Search
English Turkish Sentence Translations Page 168754
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Sister? All: Aww! | Kız kardeş mi? Kiz kardeº mi? Kiz kardes mi? Kız kardeş mi? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| "your sister and I went down to see the wreckage of a ship they sunk. | "Kız kardeşin ve ben batırdıkları geminin enkazını görmeye gittik. "Kız kardeşinle birlikte batırdıkları bir geminin enkazını görmeye gittik. "Kız kardeşinle birlikte batırdıkları bir geminin enkazını görmeye gittik. "Kiz kardeºinle birlikte batirdiklari bir geminin enkazini görmeye gittik." "Kiz kardesinle birlikte batirdiklari bir geminin enkazini gormeye gittik. "Kız kardeşinle birlikte batırdıkları bir geminin enkazını görmeye gittik. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| She's worried about you, of course, but I told her | "Senin için endişeleniyordu ve ben de ona senin gibi... Elbette senin için endişeleniyor, ama ona... Elbette senin için endişeleniyor, ama ona... "Elbette senin için endiºeleniyor, ama ona... Elbette senin icin endiseleniyor, ama ona... Elbette senin için endişeleniyor, ama ona... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| A greaser like yourself is too crafty for the japs. | "...bir yağcının Japonlar için fazla kurnaz olduğunu söyledim. ...senin gibi bir yaltakçının, Japonlara fazla kurnaz geleceğini söyledim. ...senin gibi bir yaltakçının, Japonlara fazla kurnaz geleceğini söyledim. ...senin gibi bir yaltakçinin, Japonlara fazla kurnaz gelecegini söyledim." ...senin gibi bir yaltakcinin, Japonlara fazla kurnaz gelecegini soyledim. ...senin gibi bir yaltakçının, Japonlara fazla kurnaz geleceğini söyledim. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Truth is, you're the lucky one, sid. | "Gerçek şu ki: Sen şanslı birisin, Sid. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| You'll never have that nagging thought | "Asla aileni, arkadaşlarını, ülkeni yüz üstü bıraktığın hissine kapılmayacaksın. Hiçbir zaman içinde, sürekli aileni, arkadaşlarını... Hiçbir zaman içinde, sürekli aileni, arkadaşlarını... "Hiçbir zaman içinde, sürekli aileni, arkadaºlarini... Hicbir zaman icinde, surekli aileni, arkadaslarini... Hiçbir zaman içinde, sürekli aileni, arkadaşlarını... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| And your country down. | ...düşünce olmayacak. ...dusunce olmayacak. ...düşünce olmayacak. ...düºünce olmayacak." ...düşünce olmayacak. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Because that's what I'm afraid of." | "Çünkü ben bu düşünceyle yanıp kavruluyorum." Benim korktuğum şey bu!" Benim korktuğum şey bu!" "Benim korktugum ºey bu!" Benim korktugum sey bu!" Benim korktuğum şey bu!" | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Gear up! Gun patrol, on your feet. | Kalkın! Nöbet yerlerinize, kalkın! Koşum takın! Silahlı devriye, kalkın! Koşum takın! Silahlı devriye, kalkın! Koºum takin! Silahli devriye, kalkin! Kosum takin! Silahli devriye, kalkin! Koşum takın! Silahlı devriye, kalkın! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Let's go. Men: All right, that's it. | Gidiyoruz. Pekâlâ. Tamam. Hadi gidelim. Tamam, bu kadar. Hadi gidelim. Tamam, bu kadar. Hadi gidelim. Tamam, bu kadar. Hadi gidelim. Tamam, bu kadar. Hadi gidelim. Tamam, bu kadar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Hey, finish it. | Bitir mektubu. Bitir mektubu! Hop, bitir! Hop, bitir! Hop, bitir! Bitir mektubu! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| "so I'll leave you knowing that like the poem says, | "O yüzden seni şiirlerin söyledikleri ile baş başa bırakıyorum. "Sözlerimi şairin söylediklerini bilerek bitiriyorum... "Sözlerimi şairin söylediklerini bilerek bitiriyorum... "Sözlerimi ºairin söylediklerini bilerek bitiriyorum... "Sozlerimi sairin soylediklerini bilerek bitiriyorum... "Sözlerimi şairin söylediklerini bilerek bitiriyorum... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| 'you're a better man than I am, gunga din.' | "Senden benden daha iyi bir adamsın, Gunga Din. 'Benden daha iyi bir adamsın. Gunga Din.' 'Benden daha iyi bir adamsın. Gunga Din.' 'Benden daha iyi bir adamsin. Gunga Din.' 'Benden daha iyi bir adamsin. Gunga Din.' 'Benden daha iyi bir adamsın. Gunga Din.' | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Your humble and obedient servant, eugene sledge." | "Nacizane itaatkâr uşağın; Eugene Sledge.'" Mütevazı ve sadık hizmetçin, Eugene Sledge." Mütevazı ve sadık hizmetçin, Eugene Sledge." "Mütevazi ve sadik hizmetçin, Eugene Sledge." Mutevazi ve sadik hizmetcin, Eugene Sledge." Mütevazı ve sadık hizmetçin, Eugene Sledge." | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| So your friend wants to be a marine? | Yani arkadaşın bir piyade mi olmak istiyordu? Yani arkadaşın da mı bir denizci olmak istiyordu? Yani arkadaşın da mı bir denizci olmak istiyordu? Yani arkadaºin da mi bir denizci olmak istiyordu? Yani arkadasin da mi bir denizci olmak istiyordu? Yani arkadaşın da mı bir denizci olmak istiyordu? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Yeah, but his father won't let him. He's got a heart murmur. | Evet. Fakat babası izin vermiyor. Kalbinde ritim bozukluğu var. Evet, ama babası izin vermedi. Kalbinde üfürüm hastalığı var. Evet, ama babası izin vermedi. Kalbinde üfürüm hastalığı var. Evet, ama babasi izin vermedi. Kalbinde bir ugultu var. Evet, ama babasi izin vermedi. Kalbinde ufurum hastaligi var. Evet, ama babası izin vermedi. Kalbinde üfürüm hastalığı var. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Ah, a murmuring heart. | Ritmi bozuk bir kalp. Uğuldayan bir kalp. Uğuldayan bir kalp. Uguldayan bir kalp. Uguldayan bir kalp. Uğuldayan bir kalp. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Hey, when's your birthday, sid? | Doğum günün ne zaman, Sid? Doğum günün ne zamandı peki Sid? Doğum günün ne zamandı peki Sid? Dogumgünün ne zamandi peki Sid? Dogum gunun ne zamandi peki Sid? Doğum günün ne zamandı peki Sid? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| It was a couple weeks ago. | Birkaç hafta önceydi. Birkaç hafta önce. Birkaç hafta önce. Birkaç hafta önce. Birkac hafta once. Birkaç hafta önce. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| How old are you? | Kaç yaşına bastın? Kaç yaşındasın? Kaç yaşındasın? Kaç yaºindasin? Kac yasindasin? Kaç yaşındasın? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| Happy birthday. | İyi ki doğdun. Mutlu yıllar. Mutlu yıllar. Mutlu yillar. Mutlu yillar. Mutlu yıllar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| * happy birthday to you * | Mutlu yıllar sana Mutlu yıllar sana... Mutlu yıllar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yıllar sana... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| * happy birthday, dear phillips * | Mutlu yıllar sevgili Phillips İyi ki doğdun sevgili Phillips... İyi ki doğdun sevgili Phillips... iyi ki dogdun sevgili Phillips... Iyi ki dogdun sevgili Phillips... İyi ki doğdun sevgili Phillips... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| * happy birthday to you. * | Mutlu yıllar sana Mutlu yıllar sana... Mutlu yıllar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yıllar sana... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| * how fucked are you now? * | Nasıl da sıçtın ama? Boku yedin mi şimdi? Boku yedin mi şimdi? Boku yedin mi ºimdi? Boku yedin mi simdi? Boku yedin mi şimdi? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| * how fucked are you now? * | Nasıl da sıçtın ama? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| * you're surely fucked now. * | Hakikaten sıçtın ama... Boku çok feci yedin şimdi. Boku çok feci yedin şimdi. Boku çok feci yedin ºimdi. Boku cok feci yedin simdi. Boku çok feci yedin şimdi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| <font color=" ffff00">Sync by honeybunny</font> <font color=" ffff00">www.addic7ed.com</font> | Çeviren: eşekherif. ceviren: esekherif. Çeviren: eºekherif. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 | 2010 | |
| There would be followed by 6 months of consecutive defeats. | Bunu da altı ay boyunca ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. Bunu da alti ay boyunca, ardi ardina gelen yenilgiler takip etti. Bunu da altı ay boyunca, ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. Bunu da alti ay boyunca, ardi ardina gelen yenilgiler takip etti. Bunu da altı ay boyunca ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-2 | 2010 | |
| Japanese troops captured most of Luzon Island | Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasinin cogunu ele gecirdi... Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasinin çogunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-2 | 2010 | |
