Search
English Turkish Sentence Translations Page 21851
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You press the button. | Düğmeye basıyorsun. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| 10... 9... 8... | 10... 9... 8... | Ggot seom-1 | 2001 | |
| 3... 2... 1... | 3... 2... 1... | Ggot seom-1 | 2001 | |
| 'Ching!' | 'Ding!' | Ggot seom-1 | 2001 | |
| The door opens. | Kapı açılıyor. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| You live on the fourth floor. | Dördüncü katta yaşıyorsun. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Now you press four. | Şimdi 4'e basıyorsun. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| The elevator stops at the third floor. | Asansöz 3. katta duruyor. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Suddenly, all the lights go out. | Birdenbire, bütün ışıklar sönüyor. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Now look to your left. | Şimdi soluna bakıyorsun. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| There’s a door. | Orada bir kapı var. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Now, open that door. | Şimdi, o kapıyı açıyorsun. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| What do you find inside? | İçeride ne buluyorsun? | Ggot seom-1 | 2001 | |
| A person. | Bir insan. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| A little one. | Lüçük biri. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Relax, and look inside carefully. | Sakin ol, içeriye dikkatlice bak. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| She is crying. | Ağlıyor. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| What does she look like? | Kız neye benziyor? | Ggot seom-1 | 2001 | |
| It’s all right, tell me everything. | Her şey yolunda, olup bitenleri anlat bana. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Poor little thing, poor thing. | Zavallı küçük şey, zavallı şey. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| She is naked. | Kız çıplak. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| It’s cold, freezing cold. | Hava soğuk, dondurucu bir soğuk var. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| That poor little thing. | O küçük zavallı şey. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| She is naked, naked. | O çıplak, çırılçıplak. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Now, She is naked. | Şimdi, O çıplak. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| I'll count to three, and you will wake up. | Üçe kadar sayacağım, Ve uyanacaksın. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| When you open your eyes, your mind will be peaceful. | Gözlerini açtığında zihnin huzurlu ve sakinleşmiş olacak. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| It’s really cold. | Hakikaten çok soğuk. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| It’s all right. I'll count to three. | Her şey yolunda. Üçe kadar sayacağım. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| I know her very well. | Onu çok iyi tanıyorum. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| But I don't know for sure. | Ama emin değilim. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| To my relief... | Rahatlamama... | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Although she was so miserable, | O çok kötü durumda olduğu halde, | Ggot seom-1 | 2001 | |
| it seemed she was trying to comfort me. | beni teselli etmeye çalışan bir hali vardı. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| As if she was saying, | Her şeyin, | Ggot seom-1 | 2001 | |
| everything would be all right. | yolunda olduğunu söylediğinde, | Ggot seom-1 | 2001 | |
| She’d come with me. | benimle geliyordu. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Everything would be fine. | Her şey yoluna girecek. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Mom...? | Anne... | Ggot seom-1 | 2001 | |
