Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 157092
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You opened the door. | Kapıyı sen açtın. Kapıyı açtın. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I killed her and I set, Lucifer free. | Ben onu öldürünce, Lucifer serbest kaldı. Onu öldürdüm ve Lucifer serbest kaldı. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Jonesing for another hit of bitch blood or what? | Kaltak kanı ya da başka bir şey istiyor musun? Hala şeytan kanını istiyor musun? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| you're the, Michael sword. | Michael'ın kılıcı sensin. Michael’ın kılıcı sensin. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| What do you mean, I'm the sword? You're, Michael's weapon. | Ne demek, kılıç sensin? Michael’ın silahı sensin. Michael’ın kılıcısında ne demek? Sen Michael’ın silahısın. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I'm a vessel? You're the vessel. | Bedeni ben miyim? Sensin. Bedeni mi? Sen onun bedenisin. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Rufus turner, he's a hunter. | Rufus Turner. O bir avcı. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I'm what you've got to look forward to if you survive. | Kurtulursan, neler yapabileceğini merak ediyorum. Eğer hayatta kalırsan neler yapabildiğini görmek isterim. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Need some help here! | Yardım edin! | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| An enochian sigil. | Enochian mührü. Bir Enochian mührü. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| It'll hide you from every angel in creation, including Lucifer. | Sizi, Lucifer da dahil bütün meleklerden saklayacaktır. Bu sizi Lucifer dahil yaratılmış bütün meleklerin bulamamasını sağlar. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Ellen... it was my fault. | Ellen... Benim hatamdı. Ellen. Bu benim hatamdı ama... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| But, Jo did good out there. | Fakat Jo orada çok iyiydi. ...Jo orada iyi iş çıkardı. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| You're angry. I understand. | Kızgınsın. Bunu anlıyorum. Kızgınsın, anlıyorum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Angry? "Angry" doesn't begin to touch it! | Kızgın mı? Kızgın kelimesi bunun yanında hiç kalır. Kızgın mı? Kızgınlık bunu tarif etmeye yetmez! | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Is this about me hunting or something else? | Bu avlanmamla mı alakalı yoksa başka bir şeyle mi? Bu benim avlanmamla mı yoksa başka bir şeyle mi ilgili? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| You chose a demon, over your own brother. | Kendi öz kardeşin yerine bir şeytanı tercih ettin. Öz kardeşinin yerine bir şeytanı seçtin. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I just don't think I can trust you. | Artık sana güvenebileceğimi sanmıyorum. Sana artık güvenebileceğimi sanmıyorum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| What's it been... like, three days now? | Ne kadar oldu üç gün mü? Kaç, üç gün mü oldu? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| We got to cheer him up. | Onu biraz neşelendirmeliyiz. Onu neşelendirmeliyiz. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Maybe I'll give him a back rub. | Belki biraz sırtını ovalamalıyım. Belki de onun sırtını ovmalıyım. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Well, what then? | Ne yapayım o zaman? Tamam, peki ne öyleyse? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| We might have to wrap our heads around the idea | Belki de, Bobby'nin geri dönemeyeceğini kabullenip,... Belki de artık kendimizi Bobby'nin artık... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| That, Bobby might not just bounce back this time. | ...fikir üretmek için biraz zaman harcamalıyız. ...eskisi gibi olmayacağına hazırlamalıyız. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| What's in the envelope? | Zarfın içinde ne var? Dosyada ne var? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Went to radiology | Radyoloji sonuçları. Röntgen çektirmeye gittim. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| got some glamour shots. | Biraz büyü fotoğrafları aldım. Güzel çekimler yaptık. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Let's just say the doctors are baffled. | Doktorlar donup kaldı diyebiliriz. Şöyle söyleyeyim, doktorlar şaşkına döndü. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Holy crap. | Vay canına. Bu da ne!? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Yeah well, Cass carved you one too. | Evet, Cass bunları sana da işledi. Evet, Cass sana da aynısını yaptı. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Castiel? | Castiel? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Uh... St. Martin's hospital. | St. Martin Hastanesi. St. Martin's Hastanesi'nde. