Search
English Turkish Sentence Translations Page 20470
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| your dad died in a car accident five years ago. | Baban 5 yıl önce bir araba kazasında öldü. | Frequency-2 | 2016 | |
| Just after his 43rd birthday. | 43. doğum gününden hemen sonra. | Frequency-2 | 2016 | |
| Tell me you remember that, kiddo. | Bana hatırladığını söyle. | Frequency-2 | 2016 | |
| I... I remember. | Ben... hatırlıyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| I remember it both ways. | İki türlüsünü de hatırlıyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| Life when he was murdered, and life... | Öldürüldüğü hayatı ve... | Frequency-2 | 2016 | |
| life when he wasn't. | ...öldürülmediği hayatı. | Frequency-2 | 2016 | |
| Everything's changed, Gordo. | Her şey değişti, Gordo. | Frequency-2 | 2016 | |
| You're one lucky guy, Frank. | Åanslı adamın tekisin, Frank. | Frequency-2 | 2016 | |
| Needless to say, you're blown, pal. | Söylememe gerek yok, gizliliğin açığa çıktı. | Frequency-2 | 2016 | |
| And they're rolling up the whole operation. | Ayrıca tüm operasyonu bitiriyorlar. | Frequency-2 | 2016 | |
| What happened out there? | Orada ne oldu? | Frequency-2 | 2016 | |
| Give your dad a hug. | Babana sarıl bakalım. | Frequency-2 | 2016 | |
| You did good, kiddo. | İyi iş çıkardın, evlat. | Frequency-2 | 2016 | |
| Can you hold the elevator, please? | Asansörü tutabilir misiniz, lütfen? Cairone, yangın mı var? | Frequency-2 | 2016 | |
| Oh, I'm slammed. | İşim başımdan aşkın. | Frequency-2 | 2016 | |
| And I heard about Frank. | Frank'i duydum. | Frequency-2 | 2016 | |
| Yeah. He... he's good. | Evet. O... iyi. | Frequency-2 | 2016 | |
| You know, a little out of it, but, you know? | Biraz dağılmış ama bilirsin işte. | Frequency-2 | 2016 | |
| He'll live, right? Yeah. | Yaşayacak. | Frequency-2 | 2016 | |
| Here, let me take those. Oh, no, no. | Onları ben alayım. Hayır, hayır. | Frequency-2 | 2016 | |
| Yes, stop, we're going to three anyway, come on. | Biz zaten üçüncü kata gidiyoruz. | Frequency-2 | 2016 | |
| Totally owe you codeine. I'm joking. | Sana kodein borçlandım. Åaka yapıyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| Not joking. | Åaka değil. | Frequency-2 | 2016 | |
| Daddy was happy to see you. | Baban seni gördüğü için mutluydu. | Frequency-2 | 2016 | |
| Nurse's station. | Hemşireler katı. | Frequency-2 | 2016 | |
| It's great, you know, we've got a good place. | Harika, iyi bir yerimiz var.. | Frequency-2 | 2016 | |
| I am so, so sorry. I'm late. | Çok özür dilerim. Geciktim. | Frequency-2 | 2016 | |
| Hi, I'm Raimy. | Selam, ben Raimy. | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm truly so excited to be meeting both of you. | İkinizle tanıştığım için çok heyecanlıyım. | Frequency-2 | 2016 | |
| Um, can we talk this way? | Åu tarafta konuşabilir miyiz? | Frequency-2 | 2016 | |
| Are you angry with me? What? | Bana kızgın mısın? Ne? | Frequency-2 | 2016 | |
| Because, you know, all that other stuff... | Tüm bu olanlar yüzünden işte... | Frequency-2 | 2016 | |
| there's an explanation, it's... | Sana açıklayabilirim... | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm sorry if I scared you... Um, miss, miss. | Seni korkuttuysam, özür dilerim... Bayan, bayan. | Frequency-2 | 2016 | |
