Search
English Turkish Sentence Translations Page 20269
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Frances and I are in the same company. | Frances'le ben aynı şirketteyiz. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
But Rachel's in the main company. I'm an apprentice. | Ama Rachel ana şirkette. Ben stajyerim. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Hopefully the touring company soon. I have a meeting with Colleen on Monday. | Umarım yakında tur şirketi olur. Pazartesi Colleen ile bir görüşmem var. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Oh, cool. Yeah. | Süper. Evet. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
But things are really great. | Ama işler gerçekten yolunda. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Rachel and I have a really cool apartment. | Rachel'le hoş bir dairede kalıyoruz. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Or Rachel does, and I'm staying there for six ish weeks. | Yani Rachel kalıyor, ben geleli daha altı hafta oldu. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Five. Right. Five. Yeah. | Beş. Doğru, beş. Aynen. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
But everything's up in the air right now. | Ama şu an hiçbir şey net değil. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I like being alone. | Yalnız olmayı seviyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I just got back from Sacramento. Oh! | Daha Sacramento'dan yeni döndüm. Vay! | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Oh, Andy and Janelle just got back from Paris. | Andy ile Janelle de Paris'ten yeni geldiler. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Six and a half hours on a plane with a baby. | Yanımızda bir bebekle altı buçuk saat uçak yolculuğu. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Won't be doing that again soon. But it was heaven. | Kısa süre içinde bir daha olmayacak. Ama cennet gibiydi. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Do you ever get to Paris? | Hiç Paris'e gittin mi? | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Uh, no, not really. Kind of, once. | Hayır, pek sayılmaz. Yani bir kez. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Actually, no. What's that museum... | Aslında hayır. Yürüyen merdivenlerle tünellerin... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
with the escalators and tubes? | ...olduğu şu müzenin adı neydi? | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
The Pompidou. Yeah! | The Pompidou. Evet! | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
They have this great place in the Sixth. | Altıncı bölgede harika bir evleri var. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Oh, it's a little pied a terre. Literally? | Küçük, garsoniyer gibi bir yer. Sahiden mi? | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, but it's a really special place. | Evet ama gerçekten özel bir yer. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, it's just so hard to get to spend any time there... | Evet, dergide bir iş bulup, bir de bebek olunca... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
since I got the job at the Journal... and the baby. | ...orada zaman geçirmek oldukça zahmetli oldu. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I'd love to go to Paris. I'll bet it's magic. | Paris'e gitmek isterdim. Bahse girerim büyülü bir yerdir. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Uh, my friend from college, Abby... | Üniversiteden arkadaşım, Abby... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
who moved there with her boyfriend because he works at a bank... | ...sevgilisiyle oraya taşınmıştı çünkü adam üniversitedeki... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
in college, she was one of the top five group of friends... | ...bir bankada çalışıyordu, kendisi en iyi beş arkadaş grubundaydı... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
but then Zoe became closer to the group and Abby moved... | ...ama sonradan Zoe grupla yakınlaştı ve Abby başka... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
to the outer circle. | ...bir gruba dâhil oldu. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Sophie and Abby never totally got along... | Sophie ile Abby birbirleriyle hiç geçinemezdi... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
and then she started dating Paul... | ...sonra Sophie Paul ile çıkmaya başladı... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
who I always thought would've dated any of us... | ...ama ben Paul'ün hep benimle olacağını sanırdım... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
but... he ended up with Abby. | ...nihayetinde Abby ile ayrıldılar. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Well, if you're ever there... | Paris'e giderseniz... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
we like for it to be used. Yeah. | ...evi kullanmanızı isteriz. Evet. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I don't see myself getting there super soon... | Kendimi şu sıralar pek orada görmüyorum ama... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
but... thanks, thanks. | ...yine de, teşekkürler, teşekkürler. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
That is a very sexy dress. | Çok seksi bir kıyafet. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Fuck, I sound like a gay grandmother. | Siktir, eşcinsel bir büyükanne gibi ses çıkarıyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Frances, I think you know one of my colleagues at Goldman | Frances, Goldman'daki arkadaşlarımdan birini sanırım tanıyorsun. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Reade "Patch" Krause. | Patch Krause. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, I know Patch. "'Sup, brah?" | Evet, Patch'i tanıyorum. "N'aber kanka?" | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
That's him. Nobody is better... | Aynen öyle. Hiç kimse dönüm noktalarını tahmin etmede Patchy'den daha iyi değildir. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
His girlfriend, Sophie, and I are the same person with different hair. | Kız arkadaşı, Sophie ve ben, farklı saçları olan aynı kişiyiz. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Not really. We went to college together... | Aslında değil. Birlikte üniversiteye gitmiştik, | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
and we used to take the train into the city on weekends and make bad decisions. | ...hafta sonları trene atlayıp şehre iner ve kötü kararlar verirdik. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
