• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 149323

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Stay as you are. Olduğun gibi kal. Silk-1 2007 info-icon
I'm here at your side. Burada yanındayım. Silk-1 2007 info-icon
Do you feel me? Beni hissediyor musun? Silk-1 2007 info-icon
When I touch you for the first time, Sana ilk dokunuşumda... Silk-1 2007 info-icon
you will feel the warmth, but you will not know where. ...sıcaklığı hissedecek, ama neresi olduğunu bilmeyeceksin. Silk-1 2007 info-icon
Perhaps, it will be on your eyes. Belki de, gözlerinde olacak. Silk-1 2007 info-icon
Who could ever erase this moment? Bu anı kim silebilirdi? Silk-1 2007 info-icon
There is no end to it, don't you see? Sonu yok, anlamıyor musun? Silk-1 2007 info-icon
What we were meant to do, we have done. Ne istediysek, yaptık. Silk-1 2007 info-icon
Believe me, my love, we have done it forever. İnan bana, aşkım, sonsuza kadar yaptık. Silk-1 2007 info-icon
And if it serves your happiness, do not hesitate for a moment Ve eğer bu sana mutluluğu getirirse, küçük bir pişmanlık izi bile olmadan... Silk-1 2007 info-icon
to forget this woman, who now says, ...konuşan bu kadını unutmak için... Silk-1 2007 info-icon
without a trace of regret... ...bir an bile tereddüt etme. Silk-1 2007 info-icon
Strange trees. Garip ağaçlar... Silk-2 2007 info-icon
Her skin... Teni... Silk-2 2007 info-icon
One day, I'll have a whole garden of these Bir gün bunlarla dolu bir bahçem olacak. Silk-2 2007 info-icon
I couldn't stop thinking about her. We used to say that Helene aklımdan hiç çıkmıyordu. Silk-2 2007 info-icon
if the Austrian's ever decided to attack, Avusturyalılar saldırmaya karar verdiler. Silk-2 2007 info-icon
Then, someone came along to solve my problem. Tam o sırada sorunu çözmek üzere birisi çıkageldi. Silk-2 2007 info-icon
Wrong. It's proof that I was right. Yanlış! Haklı olduğumun kanıtı! Silk-2 2007 info-icon
Nothing. You'll be the mayor of a very rich town. Hiçbir şey! Zengin bir kasabanın belediye başkanısın artık. Silk-2 2007 info-icon
We cannot solve the problem, but we can get round it. Bu sorunu çözemesek bile başka bir formül bulabiliriz. Silk-2 2007 info-icon
Two weeks later, I gave up my uniform... Birkaç hafta sonra, üniformama veda etmiş... Silk-2 2007 info-icon
It took me a month to find them... Onları bulmam bir ayımı aldı. Silk-2 2007 info-icon
I knew nothing about silk or how it was made. Ne ipek, ne de nasıl yapıldığı hakkında bir fikrim vardı. Silk-2 2007 info-icon
That's all I knew. Bütün bildiğim işte bu kadardı. Silk-2 2007 info-icon
We never talked about it. Bu konuda hiç konuşmadık. Silk-2 2007 info-icon
Seems the p�brine got to Egypt before you did. Anlaşılan Pebrin Mısır'a senden önce ulaşmış. Silk-2 2007 info-icon
They've given it a name. Hastalığa bu adı takmışlar. Silk-2 2007 info-icon
I held some in my hand once. Ama emin bir kaynaktan öğrendiğime göre... Silk-2 2007 info-icon
and they've never even heard of a diseased egg. ...ve hastalıklı yumurta diye bir şey duymamışlar. Silk-2 2007 info-icon
I have to know that you're ready for this. ...buna hazır olduğundan emin olmam gerek. Silk-2 2007 info-icon
But there's a risk. Fakat bir risk de var. Silk-2 2007 info-icon
The journey's long and dangerous, Yolculuk uzun ve tehlikeli, Japonya'nın... Silk-2 2007 info-icon