| Miss? | Bayan mı? | Frequency-2 | 2016 | |
| Or confused. You and I don't know each other. | Ya da kafanız karışık. Biz birbirimizi tanımıyoruz. | Frequency-2 | 2016 | |
| Stop! Daniel. | Dur! Daniel. | Frequency-2 | 2016 | |
| Your name is Daniel Lawrence, we live together | Senin adın Daniel Lawrence. Bayside, Queens'te birlikte yaşıyoruz. | Frequency-2 | 2016 | |
| Say you know who I am. How do you know my name? | Beni tanıdığını söyle. Adımı nereden biliyorsun? | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm your girlfriend! | Ben senin kz arkadaşınım! | Frequency-2 | 2016 | |
| My mother is Julie Sullivan. | Annemin adı Julie Sullivan. | Frequency-2 | 2016 | |
| She was your nurse when you got into a car accident | İki yıl önce kaza geçirdiğinde senin hemşirendi ve bizi o tanıştırdı. | Frequency-2 | 2016 | |
| Your arm went through the window. | Pencere kolunu kesmişti. | Frequency-2 | 2016 | |
| Tell me your arm went through the window | Bir kaç yıl önce kazada pencerenin kolunu kestiğini söyle. | Frequency-2 | 2016 | |
| I don't know your mother, okay? | Anneni tanımıyorum, tamam mı? | Frequency-2 | 2016 | |
| I've never been to Queens and I don't know you. | Queens'e hiç gitmedim ve seni tanımıyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| The person you've dialed is unavailable. | Aradığınız kişi şu an müsait değil. | Frequency-2 | 2016 | |
| Please leave your message after the tone. | Bip sesinden sonra mesajınızı bırakın. | Frequency-2 | 2016 | |
| Why is your voicemail all messed up? | Sesli mesajın niye bu kadar berbat? | Frequency-2 | 2016 | |
| You have to call me right now. | Beni hemen aramak zorundasın. | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm coming over. | Sana geliyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| Did he say what it's about? | Ne hakkında olduğunu söyledi mi? | Frequency-2 | 2016 | |
| No, fine, I... | Hayır, peki, ben... | Frequency-2 | 2016 | |
| Just give me 20 minutes. | 20 dakikaya oradayım. | Frequency-2 | 2016 | |
| Go over this, okay? I'll... | Bunun üstünden geç, tamam mı? | Frequency-2 | 2016 | |
| All right, I'll talk to you later. | Pekala. Sonra konuşuruz. | Frequency-2 | 2016 | |
| Okay, look, uh... | Tamam, bak... | Frequency-2 | 2016 | |
| there's no easy way to say this. | ...bunu söylemenin kolay yolu yok. | Frequency-2 | 2016 | |
| We've ID'd the remains from the marsh. | Bataklıktaki kalıntıların kimliğini tespit ettik. | Frequency-2 | 2016 | |
| The nurse missing from '96, we talked about this. | 1996 yılında kaybolan hemşire, bunu konuşmuştuk. | Frequency-2 | 2016 | |
| No, I needed to talk to you in person about this. | Hayır, bunu seninle şahsen konuşmam gerek. | Frequency-2 | 2016 | |
| We spoke this afternoon. Forensics came back an hour ago. | Öğleden sonra konuştuk ya. Adli tıp sonuçları bir saat önce geldi. | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm sorry, Raimy, it's your mom. | Üzgünüm, Raimy, o senin annen. | Frequency-2 | 2016 | |
| Look, I know it's cold comfort after 20 years. | 20 yıl sonra seni teselli etmez biliyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| But at least we found her. | Ama en azından onu bulduk. | Frequency-2 | 2016 | |
| Go home. Okay? | Evine git. Olur mu? | Frequency-2 | 2016 | |
| How? Go home. | Nasıl? Evine git. | Frequency-2 | 2016 | |
