Search
English Turkish Sentence Translations Page 171914
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Do you want to look for yourself? | Kendin bakmak ister misin? Etrafı gezmek istermisin? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You want to explore? | Dolaşmak ister misin? Biraz keşfe çıksana? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Dad's got a meeting. | Babanın toplantısı var. Ne görüşmeymiş ama! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
What are you doing here? | Burada ne yapıyorsun? Burda ne yapıyorsun? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
We need some time apart, Robin. | Bir süre ayrı kalmayız, Robin. Biraz birbirimizden ayrı zaman geçirmeye ihtiyacımız vardı, Robin. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I want us in therapy. | Terapiste gidelim. Biraz terapi istiyoruz. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Therapy. | Terapi. Terapi? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I have my doubts about therapy. | Terapi konsunda şüphelerim var. Terapi hakkında bazı şüphelerim var. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oh, you have your doubts about everything. | Ha, senin herşey hakkında şüphelerin var. Ah, senin zaten herşey hakkında şüphelerin vardır. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
All you do all day is have doubts about what everyone else thinks. | Bütün gün yaptığın başkalarının düşündüklerinden şüphelenmek. Senin tüm gün herkesle yaptığın herşeyde şüphelerin var. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Well, uh, what would you rather, Robin, | YAni, ha, ne düşünürsen, Robin, Bak,ben bu fantastik şeylerden | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I was one a those fanatics who was certain? | Kendinden emin olan şu tutuculardan mıydım? epeyce emin olan biriydim. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You are every bit as certain as any fanatic I've ever seen. | Her parçanla gördüğüm en tutucu insandın. Sen benim henüz hiç görmediğim parçaların hepsinden çok eminsin | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Okay, that's absurd. | Pekala, bu saçmalık. Bu saçmalık! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
That is an absurd thing to say. | Bunu söylemek saçmalık. Bu da o saçma şeylerden biri işte. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I am not certain about anything, and if you can't see that, | Hiçbirşey hakkında emin değilim, ve eğer bunu göremiyorsan, Herşey için emin değilim ve eğer bunu göremiyorsan, | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
we're even farther apart than I thought we were. | Düşündüğümden çok daha fazla ayrı kalmışız demektir. ayrı düşmüş olsak bile ben yine bileceğini düşünürdüm. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
So what do you call it then | Pekala olumlu olduğun zaman Öyleyse ne arıyorsun ozaman? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
when you are so positive the rest of us are wrong, | geri kalanımız hatalı olduğunda, düşüncelerimzde hatalı olduğumuzda düşüncelerimizde pozitif olsan | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
flawed in our thinking? | buna ne diyeceksin? herşey bizi dinlendirir. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I call that certain, arrogant. | Buna emin olmak, ukalalık derim. Ben emin olmak istemiştim küstah! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
And I don't think it's 'cause you're smarter than anyone else. | Ve sanırım bu seni başkalarından daha zeki yapmaz. Ve artık senin herkesten daha zeki oluşunun sebebini öğrenmek istemiyorum. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I think it's 'cause you're lost. | Sanırım kaybolmana neden olur. Sanırım bu kayboluşunun sebebi. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Well, guess what, Robin. | Yani, tahmin et ne, Robin. Pekala, tahmin et, Robin. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I hardly care what you think, | Ne düşündüğünü bilmek güç, Zorla önemsiyorum düşündüklerini | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
'cause I got trial in the morning, I lost my expert, | SAbah duruşmam var, Uzmanımı kaybettim, çünkü sabahleyin uzmanımı kaybettim, | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
and I got a 200 page deposition... | ve 200 sayfalık ifade var... ve 200 sayfa biriktirdim... | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I said, is it your mother? | Dedim ki, annen mi? Dedim ki, bu annen mi? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Is that why you're messed up, 'cause of what happened to her, | Dağılmanın nedeni, ona olanlar yüzünden mi, yaşadığın bu dertlerin sebebi | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
'cause of what you saw that day? | o gün gördüklerin yüzünden mi? başına gelenlerin sebebi annen mi? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
My mother died when I was five. | Annem beş yaşımdayken öldü. Ben beş yaşındayken annem öldü. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I barely remember her. | Onu güçlükle hatırlıyorum. Zar zor hatırlıyorum. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I don't believe it. | İnanmıyorum. Buna inanmıyorum. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oh, you think I'm lying? | Ah, yalan söylediğimi mi sanıyorsun? Ah, yalan söylediğimi mi düşünüyorsun? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I think that you've buried stuff. | Sanırım birşeyleri içine attın. Sanırım sen de gömülmüş olmalısın. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I think that you saw more that day in Boston | Sanırım o güb Boston'da söylediklerinden çok daha Sanırım sana anlattıklarından | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
than they told you. | fazlasını gördün. çok daha fazlasını görmüşsün Boston'da | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
All right, you know what we're not gonna do? | Pekala, ne yapmayacağımızı biliyorsun? Peki, biliyorsun değil mi neyi yapamadığımızı? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
We are not going to play psychobabble with my head. | Psikanalizcilik oynamayacağız. Benimle alay etmiyoruz değilmi? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
My mother is not the problem with our marriage. | Evliliğimizdeki sorun annem değil. Evliliğimizde sorun annem değildi. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
So for you to try to pin it on a woman who's been dead for 38 years... | Yani senin için 38 yıl önce ölmüş birine bunları yamamaya çalışmak... bu 38 yıl önce ölmüş birini kafasına takmak yeterli bir sebeptir deli bir kadın için... | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Do you know you talk about her in your sleep? | Biliyor musun uykunda onu sayıklıyorsun? Uykularında onunla ilgili dediklerini biliyormusun? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I what? | Ben ne? Ne demişim? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
And I've never told you before, | Ve sana bundan daha önce söz etmedim, Seni daha önce hiç görmedim, | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
because I thought it would make things worse. | çünkü işleri daha da kötüleştireceğini düşündüm. çünkü bunun korkunç olduğunu düşünüyorum. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
When you talk about her, | Onun hakkında konuştuğunda, Onun hakkında konuştuğumda | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
you talk about her face. | yüzünü anlatıyorsun. onun yüzüne bakarak konuşuyorsun. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
All right, God damn it, that's enough. | Tamam, kahretsin, yeter. Pekala, bu kadar yeter, Allah kahretsin tamammı! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Let this alone! | Kapa bu konuyu! Beni yalnız bırak! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
This is the shit that is ruining our marriage! | Bu lanet evliliğimizi çökertiyor! Evliliğimiz günden güne berbatlaşıyor. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
No, you're doing it, because you won't stop. | Hayır, bunu yapıyorsun, çünkü durmayacaksın. Hayır, sen öyle ettin çünkü bu hareketlerine bir son vermedin. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You sit up in bed like a child | Bir çocuk gibi yatakta oturup Yatağa küçük bir çocuk gibi | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
terrified, staring across the room. | korkuyla, odanın öte yanına bakıyorsun. korkarak giriyorsun, odada yalnız kalmaktan çekiniyorsun. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You know what you're looking at? | Neye baktığını biliyor musun? Neye baktığını biliyormusun? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You're looking at her! | Ona bakıyorsun! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You see her! | Onu görüyorsun! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Michael? Where is he? | Michael? Nerede? Michael? Neredesin? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Baby? | Bebeğim? Yavrum? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Someone's in the closet. | Dolapta biri var. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
They said my name. | Adımı söyledi. Beni çağırdılar. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oh, no, sweetheart. | Ah, hayır, tatlım. Hayır ama yapma tatlım. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
There's nobody here but Daddy. | Burada babandan başka kimse yok. Babandan başka kimse yok. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Maybe it's a ghost. | Belki hayalettir. Belkide bir hayaletti. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oh, no, baby. | Ah, hayır, bebeğim. Hayır, yapma bebeğim. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Remember what Daddy and I told you about ghosts? | Baban ve benim hayaletler hakkında ne söylediğimizi hatırlıyor musun? Baban sana hayaletler hakkında ne söylemişti, hatırlasana? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