| During our journey, she told me about the flower seeds. | Yolculuğumuz boyunca bana çiçek tohumlarından bahsetmişti. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| For the first time in her life, she planted seeds. | Hayatında bir defa çiçek tohumu ekmiş. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| She worried because she hadn't watered them for a long time. | Uzun bir süredir onları sulayamadığı için üzülüyordu. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| The night she left, I got a house key from her. | Gece ayrıldı ve ondan bana bir evin anahtarı kaldı. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Hye na and I came back to where we belong. | Hye na ve ben ait olduğumuz yere döndük. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| A few days later, we visited her empty house. | Birkaç gün sonra, onun boş evini ziyaret ettik. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| There we found three flowerpots on the windows. | Orada, pencerede üç tane çiçek saksısı bulduk. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| It was amazing to see the flowers she had planted. | Ektiği çiçekleri görmek çok şaşırtıcıydı. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| They survived and newborn leaves had sprouted. | hayatta kalmışlar ve tomurcuklarını dökmüşlerdi. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| I took the flowerpots home and showed them to my daughter. | Saksıları evime götürüp kızıma gösterdim. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| She stared at them in silence for a long time, and watered them. | Büyük bir sabır ve sükûnetle onlara baktı ve onları suladı. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| A big grin shone on her face, and then she looked at me. | Yüzünde kocaman bir sırıtmayla bana bakıyordu. | Ggot seom-1 | 2001 | |
| I weep my heart out... | Hıçkırarak ağlıyord... | Ggot seom-1 | 2001 | |
| Brain is the most important organ of the human body. | Beyin insan vücudunun en önemli organıdır. Beyin insan vücudunun en önemli organıdır. | Ghajini-1 | 2008 | |
| The most vital component in the human system. | Beyin İnsan için en önemli bileşendir İnsan sistemindeki en hayati öğedir. | Ghajini-1 | 2008 | |
| It's the brain that controls every body part. | Beyin her vücut parçasını kontrol etmektedir. Beyin her vücut parçasını kontrol etmektedir. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Brain is the king of all human body parts. | Beyin insan vücut parçalarının kralı gibidir. Beyin insan vücut parçalarının kralı gibidir. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Patient Name: Sanjay Singhania | Hasta Adı: Sanjay Singhania Hasta Adı: Sanjay Singhania | Ghajini-1 | 2008 | |
| Symptom: Anti retrograde Amnesia Short term memory loss | Belirti: Anti retrograde Amnezi Kısa süreli hafıza kaybı Antretrograde Amnesia kısa süreli hafıza kaybı | Ghajini-1 | 2008 | |
| Hey, look at this one. | Hey Malti şuna bir bakmalısın... Hey Malti şuna bir bak. | Ghajini-1 | 2008 | |
| This one's my project. | Bu bir proje... Bu kişininki benim projem. | Ghajini-1 | 2008 | |
| No. 1 | Hayır Hayır. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Sir, but why? | Efendim ama neden? Efendim, ama neden? | Ghajini-1 | 2008 | |
| Forget this case. | Bunu Unut Gitsin Bunu unut gitsin! | Ghajini-1 | 2008 | |
| But it's such an interesting case. | Ama neden? İlginç bir durum. Ama neden? İlginç bir durum. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Interesting yes, but it's also a police case. | Evet İlginç! Ama aynı zamanda bir polis davası. Evet ilginç! Ama aynı zamanda bir polis davası. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Sunita, you want me to call your parents? | Sunita Aileni aramamı ister misin? Sunita aileni aramamı ister misin? | Ghajini-1 | 2008 | |
| Fine, I won't take it up. | Pekala, konuyla ilgilenmeyeceğim. Pekala, konuyla ilgilenmeyeceğim. | Ghajini-1 | 2008 | |
| But as medical students, we want to know. | Ama tıp öğrencileri olarak, durumu öğrenmek istiyoruz. Ama tıp öğrencileri olarak, durumu öğrenmek istiyoruz. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Okay... | Tamam... Tamam... | Ghajini-1 | 2008 | |
| That is Sanjay Singhania. | Sanjay Singhania işte bu. Sanjay Singhania işte bu. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Hit on the head with an iron rod. | Bir demir çubuk ile kafasına vurulmuş. Bir demir çubuk ile kafasına vurulmuş. | Ghajini-1 | 2008 | |
| After the incident, he lost his memory. | O Olaydan sonra hafızasını yitirdi. O olaydan sonra hafızasını yitirdi. | Ghajini-1 | 2008 | |
| He is unable to remember anything now. We call it short term memory loss. | Artık Hiçbir şey hatırlamıyor.Buna kısa süreli hafıza kaybı diyoruz Artık hiçbir şey hatırlamıyor. Buna kısa süreli hafıza kaybı diyoruz | Ghajini-1 | 2008 | |
| He remembers events for only about 15 minutes. | Olayları sadece 15 dakikalığına hatırlıyor... Olayları sadece 15 dakikalığına hatırlıyor... | Ghajini-1 | 2008 | |
| Afterwards... | Daha sonra... Daha sonra... | Ghajini-1 | 2008 | |
| he forgets everything. | her şeyi unutuyor. her şeyi unutuyor. | Ghajini-1 | 2008 | |
| For example, he'd ask your name... | Örneğin adını sorduktan, Örneğin adını sorduktan, | Ghajini-1 | 2008 | |
| and in 15 minutes he will have forgotten it. | 15 dakika sonra unutuyor. 15 dakika sonra unutuyor. | Ghajini-1 | 2008 | |
| He recalls only fragments of the incident. But we can't say how much of it he remembers. | Olayların bir kısmını hatırlıyor.Ama ne kadar olduğunu saptıyamıyoruz. Olayların bir kısmını hatırlıyor. Ama ne kadar olduğunu saptayamıyoruz. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Regular tasks like eating, drinking, driving, also his feelings... | Rutin şeyleri,mesela yemek,su,araç kullanmak ve duyguları...Tüm bunlar iç benliğinde duruyor Rutin şeyleri, mesela yemeyi, içmeyi, sürmeyi, aynı zamanda hislerini de iç benliğinde tutuyor. | Ghajini-1 | 2008 | |
| lie embedded in his sub conscious mind. | Buna biz alt hafıza diyoruz. Buna biz bilinçaltı diyoruz. | Ghajini-1 | 2008 | |
| How does he go about his everyday routine? | Efendim, günlük ihtiyaçlarını nasıl görüyor Efendim, günlük ihtiyaçlarını nasıl görüyor? | Ghajini-1 | 2008 | |
| How does a child perform instructed tasks? | Bakın!Bir Çocuk görevlerini nasıl yapıyor. Bir çocuk eğitim talimatlarını nasıl uygular? | Ghajini-1 | 2008 | |
| By committing to memory, learning by rote. | Hatırlayarak,tekrar yaparak,hatırlatarak. Hafızasını yoklar, mekanik olarak öğrenir. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Or, by jotting things down in writing. | Veya Yazarak... Veya bişeylerin altına kısa notlar yazarak. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Likewise, he remembers tasks by writing. | O da işlerini yazarak yapıyor. O da işlerini yazarak yapıyor. | Ghajini-1 | 2008 | |
| What was that incident? Who assaulted him? | Bu olay nasıl oldu? Ona kim saldırdı? Bu olay nasıl oldu? Ona kim saldırdı? | Ghajini-1 | 2008 | |
| This, no one knows. | Bunu hiç kimse bilemiyor... Bunu hiç kimse bilemiyor... | Ghajini-1 | 2008 | |
| Unfortunately, he doesn't even recall a face. | Ne yazık ki adamın yüzünü bile hatırlayamıyor Ne yazık ki, adamın yüzünü bile hatırlayamıyor. | Ghajini-1 | 2008 | |
| How can someone live on like this... I wonder, what he's doing this moment... | Kim böyle bir hayatı yaşamak ister ki... Aslında şimdi ne yapıyor merak ediyorum... Kim böyle bir hayatı yaşamak ister ki... Aslında şimdi ne yapıyor merak ediyorum... | Ghajini-1 | 2008 | |
| Ghajini | Ghajini 44 Ghajini 44 | Ghajini-1 | 2008 | |
| Killed, just like Mangesh. | O da Mangesh gibi öldürüldü. O da Mangesh gibi öldürüldü. | Ghajini-1 | 2008 | |
| The second, this week. | Bu hafta içerisinde ki ikinici cinayet Bu hafta içerisinde ki ikinici cinayet. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Even if I've to search every street, I'm going to get this one in 48 hours. | Mumbai'in tüm sokaklarını aramamız gerekse bile.Bunu yapan aşağılığı 48 saat içinde bulmalıyız. Mumbai'in tüm sokaklarını aramamız gerekse bile. Bunu yapan aşağılığı 48 saat içinde bulmalıyız. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Find out who... | Kimsin sen... Kimsin sen? | Ghajini-1 | 2008 | |
| I must find him before the police gets to him. | Onu polisten önce bulmamız gerekiyor. Onu polisten önce bulmamız gerekiyor. | Ghajini-1 | 2008 | |
| Where to? | Nereye Efendim... Nereye efendim? | Ghajini-1 | 2008 | |
| There... | Buraya... Buraya... | Ghajini-1 | 2008 | |
| Orchard Avenue. Pin 400076. My street | Orchard Caddesi. Pin 400076. sokak Orchard Caddesi. Pin 400076. Sokak | Ghajini-1 | 2008 | |
| We're in Orchard Avenue. | Orchard Caddesine geldik. Orchard Caddesine geldik. | Ghajini-1 | 2008 |