Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151573
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
towns people are officially naming this whole Chinatown area little Tokyo. | ...kasabalılar artık bu Çin mahallesine "Küçük Tokyo" demeye başladılar. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What the fuck? | Anasının amı! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
You see what happened? | Ne olduğunu gördün mü? Sana buraya gelmemeni söylemiştim! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Now everyone in town think the Chinese and the Japanese are the same fucking thing. | Şimdi kasabadaki herkes Çinlilerle Japonların aynı bok olduğunu sanıyor! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
I don't even know what the fuck you are saying. | Ne dediğini bile anlamıyorum ulan! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Ah, you Japanese racist. | Japon ırkçısı! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Steven, Steven, come quick. | Steven! Steven, gel çabuk! Butters'a bak! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Honk, honk. | Düt düt! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Breaker 19, | Breaker 19, Breaker 19. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
it's clean clear active flagtown. | Flagtown'da yollar akıcı. Gaza basmanın zamanı geldi, beyler. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Now he thinks he's a truck driver. | Şimdi de kendini kamyoncu sanıyor. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Oh God, the medication isn't working. | Tanrım, tedavi işe yaramıyor. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
It's okay, buddy. | Sorun değil, dostum. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
You got a smoky on your tail but Big Rig Butters is here to help. | Arka farın sönmüş ama Koca Alet Butters yardıma geldi! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Butters, Butters, Butters! | Butters, Butters, Butters! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Oh, hey, dad. | Selam, baba. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
You're back. | Döndün. Döndün! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
He's back. | Geri döndü! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
I love you, son. | Seni seviyorum, evlat. Ben de seni seviyorum, baba. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
You're going to be okay, Butters. | İyileşeceksin, Butters. Duydun mu beni? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
You are going to be okay. | İyileşeceksin! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Get out. | Sen, defol! Buraya gelmemeni söyledim! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Okay. | Tamam, çüş! Bir dakika dur hele. Dur bir dakika, barış için geldim. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
I don't believe you. | Sana inanmıyorum! Dur bir, dinle beni. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
All this fighting, | Bu aramızdaki husumet resmen aptallık. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Chinese and the Japanese have been fighting for so rong, | Çinliler ve Japonlar çok uzun süredir savaş içinde. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
it's ridicurous. | Bu çok saçma. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What we need is to have a tweety. | Bence bağış yapmalıyız. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What is a tweety. | Balış nedir? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
No, no, we need a tweety. | Yok yok, bağış diyorum. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
A tweety? | Bazış mı? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
No, not tweety, a tweety. | Hayır, bazış değil! Bağış ulan! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Oh, you mean a tweety? | Ha sen bayış diyorsun. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What the fuck is a tweety? | Bayış nedir amına koyayım? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
No, no, a tweety. | Hayır, bavış diyorum. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
A tweety? | Bavış mı? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Rook, rook, | Neyse, bak şimdi. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
all these racist people think that the Chinese and the Japanese are the same, right? | Bütün bu ırkçılar Çinliler'le Japonlar'ın aynı olduğunu düşünüyor, değil mi? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
So you and me, | İkimiz birlikte... | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
we put on a big assembry for all the kids at the school | ...okuldaki çocuklar için büyük bir toplantı düzenleyeceğiz. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
and everyone understand the culture difference. | Böylece herkes kültür farkını anlamış olur. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
You know, so they know fried rice isn't from Japan | Kızarmış pilavın Japon yemeği olmadığını... | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
and teriyaki isn't from China. | ...ve teriyakinin de Çin yemeği olmadığını öğrenirler. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Teriyaki isn't from China? | Teriyaki Çin yemeği değil mi? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
No, teriyaki is not from the fucking China. | Hayır, teriyaki Çin yemeği değil amına koyayım! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Anyway, I will do assembry with you. | İyi, seninle birlik olacağım. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Oh, rearry? | Cidden mi? Harika! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Ok, I'll meet you tomorrow. | Tamam, yarın görüşürüz. Planlarımızı gözden geçiririz. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
And when you get to that assembry, | Sen hele bir o toplantıya gel de... | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
you're going to get big surprise, | ...ebenin körünü gör, Japon iti. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Butters, when you were playing in the yard yesterday, | Butters, dün bahçede oyun oynarken... | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