And why should we succeed where others have failed? Diğerlerinin yapamadığını biz mi başaracağız? Silk-2 2007 info-icon
There's no evidence that we will succeed, Başarılı olacağımıza dair açık kanıt yok. Silk-2 2007 info-icon
But I have it from a trustworthy source Ama emin bir kaynaktan öğrendiğime göre... Silk-2 2007 info-icon
I want to send Herv� to trade for eggs, not silk. Hervé'yi ipek değil, yumurta satın alması için yollayacağım. Silk-2 2007 info-icon
But there's still no guarantee, no matter how good the plan. Plan ne kadar iyi olursa olsun, başarı garantisi yok. Silk-2 2007 info-icon
I don't want you to give this up because of me. Bu işten benim yüzümden vazgeçmeni istemiyorum. Silk-2 2007 info-icon
You'll be back by spring. İlkbahara kadar dönmüş olursun. Silk-2 2007 info-icon
My Japanese contact will meet you in Vladivostok. Bağlantı kuracağın Japon'la Vladivostok'ta buluşacaksın. Silk-2 2007 info-icon
He'll help you find the village. Köyü bulmana yardımcı olacak. Silk-2 2007 info-icon
All you have to do is bring back the eggs. Senin yapacağınsa yumurtaları getirmek. Silk-2 2007 info-icon
Then I journeyed through Europe. Ardından Avrupa'yı kat ettim. Silk-2 2007 info-icon
I hired a caravan to cross the Russian steppes Rus steplerini geçmek için bir karavan tuttum. Silk-2 2007 info-icon
Three thousand miles of ice and storm. Fırtınalı ve buzlu tam 5.000 kilometre... Silk-2 2007 info-icon
I had my Christmas dinner at Lake Baikal, Noel yemeğimi Baykal Gölü'nde yedim... Silk-2 2007 info-icon
Where a Japanese guide handed me my disguise. Japon rehberim, kimliğimi gizleyecek kıyafetleri verdi. Silk-2 2007 info-icon
And, finally, I reached the port of Sakata. Ve sonunda Sakata Limanı'na ulaştım. Silk-2 2007 info-icon
Where new guides were waiting for me. Orada yeni rehberlerim beni bekliyordu. Silk-2 2007 info-icon
And for the next three days, Üç gün boyunca zirvelerin arasında... Silk-2 2007 info-icon
I was born in a village you've never heard of, Hiç duymadığın bir köyde doğdum. Silk-2 2007 info-icon
I left to marry the woman I love. Sevdiğim kadınla evlenmek için ordudan ayrıldım. Silk-2 2007 info-icon
And none of this is who I am. Ve bunların hiçbiri kim olduğum değildir. Silk-2 2007 info-icon
Is that why you paid for them with fake gold? O yüzden mi karşılığında ödemeyi sahte altınla yaptın? Silk-2 2007 info-icon
When I reach the limits of your lands, alive... Topraklarına vardığımda... Tabii canlı olarak... Silk-2 2007 info-icon
That was quite a blow. Gözünde neler canlanıyor? Silk-2 2007 info-icon
I've ask Madame Berbek to help with the chores. Madam Berbek'ten ev işlerinde bana yardımcı olmasını istedim. Silk-2 2007 info-icon
Life was simple again. Opened his beak... Hayat yeniden basitleşmişti. Gagasını açtı... Silk-2 2007 info-icon
I suppose we won't be eating Bu yaz sizin patlıcanları... Silk-2 2007 info-icon
So while I waited for the eggs to be prepared, Bu yüzden, yumurtaların hazırlanmasını beklerken... Silk-2 2007 info-icon
My father used to come here Babam her sabah buraya gelip... Silk-2 2007 info-icon
There is no point in being secretive. Ketum olmanın anlamı yok. Silk-2 2007 info-icon
You're either here to buy or sell something. Bir şey satmak ya da satın almak için buradasınız. Silk-2 2007 info-icon
