Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 148397
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Coming. | İçeri gir. | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| My girlfriend just bailed on me, | Hey. Kız arkadaşım beni ekti, | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| Well, you didn't really break it off. | Benden zaten ayrılmadın. Sadece bir kere çıktık. | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| Yeah. You struck me as this kind of superficial dickwad. | Evet. Bana derinliksiz bir, nasıl söylenir, | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| Hal, it's okay. I've been watching you the past few weeks. | Hal, tamam. | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| And now I know appearances mean absolutely nothing to you. | Ve artık dış görünüşün sana hiçbir şey ifade etmediğini anladım. | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| and I mean like two or three, tops, | yani bir ya da iki | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| Get out! | Ralph, eğer ona kötü davranır ve onu mutsuz edersen, | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| 'Cause if you are, I gotta see this. | Hayır, bunu istemezsin. Sadece istemiyorum. Bu gerekli. | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| You want to pet the little fella? | Bu küçük yaratığa dokunmak ister misin? Hayır! | Shallow Hal-1 | 2001 | |
| Kourilov, stop whining. | Kourilov, kes şu zırıltıyı. | Shaman-1 | 1996 | |
| Tolia, | Tolia, | Shaman-1 | 1996 | |
| Shut up. | Sessiz ol. | Shaman-1 | 1996 | |
| I've seen it in a dream. We're going to escape. | Rüyada gördüm. Kaçacağız buradan. | Shaman-1 | 1996 | |
| Calm down and behave. | Sakinleş ve cesur ol. | Shaman-1 | 1996 | |
| Hey, the artist, water duty. | Hey artist su görevi! | Shaman-1 | 1996 | |
| I've been waiting for these horses for ages. | Bu atlar için uzun zamandır bekliyorum. | Shaman-1 | 1996 | |
| They'll help us to escape. | Kaçmamıza yardım edecekler. | Shaman-1 | 1996 | |
| Anatoli, | Anatoli, | Shaman-1 | 1996 | |
| I won't be able to. | Bunu yapamam. | Shaman-1 | 1996 | |
| I've never ridden a horse. | Daha önce hiç ata binmedim. | Shaman-1 | 1996 | |
| Don't worry, it'll be fine. | Korkma, sorun olmayacak. | Shaman-1 | 1996 | |
| Tolia, this is crazy. | Tolia, bu çılgınlık. | Shaman-1 | 1996 | |
| We can't survive here in winter. | Bu kışta hayatta kalamayız. | Shaman-1 | 1996 | |
| We won't get far. | Çok uzağa gidemeyiz. | Shaman-1 | 1996 | |
| I was born here. | Burada doğdum, tanırım buraları. | Shaman-1 | 1996 | |
| I've friends and relatives all over. | Her yerde akrabalarım ve arkadaşlarım var. | Shaman-1 | 1996 | |
| They'll help us. | Bize yardım edecekler. | Shaman-1 | 1996 | |
| I'll be with you. | Seninle birlikte olacağım. | Shaman-1 | 1996 | |
| What about my violin? | Ya kemanım ne olacak? | Shaman-1 | 1996 | |
| I can't leave without it. | Onsuz ayrılamam. | Shaman-1 | 1996 | |
| Shut up! Don't you recognise me? | Kes sesini! Beni de mi hatırlamadın? | Shaman-1 | 1996 | |
| What are you doing, rat face? | Ne yapıyorsun fare suratlı? | Shaman-1 | 1996 | |
| Sorry, chief! | Özür dilerim şef! | Shaman-1 | 1996 | |
| Get back to the camp! | Haydi, kampa geri dön! | Shaman-1 | 1996 | |
| I wanted to ask you... | İzninizle sizden bir şey isteyecektim. | Shaman-1 | 1996 | |
| What? | Söyle, neymiş? | Shaman-1 | 1996 | |
| I wanted to ask you... | Sizden ricam... | Shaman-1 | 1996 | |
| What then? | Acele et. Söyle, neymiş? | Shaman-1 | 1996 | |
| I'll have been here three years tomorrow. | Yarın buradaki üçüncü yılım olacak. | Shaman-1 | 1996 | |
| Three years in the camp. | Üç yıldır burada çalışıyorum. | Shaman-1 | 1996 | |
| Thanks, chief. | Çok teşekkür ederim, şef. | Shaman-1 | 1996 | |
| Can't we have a little break tomorrow? | Belki yarın bize izin verebilirsiniz. | Shaman-1 | 1996 | |
| I've a bottle of vodka. | Çünkü bir şişe votkam var. | Shaman-1 | 1996 | |
| I'd like to share it with you. | Birlikte içebiliriz. | Shaman-1 | 1996 | |
| We'll see. Return to the camp. | Yarın sabah konuşuruz. Haydi kampa dön. | Shaman-1 | 1996 | |
| The problem is that... | Şef, bekleyin. Bir şey daha var. | Shaman-1 | 1996 | |
| I wanted... | Arkadaşım... | Shaman-1 | 1996 | |
| Kourilov... | ...Kourilov... | Shaman-1 | 1996 | |
| to play us something, but he doesn't want to. | ...bize bir şeyler çalmak istiyor ama çalmak istemiyor. | Shaman-1 | 1996 | |
| He says the frost will damage his violin. | İstiyor ama buzlu hava kemanına zarar verirmiş. | Shaman-1 | 1996 | |
| Chief, | Şef, | Shaman-1 | 1996 | |
| let me go with him. It'll be quicker. | ...onunla gitmeme izin verin. Hemen döneriz. | Shaman-1 | 1996 | |
| Get out of here, you ape! | Peki acele edin! | Shaman-1 | 1996 | |
| I'll let the dog loose in an hour. | Bir saate dönmezsiniz, köpekleri salıveririm. | Shaman-1 | 1996 | |
| Thanks, chief. | Teşekkürler, şef. | Shaman-1 | 1996 | |
| Wait, Tolia! | Tolia, bekle beni! | Shaman-1 | 1996 | |
| What did you expect? | Ne sandın? | Shaman-1 | 1996 | |
| That the squirrel would wait for the bear? | Bu sincap ayıyı mı bekleyecek? | Shaman-1 | 1996 | |
| They're still here. | Gördün mü? Her zaman oradalar. | Shaman-1 | 1996 | |
| You can find tchiema� here. | Burada tchiemaï bulabilirsin. | Shaman-1 | 1996 | |
| The horses are crazy about it. | Atlar buna delirir. | Shaman-1 | 1996 | |
| Are you afraid? Turn round. | Ne var? Korktun mu? Arkanı dön. | Shaman-1 | 1996 | |
| If you want to get far, hang this on the tree as an offering. | Uzaklara gitmek istiyorsan, bunu ağaca bir sunum olarak as. | Shaman-1 | 1996 | |
| Why? | Bir şey anlamadım. | Shaman-1 | 1996 | |
| Stay here. | Peki, burada dur. | Shaman-1 | 1996 | |
| Leave it to me. | Ben atları görmeye gidiyorum. | Shaman-1 | 1996 | |
| Come on! | Acele et, gel. | Shaman-1 | 1996 | |
| Gently does it! | Yavaş ol, yavaş. | Shaman-1 | 1996 | |
| This is your horse. | Sana atını sunuyorum. | Shaman-1 | 1996 | |
| Give him some grass. | Biraz çimen ver. | Shaman-1 | 1996 | |
| He won't bite you. | Seni ısırmaz, merak etme. | Shaman-1 | 1996 | |
| Stroke him. | Şimdi vur ona. | Shaman-1 | 1996 | |
| Take your mitten off and put your hand under his mane. | Eldivenlerini çıkar ve elini yelesine dokundur. Bu şekilde. | Shaman-1 | 1996 | |
| Is it warm? | Ilık mı? | Shaman-1 | 1996 | |
| Hurry up, Dmitri! | Dmitri, acele et! | Shaman-1 | 1996 | |
| We're going to get them. | Onları yakalayacağız, kaçamazlar. | Shaman-1 | 1996 | |
| Fire! | Ne bekliyorsun? Ateş et, ateş! | Shaman-1 | 1996 | |
| I should've... | Dmitri... | Shaman-1 | 1996 | |
| I should've taken... | ...sadece bir... | Shaman-1 | 1996 | |
| only one horse. | ...at almalıydık. | Shaman-1 | 1996 | |
| I took two. | İki tane aldık. | Shaman-1 | 1996 | |
| I'll have to pay for it. | Bunu ödeyeceğim. | Shaman-1 | 1996 | |
| The spirits are mad. | Ruhlar deliye döndü. | Shaman-1 | 1996 | |
| What are you talking about? | Anatoli, neyden bahsediyorsun? | Shaman-1 | 1996 | |
| Take my bag. | Çantamı al. | Shaman-1 | 1996 | |
| There's food in it, | İçinde yemek bulacaksın... | Shaman-1 | 1996 | |
| as well as | ...ayrıca... | Shaman-1 | 1996 | |
| amulets. | muskalar da var. | Shaman-1 | 1996 | |
| Put them around my body. | Bedenimin etrafına dizmelisin. | Shaman-1 | 1996 | |
| It will put you in touch | Sakla onu, önemli... | Shaman-1 | 1996 | |
| with the spirits. | ...ruhları çağırmak için. | Shaman-1 | 1996 | |
| My soul will take to the skies | Ruhum gökyüzüne gidecek... | Shaman-1 | 1996 | |
| when... | ...bir ağaç... | Shaman-1 | 1996 | |
| when a tree falls. | ...yıkıldığı zaman. | Shaman-1 | 1996 | |
| I know | Ne dediğimi... | Shaman-1 | 1996 | |
| what I mean. | ...biliyorum. | Shaman-1 | 1996 | |
| I'm a shaman. | Ben bir şamanım. | Shaman-1 | 1996 | |
| I know the power | Ruhların gücünü... | Shaman-1 | 1996 | |
| of the spirits. | ...biliyorum. | Shaman-1 | 1996 |