do you remember becoming someone named Big Rig Butters? | ...Koca Alet Butters olduğunu hatırlıyor musun? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What makes Big Rig Butters comes out? | Koca Alet Butters'ın çıkmasına neden olan şey nedir? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Did somebody hurt him? | Birisi onu incitti mi? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Did he do something bad he can't forgive himself for? | Kendini affedemeyeceği kadar önemli bir hata mı yaptı? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
No, he's pretty much just a truck driver. | Yok, öylesine bir kamyon şoförü işte. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
But maybe somebody else in there does. | Belki içindeki başka biri biliyordur ama. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Do you think it would be possible for me to speak with Inspector Butters? | Dedektif Butters ile bir konuşmam mümkün mü acaba? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
I'm now speaking to the person known as Inspector Butters. | Şimdi, "Dedektif Butters" adıyla bilinen kişiyle konuşuyorum. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Inspector Butters is on the case. | Dedektif Butters dosyayı araştırıyor! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
This is fun. | Çok zevkli. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Inspector Butters, | Dedektif Butters... | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
what do you want? | ...ne istiyorsun? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
To solve mysteries. | Gizemleri çözmek! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
And is there someone else living with you, | Senine yaşayan başka biri var mı? Mesela Profesör Kaos adında biri? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Oh, well, sure. | Tabii ki var. Kötülüğün ve yıkımın lideridir! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
He's a bad man. | Kötü biri yani. Butters'ı sevmiyor, değil mi? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Does Professor chaos want to murder Butters? | Profesör Kaos, Butters'ı öldürmek istiyor mu? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What? Why would I do that? | Ne? Niye öyle bir şey yapayım? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Who am I speaking to now? | Şimdi kiminle konuşuyorum? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Me, Butters. | Benimle, Butters'la. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Ah, Butters, you're back. | Butters, döndün demek. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Sir, I'm confused. | Bayım, kafam karıştı. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
I know you are. | Bilmez miyim. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
This is going to sound scary, pal, | Senin için biraz ürkütücü olacak... | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
but you have people living inside your head. | ...fakat kafanın içinde yaşayan insanlar var, dostum. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
And some of them want to murder you. | Bazıları seni öldürmek niyetinde. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Really? | Sahi mi? Evet, korkarım ki biraz hastasın. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
But it's okay because together we're going to get you well. | Ama sorun yok çünkü hep birlikte seni iyileştireceğiz. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Don't listen to Dr. janus. | Dr. Janus'u dinleme! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
He's a mean old man and a big silly grownup. | O, zalim bir moruk ve geri zekâlı bir yetişkin. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
He's just a big old stick in the mud who doesn't like to play. | Oyun oynamayı sevmeyen kıç kılları ağarmış biri o! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Donned mind him, Butters. | Sen ona bakma, Butters. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Billy is a pretty messed up kid. | Billy, yarağı yemiş veledin teki. Amcası onu bir güzel domaltmış. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Dr. Janus isn't going to be alive for long. | Dr. Janus yakında ölecek! Öldüreceğim ulan onu! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Now, what are the things that make you happy, Butters? | Seni neler mutlu eder, Butters? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What's the matter, Butters, | Sorun nedir, Butters? Hâlâ burada mısın? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Is one of your other personalities trying to take over? | Başka bir kişiliğin vücudunu ele geçirmeye mi çalışıyor? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Let's play battleship. | Hadi gemicilik oynayalım, herkes güverteye! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
You don't even know what sex is Mr. Harrison. | Siz daha seksin ne olduğunu bilmiyorsunuz, Bay Harrison. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
That big bad freshness lasts right through it. | Big Red'in mükemmel ferahlığı asla bitmiyor! | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
The horned toad says we should go to Mexico. | Kertenkele, Meksika'ya gitmemiz gerektiğini söylüyor. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
What are you feeling, Butters? | Ne hissediyorsun, Butters? Durumun seni endişelendiriyor mu? | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
This is Butters. | Ben, Butters. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
It's Wednesday night at 9:00 P.M. | Çarşamba akşamı saat 9:00. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
there are people living inside my head and they want to kill me. | ...kafamın içinde yaşayan insanlar varmış ve beni öldürmek istiyorlarmış. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
It must be true because now every night I wet the bed. | Doğru olmalı çünkü artık her gece yatağımı ıslatıyorum. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
So tonight, | Bu gece... | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
Oh, man, this is freaky, | Amanın, tüylerim ürperdi. "Paranormal" filmindeki gibi. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |
So good night for now. | Şimdilik iyi geceler. | South Park City Sushi-1 | 2011 | ![]() |