| You understand me? That's an order. | Beni anladın mı? Bu bir emirdir. | Frequency-2 | 2016 | |
| Nightingale can wait till tomorrow. | Nightingale yarına kadar bekleyebilir. | Frequency-2 | 2016 | |
| The Nightingale hasn't killed in 20 years. | Nightingale 20 yıldır kimseyi öldürmedi. | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm gonna get you some water. | Sana su getireyim. | Frequency-2 | 2016 | |
| Well, have you looked there? | Oraya baktınız mı? | Frequency-2 | 2016 | |
| No, I... no, I know you're doing everything you can. | Hayır, ben... elinizden geleni yaptığınızı biliyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| I just... if you get any leads, if you hear anything, | Ben sadece... ipucu yakalarsanız, herhangi bir şey duyarsanız... | Frequency-2 | 2016 | |
| Satch, just call me, okay? | ...beni arayın, olur mu? | Frequency-2 | 2016 | |
| That's all I'm asking you. | Tek istediğim bu. | Frequency-2 | 2016 | |
| Hey, I got to call you back. | Seni sonra ararım. | Frequency-2 | 2016 | |
| Come here, baby. Hey... | Buraya gel, bebeğim. Hey... | Frequency-2 | 2016 | |
| Don't cry, come here. | Ağlama, gel. | Frequency-2 | 2016 | |
| Come here, let me see you. | Gel, sana bir bakayım. | Frequency-2 | 2016 | |
| Don't... don't cry. | Sakın... ağlama.. | Frequency-2 | 2016 | |
| Okay? We're gonna find her. | Tamam mı? Onu bulacağız. | Frequency-2 | 2016 | |
| Just eleven weeks after undercover NYPD detective | NYPD gizli polisi Frank Sullivan'ın... | Frequency-2 | 2016 | |
| Frank Sullivan survived an assassination attempt, | ...suikast girişiminden kurtulmasından 11 hafta sonra... | Frequency-2 | 2016 | |
| authorities are reporting that his ex wife and nurse, | ...yetkililer, eski karısı ve hemşire olan Julie Sullivan'ın kaybolduğunu bildirdi. | Frequency-2 | 2016 | |
| Unofficially, sources in the NYPD | NYPD'deki resmi olmayan kaynaklar... | Frequency-2 | 2016 | |
| are telling me that all signs point to the Nightingale Killer, | ...bütün işaretlerin Nightingale katilini göstermesine rağmen... | Frequency-2 | 2016 | |
| though no final determination has been made. | ...son kararın henüz verilmediğini söyledi. | Frequency-2 | 2016 | |
| Obviously, Kyle, as more details come to light, | Açıkçası, Kyle, daha fazla detay gün yüzüne çıktığında, | Frequency-2 | 2016 | |
| WQ2YV, come in. | WQ2YV, cevap ver. | Frequency-2 | 2016 | |
| Frank, I need you to get on the ham. | Frank, telsizin başına... hemen şimdi telsizin başına geçmen gerek. | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm trying to reach the space shuttle "Columbia." | Uzay mekiği "Columbia"ya ulaşmaya çalışıyorum. | Frequency-2 | 2016 | |
| This is the same. | Aynı kod. | Frequency-2 | 2016 | |
| Are you an astronaut? | Siz bir astronot musunuz? | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm a friend of your dad's. | ...babanın bir arkadaşıyım. | Frequency-2 | 2016 | |
| I'm a friend of Frank's. | Frank'in arkadaşıyım. | Frequency-2 | 2016 | |
| He's in the hospital. | O hastanede. | Frequency-2 | 2016 | |
| I need you to do something for me. | Benim için bir şey yapman gerek. | Frequency-2 | 2016 | |
| I need you to tell your dad | Babana telsizdeki arkadaşının ona hemen şimdi ihtiyacı olduğunu söylemen gerek. | Frequency-2 | 2016 |