Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20096
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Like Sarah and I had been friends our whole lives. | Sanki Sarah'la tüm hayatımız boyunca arkadaşmışız gibiydi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Had Sarah been dealing with any personal issues? | Sarah'ın uğraştığı şahsî bir sorunu var mıydı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
New boyfriend, bad breakup maybe? | Yeni sevgili, kötü bir ayrılık. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I thought you were best friends. | En yakın arkadaşlarsınız sanıyordum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We were v very close, and then we weren't. | Epey yakındık, sonra uzaklaştık. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Sarah may have arrived in New York a small town girl, | Sarah, New York'a kasaba kızı olarak gelmiş olabilir... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but she was changing, wasn't she? | ...ama değişiyordu, değil mi? Epey entelektüel bir dolap. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Not exactly contemporary couture, is it? | Pek günümüz modası değil, değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Jennifer, you can talk to us. | Jennifer, bizimle konuşabilirsin. Sadece bunu yapan kişiyi bulmak istiyoruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She had changed. | Değişmişti. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And not just the way that she looked. | Yalnızca görünüş olarak da değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Do you have any idea who or what | Bu değişimden sorumlu olan ne veya kimdi biliyor musun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She had become so secretive. | Çok gizemli oluvermişti. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It was like she was obsessed with it. | Ona takmış gibiydi. 1 | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Which class? | Hangi ders? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Is it control, | Kontrol, güç yoksa değişim arzusu mudur bu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If our fantasies are fed by our deepest desires... | Fantezilerimiz en derin arzularımızla beslenirse... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I've always found it rather... | Psikolojiyi daima epey... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
stimulating. | ...tahrik edici bulmuşumdur. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We all have someone or something we fantasize about. | Hepimizin fantezisini kurduğu biri veya birileri vardır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The question is, what could we learn about ourselves | Soru şu ki, o arzulara boyun eğersek hakkımızda ne öğrenebiliriz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's all I have for today. Thank you. | Bugünlük bu kadar. Teşekkürler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, it's a pleasure to see you again, Molly. | Seni tekrar gördüğüme memnun oldum Molly. Sen de bana Henry diyebilirsin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You are full of surprises. | Sürprizlerle dolusun. Terapist, baskın bir kadın... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
professor? | ...şimdi de profesör. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, I do have a PhD in psychology from Yale, | Yale'de psikoloji üzerine doktoram var... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
so the head of the department calls me in | ...o yüzden bölüm başkanı, tecrübeli olmadığı konularda beni çağırıyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Such as sexual fantasy. | Cinsel fanteziler gibi. Biz de onu konuşmaya geldik. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Professionally, of course. | Profesyonel açıdan elbette. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I can't believe she's dead. | Öldüğüne inanamıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Did you know Sarah well? | Sarah'yı iyi tanır mıydınız? Pek çok ortak yanımız vardı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She and I both had very sheltered childhoods. | İkimiz de korunaklı birer çocukluk geçirmişiz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Did she talk a lot about her personal life? | Şahsi hayatı üzerine konuşur muydu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Who took these. | ...bulmaya çalışıyoruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She told me | Bir rol yapma ilişkisine girdiğini... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
and she knew it wasn't normal, per se. | ...ve bunun normal olmadığını bildiğini söylemişti. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's why I felt obliged | Hoşlanıyor ve güvende hissediyor oluşunu sormaya zorunlu hissedişimin sebebi buydu... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
and she said yes. | ...ve "Evet." dedi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If she was wrong and then I didn't... | O yanılıyorsa ben... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Perhaps there's a way I can help. | Ona yardım etmemin bir yolu vardır belki. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean, if there's anything that you can tell me about the crime scene, then... | Bana olay yeri hakkında söyleyebileceğiniz bir şey varsa... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What? Oh, uh, cutbacks, I guess. | Ne? Bütçe sıkıntısı herhâlde. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There is not one article of clothing in this closet. | Bu dolapta hiç kıyafet yok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
A Technics SL 220... 40 years old. | Technics SL 220, 40 yıllık. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
In the shop. | Dükkanda yani. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Check out these magazines. | Şu dergilere bak. Hepsi aynı senenin aynı ayından. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
