Search
English Turkish Sentence Translations Page 20474
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You really gonna make us chase you? | Bizi peşinden mi koşturacaksın? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You believe this, Frank? | İnanabiliyor musun, Frank? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Yanks are taking the series, you're the hero. 1 | Yankiler seriyi kazandı, sen de kahraman oldun. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Hey, neighbor. | Hey, komşu. 26EKİM 2016 | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I've been texting you. | Sana mesaj atmıştım. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I gotta go. Raim, come on. | Gitmem gerek. Raim, yapma. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I'm sorry about your mom. | Annen için üzgünüm. Tamam. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Uh, that was pretty much the biggest item on the agenda. | Gündemimdeki en önemli madde buydu. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
The other night, that stuff you were saying about your dad. | Geçen gece baban hakkında söylediklerin. Gordo, buna zamanım yok. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Well, can we talk? | Konuşabilir miyiz? Belki sonra. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Feeling better already. Thanks. | Daha iyiyim. Teşekkürler. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
All right, give me on minute. Hey, hey, hey. | Pekala, bana bir dakika ver. Hey, hey, hey. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I thought I told you to take a few days? | Bir kaç güz izin yap dediğimi sanıyordum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You make the arrangements? What arrangements? | Ayarlamaları mı yapıyorsun? Ne ayarlaması? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
How about a funeral? | Cenazeye ne dersin? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
On it. | Ayarlıyorum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Look. | Bak. 1 | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I know your mom has been gone for 20 years, | Annenin 20 yıldır olmadığını biliyorum ve nasıl yas tutacağını söyleyecek değilim. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
But I don't want you to regret | Yine de ona düzgün veda edemediğin için pişman olmanı da istemem. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
And I'd really like to focus on finding the bastard | Onun yerine bunu yapan şerefsizi yakalamaya odaklanmayı çok isterim. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
He's not creepy. He's South African. | Ürkütücü değil. Güney Afrikalı. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
He's an architect. | O bir mimar. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Who was your patient in the ER, Ma. | Acilde senin hastandı, anne. 16 NİSAN 2014 | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
It's creepy on so many levels. | Asıl ürkütücü olan bu. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
All I'm saying is meet him. | Tek istediğim onunla tanışman. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Daniel? | Daniel mi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You have no clue how a South African accent actually sounds, | Güney Afrika aksanı hakkında hiçbir fikrin yok... | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
do you? Oh, what, 'cause you do? | ...değil mi? Senin var mı sanki? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Detective Sullivan, working undercover | Dedektif Sullivan, meşhur New York şehri uyuşturucu çetesini... | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
barely survived the shootout while attempting | ...çetenin kilit üyesine ulaştı ve vurulma girişiminden zar zor kurtuldu. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
In recognition for his service, | Hizmetlerini takdir etmek adına bugün Dedektif Sullivan'a plaket verildi. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
you should really try smiling, Sullivan. | ...ara sıra gülmeyi denemelisin, Sullivan. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
There's a party going on. | Bu parti senin için. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Look, man, forget that hero nonsense. | Şu kahraman saçmalığını unut. Artık evdesin. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
That's what you wanted, right? | İstediğin buydu, değil mi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I heard the Task Force needs bodies. | Özel Tim için adam lazımmış diye duydum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
The Nightingale Task Force? | Nightingale Özel Timi mi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Yeah, we do, | Evet, var ama bekleyebiliriz. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Frank, you've been undercover for two years. | Frank, iki yıldır gizli görevdesin. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You can take a week. | Bir hafta izin yap. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
And New York needs more heroes | New York'un Dedektif Frank Sullivan gibi daha çok kahramana ihtiyacı var. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Hey, Raims. | Hey, Raims. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Have you ever tried meteor scatter? | Meteor izlerini hiç denedin mi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Uh... I'm sorry, what now? | Anlamadım, neyi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You know, how to bounce signals off the moon, right? | Sinyalin aydan nasıl yansıdığını biliyorsun, değil mi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You can do the same thing with meteor trails. | Aynı şeyi meteor izleriyle de yapabilirsin. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Come on. Where'd you learn that? | Hadi ama. Nereden öğrendin bunu? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
The library. Want me to show you? | Kütüphaneden. Sana göstermemi ister misin? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Did you talk to the lady on the ham? | Telsizdeki bayanla konuştun mu? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Yeah, well, she has her issues, | Evet, onun sorunları var ama... | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
but, yeah, she is, isn't she? | ...evet, öyle, değil mi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Does this mean you and Mommy are gonna live together again? | Bu annemle senin tekrar birlikte yaşayacağınız anlamına mı geliyor? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