So what did Daddy and I tell you about ghosts? | Baban ve ben hayaletler hakkında ne demiştik? Benle baban sana ne anlatmıştık? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Daddy? | Babam mı? Babası? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
What did we tell Michael about ghosts? | Michael'a hayaletler hakkında ne demiştik? Biz Michaele ne söylemiştik? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
They're not real. | Gerçek değillerdir. Onlar gerçek değil. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Okay? | Tamam mı? Tamam? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
It's just your imagination again, sweet pie. | Sadece hayal gücün, tatlım. Onlar sadece senin kafanda yarattığın tatlı bir kabus. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oome here, pal. | Buraya gel, arkadaş. Gel buraya yavrum. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
They sure do seem real sometimes though, don't they? | Bezen kesinlikle gerçek görünmelerine rağmen değiller, değil mi? Onlar gerçekte yoklar, anlaştıkmı? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Hmm. | Hmm. Anlaştık. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oh, come on. | Oh, haydi. Yapma ya! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oh, Jesus Ohrist! | Oh, Tanrım! Tanrı aşkına! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
It's you. | Sensin. Bu sensin. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
So this is the big, bad, house, huh? | Büyük, kötü ev bu, ha? Kocaman kötü bir ev ha? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I might be too nervous to come in. | İçeri girmeye heyecanlanıyorum. İçeri girince sinirlenebilirim. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Nobody asked you in. | Kimse girmeni istemedi. Kimse senin gibi demedi. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
What, are you plannin' on spending the night? | Ne, geceği nasıl geçireceğini mi planlıyorsun? Bu geceni nasıl geçirmeyi planlıyorsun? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Uh huh. | Hayır. Sana ne. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I heard you saw something here. | Burada birşey gördüğünü duydum. Duyduğuma göre burda birşeyler görmüşsün. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
And I'm intrigued. | Yanıldım. Benim de ilgimi çekti. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
What I saw was not real. | Gördüğüm gerçek değildi. Gerçek şeyler değillerdi. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Excuse me. | Özür dilerim. Bir saniye. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You can't just walk in here. | İÇeri öylece giremezsin. Buraya giremezsin. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
There's something here. | Burada birşey var. Burda bir şey var. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
What do you think I saw? | Ne gördüğümü sanıyorsun? Gördüğüm şey neymiş bakalım? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
I don't believe in ghosts. | Hayaletlere inanmıyorum. Ben hayaletlere inanmam. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Well, that's ironic, since you're the one that saw it. | Yani, bu ironik, çünkü sen gören birisin. Senin onu gören tek kimse olman ironikçe. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
What I saw was a hallucination caused by sleep deprivation. | Gördüğüm uyku bozukluğuna bağlı halisünasyondu. Gördüğüm şeyler uyku bozukluklarından kaynaklanan şeylerdi. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
My shrink would say that too. | Psikiyatristim de aynısı söylüyor. Benim uyku makinası da öyle söylüyor. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Look, it's not as out there as it seems, you know, | Bak, biliyorsun ya, bu hayalet meselesi Bak, daha önce, senin gibi hayalet gördüğünü söyleyen biri | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
the whole ghost thing. | çok açık. hiç çıkmamıştı. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
In fact, 46% of the people in this country believe in ghosts. | Aslında, bu ülkenin %46'sı hayaletlere inanıyor. Aslında bu ülkenin %46'sı inanır hayaletlere. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
46% of the people in this country can't find Europe on a map. | Bu ülkenin %46'sı haritada Avrupa'yı bulamaz. Ama bu %46'lık kısmı haritada bulamazsın tabii. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
Oh, wow. | Ah, yok yahu. Vay canına! | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You know something? | Birşey diyeyim mi? Birşeyi biliyormusun? | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |
You're very arrogant. | Çok küstahsın. | The Skeptic-1 | 2009 | ![]() |