Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157365
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Get off my porch. | Verandamı terk et. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| That's about right. | Yaklaştın gibi. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I admit we lied thought I tried to explain myself. | Yalan söyledik ama açıklamam gerektiğini düşündüm. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Sam told me not to come but | Sam gelmememi söyledi ama | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I thought what the hell I have to try. | denemekten ne çıkar dedim. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| That better be you Sam and not that freaking nature. | İnşallah bu sensindir Sam o korkunç herif değil. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| He went to Becky's looking like you. | Becky'nin evine gitti, sana benziyordu. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Well, he's not stupid. | O aptal değil. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| He picked the handsome one. | Yakışıklı olanı seçti. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| So, you're saying that | Yani diyorsun ki | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| there's something out there that made itself look like my brother? | Bilmiyorum, sanki senin anılarını ve düşüncelerini yüklüyordu. dışarıdaki bir şey abimin şekline büründü? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| What did you call it? The Shape Shifter. | Ne diyordun ona? "Şekil değiştiren". | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Yeah, maybe we're crazy. | Evet belki de deliyiz. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| But what if we're not? | ama ya değilsek? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I mean look, you said it yourself. That Zach was in two places at once. | Yani bak sen kendin söyledin. Zach aynı anda iki yerde birdendi. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Tell me how that can happen? Okay, so... this thing. | Söylesene bu nasıl olabilir? Tamam, yani...bu şey. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| It can make itself look like anybody? | Kendini herhangi birine benzetebiliyor? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| What is it? Like a... | Nedir bu? Şey gibi... | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Genetic freak? | genetik garabet? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Evolution is about mutation. | Evrim mutasyonlardan ibarettir. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| So, maybe this thing was born human | Yani belki de bu şey insan olarak doğmuştur | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| but was different. | ama farklıdır. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Hideous and hated. | gizli ve nefret edilen. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Until he learned to become someone else. | Bir başkası olmayı öğrenene kadar. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Yeah, that's the thing. | Evet, bu o şey. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| He didn't just look like you he was you. | Senin gibi görünmüyor, sen oluyor. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Or at least becoming you. What do you mean? | Ya da sen olmaya başlıyor. Ne demek istiyorsun? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I don't know, it was like he was downloading your thoughts and memories. | Bilmiyorum, sanki senin anılarını ve düşüncelerini yüklüyordu. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| You mean, like the Volking Mindmill? | Ne yani "Volking Mindmil" gibi mil? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Yeah, something like that. | Evet onun gibi. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I mean, maybe that's why it didn't just kill us. | Demek istediğim belki de bu yüzden bizi öldürmedi. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Maybe he needs to keep us alive. | Belki canlı kalmamız gerekiyordur. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Psychic connection? | Psişik bağ? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Go. We've got to go. He's probably at Rebecca's already. | Git. Gitmemiz lazım. Çoktan Rebecca'nın yanına varmıştır. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Come on. We got to find a phone call the police. | Hadi. Polisi aramalıyız. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Whoa, whoa, whoa. You're gonna put an APB on me? | Whoa, whoa, whoa. Benim için arama mı çıkartacaksın? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I kind of understand him. | Bir açıdan onu anlıyorum. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| He's all alone. | Tek başına. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Close to no one. | Hiç yakını yok. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| All he wants is for someone to love him. | Tek istediği birilerinin onu sevmesi. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| He's like me. | Benim gibi yani. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Everybody needs... | Herkes ihtiyaç duyar... | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| A little human touch now and then. | yakınında bir iki insana. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| It's so hard to be different. | Farklı olmak çok zor. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| You are disgusting! Just get the hell out of here! | İğrençsin! Defol git buradan! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Rebecca, just calm down. I'll calm down! | Rebecca, sakinleş. Sakinleşeceğim! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| What is wrong with you? What's wrong with me? | Senin sorunun ne? Benim sorunum mu? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| You're a nice girl, Rebecca. | Sen hoş bir kızsın Rebecca. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I mean, I liked you. | Senden hoşlandım. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Believe me, it makes this harder. | İnan bu işi zorlaştırıyor. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| But I got to do what I got to do. | Ama yapmam gerekeni yapmalıyım. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Call off the knife. | Bıçağı at. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Drop the knife! | Bıçağı at! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| An anonymous tip led police to a home in the central west end | İsimsiz bir ihbar polisi batı yakasında bir eve yönlendirdi, | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| where a squad team discovered a local woman found engaged. | özel görevli bir tim yaralı bir kadın buldu. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Her attacker a white male approximately 24 to 30 years of age | Saldırgan beyaz bir erkek 24 ila 30 yaşlarında | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| was discovered hiding in the home. | evde saklanırken görüldü. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Shots were fired... / Man! | Ateş edildi... Adamım ! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| It's not even a good picture. | Bu iyi bir resim bile değil. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| God. Come on! | Tanrım. hadi! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| At least attempted murder unless we know... | Bildiğimiz kadarıyla cinayete teşebbüs... | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I'm gonna check Rebecca in the morning. See if she's alright. | Rebecca'yı sabah görürüm. İyimiymiş öğrenirim. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Alright, first I want to find that handsome devil | Pekala, ilk önce yakışıklı şeytanı bulup | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| and kick the holy crap out of him. | eşek sudan gelene kadar döveceğim. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| We have no weapons. No silver bullets. | Silahımız yok. Gümüş kurşun yok. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Man, the guy's walking around with my face, okay? | Adamım herif ortalıklarda benim yüzümle dolaşıyor tamam mı? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| It's a little personal, I want to find him. | Bu biraz kişisel onu bulmalıyım. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Where do we look? We can start with the sewers. | Nerede arayacağız? Kanalizasyondan başlarız. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| We have no weapons. | Silahımız yok. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| He stole our guns. We need more. | Silahlarımızı çaldı. Daha fazlası lazım. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I'm betting he drove them over to Rebecca's. | İddiaya girerim Rebecca'nın yanına onunla gitmiştir. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| The news said he was on foot. I bet it's still parked there. | Haberlerde yaya olduğu söylendi. Eminim araba hala park yerindedir. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| The thought of him driving my car! | Onun arabamı kullandığını düşünmek! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| But it's killing me! Let it go. | Bu beni öldürüyor! Boş ver gitsin. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Finally something right tonight. | Sonunda bu gece bir şey doğru. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| This way, this way! | Bu taraftan, bu taraftan! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| You go, I'll hold them off. | Sen git, ben onları oyalarım. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| What are you talking about? They'll catch you. | Neden bahsediyorsun? Seni yakalarlar. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Look, they can't hold me! | Bak, beni alıkoyamazlar! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Just go! Keep out of sight! Meet me at Rebecca's. | Git!Gözden uzak kal! Rebecca'da buluşuruz. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Dean! Stay out of the sewers alone! | Dean! Kanalizasyondan uzak dur! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I mean it! Yeah, yeah! | Cidden! Evet, evet! | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I'm sorry Sam. | Üzgünüm Sam. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| So, say the Shape Shifter is real. | Yani "şekil değiştiren" gerçek. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| By the way you know you're crazy? | Bu arada deli olduğunun farkında mısın? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| But um.. Say it is real. | Ama um..diyelim ki gerçek. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| How do you stop it? | Nasıl durduracaksınız? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Silver bullet to the heart. | Kalbe gümüş kurşun. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I was walking home and everything just went white. | Eve doğru yürüyordum ve her şey karardı. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Somebody hit me over the head | Bir şey kafama vurdu | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| and I rounded up just in time to see that thing turn into me. | ve tam o anda bana dönüştüğünü gördüm. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| How is that even possible? Okay, okay. | Bu nasıl mümkün olabilir? Tamam, tamam. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Come on. Can you walk? | Hadi. Yürüyebilir musun? | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Okay, we've got to hurry. | Tamam, acele etmemiz lazım. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Sam went to see you. | Sam seni görmeye gitmişti. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| I'm not gonna do anything. | Ben hiçbir şey yapmayacağım. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Dean will though. | Dean yapacak. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| You'll never catch him. | Onu asla yakalayamazsın. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Oh, it doesn't matter. | Oh, önemli değil. | Supernatural Skin-1 | 2005 | |
| Murder on the first his own brother. | İlk kurbanı kardeşi. | Supernatural Skin-1 | 2005 |