to create a perfect simulacrum of the late 1970s. | ...kusursuz bir şekilde taklit etmek için özenle seçilmiş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Everything is in accord with that design. | Her şey o tasarım ile uyum içinde. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's a macramé wall hanging... | Düğümlü duvar örtüsü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, that would be insane. | Delilik olurdu o. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Why didn't she get up, go for help? | Niye kalkıp yardım istememiş? Bayılmış mıydı dersin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Perhaps the killer held her down and watched her die. | Muhtemelen katil onu yere yatırıp ölüşünü izlemiştir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Polaroids fade. | Polaroit solumu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'd say this one was actually taken in the '70s. | ...gerçekten yetmişlerde çekilmiş derim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So, who is this woman? | Öyleyse kim bu kadın? Sarah'nın olması gereken kadın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The apartment was a perfect replica of a 1970s home, | Daire 1970 evlerinin kusursuz bir kopyasıydı... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
exact in every detail. | ...her ayrıntısına kadar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What do you mean, like, disco, | Nasıl yani, gece kulübü, polyester, Başkan Nixon falan da mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Not the 20th century's finest hour, but... | 20. yüzyılın en iyi zamanları değildi ama. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Iona... Molly... believes that it was part of | Iona, Molly, bunun bir tür rol yapma fantezisinin bir parçası olduğuna inanıyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Iona. | Iona. Baskın kız arkadaşın olan mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Eh, professor. | Profesör olan. New York Üniversitesi'nde psikoloji dersine giriyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, now I get it. | Şimdi anladım. Yeni atkı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You're dressed to impress, Henry. | Etkilemek için böyle giyinmişsin Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Look, I'll grant you | Molly'nin büyüleyici bir kadın olduğu konusunda sana katılıyorum... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but my interest in her is strictly professional. | ...ama ona olan ilgim sıkıca profesyonel. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I hear she's very strict. | O da epey sıkıymış diye duydum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, I know. I know. I get it. I get it. | Hayır, biliyorum. Anlıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You're scared. Okay, so, it's been a long time | Korkuyorsun. Uzun zaman oldu, idmansızsın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm not a monk. | Keşiş değilim ben. İlişkilerim oldu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, no, I know. | Yok tabii, biliyorum. Sayısız güzel kadınla seviştin evet. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, you've got that immortal charm going for you, I know, | Ölümsüz caziben de senin yanında. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but none of them have ever gone anywhere, Henry. | Ama bunların hiçbiri bir yere gitmiş değil Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean, do you even remember | Gerçekten umursadığın biriyle flört ettiğini hatırlıyor musun hiç? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Abigail dear, you ready? | Abigail, hayatım, hazır mısın? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Reservations at La Camilia are not easy to come by. | La Camilia'dan rezervasyon yapmak kolay şey değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Dino will give our table away. | Masamız Dino'dan hediye olacak. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Are you sure we shouldn't stay in? | Dışarı çıkmamız gerektiğine emin misin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Really, what will people think? | Gerçekten, insanlar ne der sonra? Yaşlı bir kadın, genç kavalyesiyle. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But you're a marvelous dancer. | Ama sen şahane bir dansçısın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Everyone will stare at us. | Herkes bize bakacak. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We've braved a war together, | Beraber bir savaşa göğüs gerdik... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
raised a child together. | ...çocuk yetiştirdik. New York'ta bir geceden ölmeyiz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Come on. It'll be fun. | Gel hadi. Eğlenceli olacak. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You're right. | Haklısın. Eğlenelim hadi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I had a thought. | Bir fikrim var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
New scarf? Yes. | Atkı yeni mi? Evet. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now, I don't usually have a say | Bir soruşturmayı nasıl idame ettireceğimizi söylemem genelde... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
= but I had a thought. You mentioned this thought. | ...ama bu sefer bir fikrim var. Bunu söylemiştin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What if we were to involve Professor Dawes | Cinsel fantezilerini bir kenara bırakıp... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
as a psychological profiler | ...Profesör Dawes'e psikolojik açıdan bakarsak ne olur? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Thank you, Henry, | Sağ ol Henry ama bence Molly olmadan da hallederiz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Jo! We got something. | Jo. Bir şey bulduk. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Forensics pulled video from Sarah's laptop. | Adli tıp Sarah'ın bilgisayarından bir video buldu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You must be exhausted, dear. Take off your jacket. | Yorulmuşsundur tatlım. Çıkar montunu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Subway construction was just awful today at 59th and Lex. | 59. Cadde'yle Lex köşesindeki metro inşaatı tam imtihandı bugün. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I had to walk two blocks to get home. | Eve gelmek için iki blok yürümek zorunda kaldım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Poor baby. | Yazık bebeğime. Gerilmişsin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I know just the thing to calm you down. | Seni rahatlatacak şeyi biliyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Sorry. | Kusura bakma. Ev oda arkadaşımın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |