Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 149318
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I am the man you see before you. | Sizi, sizden önce gören adamım. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I was born in a village you've never heard of, | Hiç görmediğiniz bir ülkede,... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
in a country you've never seen. | ...hiç duymadığınız bir köyde doğdum. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: I grew up like any child. | Her çocuk gibi büyüdüm. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I was clothed and fed, educated. | Giydirildim, beslendim ve eğitildim. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: I joined the army. | Orduya katıldım. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: I left to marry the woman I love. | Sevdiğim kadınla evlenmek için ayrıldım. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: And none of this is who I am. | Bunların hiçbiri kim olduğum değil. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Hara Jubei: The eggs you were given | Verdiğin yumurtalar... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
are eggs of fish. | ...balık yumurtaları. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
They are worth nothing. | Hiçbir değerleri yok. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Is that why you paid for them with fake gold? | Bu yüzden mi bedelini sahte altınla ödedin? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I paid for what I bought. | Aldığım neyse, onu ödedim. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Hara Jubei: When you leave here, you will have what you want. | Buradan ayrıldığında, istediğini almış olacaksın. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
When I reach the limits of your lands, alive... | Topraklarınızın sınırlarına canlı olarak ulaştığımda... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
you'll get all the gold that's owed to you. | ...size borçlu olduğum tüm altınları alacaksınız. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Helene: You're back. | Döndün. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: On my return, | Dönüşümde... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I was surprised to find our life was still there, | ...yaşamımın hâlâ bıraktığım gibi... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
just as I had left it... | ...orada olduğuna şaşırdım... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
but it was about to change. | ...ama değişmiş gibiydi. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: Keep them closed. | Kapat gözlerini. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
<I>[laughing] They are closed. We're almost there. | Kapattım. Neredeyse geldik. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Careful. [laughing] I'm going to fall. | Dikkatli ol. Düşeceğim. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Don't open them. No, I'm not. I'm not. | Açma. Hayır. Açmıyorum. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: Now. | Şimdi. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Helene: Oh, my. | Aman Tanrım! Nedir bu? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: It's your garden. | Senin bahçen. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Helene: It's my garden? | Benim bahçem mi? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Well, not quite. Not...Yet. | Henüz tam olarak değil. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
For now, it's a plot of land, our land. | Şimdilik, toprağın bir parseli, bizim toprağımızın... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
And the house is also ours, if you want it. | ...ve eğer istersen, ev de bizim. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
This is where we'll grow old, Helene. | Burası yaşlanacağımız yer, Helene. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
But, I don't understand. | Ama anlamıyorum | Silk-1 | 2007 | ![]() |
The eggs have hatched. They're perfect. | Yumurtalar iş gördü. Mükemmeller. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
This year's production will be huge, | Bu yılın üretimi çok büyük olacak... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
and Baldabiou has already paid us our share. | ...ve Baldabiou, payımızı şimdiden ödedi. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
We are rich, Helene. | Zenginiz Helene. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I mean, we're very, very rich. [gasp] | Yani, biz çok ama çok zenginiz. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
All this for such tiny eggs. | Bunların hepsi, o küçük yumurtalardan. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: And the eggs became worms. | Ve yumurtalar ipek böceklerine dönüştü. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
And the worms grew stronger. | Ve ipek böcekleri büyüyüp güçlendiler. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: And we all grew richer. | Ve hepimiz daha zenginleştik. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: Isn't it difficult enough with two hands? | İki elle, zaten yeterince zor değil mi? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
The day the one handed player wins, | Tek elle oynayan birinin kazandığı gün,... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
is the day I leave town and never come back. | ...kasabayı bir daha dönmemek üzere terk edeceğim gündür. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: Like Ludovic's father. | Ludovic'in babası gibi. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I never understood what happened to him. | Ona ne olduğunu hiç anlamadım. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Did he just disappear? | Ortadan mı kayboldu? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Well, first, he stopped talking. | Önce konuşmayı kesti. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Then one day, he woke up, packed a suitcase, and left. | Sonra bir gün, uyandı, çantasını topladı ve gitti. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Beatrice was about to have Ludovic. | Beatrice, Ludovic'i dünyaya getirmek üzereydi. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
That was quite a blow. | Tam bir darbeydi. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
But why did he stop talking in the first place? | Ama neden en başta konuşmayı kesti? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
That's one of the many things he never talked about. | Asla konuşmadığı şeylerden biri de buydu. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
No, no, Papa. | Hayır, hayır, baba. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Do you think about it? | Onu düşünüyor musun? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Strange trees... | Garip ağaçlar... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
chickens pecking in the dirt, laughing children. | ...pisliği gagalayan tavuklar, gülen çocuklar. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
What about this man? | Peki ya şu adam? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
You hardly mention him. | Ondan güçlükle bahsediyorsun. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
He was closed... | Kapalıydı... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
secretive. | ...ağzı sıkıydı. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
It's hard to remember all of it. It... | Hepsini hatırlamak zor. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
it's fading away. | Kayboluyor. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Ludovic: Papa! | Baba! | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Ludovic, crying: Papa! | Baba! | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I've ask Madame Berbek to help with the chores. | Madam Berbek'ten küçük işlere yardım etmesini istedim. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
The house is too much for me. | Ev benim için çok büyük. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Ludovic is growing. They must need the money. | Ludovic büyüyor. Paraya ihtiyaçları olmalı. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
No, it's not finished. | Hayır, daha bitmedi. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I want to look at it. No. [laughing] | Bakmak istiyorum. Hayır. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: It was a happy time that summer. | O yaz, mutlu bir zamandı. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: Life was simple again. Helene: Opened his beak... | Hayat yine basitti. ...gagasını açtı... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
and he felt sick. | ...ve kendisini hasta hissetti. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
The cheese fell out of his beak, | Peynir gagasından düştü... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
and the fox caught the cheese, and ran off with it. | ...ve tilki peyniri kapıp, kaçtı. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
So this is the path, and the fountain is there. | Yani şurası patika ve çeşme de orada. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Mm hmm. And the lilies? | Ya zambaklar? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
You're standing on them. | Onların üzerinde duruyorsun. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
[laughing] Oh. Sorry. | Özür dilerim. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
You're standing on them again. | Yine onların üzerinde duruyorsun. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
So the lilies are everywhere. | Yani her yerde zambaklar var. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
[laughs] The lilies are everywhere. | Her yerde zambaklar var. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: But I knew... | Ama biliyordum... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I knew that it couldn't last forever. | Bunun sonsuza kadar sürmeyeceğini biliyordum. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: Ludovic? | Ludovic? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Baldabiou: I suppose we won't be eating | Bu yaz senin patlıcanlarını yemeyeceğimizi sanıyordum. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
<I>Herv�: It's a flower garden, not a potager. | Burası bir çiçek bahçesi, sebze serası değil. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
[chuckles] Hello, Ludovic. | Merhaba Ludovic. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I've received some news from Japan. | Japonya'dan haber aldım. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
It may not be so easy to get in and out the next time. | Gelecek sefer oraya giriş ve çıkış, o kadar kolay olmayabilir. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
When was it easy? | Ne zaman kolaydı? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�: I have Hara Jubei's protection. | Hara Jubei'in koruması altındayım. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
What if you don't make it to him? | Ya bunu yapamazsan? | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Herv�... | Herve. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
Baldabiou: Listen... | Dinle... | Silk-1 | 2007 | ![]() |
you have a decision to make. | ...vereceğin bir karar var. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
You make it. | Sen karar ver. | Silk-1 | 2007 | ![]() |
I'll always love you. | Seni daima seveceğim. | Silk-1 | 2007 | ![]() |