I'm here to buy silk eggs. İpek böceği yumurtası almak için geldim. Silk-2 2007 info-icon
Hara Jubei has never offered me anything like this before. Şimdiye kadar Hara Jubai bana hiç böyle bir şey sunmadı. Silk-2 2007 info-icon
They've been chased to the east. Asiler doğuya doğru sürüldüler. Silk-2 2007 info-icon
I'd be on my guard, if I were you. Yerinizde olsaydım tetikte olurdum. Silk-2 2007 info-icon
You take my advice. Öğüdümü dinleyin. Silk-2 2007 info-icon
Trade fast, leave as soon as you can. Alışverişinizi çabuk yapın, sonra hemen buradan ayrılın. Silk-2 2007 info-icon
But I'll tell you this Ama size şu kadarını söyleyeyim: Silk-2 2007 info-icon
May we continue to trade in peace. Ticaretimizi huzur içinde sürdürebilmemize! Silk-2 2007 info-icon
To our lasting friendship. Kalıcı dostluğumuza. Silk-2 2007 info-icon
hoping she might return. ...umarak iki gün daha bekledim. Silk-2 2007 info-icon
She did not. Geri gelmedi. Silk-2 2007 info-icon
I wanted to tell her everything. Ona her şeyi anlatmak istiyordum. Silk-2 2007 info-icon
So she's not Japanese? Demek ipeği bulan Japon değilmiş. Silk-2 2007 info-icon
Legend has it that she was preparing tea Efsaneye göre, sarayın bahçesinde... Silk-2 2007 info-icon
She accidentally dropped a cocoon into the hot water... Kazara bir kozayı sıcak suyun içine düşürmüş. Silk-2 2007 info-icon
and then she discovered İşte o zaman kozanın... Silk-2 2007 info-icon
that a cocoon's fibers could be unwound, ...liflerinin çözülebileceğini keşfetmiş. Silk-2 2007 info-icon
one that was strong enough for weaving. ...bir ipliğin elde edilebileceğini anlamış. Silk-2 2007 info-icon
Who told you that story? Sana bu öyküyü kim anlattı? Silk-2 2007 info-icon
I need to find someone who can speak Japanese. Japonca bilen birini bulmalıyım. Silk-2 2007 info-icon
What is it you need to translate? Neyi tercüme ettirmen gerekiyor? Silk-2 2007 info-icon
Men pay a lot of money to be with her. Erkekler onunla beraber olmak için çok para öderler. Silk-2 2007 info-icon
She is Japanese. Kadın Japon zaten. Silk-2 2007 info-icon
Well, how did she wind up in Lyon? Nasıl olup ta Lyon'a kadar gelmiş? Silk-2 2007 info-icon
She had to fend for herself. Kadın da başının çaresine bakmış. Silk-2 2007 info-icon
I'll be back before nightfall. Güneş batmadan geri dönerim. Silk-2 2007 info-icon
We've been trying to have a child for two years. Bir çocuğumuz olsun diye iki yıldır uğraşıyoruz. Silk-2 2007 info-icon
And what makes you think you're rich enough Benimle yatabilecek kadar zengin... Silk-2 2007 info-icon
That is not what I came for. O iş için gelmedim. Silk-2 2007 info-icon
I need to know what is written on it. Burada ne yazıyor öğrenmeliyim. Silk-2 2007 info-icon
Not the money, the woman. Parayı değil, kadını! Silk-2 2007 info-icon
but he can tell which ones are good. ...ama hangilerinin sağlam olduğunu söyleyebiliyor. Silk-2 2007 info-icon
There's trouble again in Japan. Japonya'da yine karışıklık var. Silk-2 2007 info-icon
And this, uh, Italian fellow, Ferreri, Şu İtalyan herif var ya, Ferreri. Silk-2 2007 info-icon
They're offering us a good deal. Bize cazip bir teklifleri var. Silk-2 2007 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 149318
  • 149319
  • 149320
  • 149321
  • 149322
  • 149323
  • 149324
  • 149325
  • 149326
  • 149327
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim