Search
English Turkish Sentence Translations Page 20521
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
What? Oh, you stupid prannies! | Ne oldu? Mal mısınız nesiniz ya! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Young man, | Genç adam... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
would you like a yoghurt? | ...yoğurt ister misin? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
House is looking good. Outdoor bathroom. Nice touch. | Ev ne güzel olmuş böyle. Küvet dışarıda. İyiydi. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Very Roman. Isn't it? | Katolik işi. Değil mi ama? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Hello bambinos. | Hoş geldiniz yavrularım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Professor Bossoms. | Profesör Göğüs. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
'All right, Dad? What? | İyi misin, baba? Ne dedin? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Oh, excuse the shithole. It is a shithole. | Pisliğin kusuruna bakmayın. Bildiğin pislik çukuru ama. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
When are they gonna finish? Who knows? The year 70 billion. | Ne zaman bitirecekler? Kim bilir? Yetmiş milyar yıl sonra falan. 1 | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
What's wrong with the toilet now? Well read the note, you cretin! 1 | Tuvalete ne oldu yine? Notu okusana be! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
"Bog Buggered" | "Hela boku yedi." | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
They've buggered everything these builders the bog, the boiler, the electrics. | Ne müteahhit, ne ısınma sistemi ne de elektrik falan hiçbiri bir boka yaramaz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
I told Mum they'll probably start buggering each other soon. | Annenize de çok yakında bunlar birbirlerine de bok atarlar diye belirttim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
And they've buggered it up in there as well! | Buranın da ağzına sıçtılar yani! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
That looks nice. | İyi olmuş. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, your mother decided she wanted some red in the house. | Aynen. Evde böyle kırmızı renk istediğine karar verdi anneniz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
So we started painting and then we realised that it looked... | Biz de başladık boyamaya ve sonra fark ettik ki böyle... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
...like a whore house? Yep. | ...kerhaneye benzediğini mi? Aynen. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Where's Mum? In the shed. | Annem nerede? Kulübede. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
The shed? What's she doing there? Hiding. | Kulübe mi? Ne yapıyor orada? Saklanıyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Hiding? Yeah, from the mouse. | Saklanıyor mu? Evet, fareden. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
What mouse? Mum saw a mouse in here. | Ne faresi? Anneniz evde bir fare gördü. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
She saw a mouse in here? There's a mouse in the house? | Fare mi gördü evde? Fare mi var evde ciddi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. The builders must have buggered up it's lair or something. | Aynen. İşte burayı yapanlar da artık onlar için yatacak yer yapmışlar. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Mouse lair. | Fare evi. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Now she won't come back in until I find the wretched thing which means I'm the one making sodded dinner. | Yani onun ölüsünü görene dek gelmeyecek, ki bu da yemeği benim yaptığım anlamına geliyor. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
God help us. Yes, help us o' lord. I know. | Allah yardımcımız olsun. Aynen öyle. Farkındayım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Might as well be boiling a table. Let's go see her then. | Masa falan yanabilir hani. Gidip bir görelim kendisini. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Where was the mouse? Er, over there. | Neredeydi fare? Orada işte. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Bugger. | Sıçtın. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
You all right, Mum? | İyi misin anne? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Has he found it? What? | Bulmuş mu? Neyi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
The mouse. Has he found the mouse? Er, not yet, but I'm sure it'll... | Fareyi. Bulmuş mu? Daha değil ama eminim ki... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
I'm not going back in until he's found it. | O bulana dek eve girmeyeceğim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Aw Mum! What? | Anne ya! Ne var? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
That means Dad's making dinner. Yeah, so? | Yemeği babam yapıyor hani. Ee, ne olmuş? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
We might die. We will die! | Ölebiliriz. Öleceğiz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry! You know what I'm like about mice. | Kusura bakmayın ama biliyorsunuz onlara karşı olan gıcıklığımı. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Total psycho? Exactly. | Psikopatlık? Aynen öyle. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Well? I found it. It's gone. | Ee? Buldum. Ölü. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
You found it? Really? | Buldun mu? Sahiden mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Yes. Really. | Aynen öyle. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
You really found it? I really found it and then I really killed it. | Cidden buldun mu? Cidden buldum ve öldürdüm. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Aww! Poor mouse! Never mind poor mouse. Poor Mum! | Zavallı farecik! Ne zavallısı, zavallı olan benim! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
How'd you kill it? | Nasıl öldürdün? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
What? How did you kill the mouse? | Ne dedin? Fareyi nasıl öldürdün? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
I strangled it. | Boğarak. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Does it matter how I killed it? The bloody thing's dead. | Nasıl öldürdüğüm önemli mi? Öldü gitti işte. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Well where is it then? Look, if you don't believe me, I'll show it to you. | Nerede o zaman şimdi? İnanmıyorsan, gel de göstereyim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Both pieces. Aaargh! | Parçalarıyla hem de. Of! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
No, that's okay. Aw, well done. My hero. | Tamam, sorun değil. Ellerine sağlık, kahramanım benim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Erm, so does that mean you'll be making... Yes! Make all a lovely dinner. | Bu da güzel bir yemek anlamına Aynen! Güzel bir yemek yiyeceğiz. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Oh, you've been so brave. | Cesur erkeğim benim. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Did you really find the mouse? No. | Cidden buldun mu fareyi? Yok. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Well what if it turns up again? | Yeniden açılırsa ya? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
It won't turn up. What? You've trained it, have you? | Açılmayacak. Ne? Eğitimini aldın sanki değil mi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Ah, shut up! Pass me the screwdriver, simpleton. | Kesin be! Tornavidayı uzat, ahmak şey! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
You know Mum will have a heart attack. Is that a bad thing? | Annemin kalp krizi geçireceğini biliyorsun. Kötü bir şey mi ki bu? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Right. 'Ere. | Tamamdır. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Oh! Blimey! | Süper! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Now, careful. Some of these might be live. | Dikkatli olun. Bunlardan birisi hâlâ çalışıyor olabilir. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Live? Bloody hell, Dad! The thing is, which ones? | Çalışıyor mu? Of be baba! Olay şu ki hangisi? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Martin, where are the... | Martin şeyler... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
What are you doing? Making a bomb. | Ne yapıyorsun? Bomba. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Well, don't make a mess on the carpet. | Bugün de bunu çıkart başımıza. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Have you seen the little bowls? | Küçük kâseleri gördünüz mü? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Aw, god. That'll be Jim. I know it. | Tanrım! Jim'dir kesin. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Why does he have to come round when the house is such a shithole?! | Ev tam da böyle pislik içindeyken neden gelir ki? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Hi Jim. Sorry we're just... | Merhaba Jim. Tam da Merhaba Jonny. Adam. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
I just thought if your Dad needed any help with anything around the house... | Bu ev işleriyle ilgili babanıza bir yardımım dokunur mu acaba diye düşündüm de. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Thanks, but he's doing the electrics, so... Electrics! | Sağ olasın ama şu an elektrikle uğraşıyor. Elektrikle demek! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
C'mon Wilson. | Haydi Wilson. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Are you qualified to do electrics? That depends what you mean by "qualified". | Elektrik konusunda donanımlı mısın? Bu "donanım"ı hangi anlamda kullandığına bağlı. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Now then Martin... | Haydi bakalım Martin. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Hello Jackie. Oh you look nice. | Merhaba Jackie. Ne kadar güzelsin yine. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Oh thanks, Jim. We're just about to have dinner. | Teşekkürler Jim. Tam da yemek yemek üzereydik. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Are we? Er, "we" are. Yes. | Öyle miydik? "Biz" öyleydik, evet. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Oh yes. Of course. I was just helping Martin with...er, | Tabii ki öyledir. Ben de şey konusunda Martin'e yardım edeyim diyordum... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
...what were we doing? The wiring. | ...ne yapıyorduk biz? Elektrik tesisatı. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
"The wiring". | Elektrik tesisatı. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Careful you don't touch these... | Sakın dokunayım deme... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Shit! Shit on it! | Hay sıçayım! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Oh my god! Martin! He touched the bleedin' wire! | Tanrım! Martin! Kablolara dokundu resmen! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Is he dead? Jim! | Öldü mü? Jim! Dokunmamasını söylemiştim! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
What are we gonna do? We'll have to try and resuscitate him! | Ne yapacağız? Ayıltmak zorundayız! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Er, how? | Nasıl? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Well, somebody's going to have give him the "Kiss of Life". | Birisinin ona "hayat öpücüğü" vermesi gerekecek. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Bye. Goodbye. | Oldu o zaman. Güle güle. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Martin, go and give Jim the "Kiss of Life". I'm not kissing a man. | Martin, git de "hayat öpücüğü" ver. Adam madam öpmem ben. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
No way! Me either! | Hayatta olmaz! Aynen öyle! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Thankyou very much! | Çok sağ olun yani! | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Aw god!! | Allah'ım... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Wilson! Jim, it's me. Jackie. | Wilson! Jim, benim. Jackie. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Jackie...oh Jackie! Erm...Jim... | Jackie, ah Jackie... Jim... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Jim. You can let go now. C'mon Jim. Well done, luv. | Jim. Bırakabilirsin artık. Kalk Jim, aferin hayatım. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
Well done, Mum. 1 | Aferin anne. | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
You've had a nasty shock. Are you okay? | Elektrik çarptı. İyi misin? 1 | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
I think I might need a little bit more... | Sanırım biraz daha öpücük lâzım... | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |
How do you feel now? | Nasıl hissediyorsun kendini? | Friday Night Dinner-1 | 2011 | ![]() |