You got pregnant? What? No. | Hamile mi kaldın? Ne? Hayır. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
She's a great lady. I really like her. So smart. | O harika bir bayan. Ondan hoşlanıyorum, çok zeki biri. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Yeah. I mean Yeah. | Evet, aynen öyle. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I mean, we're all smart. | Yani hepimiz akıllıyız. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, but she's... book smart smart. | Evet ama o tam bir inek! | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
She's actually not. She doesn't really read... | Aslında değil. İş dışında kitap falan okumaz, garip bir durum. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
She seems like she reads a lot to me. | Bana çok okuyormuş gibi görünüyor. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I read way more. Mm hmm. | Ben daha çok okurum. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I don't know why I'm shit talking Sophie. She's basically the best person I know. | Neden Sophie hakkında atıp tutuyorum bilmiyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
It's kind of crazy though, right? Mm, yeah. | Yine de çılgınca bir şey değil mi? Evet. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Which part? Japan. | Hangi kısmı bu arada? Japonya. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Japan? | Japonya mı? | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Yeah, they're moving to Japan in a couple of weeks. | Evet, bir kaç hafta içinde onlar Japonya'ya taşınıyorlar. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Wait. What? Patch got transferred. | Bir saniye, ne oldu ki? Patch transfer edildi. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
it's a really cool position. He's gonna be... | Gerçekten iyi bir pozisyon. Tüm Asya pazarı için... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
the director of research for all the Asian markets. | ...araştırma direktörü olacak. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Indefinitely. | Süre yok. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
But Sophie has a job at Random House. | Ama Sophie, Random House yayınevinde çalışıyordu. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
She quit. | İstifa etti. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
The Pilates thing is nice. You feel so good. | Pilates olayı süper bir şey. İnsanı iyi hissettiriyor. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Frances and I do a lot of yoga. It"s good for dance. | Frances'le ben çok yoga yapıyoruz. Dans için iyi oluyor. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
It's fun to go with somebody, to have a friend to go with. | Gidecek bir arkadaşın varsa gayet eğlenceli. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I think I'm better looking than I am in pictures. | Bence resimlerdekinden daha iyi görünüyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I want this one moment. | Bir dakikanı almak istiyorum. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
It's it's what I want in a relationship... | Bir ilişkide ne istediğimi, | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
which might explain why I am single now. Ha, ha. | ...neden bekâr olduğumu açıklayabilirim. Ha, ha! | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
It's kind of hard lo | Zor bir durum | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
it's that thing when you're with someone... | ...biriyle birlikte olduğunda... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
and you love them and they know it... | ...sen onları seversin ve onlar bunun farkındadır, | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
and they love you and you know it... | ...onlar seni sever ve sen de bunun farkında olursun... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
but it's a party... | ...ama bu bir parti... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
and you're both talking to other people... | ...ve diğer insanlarla konuşursun, | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
and you're laughing and shining... | ...gülersin, ışık saçarsın... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
and you look across the room... | ...odayı araştırır, diğerlerinin gözlerini yakalarsın... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
but but not because you're possessive... | ...ama bu sahiplenici olman ya da... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
or it's precisely sexual... | ...kusursuz bir cinsellik yaşaman için değil... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
but because... | ...senin bu hayattaki... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
that is your person in this life. | ...kişiliğinle alakalı bir durumdur. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
And ifs funny and sad, but only because... | Bu durum hem komik hem de üzücü ama... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
this life will end, and it's this secret world... | ...bu hayat sona eriyor, ve tam da orada fark edilmeden... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
that exists right there... | ...herkesi önünde duran gizemli bir dünya oluşuyor... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
in public, unnoticed, that no one else knows about. | ...ama kimse bunu fark etmiyor. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
It's sort of like how they say that other dimensions exist... | Yani dedikleri gibi, etrafımızda başka bir boyut var... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
all around us, but we don't have the ability to perceive them. | ...ama bizde onları algılama yeteneği yok. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
That's | Yani... | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
That's what I want out of a relationship. | Bir ilişkiye girmeme sebebim işte bu. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Or just life, I guess. | Ya da hayata, sanırım. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Love. | Aşka. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I sound stoned. | Sarhoş gibiyim. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
I'm not stoned. | Sarhoş değilim. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Thanks for dinner. Bye. | Yemek için teşekkürler. Görüşürüz. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Oh. Bye. | Görüşürüz. | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |
Where the fuck are you going? | Ne cehenneme gidiyorsun? | Frances Ha-1 | 2012 | ![]() |