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Why? what are you... | Neden? Sen ne... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Cellphone, Cass? really? | Cep telefonu mu, Cass? Cidden mi? Telefon mu ettin Cass? Gerçekten mi? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Since when do angels need to reach out and touch someone? | Ne zamandan beri melekler birilerini arıyorlar? Ne zamandan beri meleklerin birilerini aramaları gerekiyor? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| You're hidden from angels now... all angels. | Meleklerden korunuyorsunuz. Bütün meleklerden. Melekler sizi göremiyor, bütün melekler. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I won't be able to simply... | Size basitçe... Öyle basitçe... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Enough fore play. | Bu kadar oynaşma yeter. Bu kadar ön hazırlık yeter. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Get over here and lay your damn hands on. | Buraya gel de o ellerini kullan. Buraya gel ve o lanet ellerini kullan. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Get healing... Now. | İyileştir beni, şimdi. Beni iyileştir, hemen. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Say again? | Bir daha söyle? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I'm cut off from heaven and much of heaven's power. | Cennetten uzaklaştırıldım dolayısıyla cennetteki güçlerimden de. Cennetle bağlantımı ve cennettin gücünün büyük bir kısmını kaybettim. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Certain things I can do, certain things I can't. | Yapabildiğim şeyler var, ama yapamadığım şeyler de var. Bazı şeyleri yapabiliyor, bazı şeyleri ise yapamıyorum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| You're telling me you lost your mojo just in time, | Ben tam da buraya hapsolduğum sırada,... Yani bana kalan hayatımın buraya bağlı kaldığı anda... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| to get me stuck in this trap the rest of my life?! | ...bana gelip sihirli numaralarını kaybettiğini mi söylüyorsun? ...güçlerini yitirdiğini mi söylüyorsun?! | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Shove it up your ass. | O özrü kıçına sok. Özrünü kendine sakla. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Well, at least he's talking now. | Pekala, en azından artık konuşuyor. En azından artık konuşuyor. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I heard that. | Dediğini duydum. Söylediğini duydum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I don't have much time, we need to talk. | Çok fazla zamanım yok. Konuşmamız gerekli. Fazla zamanım yok. Konuşmalıyız. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Your plan to kill, Lucifer. | Lucifer'ı öldürme planınız. Lucifer'i öldürme planın. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Yeah, you want to help? | Evet, yardım etmek mi istiyorsun? Evet yardım etmek mi istiyorsun? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| No, it's foolish. It can't be done. | Hayır. Saçmalık. Mümkün değil. Hayır, aptalca. Böyle bir şey olamaz. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Oh well, thanks for the support. | Desteğin için sağ ol. Şey, desteğin için teşekkürler. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| But I believe I have the solution. | Ancak sanırım çözümü biliyorum. Ama bir çözümüm olduğuna inanıyorum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| There is someone besides, Michael | Michael'dan başka Lucifer ile ilgilenebilecek... Michael haricinde bir başkası daha... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| strong enough to take on, Lucifer. | ...kadar güçlü başka birisi var. ...Lucifer'i alt edecek güce sahip. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Strong enough to stop the apocalypse. | Kıyameti durdurabilecek kadar güçlü. Kıyameti durduracak güce. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Who's that? | Kimmiş o? Kim o? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| The one who resurrected me and put you on that airplane. | Beni dirilten ve sizi de o uçağa bindiren kişi. Beni yeniden diriltip o uçağa gönderen kişi. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| The one who began everything. | Her şeyi başlatan kişi. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I'm gonna find god. | Tanrı'yı bulacağım. Tanrıyı bulacağım. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| God? Yes. | Tanrı? Evet. Tanrı mı? Evet. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| God. Yes. | Tanrı? Evet. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| He isn't in heaven. he has to be somewhere. | Cennette değil. Başka bir yerde olmalı. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Try New Mexico. I hear he's on a tortilla. | New Mexico'yu dene. Tortilla gözlemesinin üzerinde olduğunu duydum. New Mexico'yu dene. Tortilla yiyordur. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| No, he's not on any flatbread. | Hayır, hiçbir düz ekmeğin üzerinde değil. Hayır, yeryüzünde değil. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| listen chuckles, even if there is a god, | Beni dinle, eğer Tanrı varsa bile,... Dinle ahmak eğer tanrı varsa ya... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| he is either dead and that's the generous theory. | ...muhtemelen ölüdür, ki bu bile çok iyimser bir teori. ...öldü ve bu genel bir teori ya... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| He is out there, Dean. | O dışarıda bir yerde, Dean. O bir yerlerde Dean. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| ...or he's up and kicking | Ya da keyfine bakıyor ve... ...da dışarıda bize ne olduğunu... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| and doesn't give a rat's ass about any of us. | ...hiçbirimize zerre kadar değer vermiyor. ...önemsemeden keyif yapıyor. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I mean, look around you, man. the world is in the toilet. | Etrafına bir bak, dostum Dünya tuvaletin içinde gibi. Etrafına bak dostum. Dünya bir tuvalet gibi. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| We are literally at the end of days here, | Resmen son günlerimizi yaşıyoruz burada,... Gerçek anlamda son günlere geldik ve... | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| And he's off somewhere drinking booze out of a coconut. | ...ve o bir yerde hindistan cevizli içkisini içiyor. ...o bir yerlerde hindistan cevizi içinde içki içiyor. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| All right? Enough. | Pekala, bu kadar yeter. Tamam mı? Yeter. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| This is not a theological issue. | Bu ilahi bir mesele değil. Bu dinsel bir olay değil. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| It's strategic. | Stratejik bir mesele. Stratejik bir şey. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| With god's help, we can win. | Tanrı'nın yardımı olursa, kazanabiliriz. Tanrının yardımı ile kazanabiliriz. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| It's a pipe dream, Cass. | Boş bir hayal bu, Cass. Bu boş bir hayal Cass. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| My brothers. | Kardeşlerimi. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I'm hunted, I rebelled | Avlandım. Baş kaldırdım. Avlanıyorum. isyan ettim. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| and I did it, all of it for you. | Bütün bunları, hepsini, sizin için yaptım. Bunların hepsini senin için yaptım. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| And you failed. | Siz de başarısız oldunuz. Ama sen başarısız oldun. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| You and your brother destroyed the world. | Sen ve kardeşin dünyayı yok ettiniz. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| And I lost everything, for nothing. | Ve ben her şeyimi bir hiç uğruna kaybettim. Her şeyimi bir hiç uğruna kaybettim. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| So keep, your opinions to yourself. | Bu nedenle fikirlerini kendine sakla. Fikirlerini kendine sakla. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I did come for something. | Buraya bir şey için geldim. Bir şey için geldim. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| An amulet. | Tılsım. Bir tılsım. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| An amulet? | Tılsım mı? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Very rare, very powerful. | Oldukça nadir bulunur ama çok güçlü. Çok ender bulunan ve çok güçlü. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| It burns hot in god's presence. it'll help me find him. | Tanrı'nın varlığında ısınmaktan yanar. O'nu bulmama yardım edecek. Tanrının varlığı hissedince yanmaya başlıyor. Onu bulmama yardım edebilir. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Ah, a god EMF? | Tanrı detektörü mü yani? Bir tanrı bulucu mu? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Well, I don't know what you're talking about. | Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I got nothing like that. | Bende öyle bir şey yok. Onun gibi bir şeyim olmadı. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| I know, you don't. | Biliyorum. Yok. Sende olmadığını biliyorum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| What... this? | Ne, bu mu? Ne bu mu? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| May I borrow it? | Ödünç alabilir miyim? | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Dean, give it to me. | Dean. Ver onu bana. Dean. Bana ver. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| All right, I guess. | Al bakalım. Tamam, sanırım. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 | |
| Oh great, now I feel naked. | Harika. Kendimi çıplak gibi hissediyorum. Harika, şimdi kendimi çıplak hissediyorum. | Supernatural Good God, Y'All-1 | 2009 |