they won't admit their own faults. | Bir şeyler yanlış gitse bile, kendi hataları olduğunu kabul edemezler. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| And because they can't admit their faults, it's hard to ask for help. | Ve hatalarını kabul edemedikleri için, yardım istemek de zor olur. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Well, doing that in her stead is my role. | Onun için bunları yapmak benim işim. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| The job as a manager | Menajerlik işi | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| seems very hard. | çok zor gözüküyor. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Get that away. | Çek şunu. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
| Daebak, it's so weird. | Daebak, çok tuhaf. | Doctor Frost-1 | 2014 | |