It's been a while since you had your boy back in the house. | Senin eleman eve gelmeyeli epey olmuştu. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
She goes to bed so much later now. | Artık çok daha geç uyuyor. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
She's... she's eight, Frank. Yeah. | Sekiz yaşında, Frank. Evet. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
A lot's happened in two years. | İki yılda çok şey oldu. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I, um... I just brought some blankets and pillows. | Battaniye ve yastık getirdim. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I figured maybe you'd... | Belki aşağıda daha rahat edersin diye düşündüm. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Yeah... | Evet, elbette. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
And I wanted to, um... I wanted to thank you. | Ayrıca ben, şey... teşekkür etmek istiyorum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You know, I know today wasn't easy. | Bugün senin için zordu biliyorum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You don't have to thank me. No, really, I didn't... | Teşekküre gerek yok. Hayır, gerçekten, ben... | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I I know that we got a lot to discuss. | Tartışacak çok şeyimiz olduğunu biliyorum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I know I've caused you and Raims all kinds of pain, and it... | Sana ve Raims'e bir çok acı yaşattım ve ben... | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
And I appreciate you saying that. I do. Okay? | Söylediğin için minnettarım. Gerçekten. Tamam mı? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Come on, please. | Hadi ama, lütfen. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Okay. All right, you wanna talk? | Tamam. Pekala, konuşmak mı istiyorsun? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Wanna... wanna tell me | Polisin evimizin önünde ne kadar süre kalacağını söylemek ister misin? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
It's a protective detail. Okay? | Önlem amaçlı koruma. Tamam mı? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
As soon as we get the guy that did this to me, they go home. | Bunu bana yapan adamı yakalar yakalamaz evlerine gidecekler. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You're scaring your daughter, | Kızını korkutuyorsun. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
and it's... it's freaking me out too. | Ayrıca beni de korkutuyor. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You know that the Nightingale Killers still out there, right? | Nightingale Katili hala dışarıda biliyorsun, değil mi? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I mean, this is the safest place you can be. | Burası olabileceğin en güvenli yer. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Thank you, Frank, because I needed to be more freaked. | Teşekkürler, Frank, çünkü daha çok korkmaya ihtiyacım vardı. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
He's killing nurses. | Hemşireleri öldürüyor. Öyle olduğunu düşünüyorlar. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I mean, what, there's been two? | İki tane mi ne öldürmüştü? | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I need to know that you're taking this seriously. | Bunu ciddiye alıp almadığını bilmeliyim. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I am. Of course I am. | Alıyorum. Tabii ki alıyorum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
I just... I can't be all cop talk all of the... | Ben sadece... Bütün bu polis konuşmaları... | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
You know, it's just been a long couple days | Son bir kaç gün hepimiz için uzun geçti. Frank, yoruldum. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Raimy is... | Raimy... | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
so excited to have you back. | ...geri geldiğin için çok heyecanlı. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Good night! | İyi geceler! 26 EKİM 1996 | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Hey, are you okay? I'm fine. | Hey, iyi misin? İyiyim. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
My friends are in the bar. Here, let me help you. | Arkadaşlarım barda. Dur sana yardım edeyim. | Frequency-5 | 2016 | ![]() |
Mom, check it. Fresh as hell, right? | Anne, şuna bak. Canavar gibi oldum değil mi? Eddie, "canavar" deme. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
He also said "butthole" in the car. | Arabada "göt" de demişti. Kes sesini Evan. Seni bacaksız Çinli ispiyoncu! | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
Isn't that necklace heavy? Life's heavy, son. | O kolye ağır gelmiyor mu? Hayatın kendisi ağır geliyor, evlat. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
Please, mom, can I get this? | Lütfen, bunu alabilir miyim anne? Kaç para? | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
Too much. | Çok para. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
Moms thought everything was too much. | Annem her şeyin çok pahalı olduğunu düşünürdü. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
She never understood that you couldn't haggle at jcpenney. | JCPenny'de pazarlık yapamayacağını öğrenemedi bir türlü. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
It's like, "those are set prices, mom." | Sabit fiyatlı bunlar anne. 1 | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
That's me, your boy Eddie Huang in the headphones. | Bu benim, adamınız Eddie Huang. Kulaklıklı olan. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
My family was moving from Washington, D.C., | Ailem Washinton D.C.'den Orlando, Florida'ya taşınıyordu. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
I was 11 years old, and it was 1995. | Ben daha 11 yaşındaydım ve 1995 yılındaydık. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
This is the story of my family, an American family, the Huangs. | Bu benim ailemin hikayesi. Bir Amerikan ailesi olan Huang'ların. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
That's my dad. | Bu babam. Amerika'nın her şeyini severdi. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |
Full on bought into the American dream. | Amerikan rüyasına kaptırmıştı kendisini. | Fresh Off the Boat-1 | 2015 | ![]() |