Search
English Turkish Sentence Translations Page 168752
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| For what it's worth, corporal dobson says | İş işten geçti mi bilmem ama Onbaşı Dobson... Pek mühim değilmiş ama, Onbaşı Dobson'a göre... Pek mühim değilmiş ama, Onbaşı Dobson'a göre... Pek mühim degilmiº ama, Onbaºi Dobson'a göre... Pek muhim degilmis ama, Onbasi Dobson'a gore... Pek mühim değilmiş ama, Onbaşı Dobson'a göre... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| The japs might have poisoned the coconuts. | ...Japonların hindistan cevizlerini zehirlemiş olabileceklerini söylüyor. ...Japonlar hindistan cevizlerini zehirlemiş olabilir. ...Japonlar hindistan cevizlerini zehirlemiş olabilir. ...Japonlar hindistan cevizlerini zehirlemiº olabilir. ...Japonlar hindistan cevizlerini zehirlemis olabilir. ...Japonlar hindistan cevizlerini zehirlemiş olabilir. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| They poisoned a billion coconuts? | Milyon tane hindistan cevizini mi zehirleyecekler? Bir milyar hindistan cevizini mi zehirlemişler? Bir milyar hindistan cevizini mi zehirlemişler? Bir milyar hindistan cevizini mi zehirlemiºler? Bir milyar hindistan cevizini mi zehirlemisler? Bir milyar hindistan cevizini mi zehirlemişler? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Oh, shit! My hand! | Kahretsin! Elim! Hasiktir! Elim! Hasiktir! Elim! Hasiktir! Elim! Hasiktir! Elim! Hasiktir! Elim! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Excuse me. Son of a bitch! | İzninle. Orospu çocuğu! İzninizle! Kahretsin! İzninizle! Amına koyayım! izninizle! Amina koyayim! Izninizle! Amina koyayim! İzninizle! Kahretsin! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| What happened? Hey, doc! | Ne oluyor yahu? Doktor! Ne oldu ya? Doktor! Ne oldu ya? Doktor! Ne oldu ya? Doktor! Ne oldu ya? Doktor! Ne oldu ya? Doktor! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Clean the sand out of your weapons. We move in three minutes. | Silahlarınızdaki kumu temizleyin. Üç dakika içinde çıkıyoruz. Silahlarınızdaki kumları temizleyin! Üç dakikaya gidiyoruz. Silahlarınızdaki kumları temizleyin! Üç dakikaya gidiyoruz. Silahlarinizdaki kumlari temizleyin! Üç dakikaya gidiyoruz. Silahlarinizdaki kumlari temizleyin! uc dakikaya gidiyoruz. Silahlarınızdaki kumları temizleyin! Üç dakikaya gidiyoruz. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Let's go find some japs. | Haydi gidip birkaç Japon bulalım! Hadi biraz Japon bulalım! Hadi biraz Japon bulalım! Hadi biraz Japon bulalim! Hadi biraz Japon bulalim! Hadi biraz Japon bulalım! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Gibson, you okay? | Gibson, iyi misin? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Fuck. I'm fine. | Lanet olsun! Evet, iyiyim. Kahretsin! İyiyim. Sikeyim! İyiyim. Sikeyim! iyiyim. Sikeyim! Iyiyim. Kahretsin! İyiyim. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| You all right? | iyi misin? Iyi misin? İyi misin? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Thanks. | Sağ ol. Kalk bakalım. Tamam. Kalk bakalım. Tamam. Kalk bakalim. Tamam. Kalk bakalim. Tamam. Kalk bakalım. Tamam. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Goddamn bastards. | Lanet piçler! Allah'ın belası hayvanlar! Koyduğumun şerefsizleri! Koydugumun ºerefsizleri! Koydugumun serefsizleri! Allah'ın belası hayvanlar! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Keep it moving. | Devam edin! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Take cover! | Siper al! Siper alın! Siper alın! Siper alin! Siper alin! Siper alın! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Go go! Man: Cease fire! | Haydi, haydi! Hadi, hadi! Ateş kes! Hadi, hadi! Ateş kes! Hadi, hadi! Ateº kes! Hadi, hadi! Ates kes! Hadi, hadi! Ateş kes! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Cease fire! Cease fire! | Ateşi kes! Ateşi kes! Ateş kes! Ateş kes! Ateş kes! Ateş kes! Ateº kes! Ateº kes! Ates kes! Ates kes! Ateş kes! Ateş kes! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| He went to take a piss. Somebody opened up. | İşemeye gitti. Birisi ateş etmiş. İşemeye çıkmış. Birisi ateş açmış! İşemeye çıkmış. Birisi ateş açmış! iºemeye çikmiº. Birisi ateº açmiº! Isemeye cikmis. Birisi ates acmis! İşemeye çıkmış. Birisi ateş açmış! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Did he say the password? | Şifreyi söyledi mi? Parolayı söylemiş mi? Parolayı söylemiş mi? Parolayi söylemiº mi? Parolayi soylemis mi? Parolayı söylemiş mi? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Let's start walking. | Haydi, yürüyelim. Yürümeye başlayalım. Yürümeye başlayalım. Yürümeye baºlayalim. Yurumeye baslayalim. Yürümeye başlayalım. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| We're moving to the top of the ridge. | Tepenin zirvesine gidiyoruz. Dağın tepesine doğru gideceğiz. Dağın tepesine doğru gideceğiz. Dagin tepesine dogru gidecegiz. Dagin tepesine dogru gidecegiz. Dağın tepesine doğru gideceğiz. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| We're moving! | Gidiyoruz! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Corrigan, stone, get over here. | Corrigan, Stone, buraya gelin. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| We've been chasing geese, boys. | Mal gibi takip yapıyormuşuz, çocuklar. Aptalların peşindeyiz çocuklar! Aptalların peşindeyiz çocuklar! Aptallarin peºindeyiz çocuklar! Aptallarin pesindeyiz cocuklar! Aptalların peşindeyiz çocuklar! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| That's the 5th marines on the airfield. | Hava üssündekiler 5. Piyade Bölüğü. Havaalanındaki 5. Tümen Havaalanındaki Beşinci Piyade! Havaalanindaki Beºinci Piyade! Havaalanindaki Besinci Piyade! Havaalanındaki 5. Tümen | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Guess we took the airfield. | Hava üssünü ele geçirmişiz sanırım. Sanırım alanı almışız! Sanırım alanı almışız! Sanirim alani almiºiz! Sanirim alani almisiz! Sanırım alanı almışız! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Well, let's go home. | O zaman eve gidelim. O zaman eve gidelim! O zaman eve gidelim! O zaman eve gidelim! O zaman eve gidelim! O zaman eve gidelim! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| L.P.S at 300yds, no fires, two hour watches. | 270 metrelik alanı izleyin, ateş yok, iki saatlik nöbetler tutun. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateş yok, iki saat gözetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateş yok, iki saat gözetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateº yok, iki saat gözetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ates yok, iki saat gozetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateş yok, iki saat gözetim. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Let's assume the japs are watching right now, | Japonların bizi şu an izlediğini ve... Diyelim ki Japonlar şu an bizi izliyor, saldırmaya hazırlanıyorlar. Diyelim ki Japonlar şu an bizi izliyor, saldırmaya hazırlanıyorlar. Diyelim ki Japonlar ºu an bizi izliyor, saldirmaya hazirlaniyorlar. Diyelim ki Japonlar su an bizi izliyor, saldirmaya hazirlaniyorlar. Diyelim ki Japonlar şu an bizi izliyor, saldırmaya hazırlanıyorlar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Preparing to come at us. | ...üzerimize atlamaya hazırlandıklarını varsayalım. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Assume? | "Varsayalım" mı? Diyelim ki mi? Diyelim ki mi? Diyelim ki mi? Diyelim ki mi? Diyelim ki mi? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| They are. | Öyleler zaten! Öyleler zaten. Öyleler zaten. Öyleler zaten. oyleler zaten. Öyleler zaten. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Let the little yellow bastards come. | Bırakalım da gelsin küçük sarı piçler! Bırakın küçük sarı şerefsizleri, gelsinler! Bırakın küçük sarı şerefsizleri, gelsinler! Birakin küçük sari ºerefsizleri, gelsinler! Birakin kucuk sari serefsizleri, gelsinler! Bırakın küçük sarı şerefsizleri, gelsinler! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Jesus christ. Unbelievable. | Aman Tanrım! İnanılmaz! Aman Tanrım! İnanılmaz. Aman Tanrım! İnanılmaz. Aman Tanrim! inanilmaz. Aman Tanrim! Inanilmaz. Aman Tanrım! İnanılmaz. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Lord, can you imagine being on one of those ships? | Tanrım! Şu gemilerden birinde olduğunu hayal edebilir misin? Tanrım, o gemilerden birinde olduğunuzu hayal edebiliyor musunuz? Tanrım, o gemilerden birinde olduğunuzu hayal edebiliyor musunuz? Tanrim, o gemilerden birinde oldugunuzu hayal edebiliyor musunuz? Tanrim, o gemilerden birinde oldugunuzu hayal edebiliyor musunuz? Tanrım, o gemilerden birinde olduğunuzu hayal edebiliyor musunuz? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Looks like the 4th of July. | Kurtuluş Günü'ndeki gibi! 4 Temmuz gibi. 4 Temmuz gibi. 4 Temmuz gibi. 4 Temmuz gibi. 4 Temmuz gibi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Guys? 30 cal ammo. | Çocuklar, 30 kalibrelik mühimmat. Beyler? 30 kalibre cephane. Beyler? 30 kalibre cephane. Beyler? 30 kalibre cephane. Beyler? 30 kalibre cephane. Beyler? 30 kalibre cephane. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Thank you, thank you. | Sağ ol, sağ ol. Eyvallah, sağ ol. Eyvallah, sağ ol. Eyvallah, sag ol. Eyvallah, sag ol. Eyvallah, sağ ol. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Hope it was a fucking jap ship. It was it's gotta be. | Umarım o bir Japon gemisidir. "Umarım" mı? Öyle zaten. Umarım amcık Japonların gemisidir! Öyleydi. Öyle olmalı. Umarım amcık Japonların gemisidir! Öyleydi. Öyle olmalı. Umarim amcik Japonlarin gemisidir! Öyleydi. Öyle olmali. Umarim amcik Japonlarin gemisidir! oyleydi. oyle olmali. Umarım amcık Japonların gemisidir! Öyleydi. Öyle olmalı. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| That's admiral turner blowing the whole jap fleet | Amiral Turner tüm Japon donanmasını... Admiral Turner tüm Japon donanmasını kanalın derinliklerine gönderecek. Admiral Turner tüm Japon donanmasını kanalın derinliklerine gönderecek. Admiral Turner tüm Japon donanmasini kanalin derinliklerine gönderecek. Admiral Turner tum Japon donanmasini kanalin derinliklerine gonderecek. Admiral Turner tüm Japon donanmasını kanalın derinliklerine gönderecek. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| To the bottom of the channel. | ...kanalın dibine gömecek! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| I love your optimism. | İyimserliğine hayranım. İyimserliğine bayıldım. İyimserliğine bayıldım. iyimserligine bayildim. Iyimserligine bayildim. İyimserliğine bayıldım. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| oh, we're killin' 'em. | Gebertiyoruz hepsini. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Son of a bitch. Where's the navy? | Hassiktir! Donanma nerede? Hasiktir lan! Donanma nerede? Amına koyayım! Donanma nerede? Amina koyayim! Donanma nerede? Amina koyayim! Donanma nerede? Hasiktir lan! Donanma nerede? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Gone. | Yok oldu. Gitti. Gitti. Gitti. Gitti. Gitti. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| We lost four cruisers. Turner took everyone left | Dört tane kruvazör kaybettik. Turner geri kalanları alıp... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| And headed for open sea. | ...açık denize çıktı. ...açık denizlere doğru gitti. ...açık denizlere doğru gitti. ...açik denizlere dogru gitti. ...acik denizlere dogru gitti. ...açık denizlere doğru gitti. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| We're it for now. | Şimdilik durum bu. Şimdilik böyle. Şimdilik böyle. ºimdilik böyle. simdilik boyle. Şimdilik böyle. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| The elliot's with turner? | Elliot Turner'la birlikte mi? Elliot'lar Turner'ın yanında mı? Elliot'lar Turner'ın yanında mı? Elliot'lar Turner'in yaninda mi? Elliot'lar Turner'in yaninda mi? Elliot'lar Turner'ın yanında mı? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Zero crashed into heridship. | Zero onların bir gemisi ile çarpıştı. Zero geminin tam ortasına girdi. Zero geminin tam ortasına girdi. Zero geminin tam ortasina girdi. Zero geminin tam ortasina girdi. Zero geminin tam ortasına girdi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| They couldn't control the fire so they scuttled her. | Bizimkiler ateşlerini kontrol edemedi. Bu yüzden de onu batırdılar. Yangını kontrol edemediler, o yüzden batırdılar. Yangını kontrol edemediler, o yüzden batırdılar. Yangini konrol edemediler, o yüzden batirdilar. Yangini kontrol edemediler, o yuzden batirdilar. Yangını kontrol edemediler, o yüzden batırdılar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Bon voyage. | Selâmetle. İyi yolculuklar. İyi yolculuklar. iyi yolculuklar. Iyi yolculuklar. İyi yolculuklar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Yeah, well, she went down with half the battalion's ammo, | Tabur mühimmatının yarısı, tıbbi... Evet, kıta cephanesinin yarısı ile yemek ve... Evet, kıta cephanesinin yarısı ile yemek ve... Evet, kita cephanesinin yarisi ile yemek ve... Evet, kita cephanesinin yarisi ile yemek ve... Evet, kıta cephanesinin yarısı ile yemek ve... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Most of our grub and medical supplies | ...malzemelerin çoğu ve tuvalet kağıtlarımız ile birlikte sulara gömüldü. ...ilaçlarımızı ve tuvalet kağıdımızın... ...ilaçlarımızı ve tuvalet kağıdımızın... ...ilaçlarimizi ve tuvalet kagidimizin... ...ilaclarimizi ve tuvalet kagidimizin... ...ilaçlarımızı ve tuvalet kağıdımızın... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| And all our ass wipe. | ...tamamını da denize götürdü. ...tamamini da denize goturdu. ...tamamını da denize götürdü. ...tamamini da denize götürdü. ...tamamını da denize götürdü. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Let's dig in, marines! | Kazın bakalım, Denizciler! Haydi kazın denizciler! Haydi kazın denizciler! Haydi kazin denizciler! Haydi kazin denizciler! Haydi kazın denizciler! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Start diggin' in. | Kazmaya başla. Başla kazmaya! Başla kazmaya! Baºla kazmaya! Basla kazmaya! Başla kazmaya! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Here. Hey, phillips. | Al. Selam, Phillips. İşte. Baksana Phillips. İşte. Baksana Phillips. iºte. Baksana Phillips. Iste. Baksana Phillips. İşte. Baksana Phillips. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| It's jap wine left behind. | Japonlardan kalmış bir şarap. Japon şarabı kalmış. Japon şarabı kalmış. Japon ºarabi kalmiº. Japon sarabi kalmis. Japon şarabı kalmış. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| It's made out of donkey piss but it's not bad. | Eşek sidiğinden yapılmış gibi fakat çok da kötü değil. Eşek sidiğinden yapılmış ama o kadar kötü değil. Eşek sidiğinden yapılmış ama o kadar kötü değil. Eºek sidiginden yapilmiº ama o kadar kötü degil. Esek sidiginden yapilmis ama o kadar kotu degil. Eşek sidiğinden yapılmış ama o kadar kötü değil. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| The jap navy is right over the horizon, phillips. | Japon donanması ufukta, Philips. Japon donanması ufuktan bize bakıyor Phillips. Japon donanması ufuktan bize bakıyor Phillips. Japon donanmasi ufuktan bize bakiyor Phillips. Japon donanmasi ufuktan bize bakiyor Phillips. Japon donanması ufuktan bize bakıyor Phillips. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| If not now, then when? | Şimdi içmeyeceksen ne zaman içeceksin? Şimdi değilse ne zaman olacak? Şimdi değilse ne zaman olacak? ºimdi degilse ne zaman olacak? simdi degilse ne zaman olacak? Şimdi değilse ne zaman olacak? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| If you can't fight 'em drunk, don't fight 'em at all. | Onlarla sarhoş savaşamıyorsan hiç savaşma. Onlarla sarhoşken savaşamıyorsan, başka nasıl savaşacaksın? Onlarla sarhoşken savaşamıyorsan, başka nasıl savaşacaksın? Onlarla sarhoºken savaºamiyorsan, baºka nasil savaºacaksin? Onlarla sarhosken savasamiyorsan, baska nasil savasacaksin? Onlarla sarhoşken savaşamıyorsan, başka nasıl savaşacaksın? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| there you go. | İşte böyle. İşte bu kadar. İşte bu kadar. iºte bu kadar. Iste bu kadar. İşte bu kadar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Smoking lamps out! Pass it down! | Fenerleri çıkarın. Herkes birbirine söylesin! Sigara içmek serbest! Bu tarafa uzatın. Duman lambaları çıksın. Bu tarafa uzatın. Duman lambalari çiksin. Bu tarafa uzatin. Duman lambalari ciksin. Bu tarafa uzatin. Sigara içmek serbest! Bu tarafa uzatın. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Smoking lamps out. Smoking lamps out! | Fenerleri çıkarın. Fenerleri çıkarın. Sigara içmek serbest! Sigara içmek serbest! Duman lambaları çıksın. Duman lambaları çıksın. Duman lambalari çiksin. Duman lambalari çiksin. Duman lambalari ciksin. Duman lambalari ciksin. Sigara içmek serbest! Sigara içmek serbest! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Smoking lamps out. | Fenerleri çıkarın. Fenerleri çıkarın. Sigara içmek serbest! Duman lambaları çıksın. Duman lambalari çiksin. Duman lambalari ciksin. Sigara içmek serbest! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Smoking lamps out! | Sigara içmek serbest! Duman lambalari ciksin. Duman lambaları çıksın. Duman lambalari çiksin. Sigara içmek serbest! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| What what? Stay low! Stay low! | Ne var? Eğil! Eğil! Ne? Ne? Siperde kal! Siperde kal! Ne? Ne? Siperde kal! Siperde kal! Ne? Ne? Siperde kal! Siperde kal! Ne? Ne? Siperde kal! Siperde kal! Ne? Ne? Siperde kal! Siperde kal! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| They're just trying to spot our position so hold your fire. | Yerimizi belirlemeye çalışıyorlar o yüzden ateş etmeyin. Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar o yüzden ateş etmeyin. Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar o yüzden ateş etmeyin. Sadece yerimizi belirlemeye çaliºiyorlar o yüzden ateº etmeyin. Sadece yerimizi belirlemeye calisiyorlar o yuzden ates etmeyin. Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar o yüzden ateş etmeyin. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Hold your fire. They're just trying to spot our position. | Ateş etmeyin. Yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. Ateş etmeyin! Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. Ateş etmeyin! Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. Ateº etmeyin! Sadece yerimizi belirlemeye çaliºiyorlar. Ates etmeyin! Sadece yerimizi belirlemeye calisiyorlar. Ateş etmeyin! Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Hold your fire. | Ateş etmeyin. Ateş etmeyin! Ateş etmeyin! Ateº etmeyin! Ates etmeyin! Ateş etmeyin! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Keep your head down! | Başlarınızı aşağıda tutun. Başlar aşağıda kalsın! Başlar aşağıda kalsın! Baºlar aºagida kalsin! Baslar asagida kalsin! Başlar aşağıda kalsın! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| They're just trying to spot our position. | Yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. Sadece yerimizi belirlemeye çaliºiyorlar. Sadece yerimizi belirlemeye calisiyorlar. Sadece yerimizi belirlemeye çalışıyorlar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Jesus christ. | Aman Tanrım. Aman Tanrım! Aman Tanrım! Aman Tanrim! Aman Tanrim! Aman Tanrım! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| There are thousands of them. | Binlerce var! Binlerce var. Binlerce var lan. Binlerce var lan. Binlerce var lan. Binlerce var. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| The whole damn japanese empire. | Tüm Japon İmparatorluğu buraya gelmiş ulan! Bütün imparatorluk buraya gelmiş. Siktiğim imparatorluğun hepsi gelmiş. Siktigim imparatorlugun hepsi gelmiº. Siktigim imparatorlugun hepsi gelmis. Bütün imparatorluk buraya gelmiş. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| You four over here. | Siz dördünüz, bu tarafa! Dordunuz buraya gelin. Dördünüz buraya gelin. Dördünüz buraya gelin. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Coconut plantation used a cove about 10 miles up. | Hindistan cevizi tarlaları 16 km. kadar içeride. Hindistan cevizi tarlaları körfezin 16 kilometre ötesinde. Hindistan cevizi tarlaları körfezin 16 kilometre ötesinde. Hindistan cevizi tarlalari körfezin 16 kilometre ötesinde. Hindistan cevizi tarlalari korfezin 16 kilometre otesinde. Hindistan cevizi tarlaları körfezin 16 kilometre ötesinde. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| They're probably headed there. | Büyük ihtimalle oraya gelecekler. Muhtemelen oraya gidiyorlardır. Muhtemelen oraya gidiyorlardır. Muhtemelen oraya gidiyorlardir. Muhtemelen oraya gidiyorlardir. Muhtemelen oraya gidiyorlardır. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Don't get so comfortable in your holes. | Taşakları sermeyin. Siperlerinizde pek rahat durmayın. Siperlerinizde pek rahat durmayın. Siperlerinizde pek rahat durmayin. Siperlerinizde pek rahat durmayin. Siperlerinizde pek rahat durmayın. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Set in along here. Watch the opposite bank. | Buraya kurun. Kıyıyı görsün. Buraya kurun! Karşı kıyıyı izleyin! Buraya kurun! Karşı kıyıyı izleyin! Buraya kurun! Karºi kiyiyi izleyin! Buraya kurun! Karsi kiyiyi izleyin! Buraya kurun! Karşı kıyıyı izleyin! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Let's go put the hole right here. | Haydi. Namluyu bu tarafa. Hadi, buraya getir! Hadi, buraya getir! Hadi, buraya getir! Hadi, buraya getir! Hadi, buraya getir! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| That's good. Keep it coming. | Aferin. Devam edin. İşte böyle, bırak gelsin. İşte böyle, bırak gelsin. iºte böyle, birak gelsin. Iste boyle, birak gelsin. İşte böyle, bırak gelsin. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Keep going. | Devam. Devam et! Devam et! Devam et! Devam et! Devam et! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| "a" company made contact | Bir grup ile bağlantı kuruldu. A Bölüğü iletişim kurdu... A Bölüğü iletişim kurdu... A Bölügü iletiºim kurdu... A Bolugu iletisim kurdu... A Bölüğü iletişim kurdu... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Three miles east. | 4 km. doğuda. ...beş kilometre doğudan. ...beş kilometre doğudan. ...beº kilometre dogu. ...bes kilometre dogudan. ...beş kilometre doğudan. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Destroy any letters you have with any dates... | Üzerinde tarih veya adres yazan tüm kağıtları... Üzerinde tarih veya adres olan tüm mektupları yok edin! Üzerinde tarih veya adres olan tüm mektupları yok edin! Üzerinde tarih veya adres olan tüm mektuplari yok edin! uzerinde tarih veya adres olan tum mektuplari yok edin! Üzerinde tarih veya adres olan tüm mektupları yok edin! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Or addresses. | ...yok edin. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| We got movement! We got movement! | Hareket var! Hareket var! Hareket var, hareket var! Hareket var, hareket var! Hareket var, hareket var! Hareket var, hareket var! Hareket var, hareket var! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Hey, look look look! | Bak, bak! Bak, bak, bak! Hop, bak, bak, bak! Hop, bak, bak, bak! Hop, bak, bak, bak! Bak, bak, bak! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Get back to your positions! | Yerlerinize dönün. Yerlerinize dönün! Yerlerinize dönün! Yerlerinize dönün! Yerlerinize donun! Yerlerinize dönün! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Man: Hanging! Fire! | Ateş! Sabit. Ateş! Sabit. Ateş! Sabit. Ateº! Sabit. Ates! Sabit. Ateş! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| fire! | Ateş! Ateº! Ates! Ateş! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| They're flanking us! Stand back! | Etrafımızı sarıyorlar. Geri çekilin. Kanattan geliyorlar! Geri çekilin! Kanattan geliyorlar! Geri çekilin! Kanattan geliyorlar! Geri çekilin! Kanattan geliyorlar! Geri cekilin! Kanattan geliyorlar! Geri çekilin! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Oh, we gotta move! We gotta move! | Gitmemiz gerek! Gitmemiz gerek! Gitmemiz lazım! Gitmemiz lazım! Gitmemiz lazım! Gitmemiz lazım! Gitmemiz lazim! Gitmemiz lazim! Gitmemiz lazim! Gitmemiz lazim! Gitmemiz lazım! Gitmemiz lazım! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| We gotta move over to the left flank! | Sol kanada doğru ilerlememiz gerek. Sol kanada doğru geçmemiz lazım! Sol kanada doğru geçmemiz lazım! Sol kanada dogru geçmemiz lazim! Sol kanada dogru gecmemiz lazim! Sol kanada doğru geçmemiz lazım! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Stand back! | Geri çekilin. Geri çekilin! Geri çekilin! Geri çekilin! Geri cekilin! Geri çekilin! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Come on! | Haydi! Hadi! Hadi! Hadi! Hadi! Hadi! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Come on, just a few more yards! | Haydi! Yalnızca birkaç yüz metre daha. Hadi, birkaç metre kaldı. Hadi, birkaç metre kaldı. Hadi, birkaç metre kaldi. Hadi, birkac metre kaldi. Hadi, birkaç metre kaldı. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 |