| Here, the Japanese were rapidly building an air field. | İşte, Japonlar hızlıca bir hava sahası yapmaya çalışıyorlar... Burada, Japonlar hızlıca bir havaalanı inşa ediyorlar. Burada, Japonlar hızlıca bir hava alanı inşa ediyorlar. Burada, Japonlar hizlica bir hava alani inºa ediyorlar. Burada, Japonlar hizlica bir hava alani insa ediyorlar. Burada, Japonlar hızlıca bir havaalanı inşa ediyorlar. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-2 | 2010 | |
| Don't tell me I missed this thing. | Sakın bana bunu kaçırdığımı söylemeyin. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-2 | 2010 | |
| The Japanese have attacked Pearl Harbor, Hawaii by air, president Roosevelt has just announced. | Başkan Roosevelt, az önceki duyurusunda... Baskan Roosevelt'in az onceki duyurusu... Başkan Roosevelt'in az önceki duyurusu... Baºkan Roosevelt'in az önceki duyurusu... Başkan Roosevelt, az önceki duyurusunda... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| It marked the entrance in the World War II. | İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. Ikinci Dunya Savasi'na girisinin anahtari oldu. İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. ikinci Dünya Savaºi'na giriºinin anahtari oldu. İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Within half a year of Pearl Harbor, | Pearl Harbor'dan yarım sene kadar sonra... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yılda... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yılda... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yilda... Pearl Harbor'u takip eden bir bucuk yilda... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yılda... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| They could effectively choke off US supply lines to Australia. | ...Amerika'nın Avusturalya'daki olan erzak yollarını kesebilirler. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avusturalya'daki ikmal hatlarini etkili bir biçimde tikayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarini etkili bir bicimde tikayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Denying the United States a base from which to wage the rest of the war in the Pacific. | Amerika'yı savaşın geri kalan bölümünde... Birleşik Devletler’i, Pasifik'teki bu savaşın... Birleşik Devletler’i, Pasifik'teki bu savaşın... Birleºik Devletler'i, Pasifik'teki bu savaºin... Birlesik Devletler’i, Pasifik'teki bu savasin... Birleşik Devletler’i, Pasifik'teki bu savaşın... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| In August of 1942, almost 9 months after the attack on Pearl Harbor, | Ağustos 1942'de, Pearl Harbor saldırısından dokuz ay kadar sonra... 1942 Ağustosu'nda, Pearl Harbor Saldırısı'nın... 1942 Ağustos'unda, Pearl Harbor Saldırısı'nın... 1942 Agustos'unda, Pearl Harbor Saldirisi'nin... 1942 Agustos'unda, Pearl Harbor Saldirisi'nin... 1942 Ağustosu'nda, Pearl Harbor Saldırısı'nın... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| We have no concept that it was an important event. | Oraya çıkarma yapacağımız konusunda hiçbir bilgimiz yoktu. Bize karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti. Karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti bize. Karaya çikacagimiza dair hiçbir bilgi verilmemiºti bize. Karaya cikacagimiza dair hicbir bilgi verilmemisti bize. Bize karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| The main thing was to stay alive. | Bir süre de böyle devam etti. Amacımız hayatta kalmaktı. Amacımız hayatta kalmaktı. Amacimiz hayatta kalmakti. Amacimiz hayatta kalmakti. Amacımız hayatta kalmaktı. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| And I thought I'd pray instead. | ...bir dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| The uniform that you wear | Giydiğiniz üniforma... Giydiğiniz o üniforma... Giydiğiniz o üniforma... Giydiginiz o üniforma... Giydiginiz o uniforma... Giydiğiniz o üniforma... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Hong Kong and the Philippine Islands | ...Hong Kong ve Filipin adalarında da... ...Hong Kong ve Filipin Adaları'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adaları'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adalari'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adalari'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adaları'na da... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| The Pacific will be our theatre of war. | Savaşta bizim sahnemiz Pasifiktir. Pasifik, bizim savaş sahnemiz olacak. Pasifik, bizim savaş sahnemiz olacak. Pasifik, bizim savaº sahnemiz olacak. Pasifik, bizim savas sahnemiz olacak. Pasifik, bizim savaş sahnemiz olacak. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| You, the NCOs, | Sizler, Gönüllü Subaylar. Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| My brother John, you've been there, rough and ready for years. | Kardeşim John, yıllardır orada çarpışıyorsun. Kardeşim John, sen ortamı gördün, zordu ve yıllar aldı. Kardeşim John, sen ortamı gördün, zordu ve yıllar aldı. Kardeºim John, sen ortami gördün, zordu ve yillar aldi. Kardesim John, sen ortami gordun, zordu ve yillar aldi. Kardeşim John, sen ortamı gördün, zordu ve yıllar aldı. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Those are cannelloni for the guests! | O tatlılar misafirlerimiz için. O Cannoli'ler misafirler içindi! O Cannoli'ler misafirler içindi! O Cannoli'ler misafirler içindi! O Cannoli'ler misafirler icindi! O Cannoli'ler misafirler içindi! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Please have your tickets ready. | Lütfen biletlerinizi hazırlayın. Lütfen biletlerinizi hazırlayınız. Lütfen biletlerinizi hazırlayınız. Lütfen biletlerinizi hazirlayiniz. Lutfen biletlerinizi hazirlayiniz. Lütfen biletlerinizi hazırlayınız. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| In the Pacific Islands, in the Philippines, | ...Pasifik adalarında, Filipinlerde... ...Pasifik adalarında, Filipinler'de... ...Pasifik adalarında, Filipinler'de... ...Pasifik adalarinda, Filipinler'de... ...Pasifik adalarinda, Filipinler'de... ...Pasifik adalarında, Filipinler'de... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| In Malaya and the Dutch East Indies, | ...Malaya'da ve Hollanda kontrolündeki adalarda... ...Malaya'da Hollanda Endonezyası'nda... ...Malaya'da Hollanda Endonezyası'nda... ...Malaya'da Hollanda Endonezyasi'nda... ...Malaya'da Hollanda Endonezyasi'nda... ...Malaya'da Hollanda Endonezyası'nda... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Get your plates out. Get your plates out. | Tabaklarınızı getirin. Tabaklarınızı getirin. Tabaklarinizi getirin. Tabaklarinizi getirin. Tabaklarinizi getirin. Tabaklarinizi getirin. Tabaklarınızı getirin. Tabaklarınızı getirin. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Alot of Marines to feed! Move move move! | Daha yemek yiyecek bir sürü asker var, yürüyün, yürüyün! Beslenecek bir sürü asker var! Yürü, yürü, yürü! Beslenecek bir sürü asker var! Yürü, yürü, yürü! Beslenecek bir sürü asker var! Yürü, yürü, yürü! Beslenecek bir suru asker var! Yuru, yuru, yuru! Beslenecek bir sürü asker var! Yürü, yürü, yürü! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| LP's at 300yds, no fires, two hour watches. | 270 metrelik alanı izleyin, ateş yok, iki saatlik nöbetler tutun. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateş yok, iki saat gözetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateş yok, iki saat gözetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateº yok, iki saat gözetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ates yok, iki saat gozetim. 300 metrede dinleme istasyonu var, ateş yok, iki saat gözetim. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Zero crashed into her midships. | Zero onların bir gemisi ile çarpıştı. Zero geminin tam ortasına girdi. Zero geminin tam ortasına girdi. Zero geminin tam ortasina girdi. Zero geminin tam ortasina girdi. Zero geminin tam ortasına girdi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| "Dear Sid, I hope this gets to you before your birthday. | "Sevgili Sid, umarım mektubum sana doğum gününden önce ulaşır. "Sevgili Sid, umarım bu sana doğum gününden önce ulaşır. "Sevgili Sid, umarım bu sana doğum gününden önce ulaşır. "Sevgili Sid, umarim bu sana dogum gününden önce ulaºir." "Sevgili Sid, umarim bu sana dogum gununden once ulasir. "Sevgili Sid, umarım bu sana doğum gününden önce ulaşır. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| ♪ Happy Birthday to you ♪ | Mutlu yıllar sana Mutlu yıllar sana... Mutlu yıllar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yıllar sana... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| ♪ Happy Birthday to you ♪ | Mutlu yıllar sana | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| ♪ happy birthday, Dear Phillips ♪ | Mutlu yıllar sevgili Phillips İyi ki doğdun sevgili Phillips... İyi ki doğdun sevgili Phillips... iyi ki dogdun sevgili Phillips... Iyi ki dogdun sevgili Phillips... İyi ki doğdun sevgili Phillips... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| ♪ Happy Birthday to you. ♪ | Mutlu yıllar sana Mutlu yıllar sana... Mutlu yıllar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yillar sana... Mutlu yıllar sana... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| ♪ how fucked are you now? ♪ | Nasıl da sıçtın ama? Boku yedin mi şimdi? Boku yedin mi şimdi? Boku yedin mi ºimdi? Boku yedin mi simdi? Boku yedin mi şimdi? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| ♪ how fucked are you now? ♪ | Nasıl da sıçtın ama? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| ♪ you're surely fucked now. ♪ | Hakikaten sıçtın ama... Boku çok feci yedin şimdi. Boku çok feci yedin şimdi. Boku çok feci yedin ºimdi. Boku cok feci yedin simdi. Boku çok feci yedin şimdi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-4 | 2010 | |
| Yesterday, December 7th,1941, | Dün, 7 Aralık... Dun, 7 Aralik... Dün, 7 Aralık... Dün, 7 Aralik... Dün, 7 Aralık... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| The United States of America was suddenly and deliberately attacked. | Amerika Birleşik Devletleri, aniden ve istemli olarak saldırıya uğramıştır. Amerika Birlesik Devletleri, aniden ve kasten saldiriya ugramistir. Amerika Birleşik Devletleri, aniden ve kasten saldırıya uğramıştır. Amerika Birleºik Devletleri, aniden ve kasten saldiriya ugramiºtir. Amerika Birleşik Devletleri, aniden ve istemli olarak saldırıya uğramıştır. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| December 7th, 1941. | 7 Aralık 1941. 7 Aralik 1941. 7 Aralık 1941. 7 Aralik 1941. 7 Aralık 1941. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| It marked an entrance into World War II. | İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. Ikinci Dunya Savasi'na girisinin anahtari oldu. İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. ikinci Dünya Savaºi'na giriºinin anahtari oldu. İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| It would be followed by 6 months of consecutive defeats. | Bunu da altı ay boyunca ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. Bunu da alti ay boyunca, ardi ardina gelen yenilgiler takip etti. Bunu da altı ay boyunca, ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. Bunu da alti ay boyunca, ardi ardina gelen yenilgiler takip etti. Bunu da altı ay boyunca ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Wake fell to the enemy. Guam was quickly engulfed by the Japanese. | Wake Adası kaybedildi. Guam bir çırpıda Japonlara boyun eğdi. Wake Adasi kaybedildi. Guam bir cirpida Japonlara boyun egdi. Wake Adası kaybedildi. Guam bir çırpıda Japonlara boyun eğdi. Wake Adasi kaybedildi. Guam bir çirpida Japonlara boyun egdi. Wake Adası kaybedildi. Guam bir çırpıda Japonlara boyun eğdi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Japanese troops captured most of Luzon Island, | Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasinin cogunu ele gecirdi... Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasinin çogunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| and were pressing the assault on the rest of the Phillipinnes. | ...ve Filipinler'in kalanı için de saldırmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalani icin de saldirmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalanı için de saldırmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalani için de saldirmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalanı için de saldırmaya devam ediyor. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Their reach extending all the way down to a small remote island in the South Pacific, | Güney Pasifik'in uzağındaki küçük bir adaya kadar ilerlediler. Genişlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmişti. Genişlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmişti. Geniºlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmiºti. Genislemeleri Guney Pasifik'teki kucuk bir adaya kadar gelmisti. Genişlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmişti. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| they could effectively choke off US supply lines to Australia, | ...Amerika'nın Avusturalya'daki olan erzak yollarını kesebilirler. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avusturalya'daki ikmal hatlarini etkili bir biçimde tikayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarini etkili bir bicimde tikayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| the 1st Marine Division shipped out from New Zealand. | ...Yeni Zelanda'ya ilk piyade birliği indirildi... ...1 Denizci Birliği, İkinci Dünya Savaşı'ndaki... ...ilk denizci tümeni, İkinci Dünya Savaşı'ndaki... ...ilk denizci tümeni, ikinci Dünya Savaºi'ndaki... ...ilk denizci tumeni, Ikinci Dunya Savasi'ndaki... ...1 Denizci Birliği, İkinci Dünya Savaşı'ndaki... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| We were never told that we were going into combat. | Bize savaşa gideceğimiz hiç söylenmemişti. Kimse bize çarpışmaya gittiğimizi söylemedi. Kimse bize çarpışmaya gittiğimizi söylemedi. Kimse bize çarpiºmaya gittigimizi söylemedi. Kimse bize carpismaya gittigimizi soylemedi. Kimse bize çarpışmaya gittiğimizi söylemedi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| They told us that we were going to a... | Bize Japonların elinde bulunan... Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adında bir adaya gittiğimiz söylendi. Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adında bir adaya gittiğimiz söylendi. Bize Japonya hakimiyetindeki, Guadalcanal adinda bir adaya gittigimiz söylendi. Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adinda bir adaya gittigimiz soylendi. Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adında bir adaya gittiğimiz söylendi. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| I tell you what, it scares me today, and that's been 60 or 70 years ago. | Üzerinden 60 70 yıl geçse dahi hala beni korkutuyor. Bak ne diyeceğim, 60 70 yıl geçmesine rağmen, bugün bile korkutuyor beni. Bak ne diyeceğim, 60 70 yıl geçmesine rağmen, bugün bile korkutuyor beni. Bak ne diyecegim, 60 70 yil geçmesine ragmen, bugün bile korkutuyor beni. Bak ne diyecegim, 60 70 yil gecmesine ragmen, bugun bile korkutuyor beni. Bak ne diyeceğim, 60 70 yıl geçmesine rağmen, bugün bile korkutuyor beni. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| We had no concept that it was an important event. | Oraya çıkarma yapacağımız konusunda hiçbir bilgimiz yoktu. Bize karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti. Karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti bize. Karaya çikacagimiza dair hiçbir bilgi verilmemiºti bize. Karaya cikacagimiza dair hicbir bilgi verilmemisti bize. Bize karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| We had no idea that we were in the forefront of all of this. | Oraya gidip görene kadar bunların hiçbirinden haberimiz yoktu. Tüm savaşın ön safında olacağımızı hiç bilmiyorduk. Tüm savaşın ön safında olacağımızı hiç bilmiyorduk. Tüm savaºin ön safinda olacagimizi hiç bilmiyorduk. Tum savasin on safinda olacagimizi hic bilmiyorduk. Tüm savaşın ön safında olacağımızı hiç bilmiyorduk. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Oh, yeah. Attention on deck! | Aynen. Dikkat! Hem de nasıl! Hazır ol! Hem de nasıl! Dikkat! Hem de nasil! Hazir ol! Hem de nasil! Dikkat! Hem de nasıl! Hazır ol! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| in Pearl Harbor, Hawaii. | Hawaii, Pearl Harbor'da. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| in places called Guam, Wake, | ...Guam, Wake, Malakka Yarımadası... ...Guam, Wake, Malakka Yarimadasi... ...Guam, Wake, Malakka Yarımadası... ...Guam, Wake, Malakka Yarimadasi... ...Guam, Wake, Malakka Yarımadası... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Hong Kong, The Philippine Islands | ...Hong Kong ve Filipin adalarında da... ...Hong Kong ve Filipin Adaları'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adaları'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adalari'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adalari'na da... ...Hong Kong ve Filipin Adaları'na da... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| were also attacked by the Army, Air Force, | ...ordumuza karşı, Japon İmparatorluğu tarafından... ...aynı şekilde Japonya İmparatorluğu'nun... ...aynı şekilde Japonya İmparatorluğu'nun... ...ayni ºekilde Japonya imparatorlugu'nun... ...ayni sekilde Japonya Imparatorlugu'nun... ...aynı şekilde Japonya İmparatorluğu'nun... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| with death from the air, land, and sea. | ...olum ile birlikte de ellerinde tutmakta ciddiler. ...ölüm ile birlikte de ellerinde tutmakta ciddiler. ...ölüm ile birlikte de ellerinde tutmakta ciddiler. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| You non commissioned officers, | Siz astsubaylar... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| You, the NCO's, | Sizler, Gönüllü Subaylar. Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... Siz astsubaylar... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| with the chevrons on your sleeves, and the instincts in your guts, | Sizlerin kolundaki şeritler, içinizdeki yetenek... ...kolunuzda nişanlarınızla ve içinize doğanlarla... ...kolunuzda nişanlarınızla ve içinize doğanlarla... ...kolunuzda niºanlarinizla ve içinize doganlarla... ...kolunuzda nisanlarinizla ve icinize doganlarla... ...kolunuzda nişanlarınızla ve içinize doğanlarla... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Angelo? Angelo? | Angelo? Angelo? | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Get in here. Come on, come on, come on. | Girin haydi. Haydi, haydi. Geçin içeri. Hadi, hadi! Geçin içeri. Hadi, hadi! Geçin içeri. Hadi, hadi! Gecin iceri. Hadi, hadi! Geçin içeri. Hadi, hadi! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| This is J.P. And Manny! Hey! | Arkadaşlarım, J.P ve Manny! Selam! J.P. ile Manny geldi. Merhaba. J.P. ile Manny geldi. Merhaba. J.P. ile Manny geldi. Merhaba. J.P. ile Manny geldi. Merhaba. J.P. ile Manny geldi. Merhaba. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Salute. Salute. | Şerefe! Şerefe. Şerefe! Şerefe! Şerefe! Şerefe! ºerefe! ºerefe! serefe! serefe! Şerefe! Şerefe! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Those cannoli are for the guests! | O tatlılar misafirlerimiz için. O Cannoli'ler misafirler içindi! O Cannoli'ler misafirler içindi! O Cannoli'ler misafirler içindi! O Cannoli'ler misafirler icindi! O Cannoli'ler misafirler içindi! | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Bus 101 to Rochester leaves in 20 minutes. | Rochester'a giden otobüs 20 dakika sonra kalkacaktır. Rochester otobüsü 20 dakikaya kalkıyor. Rochester otobüsü 20 dakikaya kalkıyor. Rochester otobüsü 20 dakikaya kalkiyor. Rochester otobusu 20 dakikaya kalkiyor. Rochester otobüsü 20 dakikaya kalkıyor. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Son... | Evlat... Oğlum... Oğlum... Oglum... Oglum... Oğlum... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Eugene, I...I'm sorry. | Eugene, üzgünüm. Eugene, uzgunum. Eugene, üzgünüm. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| At Pearl Harbor, | Pearl Harbor'da... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| in the Pacific islands, in the Philippines, | ...Pasifik adalarında, Filipinlerde... ...Pasifik adalarında, Filipinler'de... ...Pasifik adalarında, Filipinler'de... ...Pasifik adalarinda, Filipinler'de... ...Pasifik adalarinda, Filipinler'de... ...Pasifik adalarında, Filipinler'de... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| they must now know that the stakes are mortal. | ...artık ölüm riskini bilmeleri gerekiyor. ...insanlar menfaat uğruna insan öldürüldüğünü bilmeli. ...insanlar menfaat uğruna insan öldürüldüğünü bilmeli. ...insanlar menfaat ugruna insan öldürüldügünü bilmeli. ...insanlar menfaat ugruna insan olduruldugunu bilmeli. ...insanlar menfaat uğruna insan öldürüldüğünü bilmeli. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| I'm on the 6:00 AM train to Atlanta. | Sabah 6'da, Atalanta'ya giden bir trende olacağım. Atlanta'ya giden sabah altı trenindeyim. Atlanta'ya giden sabah altı trenindeyim. Atlanta'ya giden sabah alti trenindeyim. Atlanta'ya giden sabah alti trenindeyim. Atlanta'ya giden sabah altı trenindeyim. | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 | |
| Thank you, Gene, but I didn't... | Teşekkürler, Gene, fakat alamam... Teşekkür ederim Gene, ama bunu... Teşekkür ederim Gene, ama bunu... Teºekkür ederim Gene, ama bunu... Tesekkur ederim Gene, ama bunu... Teşekkür ederim Gene, ama bunu... | The Pacific Guadalcanal/Leckie-5 | 2010 |